44 yaşındaki Meksika uyruklu İngiliz vatandaşı Manuel Guerrero Aviña’nın, 4 Şubat 2024’ten bu yana, Doha’da hapiste olduğu ortaya çıktı. Bu durum, ilgili konsolosluklar tarafından da doğrulandı. Aviña’nın ailesi, uluslararası kamuoyunun ilgisinin bu davaya çevrilmesinin, serbest bırakılması için harekete geçilmesine yol açacağını umarak, durumu açıklama kararı aldı.
Manuel, 2017 yılında Doha’ya taşındı. Yedi yıldan fazla süredir Katar’da yaşıyor. Şirketteki kariyerine Qatar Airways’in Ürün Geliştirme Müdürü olarak başladı. Haziran 2023’te Ürün Geliştirme ve Hizmet Tasarımı Başkan Vekili pozisyonuna terfi etti.
Bundan önce British Airways, Lufthansa ve Star Alliance’da çalışan Aviña’nın, uzun süreli bir havacılık sektörü tecrübesi bulunuyor. Havacılık sektörüne, British Airways’de kabin görevlisi olarak girdiği düşünüldüğünde, oldukça iyi yol aldığını söylemek mümkün.
Manuel Guerrero Aviña, kişisel Linkedin hesabında, kendisi hakkında şu ifadeleri kullanıyor: “Kişisel sloganımla yaşıyor ve çalışıyorum: ‘Hizmet Tutkusu’ – İngiliz ve Meksika pasaportu sahibi, havayolu sektöründeki güçlü geçmişini, farklı sektörlerde, çok çeşitli rollerde 18 yıllık deneyim ve İşletme Yönetimi diplomasıyla destekliyor. Ortak hedeflere ulaşmak için, meslektaşları ve üst düzey yöneticilerle işbirliği yapabilen; iyi çalışabilen güçlü bir takım oyuncusuyum. Güçlü iletişim becerilerine sahip, kendi kendini motive eden ve hevesli bir bireyim.”
Qatar Airways Yöneticisi Neden Tutuklandı?
Erkek kardeşi Enrique’nin ifadelerine göre Aviña, polis tarafından, Doha’da eşcinsel flört uygulaması Grindr aracılığıyla, tuzağa düşürüldü:
“Katar polisi, Manuel ile iletişime geçmek ve onu Doha’daki LGBT topluluğundan diğer insanlarla tanışabileceği bir toplantıya davet etmek için, sahte Grindr profili kullandı. Manuel’in 4 Şubat gecesi, randevulaştığını düşündüğü bir kişiyle buluşması gerekiyordu. Ama bunun yerine kendisini tutuklamak için bekleyen polis memurlarıyla karşılaştı.”
Enrique’ye göre, polis Manuel’in üzerine çeyrek gram metamfetamin uyuşturucu yerleştirdi ve sonra da uyuşturucu bulundurma suçlamasıyla gözaltına aldı. Ayrıca gözaltındayken polisin LGBT topluluğunun diğer üyelerinin iletişim bilgilerini vermesi için ısrarcı oldukları da iddia ediliyor.
Enrique, öncülüğünü yaptığı QatarFreeManuel sosyal medya kampanyası aracılığıyla şunları söyledi: “Aviña, yakalandığı andan itibaren zalimane, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamelenin yanı sıra; psikolojik işkence mağduru oldu. Yetkililer onu, LGBT topluluğunun diğer üyelerini teşhis etmeye zorladı. Diğer tutukluların kırbaçlandığı anlarda çekilen görüntüler, Aviña’ya zorla izletilmeye çalışıldı. Cinsel yönelimi ve sağlık durumu nedeniyle tehdit edildi, tecrit edildi, yemek ve yeterli sudan mahrum bırakıldı”
Belki de en kötüsü, HIV pozitif olan Manuel’in, ihtiyaç duyduğu antiretroviral ilaçlara erişiminin engellenmesi oldu. Avukat edinme hakkı elinden alındı ve kendisine yardımcı olacak bir tercüman olmadan, Arapça yazılı belgeleri imzalamaya zorlandı.
Katar HIV Pozitif Bireylere Çalışma İzni Vermiyor!
Burada dikkat edilmesi gereken kritik bir nokta ise Katar’ın, HIV pozitif kişilere çalışma izni vermemesi. Manuel’in, ülkeye taşındıktan sonra HIV kaptığı tahmin ediliyor. 2017’de Qatar Airways’teki işine girerken kapsamlı bir tıbbi muayeneden geçirilen Manuel, HIV virüsü kaptıktan sonra, kullanması gereken ilaçlarını ülke dışından temin ediyordu. Katar’ın şimdi Manuel’i böyle bir durumdan ötürü cezalandırmaya çalıştığı ihtimali oldukça ilginç görünüyor.
Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri, bölgedeki diğer ülkelere nazaran daha ilerici ve modern ülkeler olarak kabul edilse de Katar, bu tip durumlarla zaman zaman gündeme gelebiliyor.
Küresel profilini yükseltmeye ve ziyaretçi sayısını artırmaya çalışan Katar, kendisine Dubai’yi örnek alıyor. Ancak bu tip olayların dünya gündemini meşgul etmesi, Katar’ın ulaşmak istediği medeniyet seviyesine ulaşması için oldukça büyük bir engel oluşturuyor. Ülkenin, bu tip haberlerle gündeme gelmeye devam etmesi, insanların ziyaret etmek konusunda çok daha şüphe ile yaklaşmasına neden oluyor. Ülke, 2020’de Avustralyalı yolcuların havalimanında çırılçıplak aranması olayıyla da büyük tepki çekmişti.