İngiltere’nin ulusal havayolu British Airways, ‘olağanüstü durum’ gerekçesiyle, yolculara gecikme tazminatı ödemeyi reddettiği bir olayla ilgili olarak, Yüksek Mahkeme’de devam eden hukuki mücadeleyi kaybetti. Bu gelişme, havayolu için, yolcu hakları konusunda milyonlarca Sterlin’e mal olabilecek bir duruma dönüşebilir.
2018 yılında Bay ve Bayan Lipton olarak tanımlanan bir çift, British Airways’in alt markası CityFlyer ile Milano’dan Londra’ya seyahat edecekti. Uçuşa bir kaç saat kala, kaptan pilotun rahatsızlanması nedeniyle, uçuş iptal edildi.
Çift, AB’nin EC/261-EU/261 olarak bilinen yolcu hakları mevzuatı uyarınca, 440 Sterlin tutarında bir gecikme tazminatı almak için talepte bulundu. Ancak British Airways, pilotun görev saatleri haricinde ve yabancı bir ülkede hastalanmasının ‘olağanüstü bir durum’ olması gerekçesiyle, tazminat talebini reddetti.
Olağanüstü Durum Bilmecesi
Havayolları için, rötar yaşanan veya iptal edilen uçuşlar ile ilgili olarak, yolculara tazminat ödemekten kurtulmanın pek fazla yolu yok. Yasal olarak sadece, havayolunun kontrolü dışında gerçekleşen mücbir sebepler ve olağanüstü durumlar, havayollarını tazminat ödemekten kurtarabiliyor.
Ancak bu konuda asıl sorun, olağanüstü durum kapsamına hangi olayların girip girmediğinin net olmaması. Yaşanan bir olayın, olağanüstü durum olarak sayılıp sayılmayacağının belirlenmesi genellikle mahkemelere bırakılıyor.
Lipton Çifti İnadından Vazgeçmedi
Lipton çifti, British Airways tarafından tazminat talepleri reddedildikten sonra havayolunu mahkemeye verdi. Ancak bölge mahkemesinin kararı, British Airways lehine oldu. Lipton Ailesi, davasından vazgeçmedi. Bölge mahkemesinin kararına itiraz etti ve olayı bir üst mahkemeya taşıyıp, kazandı.
Bu kez de British Airways karara itiraz etti ve dava, üç yargıçtan oluşan bir heyetin, konu hakkında son sözü söyleyebileceği, Britanya’nın en yüksek mahkemesinde görüşüldü. Açıklanan nihai karara göre, üç yargıç da Liptonlar lehine oy kullandı.
Davayı yöneten Lord Yargıç Coulson, karar verme aşamasında, personelin yaşadığı sağlık problemini, uzun süredir istisnai bir durum olmadığı kabul edilen ve ara sıra meydana gelen, uçaktaki teknik sorunlar nedeniyle yaşanan gecikmelerle karşılaştırdı.
Yargıç Coulson, uçak ve uçağı oluşturan bileşenlerin aşınması ve yıpranması olağanüstü olmadığına göre, insanların da ara sıra hastalık şeklinde kendini gösteren yıpranma durumunun, bu durumdan farklı değerlendirilmemesi gerektiği şeklinde görüş bildirdi.
British Airways’in avukatı, pilotun görev dışı zamanda hastalanması nedeniyle, davanın farklı şekilde ele alınması gerektiğini talep etmiş olsa da bu talep, yargıçlar tarafından reddedildi.
Havayolları Kaynaklarını İyi Yönetmek Zorunda
Mahkemenin nihai kararına göre pilotlar ve kabin ekibi, havayolu şirketinin uçuş operasyonlarının doğal bir parçasıdır. İnsanların ara sıra hastalanabileceği de beklenilen bir durumdur. Bu nedenle, işlerinin doğası gereği, olası sağlık problemlerini de hesaba katarak, yeterli personele sahip olma durumunu sağlamak da havayollarının sorumluluğundadır.
Uçağın kendisi veya uçağa ait ekipmanlar ile personel de dahil olmak üzere, kaynaklarını yeterince iyi yönetemeyen havayolları, bundan böyle tazminat ödemek zorunda kalacak.
Birleşik Krallık, Brexit kararı sonrası Avrupa Birliği’nden ayrıldı ve artık EC/261 regülasyonlarını uygulamakla mükellef değil. Ancak yerel otorite, yolcu hakları konusunda EC/261’e benzer bir mevzuatı kabul ederek yürürlüğe koydu. Dolayısıyla British Airways’in sağlık sorunu yaşayan personel nedeniyle yaşadığı gecikme için tazminat ödemesi gerekecek.
Mahkeme tarafından verilen karar, daha önce ‘personelin sağlık problemi’ gerekçesiyle gecikme tazminatı taleplerini reddeden British Airways ve diğer havayolları için emsal niteliği taşıyabilir.
Genel olarak, zorlu hava koşulları ve terör eylemleri, havacılıkta kesinlikle ‘olağanüstü durum’ olarak kabul edilirken; havayolunun hatası olup olmadığına bakılmaksızın, teknik arızalar veya mekanik sorunlar, olağanüstü durum kategorisinde kabul edilmiyor.