İniş takımları açılmadan veya başka bir deyişle gövde üzerine yapılan inişler, sık rastlanılan durumlar olmasa da yine de havacılığın bir parçası. Havacılık tarihinde yaşanan bazı sansasyonel gövde üzerine iniş olaylarına yakından bakalım.
Gövde üzerine iniş, bir uçağın iniş takımları tamamen açılmadan inmek zorunda kaldığı ve gövdenin alt kısmının pist ile temas etmek zorunda kalındığı durumları ifade ediyor. Bu tip olaylar, iniş takımlarındaki herhangi bir arıza veya pilot hatası nedeniyle meydana gelebilir.
Uçağın savrulma veya alev alma riski taşıyor olması nedeniyle, gövde üzeri iniş gerçekleştirmek zorunda kalındığında, pilotların aşırı hassasiyet göstermeleri gerekiyor. Kuvvetli yan rüzgarlar, düşük görüş veya uçakta başka yapısal hasarlar varsa, gövde üzeri iniş manevrası daha da zorlaşabilir. Ancak tüm bu olumsuz senaryoya rağmen, dikkatli bir şekilde inilmeye çalışılırsa, kimseye bir şey olmadan ucuz atlatabilmek mümkün.
Bugüne kadar yaşanan en ünlü ve sansasyonel gövde üzeri iniş örneklerinin başrolünde yer alan uçak tipleri Avro Anson, Tupolev Tu-154 ve Boeing 767 oldu.
Avro Anson havada çarpıştı
29 Eylül 1940’ta, çift motorlu iki Avro Anson uçağı, Avustralya’nın, Brocklesby kasabası üzerinde uçarken, havada bir kazaya karıştı. Çarpışmanın ardından uçaklardan biri, diğerinin üzerine oturdu ve iki uçak adeta bir bütün halini aldı. Üstteki uçağın her iki motoru da çalışmıyordu. Ancak alttaki uçak hala tam güç ile uçuyordu.
Alttaki Anson uçağındaki pilot paraşütle atladı. Üst Anson’daki pilot, aileron ve flaplarını kullanarak uçuşa devam edebileceğini düşündü. Bir at çiftliğine, gövde üzeri başarılı bir iniş yapana kadar, iki uçakla yaklaşık 5 mil (8 km) boyunca uçuşu sürdürdü.
Macar Havayolu Malév 2002’de İndi!
4 Temmuz 2000’de 262 sefer sayılı uçuşta Budapeşte Ferenc Liszt Uluslararası Havalimanı’ndan (BUD) Yunanistan’ın Selanik Havalimanı’na (SKG) gitmek üzere havalanan Malév Hungarian Airlines’a ait Tupolev Tu-154, gövde üzeri iniş yapmak zorunda kaldı. Havayolu genellikle bu rotada Boeing 737-300 ile uçuyordu. Ancak o gün çeşitli aksaklıklar nedeniyle, sefere Tupolev Tu-154 tipi uçak verildi.
Son yaklaşmada, dağların üzerinden alçalan uçağın, yere yakınlık uyarı sistemi (GPWS) devreye girerek, pilotları uçağın irtifasının gereğinden daha düşük olduğu konusunda uyardı. Görüş mükemmele yakın ve sistemin sesli uyarıları rahatsız edici olduğu için pilotlar sistemi kapattı. Uçak iniş için sıraya girerken, kaptan pilot, bir Boeing 757’nin pistte kalkış için beklemekte olduğunu fark etti. Bu yüzden iniş takımlarını açmadan, pas geçmeye karar verdi.
O esnada Boeing 757, kalkış için pistte hızlanmaya başlayınca, Macar havayolunun pilotu pas geçme fikrini değiştirdi ve inmeye karar verdi. Ancak sorun, uçağın iniş takımlarını açmayı unutmuş olmasıydı. Yerdeki bir pilot arkadaşı durumu fark etti ve telsiz aracılığıyla, “Dönüp, pas geçmesini!” söyledi. Tupolev’in pilotu durumu anladı ve inişi iptal etmek için uçağa tam takat verdi.
Buna rağmen, uçağın motorları, bu ani karara tepki vermek için çok yavaştı. Uçak saatte 190 mil hızla piste çarptı ve bir kez daha havalanamadan yaklaşık 2.130 ft savruldı. Yeniden kalkışın ardından, 3.000 feet’e tırmanırken, iniş takımları başarıyla açıldı. Ancak uçağın Budapeşte’ye dönüş uçuşu için gerekli yakıtla dolu olması ve ölümcül bir kaza yaşanmasından endişe edildi. Neyse ki, Tupolev’in iniş takımlarının girdiği yuvalar, ilk iniş sırasında uçağın altını koruyan bir kızak gibi davranmıştı.
2011’de LOT Polish’in 767’si Gövde Üzerine İndi!
1 Kasım 2011’de, LOT Polish Havayolları’nın 16 sefer sayılı uçuşu, New Jersey Newark Liberty Uluslararası Havalimanı’ndan (EWR) Varşova Chopin Havalimanı’na (WAW) yapılıyordu. Kalkıştan 30 dakika sonra mürettebat, 767-300’lerin merkez hidrolik sisteminin arızalı olduğuna dair bir uyarı aldı. Newark’a dönmek yerine, Polonya’ya devam etme ve yakıtı boşaltmak yerine yakma yolda harcama kararı alındı.
Ancak inişe geçildiğinde, iniş takımları açılmadı. Boeing’in pilotu, fazla yakıtı tüketmek ve havalimanı acil durum ekiplerinin, pisti gövde üzeri inişe hazırlaması için, bir saatten fazla havada tur attı.
767’de yirmi yıllık deneyime sahip 57 yaşındaki uçağın kıdemli kaptan pilotu, hiç kimseye zarar vermeden, uçağı gövde üzerine başarıyla indirmeyi başardı. Ancak uçağın kendisi o kadar şanslı değildi ve tamamen kullanılamaz hale geldi. O uçuş, uçağın son uçuşu oldu.