Red Bull, iki yıl süren ön hazırlık sürecinin ardından, tüm dünyanın merakla takip ettiği, inanılmaz bir uçuş gösterisine imza attı. Polonyalı pilot Luke Czepiela, Carbon Cub SS tipi uçağını, Dubai’nin dünyaca ünlü yedi yıldızlı oteli Burj Al Arab’ın çatısındaki helikopter pistine (helipad) indirdi.
39 yaşındaki Polonyalı pilot Luke Czepiela, hayatını havacılığın sınırlarını zorlayarak geçiriyor. 14 Mart sabahı 6:58’de, Dubai’nin en ikonik yapılarından Burj Al Arab Jumeirah’ın tepesindeki helikopter pistine uçak indiren ilk kişi olarak kariyerine bir başarı daha ekledi.
Yelken şeklindeki 56 katlı otelin çatısında yer alan ve yerden 212 metre yükseklikte bulunan helipadin çapı, sadece 27 metre. Dünyanın en kısa ticari havalimanı pistine ev sahipliği yapan Karayipler’deki Saba Adası’nda bulunan 400 metrelik pist ile karşılaştırıldığında, Czepiela’nın uçağını durdurmak zorunda olduğu helipadin, bu pistten 14 kat daha kısa olduğu görülüyor.
Czepiela, 2021’den beri Polonya, ABD ve Dubai’de çeşitli seviyelerde ve simülasyonlarda, 650’den fazla kez bu inişi tamamladıktan sonra, kokpite geçti. Uçağını otelin çatısındaki helipade indirdi. Helipad üzerinde, 20,76 metrelik mesafede uçağını durdurmayı başardı.
Bu özel uçuşun başarıyla tamamlanabilmesi için uçakta bazı modifikasyonlar yapıldı. Mühendisler ve uçak üreticilerinden oluşan bir ekip, daha agresif frenlemeye izin vermek için ana yakıt deposunu uçağın arka kısmına taşımak da dahil olmak üzere toplam ağırlığı 425 kilograma düşürmek için bazı büyük değişikliklere imza attı. Uçağın üreticisi CubCrafters ekibine destek veren en önemli isim, ünlü Amerikalı uçak mühendisi, fabrikatör ve uçak üreticisi Mike Patey oldu.
Czepiela’nın ikincil görevi olan helikopter pistinden kalkış için, motorların gücünü artırmak adına, nitrojen eklenmesi gibi değişiklikler de yapıldı.
Patey: “Başlangıçta en büyük zorluğumuz ağırlığı azaltmaktı” diyor. “Hareket halindeki herhangi bir kütle, onu durdurmadığınız müddetçe, hareket etmeye devam etmek ister. Bu da pilotun uçağını, helipad üzerinde durduramaması anlamına gelir. Ancak daha hafif bir uçak, aynı zamanda rüzgarın onu daha fazla savurması ve uçağın kontrolünü çok çabuk kaybetmek anlamına gelir. Helikopter pistinin yanında yüksek bir binanın yer alması, helipadin üstünden ve yanından tuhaf rüzgar akımları geçmesine neden oluyor. Bu yüzden inişe yardımcı olacak güzel bir ters rüzgar istedik. Ama çok şiddetli de olmaması gerekiyordu. Bu gerçekten eşsiz bir meydan okumaydı.” şeklinde durumu özetliyor.
Tenis kortu büyüklüğündeki bir alanda havalanmanın diğer zorluğu ise Czepiela’nın hafif ama yüksek güç çıkışlı bir çözüme ihtiyaç duymasıydı. Ağırlığı çok fazla artırmadan, çok daha fazla güç elde etmek için nitrojen tankları eklendi. Bu hamle, motordaki yanma süreçlerini hızlandırırken; silindirleri daha da hızlandırdı.
Çocukluğundan beri pilot olmak isteyen Czepiela, Avrupa’nın en uzun ahşap iskelesi olan Polonya’nın Sopot İskelesi’ne yaptığı başarılı iniş gösterisinin yanına şimdi çok daha özel bir başarıyı daha eklemiş durumda.
Uçağın helipad üzerine indiği anların görüntülerini izlemek isteyenler için:
Czepiela, bu büyüleyici gösterisi sırasında, gerçek bir profesyonel olduğunu ispat etmiş olsa da uçağı heliport üzerinde durdurabilme girişiminin yarattığı baskı ve adrenalinin çok yüksek olduğunu söyledi.
Üçüncü iniş denemesinde, uçağı helikopter pistinde durdurabilmeyi başaran Czepiela, bu tarihi inişten sonraki en güzel kısmın kalkış olduğunu söylüyor.
56 katlı bir binanın tepesinde 212 metre yükseklikteki bir platforma inmek için en büyük zorluğun, herhangi bir dış referans noktasının olmaması olduğunu anlatan Czepiela, normalde bir piste yaklaşırken, pistten ne kadar yüksekte olduğunu görebildiğini ve yaklaşma hattını kolayca kontrol edebildiğini söylüyor. Ancak, Burj Al Arab’ın tepesindeki helikopter pistine iniş denemesinde, helipadin uçağın burnunun üzerinde kaybolduğunu ve çevresinin küçüldüğünü anlatıyor. Czepiela: “Güvenmek zorundaydım. Yol bitmeden durmak istiyorsam, elimdeki son birkaç referans kaybolduğunda yaptığım pratikler ve içgüdülerime güvendim” diyor.
Burj Al Arab’ın çatısındaki helikopter pisti, daha önce başka benzersiz etkinliklere de ev sahipliği yaptı:
2005 yılında, Burj Al Arab’ın helipadi, Andre Agassi ve Roger Federer arasındaki bir tenis maçı için kullanıldı.
2013’te David Coulthard, Burj Al Arab’ın helikopter pistinde, Red Bull Formula 1 aracı ile meşhur ‘donut’ performansı gerçekleştirdi. Helipad’in tam ortasında, çizdiği dairelerle unutulmaz bir gösteriye imza attı. Kariyerinde 13 defa F1 Grand Prix galibiyeti kazanan İskoç pilot, Czepiela’ya tebriklerini iletirken, uçağın inişini seyretmenin inanılmaz bir duygu olduğunu söyledi.
Elbette bu gibi etkinlikler, yalnızca Jumeirah ve Burj Al Arab için değil, aynı zamanda tüm Dubai için çok değerli bir tanıtım fırsatı yaratıyor. Dünya çapında çok fazla ilgi gören bu etkinlikler, insanları bu bölgeye ziyaret etmeye yönlendiriyor.
2022’nin başlarında, Emirates kabin görevlisi üniforması giyen bir kadın, dünyanın en yüksek binası olan Burj Khalifa’nın en tepesine çıkarak; arkasında Emirates Havayolları’na ait bir Airbus A380 uçarken, elindeki tabelalarla dünyaya çeşitli mesajlar vermişti.