Deneyimli gezginler bile, yılda 50 milyondan fazla ziyaretçi alan Los Angeles gibi popüler destinasyonlarda çeşitli hatalar yapabilir. Melekler Şehri Los Angeles’ı ziyaret edenlerin yaptığı en yaygın hataları ve sizin bu hatalardan nasıl kaçınabileceğinize dair bazı ipuçlarını derledik. Böylece bir sonraki gidişinizde bize teşekkür edebilirsiniz.
1. Tüm Şehri Tek Seferde Görmeye Çalışmayın!
Los Angeles şehri, 1300 kilometrekare civarında yüzölçümüne sahip olmasına rağmen, bölgenin cazibe merkezlerinin çoğunun bulunduğu Los Angeles County’yi çevreleyen, yaklaşık 10700 kilometrekarelik bir alandan bahsedebiliriz. Bu da yaklaşık 10 milyon nüfusa ev sahipliği yapan bir bölge anlamına geliyor. Bu yüzden her şeyi tek bir ziyarette görmeye çalışmayın. Bunu denerseniz, sadece aracınızda çok fazla zaman harcamakla kalmaz, aynı zamanda otoyolda yanlarından geçtiğiniz ilginç mahalle ve semtleri de kaçırırsınız. Bunun yerine, Şehir Merkezi (Downtown) ve Doğu Yakası (Eastside) veya Santa Monica ve Venice gibi bir veya iki bölge seçin; konsantre bir şekilde, seyahatinizi bu bölgeler üzerinden planlayın.
2. Trafiği Küçümsemeyin!
Ziyaretçiler, gelmeden öne Los Angeles’ın trafik problemine sahip bir şehir olduğunu biliyor olsa da her zaman karşılaştıkları tablo onları daha da şaşırtıyor. GPS navigasyon şirketi TomTom’a göre, şehir, yıllardır ABD’nin en kalabalık şehri durumunda Sürücüler, geçen yıl, trafiğin yoğun olduğu saatlerde ortalama 101 saat (dört gün, beş saat!) kaybetti. Bu nedenle, sabah ve akşam şehirler arası gezintilerden kaçınmayı bilen bir Los Angelesliden ipucu alın ve yoğun olmayan saatlerde trafiğe çıkacak şekilde plan yapın.
3. Araba Kiralamak Duruma Göre Değişir!
Şehrin çeşitli bölgeleri arasında kilometrelerce yolculuk yapmayı planlıyorsanız, sadece uygun fiyatlı bir ulaşım aracına sahip olmak için bir araba kiralamak isteyebilirsiniz. Eğer fazla uzaklaşmayacaksanız, aracı park etmek için çok büyük paralar harcamamak için sokak tabelalarını dikkatlice okuyun. Öte yandan, Los Angeles’taki araç paylaşım sistemleri, diğer şehirlere kıyasla nispeten ucuzdur. Ayrıca kaldığınıza yere bağlı olarak, 7 Dolar ile 25 Dolar arasında değişen fiyatlar ile tek gün veya yedi günlük bilet alarak, 93 istasyonu bulunan altı farklı Metro hattını istediğiniz şekilde kullanabilirsiniz.
4. Sadece LAX’e Uçmayın!
Los Angeles Uluslararası Havaalanı (LAX) Los Angeles’taki en büyük ve en yoğun havaalanı olsa da, kesinlikle şehire ulaşmak için tek seçenek değil. Diğer havalimanlarına daha ucuz uçuşlar bile bulabilirsiniz. Ulaşım İstatistikleri Bürosu’na göre, yakındaki Burbank’a (BUR) ortalama ücretler LAX’ten% 12 daha düşük ve Long Beach (LGB) için oran % 20’ye kadar çıkıyor. Ontario (ONT) ve Orange County’ye (SNA) yapılan uçuşların ortalama ücretleri ise LAX’ten daha pahalı olduğu için, uçak bileti ararken aramanızı geniş bir çerçevede yapın.
5. Yürüyüş Ayakkabılarını Evde Bırakmayın!
İnsanlar Los Angeles’ta yürümeyi tercih etmiyor olabilir. Ancak Los Angeles County’deki 4 kilometreye yakın halka açık yolu kullanarak, ister şehrin eşsiz manzaralarını, ister gizli şelale ve plajlarına ulaşabilirsiniz. Muhteşem okyanus manzarası ve kır çiçeği manzarası için” Solstice Canyon’u önerebiliriz. Şehir sınırlarının biraz dışına çıkmak isteyenler için etkileyici kaya oluşumları ve kalabalıktan uzaklaşma fırsatı ile harika bir bölge olduğunu belirtmemiz gerek.
6. Daha Küçük Plajları Keşfedin!
Los Angeles, çoğu geniş, kumlu halk plajlarından oluşan 75 mil uzunluğunda bir kıyı şeridine sahip. Ancak tüm plajlar aynı özelliklere sahip değil. Venice Boardwalk boyunca egzantrik karakterlerin tadını çıkarabilir veya Santa Monica’da bir plaj voleybol oyununa katılabilirsiniz. Malibu sahilinde, kayalara serpilmiş El Matador Eyalet Plajı ve aile dostu Paradise Cove ya da daha güneyde, canlı gelgit havuzlarıyla uçurumun kenarındaki Abalone Cove gibi daha tenha kıyıları da tercih edebilirsiniz.
7. Disneyland’i Ziyaret Edecekseniz Los Angeles’ta Kalmayın!
Disneyland, Los Angeles şehir merkezine sadece 30 mil uzaklıkta. Ancak bu yaklaşık 50 km mesafenin kat edilmesi 90 dakikadan fazla sürebilir. Gezinizin amacı “Dünyanın En Mutlu Yeri” ni ziyaret etmekse, Anaheim’da daha yakın oteller için rezervasyon yapmanız daha iyi olabilir. Mouse House’dan kaçınmak istiyorsanız, Hollywood Universal Stüdyoları ve ve Six Flags Magic Mountain’a da gidebilirsiniz.
8. Daha Küçük Mahalleleri Atlamayın!
Los Angeles’ta 30 yıl aralıklarla yaşayan Dorothy Parker’ın, Los Angeles’ı “bir şehri oluşturan 72 banliyö” şeklinde tanımladığı söylense de; doğruluğu büyük bir tartışma konusu. Los Angeles Times’ın şu anki tahminine göre şehir, 272 farklı mahalleyi kapsayan verimli bir yama çalışması. Şehrin bilinmeyen mahallelerinden bazılarını keşfetmek için turist tuzaklarından uzaklaşmak gerekiyor. Örneğin Angelino Heights, yenilikçi buluşmalar ve Dodger Stadyumu yakınlarındaki restore edilmiş Viktorya dönemi konaklarından oluşan bir karışımdır. Ve Boystown’un parlak ışıklandırılmış barlarına ek olarak, West Hollywood, Los Angeles’ın en hareketli bistrolarından bazılarına ve modaya uygun butiklerin çoğuna ev sahipliği yapmaktadır.
9. Ünlü Turunda Bir Gün Harcamayın!
Los Angeles trafiğinde sıkışıp kalmaktan daha kötü olan tek şey, güneş üzerinize vururken yüzlerce başka turistle birlikte çatısız bir minibüse tıkılıp trafikte sıkışıp kalmaktır. Yıldızların evlerini gezmek kulağa eğlenceli gelse de, muhtemelen ünlü birinin onlarca yıl önce kısa bir süre yaşadığı boş evler göreceksiniz. Bizce gerek yok.
10. Müzeleri Eksik Bırakmayın!
Plaj veya eğlence parkları için Los Angeles’e gelmiş olabilirsiniz. Ancak Los Angeles’ın seçkin müzelerinin en azından bazılarını ziyaret etmeyi ihmal etmeyin. Los Angeles’taki pek çok müze, kültürel olduğu kadar deneyimseldir. Malibu’daki Getty Villa’da, paha biçilmez eserler ve bahçeler, Pompeii yakınlarında var olan gerçek bir Roma villasının neredeyse birebir kopyası için eski planlardan özenle yeniden yaratılmış, Huntington’daki parlak arazilere ve koleksiyonu; Pasadena’daki bahçeler, birçok LA müzesi, saatlerce oturmak, bir şeyler içmek ve hatta piknik yapmak için eşsiz ve çarpıcı ortamlar sunuyor.
11. Ünlü Restoranlara Odaklanmayın!
Spago veya Nobu gibi ikonik mekanlarda yemek yediğiniz için kimse sizi suçlayamaz. Ancak rezervasyonlarınızı ünlü şeflerle ünlü lokantalarla sınırlandırmak böylesine zengin bir mutfak mirasına ve yemek sahnesine sahip bir şehir için büyük bir hata olabilir. Los Angeles’ın neden dünyanın en iyi yemek şehri olduğunu tam olarak anlamak için, Los Angeles Nehri’nin doğusuna gitmeli ve dünya standartlarında yemekler yapan işçi sınıfı Latin göçmenler tarafından sevgiyle hazırlanan yiyecekleri tatmalısınız. Zamanınız kısaysa ve hayatınızı değiştirecek tacolar denemek isterseniz, Olympic Boulevard’daki” Olympic Taco Row “a gidebilirsiniz.
12. Devasa Zincir Bir Otelde Kalmayın!
Los Angeles, Hilton, Hyatt ve Marriott gibi dev otel zincirleriyle dolu. En çok bilinen bu otellerde kalmak elbette çok eğlenceli olabilir. Havuzlar, manzara ve yemekler bu otellerde harika. Örneğin ironik Beverly Hills Hotel ve Polo Lounge’a her gittiğinizde ünlü birini mutlaka görebilirsiniz. Ancak şehrin dört bir yanında daha ilgi çekici ve adını pek duymadığımız oteller olduğunu söylemeden geçmeyelim.
13. Hollywood Yazısına Gideceğinizi Düşünmeyin!
Filmlerin büyüsü sayesinde, Los Angeles’taki en tanınmış dönüm noktasına doğru yürümenin mümkün olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak Hollywood işaretine gitmek aslında yasak. Griffith Park’ta sizi tabelaya yaklaştıran yürüyüş turları var. Ancak doğrudan oraya tırmanmanıza izin verilmiyor. İkonik tabela dik bir yamaçta duruyor ve izinsiz girenler için gece gündüz izleniyor. Ancak, bu bölgede inanılmaz manzaralar sunan birçok harika parkur var. Sadece Instagram’a layık bir çekim yapacaksanız, Griffith Park Gözlemevi’nden tabelanın arkasına çıkan yangın yollarında yürüyüş yapmanızı öneririz. Şehrin çarpıcı manzarasını ve büyük, beyaz harfleri bu şekilde görebilirsiniz. Burası, ‘Başardım’ diye çığlık atıp, mükemmel bir kare yakalamak için en uygun yerdir.