Uçaklar Eksik Parça ve Arızalı Sistemlerle Uçabilir mi?

Bir yolcunun, bindiği uçaktaki bir arıza ya da problemi fark etmesi nedeniyle uçuşun iptal edilmesi, çok sık rastlanan bir durum değil. Ama geçtiğimiz günlerde İngiltere’de böyle bir olay yaşandı. Peki yolcu gerçekten uçaktaki hayati bir arızayı mı fark etti? Her yolcu, uçakta kendi teknik tespitlerini her zaman söylemeli mi? Uçuşun iptal edilmesi için bir yolcunun beyanı yeterli mi? Uçaklar, bazı eksik parçaları ya da arızalı sistemleriyle uçmaya devam edebilir mi? 

15 Ocak 2024 Pazartesi günü, Virgin Atlantic Havayolları’nın VS127 sefer sayılı Manchester (MAN) – New York (JFK) uçuşu için yolcular, 13 yaşındaki Airbus A330-300 (G-VGEN) uçağına bindi.

Kalkışa kısa bir süre kala, yolculardan biri, kabin ekibine, uçağın kanadında bir sorun olduğunu söyledi. Kanat üzerinde, yan yana dizilmiş onlarca cıvata benzeri bağlantı parçasından dördü eksik görünüyordu. Kabin ekibi, 41 yaşındaki Phil Hardy isimli yolcuya, herhangi bir sorun yok, her şey kontrol altında, size öyle geliyor demek yerine, durumu kokpite bildirdi; uçağa bakım personeli çağrıldı. Uçakta gerekli kontrol ve onarımların yapılabilmesi için “ihtiyati tedbir” olarak uçuş iptal edildi.

Havayolu, olayın ardından resmi açıklama yaptı. Yolcuların ve mürettebatın emniyetinin kendileri için her zaman en büyük öncelik olduğunu ve bu noktada hiçbir zaman taviz vermeyecekleri belirtildi. Her zaman endüstrideki emniyet standartlarının çok üzerinde hassasiyetle çalıştıklarına vurgu yapıldı. Uçağın tekrar hizmete döndüğü bildirilirken; gecikmeden dolayı yolculardan özür dilendi…

Uçuşun İptal Edilmesini Gerektiren Sorun Neydi?

Olayın iç yüzü sonradan anlaşıldı. Kanat üzerindeki dört civatası eksik panel, uçağın aerodinamik performansını artırmak için kullanılan ikincil yapısal parçalardan biriydi. Bu panellerin her birinin 119 bağlantı elemanı olduğu için, 4 civatanın eksikliği, kanadın yapısal bütünlüğü, üreteceği taşıma kuvveti ve aerodinamik performansı üzerinde herhangi bir olumsuz etki yaratmıyordu. Yani uçağın bu şekilde uçmasında bir sakınca yoktu. Ama tedbir olarak, uçuş iptal edildiği için, eksta kontroller yapıldı ve eksik bağlantı parçaları tamamlandı.

Phil Hardy, görevliler tarafından kendisine defalarca bir sorun olmadığı söylenmesine rağmen ikna olmadı. Geçtiğimiz haftalarda Alaska Havayolları’nın Boeing 737 MAX-9 uçağının havada acil çıkış kapısının kopmasının korkularını artırdığını söylüyor.

Her Yolcu Uçuşu İptal Ettirebilir mi?

Bu olayın en önemli detaylarından biri, yolcunun sözüne istinaden uçuşun iptal edilmesi. Bu durumu fark eden kişi, görev dışı seyahat eden bir pilot ya da mühendis değildi. Sıradan bir yolcuydu. Yolcunun bu bilgiyipaylaştığı kabin görevlisi bunun kokpit ekibiyle paylaşmaya değecek kadar önemli olduğuna nasıl karar verdi? Bunu bilmiyoruz.

Yani bundan böyle her yolcu, uçakta her türlü tespit ve gözlemini kabin ekibiyle paylaşıp, uçuşun iptal edilmesini mi talep edecek? Uçağın nasıl çalıştığını bile bilmeyen birinin, bu tip tespitler yapması ve buna göre aksiyon alınması oldukça tehlikeli bir durum. Havayollarının emniyet açısından her şeyin uygun olduğunu kontrol ettikleri, oldukça kapsamlı check-listleri var. Referansın alınması gereken bu olmalı.

Her Uçakta Eksik Parçalar Olabilir!

Gelelim ‘uçaklar eksik parça ve arızalı sistemleriyle uçabilir mi?’ sorusuna… Öncelikle şunu söyleyelim. Sizin son uçuşunuzda bindiğiniz uçakta da muhtemelen bir yerlerde birkaç vida eksikti ve bazı sistemleri çalışmıyordu. Hatta bir sonraki uçuşta bineceğiniz uçakta da öyle olacak. Ama bu sizi panikletmesin.

Uçaklar oldukça karmaşık bir yapıya sahip ve bakım sırasında, bazı parça ve sistemler bozulması beklemeden değiştiriliyor. Her sistemin her uçuşta çalışır durumda olması da gerekmiyor. Eğer böyle bir ısrar söz konusu olsa, tüm havacılık endüstrisi felç olabilirdi. O yüzden bu duruma uygun bir çözüm olarak, belirli bileşenleri eksik olduğunda bile, uçakların uçmaya devam etmelerine izin veriliyor.

Uçakların Minimum Ekipman Listesi (MEL) Nedir?

“Minimum Ekipman Listesi” ya da kısa adıyla MEL, uçakta bulunması yararlı ancak gerekli olmayan sistemlerin, parça ve ekipmanların kategorize edildiği bir liste olarak özetlenebilir. MEL adı verilen teknik dokümanda, çalışmayan, eksik, bozuk ya da arızalı olan hangi parçaların uçağın uçmasına engel olmayacağının detayları, net bir şekilde açıklanıyor…

MEL, uçakta yerleşik tüm sistemleri ele alıyor; herhangi bir sistem bozukken uçuş için kısıtlama olup olmadığını anlatıyor. Bazen uçakta birden fazla sistem bozuk olabiliyor. MEL, bozuk sistemlerin birbirini etkileyip etkilemediğini de söylüyor.

Uçakta motor olmazsa uçamazsınız. Ama her parça veya her sistem, motor kadar önemli değil. Çoğu yedek amaçlı, ikincil hatta üçüncül derecede önemli diyebiliriz.

Yani titiz mühendislik hesaplamaları ve çok iyi tanımlanmış toleranslar sayesinde, uçakta birkaç vida eksik olsa bile emniyetli bir uçuş mümkün. İşin püf noktası, kaç tane vidanın eksik olduğu, bu vidaların neyi desteklediği ve kaçının kaybolabileceğini bilmekten geçiyor.

Zamanla uçak üzerindeki vida, cıvata gibi bağlantı parçaları yerinden çıkabilir. Çünkü uçaklar aynı gün içinde pek çok kez iniş kalkış yapıp, farklı coğrafyalara uçuyor, saatler boyunca olağanüstü bir gerilime maruz kalıyor,türbülansa giriyor ve daha pek çok şey yaşıyor. Bu yüzden, uçakta bazı cıvatalar eksikken uçmaya devam etmek son derece normal. Ama eksik cıvataların izin verdiği toleransları çok iyi bilmek kaydıyla.

MEL, yaşanan olayda, kanadın o bölümünde kaç tane vida olması gerektiğini söylemiyor. Ama bakım ekipleri, bu detayları da içeren başka teknik dokümanlara da sahip. X bileşeninde Y sayıda vidaya ihtiyacınız var. Bu vidaların da yan yana Z’den fazlası eksik olamaz şeklinde ibareler üzerinden, teknik değerlendirme yapılarak, uçağın uçuşa elverişli olup olmadığı belirleniyor.

Uçaktaki her detay çok önemli ama bazı bileşenler, devre dışı veya eksik olsa bile uçağın emniyetli şekilde uçmasına engel değil… Kısacası havacılık, yaratıcılığını burada da ortaya koyuyor.

Minimum Ekipman Listesi’nde (MEL) Hangi Bilgiler Yer Alır?

Mesela bir örnek verelim. Uçağın yerden ne kadar yüksekte olduğunu altimetre ile ölçüyoruz. Ama radar altimetre diye farklı bir sistem var. Uçak 2500 ft altına indiğinde devreye giriyor. Uçaktan radyo dalgaları gönderip, bu dalgaların yere çarpıp geldiği süre üzerinden, uçağın irtifasını ölçüyor.

Boeing 737’de iki radar altimetre var. MEL, Boeing 737’nin uçmaya devam etmesi için 2 radar altimetreden birinin çalışır durumda olması gerektiğini söylüyor.

MEL, aynı zamanda bu durumda geçerli olan belirli kısıtlamaları da listeliyor. Örneğin, radar altimetrelerinden biri çalışmıyorsa, uçağın varış noktasındaki hava durumu tahminlerinin, belirli bir derecenin üzerinde olmasını istiyor olabilir. Çünkü bazen aletli yaklaşma yaparken, her iki radar altimetresinin de kullanılması gerekebiliyor.

Bir başka örnek: MEL, kanatlardaki buzlanma önleyici sistemlerin devre dışı kalması halinde, uçağınızın hangi koşullarda uçmaya devam edebileceğinin detaylarını paylaşır.

MEL’de “2 tane olmalı ve 2’si de gerekli” şeklinde tanımlanan pek çok sistem var. Ama olmasa da olur kategorisindeki MEL öğeleri, “buna sahip olmak güzeldir ancak gerekli değildir” şeklinde yorumlanabilir.

Yani uçaklar, belirli unsurları eksik olsa bile, toleransları kesin olarak tanımlanmak şartıyla uçmaya devam edebilir. Çünkü havacılık emniyeti, mühendislik hesaplarıyla belirlenen kesin toleransların bir ürünüdür.

Minimum Ekipman Listesi (MEL) Nasıl Oluşturuluyor?

MEL nasıl belirleniyor. Kısaca bundan da bahsedeyim. Uçağın üreticisinde görev yapan mühendisler, bazı sistemler çalışmadığında, bazı parçalar eksik veya arızalıyken, riski artırmadan uçağın uçurulabileceğisenaryolar tasarlıyor. Bunlar test edilip, onaylanıyor. Ortaya o uçakla ilgili Master Minimum Ekipman Listesi çıkıyor. Bu doküman, uçakla beraber, uçağın sahibine veriliyor. Uçağı alan havayolu veya operatör, Master Minimum Ekipman Listesi üzerinden, kendi operasyonel koşullarına göre, sadece kendisini bağlayan bir Minimum Ekipman Listesi oluşturuyor. Operasyonlarındaki kararlar için kendi MEL’ine bakıyor. Tahmin edebileceğiniz gibi MMEL ile MEL maddelerinin birbiriyle çelişmiyor olması gerekiyor.

Peki Virgin Atlantic, uçuşu neden iptal etti derseniz. Bir çok sebebi olabilir. Ama her ne olursa olsun, yolcuların kitlesel halde paniklemeye başladığı senaryolarda, mekanik sorunlar görmezden gelinip, insanlarla ilgili sorunlara odaklanmaya başlanabiliyor. Bir de son dönemde uçaklarda üst üste yaşanan olayların, insanların psikolojisi üzerinde bıraktığı etki de bunun sebebi olarak gösterilebilir. İşin içinde olsun veya olmasın, bilen bilmeyen herkes, uçaklarda yaşanan olayları ve sorunları sosyal medya üzerinden gözümüze soktuğu için, hem insanlar yanlış bilgileniyor hem de uçaklara dair bir güven sorunu oluşuyor.

adbanner