Mobil iletişimin ulaştığı son nokta olan 5G, günümüz teknolojisinin en önemli kilometre taşlarından biri haline geldi. Ancak bu noktaya gelene kadar da çok çileli bir yolculuk geçirdi. Pek çok komplo teorisinin hedefi olan, hava durumu tahmini frekanslarına karıştığı öne sürülen; hatta bir dönem Covid-19 virüsünün bile arkasındaki neden olduğu iddia edilecek kadar çok sayıda badire atlattı. Şimdi de ABD Federal İletişim Dairesi’nin (FCC) 5G frekansı kullanım hakkını ihaleyle “satacağı” yönündeki iddialar ile gündemde.
Bu Sefer Durum Daha Ciddi!
Amerikan ordusu, ihaleye çıkarılacak olan bant genişliğinin, havacılıktaki yön bulma (navigasyon) frekansına fazla yakın olduğunu ifade etti. Bazı ticari havacılık grupları da satışın kazalara ve çok sayıda insanın hayatını kaybetmesine yol açabileceğini öne sürdü. Yetmezmiş gibi, Defence News dergisinde yer alan bir rapora göre, Amerikan Federal Havacılık Dairesi (FAA) konuyla ilgili endişelerin giderilmesi için yürütülen araştırmalar sonuçlanıncaya kadar satışın askıya alınmasını istedi.
5G Neden Bu Kadar Gündemde?
Bu tepkilerin bir kısmı son derece normal. Çünkü yepyeni bir veri iletişim alanının, hem teknolojinin bakış açısından hem de sokaktaki Ayşe Teyze’nin gözünden aynı şekilde görülmesi kolay değil. Hatta sokaktaki vatandaşı 5G frekansının “iyi bir şey” olduğuna ikna etmek bile yeterince zor. Komplo teorileri tam da bu noktada ortaya çıkıyor. Ancak bunlar değişime ayak uydurmanın zorluğuyla; olduğu yerde saymanın kolaylığı arasındaki seçimi yapmanın olağan sonuçları gibi görünüyor.
Aslında, 5G frekansı, havacılıktaki cihazların kullandığı frekans aralığını biraz kalabalıklaştırmaktan başka bir şey yapmaz. Sadece askeri değil, sivil havacılık için de aynı şey geçerli. Hava tahminleri için kullanılan uydular da 5G yakınlarında bir frekans aralığı kullanıyor.
Korkulan 5G için Defence News’ta yer alan iddialar:
“Bu ihale 3.7 – 3.98 GHz frekans aralığını kapsamaktadır. Aslında C Bandının bu aralığı hali hazırda uydular tarafından kullanılan ve oldukça boş olan bir aralıktır. Radyo (radar) altimetreleri yukarıda verilen frekanslara yakın olan 4.2 ve 4.4 GHz aralığında uzun zamandır çalışmaktadırlar. Ancak, 3.7 ile 3.98 GHz frekansları arasında sunulan 5G iletişim alt yapısı, radyo dalgalarıyla çalışan altimetrelerin sinyalleriyle tehlikeli bir şekilde etkileşime girebileceği için “hatırı sayılır” bir risk unsuru oluşturmaktadır. Bu bilgiler FAA ile birlikte çalışan Havacılık Radyo Teknik Komisyonu tarafından Ekim ayında yapılan bir araştırmanın sonucunda elde edilen bulgulara dayanmaktadır.”
5G şebekesinin altimetrelerle tehlikeli şekilde etkileşime girmeyeceğini düşünen Federal İletişim Dairesi, söz konusu bant genişliğinin yeterince büyük olduğunu ve tehlike yaratmayacağını savunuyor.
Yukarıdaki bilgiler ışığında, 5G karşıtlığını kışkırtan gruplar olduğu gibi tarafsız kalmayı tercih edenler de var.
Sonuçta, askeri, sivil ve özel gruplardan oluşan havacılık endüstrisi, konunun tüm yönleriyle araştırılması için bu “gelişmenin” bir süreliğine askıya alınmasından rahatsız değil.
O zaman biz de bekleyip görelim. Bakalım 5G engelleri aşıp gelebilecek mi?
Bülent KARAŞİNİK