İSTANBUL HAVALİMANI’NDA İLK KAZA DENEYİMİ!
Paris Charles de Gaule Havalimanı’ndan kalkış yapan, FedEx Havayolları’na ait Boeing 767-300 tipi kargo uçağında, yaşanan hidrolik sistem arızası nedeniyle, ön iniş takımları açılamadı. Kokpit ekibi İstanbul Havalimanı kontrol kulesi ile irtibata geçerek, durumu anlattı ve gövde üzerine iniş için izin istedi.
Havalimanında bu olağanüstü iniş için gerekli tedbirler alınarak, uçağın ineceği piste Havalimanı Kurtarma ve Yangınla Mücadele Servisi ekipleri sevk edildi.
Kuleden çıplak gözle iniş takımlarının açılmadığının teyit edilebilmesi için alçak geçiş yapan uçak, bu sırada 2 defa pas geçti. Daha sonra 16R pistine, burun iniş takımları kapalı şekilde, ana iniş takımlarının üstünde iniş yaptı. Sürati düştüğünde ise burnunu pistte sürtmeye başladı. Uçak, pistte 370 metre sürüklendikten sonra durabildi. Uçakta yer alan ekip, sorunsuz bir şekilde uçağı terk etti.
Uçağın bulunduğu yerden kaldırılması, pistin zarar gören kısımlarının onarılması ve yapılması gereken temizlik işleri nedeniyle, İstanbul Havalimanı’ndaki 16R pisti notamlandı ve yaklaşık 17 saat uçuşlara kapatıldı.
Uzman isimlerden oluşturulan bir kaza kırım heyeti, olayın neden meydana geldiğini araştırmaya başladı.
Bu olay, yaklaşık 5 yıl önce hizmete başlayan İstanbul Havalimanı’nda uçuş emniyeti açısından bugüne kadar meydana gelen en ciddi olay olarak kayıtlara geçti.
Gazeteci Murat Herdem, gövde altına hava yastıkları yerleştirilen uçağın, vinç yardımıyla saatler süren çalışmaların sonunda bulunduğu noktadan çekildiği kurtarma operasyonunun maliyetini açıkladı. DHMİ’nin, İstanbul Havalimanı için uçak kurtarma teçhizatı kullanım ücreti saatlik 89 bin 433 TL olarak belirlenmiş durumda. İtfaiye kullanımı ise ücretsiz. Bu durumda, FedEx uçağının 17 saatlik bir operasyonla kurtarılması sonrasında karşılaşacağı faturanın yaklaşık 1.5 milyon TL olduğunu söylemek mümkün. Türkiye’de kurtarma teçhizatı tarifesi en yüksek havalimanı ise saatlik 98 bin TL ile Zafer Havalimanı.
Corendon’un Lastiği Patladı!
İstanbul Havalimanı’ndaki kırım olayından bir gün sonra benzer bir durum Alanya’da yaşandı. Almanya’nın Köln şehrinden havalanan Corendon Havayolları’na ait Boeing 737-800 uçağının Alanya Gazipaşa Havalimanı’na iniş yaptığı sırada, burun iniş takımı dikmesindeki lastikleri patladı. Ön iniş takımı dikmesinin üzerine iniş yapmak zorunda kalan uçaktaki 184 yolcu ve 6 mürettebat, sorunsuz şekilde uçağı terk etti.
Kırılan ön iniş takım dikmesinin, piste zarar verip vermediğini tespit edebilmek için, Gazipaşa Havalimanı, geçici olarak uçuşlara kapatıldı. Uçaklar, Antalya’ya ve diğer yakın meydanlara yönlendirildi.
737 MAX GÖVDELERİ KUSURLU MU ÜRETİLİYOR?
Mart 2024’te Boeing eski Kalite Müdürü John Barnett, 787 Dreamliner uçaklarıyla ilgili üretim kusurları ile ilgili olarak, mahkemede Boeing aleyhine ifade vermesine bir gün kala, aracında ölü bulundu. Bu şüpheli ölümün üzerindeki sis perdesi aralanmadan, Boeing uçaklarının gövdelerini üreten ve ABD’li imalatçının en büyük tedarikçisi durumundaki Spirit AeroSystems şirketinde kalite denetçisi olarak görev yapan ve uçaklardaki üretim kusurlarını açıkladığı için “muhbir” olarak anılan Joshua Dean de aniden rahatsızlandı ve yaşamını yitirdi. Bu süreçte, farklı itirafçılar da Boeing ile ilgili korkunç soru işaretlerini artıracak çeşitli açıklamalar yaptı. Spirit AeroSystems’in eski kalite müdürü de itirafçı olmayı seçenlerden biri oldu ve 737 MAX uçaklarının gövdelerinin ciddi kusurlarla Boeing’e gönderildiğini iddia etti.
2010 ve 2022 yılları arasında Spirit AeroSystems için çalışan Santiago Paredes, BBC ve CBS News’e verdiği özel röportajlarda, Boeing’e gönderilmek için üretilen uçak gövdelerinde, birçoğu oldukça ciddi olan, 50 – 200 arasında kusur bulabileceğini söyledi.
Paredes, “çok sayıda eksik bağlantı elemanı, çok sayıda bükülmüş parça, hatta bazen eksik parça buluyordum” ifadelerini kullandı.
Paredes, üretim sırasında yaptığı denetimlerde, daha az titiz davranması konusunda kendisini baskı altında hissettiğini ve hatta şirket içinde “şovmen” lakabına sahip olduğunu söyledi.
“Şartlar ne olursa olsun, gövdelerin gönderilmesini istediler ve bu durumun sonuçlarına odaklanmadılar. Sadece kendileri için belirlenen kotaları karşılamaya, takvimi tutturmaya ve bütçeyi yükseltmeye odaklanmışlardı. Rakamlar iyi görünüyorsa, gövdenin ne durumda olduğunun pek önemi yoktu” diyerek herkesi şaşırttı.
Paredes, Spirit’in Wichita’daki tesisinde bulunduğu süre boyunca, 5 Ocak 2024’te Alaska Havayolları’na ait 737 MAX 9 uçağında kopan acil çıkış kapısı ile ilgili, sık sık sorunlar tespit ettiğini de söyledi.
Spirit’te çalışırken uçağa binmeye korktuğunu söyleyen Parades, “737 hakkında bildiklerim nedeniyle, bu uçaklarla uçmak beni çok rahatsız ediyor” şeklinde konuştu. ABD’li imalatçı Boeing’in de Spirit’in kusurlu gövdeler gönderdiğini bildiğini iddia etti.
Geçmişte ABD Hava Kuvvetleri’nde de görev yapan Paredes, birlikte çalıştığı yöneticilerinden, tespit edilen kusurları bildirme şeklini değiştirmesi ve hata sayısını azaltması yönünde direktifler aldığını belirtti. Bu isteklere itiraz ettiğinde ise başka bir departmana gönderildiğini; bu karar üzerine Spirit’e yaptığı “etik şikayeti” sonrasında ise görevine iade edildiğini anlattı.
Paredes, dönemin Spirit CEO’su Tom Gentile’ye gönderdiği bir e-postada şu ifadeleri kullandı: “Spirit’in kaliteli organizasyonuna olan inancımı kaybettim ve bu cümleler, benim yardım için son çığlığım.”
Bu mail üzerine, liderlik görevine geri getirilmesine rağmen, artık 737 MAX ile uçma konusunda isteksiz olduğunu söyleyen Paredes, Spirit’ten ayrılmaya karar verdi.
Spirit tarafından BBC’ye yapılan açıklamada, Paredes’in iddiaları kesin bir dille yalanlanırken; Boeing ise CBS’ye yaptığı açıklamada, Spirit’ten gelen uçak gövdelerindeki kusurları bulan ve düzelten bir ekibin uzun süredir çalıştığını söyledi.
Boeing sözcüsü, Mart 2024’ten bu yana, Boeing mühendislerinin, Spirit fabrikasındaki tüm gövdeleri üretim hattından çıkarken kontrol ettiğini belirtti.
Her ne kadar Spirit, “asılsız” olduğunu söylese de Paredes’in iddiaları, şirkette “yaygın kalite hataları” olduğunu iddia eden hissedarlar tarafından Spirit’e karşı açılan davanın bir parçası.
Boeing, geçmişte kendi organizasyonunun bir parçası durumundaki Spirit’i yeniden satın almak için görüşmelerini sürdürüyor.
5 Ocak 2024’te Alaska Havayolları’na ait 737 MAX-9’un acil çıkış kapısının patladığı olaydan bu yana Boeing ve Spirit, Federal Havacılık İdaresi (FAA) tarafından ciddi şekilde eleştiriliyor.
Bu olayın ardından iki şirket üzerinde yapılan kapsamlı denetimin bir parçası olarak FAA, “şirketlerin üretim kalite kontrol gerekliliklerine uymadığı iddia edilen birden fazla örnek” tespit ettiğini duyurdu.
737 MAX-9’un patlayan kapısı, Spirit tarafından üretilip uçağa takıldı. Ancak daha sonra, gövdedeki farklı bir işlem için Boeing personeli tarafından çıkarıldı ancak yerine takılırken bağlantı elemanlarının takılması unutulduğu ortaya çıkmıştı.
AIRBUS A321XLR’NİN LANSMAN MÜŞTERİSİ DEĞİŞTİ!
Avrupalı imalatçı Airbus, Haziran 2019’da, dünyanın en uzun menzilli dar gövdeli uçağı A321XLR’yi resmi olarak duyurdu Airbus A321 uçak ailesi üzerinden geliştirilen uçak, A321neo ve A321LR modellerine göre çok daha uzun bir menzil vaadediyor.
Havayolları, her türlü yeni pazara kapı açabilecek uzun menzilli, düşük kapasiteli uçak ihtiyaçları doğrultusunda, daha şimdiden A321XLR için yüzlerce sipariş verdi. İlk uçağın, 2024 yılının 3. çeyreğinde teslim edilmesi bekleniyor.
Uçağın lansman müşterisi, British Airways, Iberia, Aer Lingus gibi şirketlerin sahibi olan, International Airlines Group (IAG) olarak duyuruldu. IAG Grubu, sekizi Iberia’ya ve altısı Aer Lingus’a olmak üzere bu uçaklardan 14 adet sipariş etti.
Başlangıçta plan, Aer Lingus’un uçağın lansman müşterisi olması yönündeydi. Ancak durum değişti. A321XLR’nin küresel lansman müşterisi İspanyol Iberia olacak.
Iberia, A321XLR ile uçmaya başlayacağı rotaları duyurdu. Mürettebatın uçağa alışması için yapılacak deneme uçuşlarının ardından Iberia, A321XLR ile Madrid’den (MAD) hem Boston’a (BOS) hem de Washington’a (IAD) uçarak uzun mesafeli ilk uçuşlarına başlamış olacak. Iberia’nın bu uçakta sunacağı hizmet detayları henüz açıklanmadı ve kabin iç mekanlarında yolcuları neyin beklediği de duyurulmadı.
A321XLR, Airbus tarafından havayollarına, başka türlü mümkün olamayacak yeni pazarlar açacak şeklinde pazarlanırken, halihazırda A330 ile yapılan bazı rotalarda, durumların değişmesi bekleniyor.
İrlandalı Aer Lingus’un, Airbus A321XLR’nin lansman müşterisi ünvanını kaybetmesinin nedeni ise yönetim ve pilotları temsil eden sendika arasında, maaş zamları üzerinde uzlaşılamıyor olması.
Aer Lingus pilotları, yıllar içindeki enflasyonu yansıtacak şekilde %20’nin üzerinde maaş artışı isterken; yönetim %8,5’in üstüne çıkmaya istekli değil.
Aer Lingus yönetimi, pilotlar ile anlaşmaya varılmaması halinde, Airbus A321XLR teslimatlarının erteleneceği, pilotların uçuş fırsatlarının azalacağı yönünde bir tehditte bulundu. 29 Nisan 2024’e kadar anlaşmaya varılması gerekiyordu ancak uzlaşma sağlanamadı.
IAG Grubu yönetimi ise Aer Lingus’un, bu yatırım için gerekli maliyet yapısı güvencelerini sağlayamadığını ve bu nedenle, A321 XLR’nin lansman müşterisinin grup bünyesindeki bir başka havayolu olan Iberia olmasına karar verildiğini duyurdu.
Eğer Aer Lingus, pilotlarla anlaşmaya varılabilirse ikinci veya üçüncü A321XLR uçağının teslim alınması mümkün görünüyor. Aer Lingus filosunda, aynı uçağın biraz daha kısa menzilli versiyonu olan sekiz adet Airbus A321LR bulunuyor. Yani havayolunun şu anda İrlanda ile Amerika Birleşik Devletleri’nin Kuzeydoğusu ve Kanada arasında uçuş yapabilecek uçağı bulunuyor. Iberia filosunda ise buna benzer bir uçak bulunmuyor. Aer Lingus için A321XLR’nin en büyük faydasının, yeni pazarlara açılmak yerine, mutlak bir büyüme sağlayacak olması gösteriliyor.
YENİ KIYAMET GÜNÜ UÇAĞI 747-8 OLACAK!
Korean Air, ABD’li Sierra Nevada Corporation (SNC) şirketine yaklaşık 674 milyon dolar değerinde beş adet Boeing 747-8 uçağı satmayı kabul etti. Satın alma işleminin Eylül 2025’te gerçekleşmesi bekleniyor.
Sierra Nevada Corporation, nükleer bir savaşta hayatta kalma, acil durumlar ve savaş sırasında komuta ve kontrol merkezi olarak hareket etme yeteneği nedeniyle “Kıyamet günü uçağı” olarak bilinen E-4B Nightwatch’ın güncellenmiş bir versiyonunu geliştirmek için ABD Hava Kuvvetleri ile 13 milyar dolarlık sözleşme imzaladı. Hayatta Kalabilir Hava Operasyonları Merkezi (Survivable Airborne Operations Center – SAOC) kapsamında, E4-B’nin geliştirilmesi projesi ihalesinden Boeing’in çıkarılması, SNC’yi tek katılımcı olarak bırakmıştı.
Şu anda kullanımda olan dört adet E-4B, 1970’lerden bu yana uçuyor ve Boeing 747-200 üzerinden geliştirilen uçaklar. Uçakların yenilenme zamanının geldiğini düşünen ABD Hava Kuvvetleri, bu amaç doğrultusunda 747-8’lerin en iyi seçenek olduğu görüşünde.
Bu karar, Korean Air’in filosunu yeni nesil uçaklarla güçlendirme stratejisinin bir parçası. Havayolunun filosunda dokuz adet Boeing 747-8’in yolcu versiyonu bulunuyor. VIP taşımacılık için Kore Hava Kuvvetleri’ne kiralanan bir uçağa ek olarak altı adet de 747-8’in kargo varyantı bulunuyor. SNC’ye satılacak uçaklar ile beraber, Korean Air’in Boeing 747-8 filosu, dokuz uçaktan dört uçağa düşecek. Kalan dört uçağın emekliye mi ayrılacağı, yoksa operasyonlara devam mı edeceği şimdilik bilinmiyor. Korean Air, filosunda hem Airbus A380 hem de Boeing 747-8’i uçuran iki havayolundan biri durumunda. Korean Air’in jumbo jetlerinin ortalama yaşı, sekizin biraz üzerinde.
Korean Air CEO’su 2021’de yaptığı bir açıklamada A380’in beş yıl içinde; 747-8’in ise 10 yıl içinde kullanımdan kaldırılacağını belirtmişti.
Korean Air, Boeing 747-8’in yolcu versiyonunu uçuran üç havayolundan biri durumunda. Lufthansa, filosundaki 19 uçak ile en büyük 747-8 operatörü. Air China’da yedi adet 747-8 ile operasyon yapıyor.
Boeing 747-200’ün özel bir versiyonu olan E-4 Nightwatch, elektromanyetik girişime ve dış radyasyona karşı korumalı aviyonik sistemlere ve kabinlere sahip. Nükleer bir saldırının ardından ortaya çıkabilecek bu tür koşullar nedeniyle E-4, ‘Kıyamet Günü Uçağı’ lakabını kazandı. 1980’lerde uygulamaya konulan yükseltilmiş B standardı, operasyonel özerkliğini 72 saate çıkararak ulusal güvenlikteki kritik rolü oldukça üst düzeye çıkardı.
ÇİN’DE KABİN EKİBİNİN MASKE ZORUNLULUĞU KALKIYOR!
2019’un sonunda, COVID-19, küresel olarak yayılmaya başladıktan sonra, dünya genelinde havayolları, hem mürettebat üyelerinin hem de yolcuların, uçakta maske takması yönünde kararlar almaya başladı.
Pandeminin etkisi derinleştikçe, havayollarının maske kuralları katılaştı. Ağustos 2020’de Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği – IATA, tüm yolcuların ve mürettebat üyelerinin emniyeti için maske takmanın zorunlu olması gerektiğine vurgu yaptı.
Ocak 2020’de, Çin’de COVID-19 salgınının hızla yayıldığı bir dönemde, bazı Çinli havayollarının, şirketin imajına zarar vereceği yönündeki endişeleri gerekçe göstererek uçuş görevlilerinin maske takmasına izin vermediğine dair raporlar vardı. Ancak bu durum, havayolu yönetimlerinin, personelin can güvenliğini açıkça göz ardı etmesi nedeniyle halktan eleştirilere yol açmıştı.
COVID-19’un normalleşmesi ve tedbirlerin hafiflemesi nedeniyle, 2022’den itibaren uçuşta maske zorunluluğu da gevşemeye başladı. Mart ayında bazı İngiliz havayolları ve KLM, maske kısıtlamalarını kaldırdı. Nisan ayında bir ABD mahkemesi, hükümetin havayolları ve toplu taşımaya yönelik maske talimatlarının artık etkili olmadığına yönelik bir karar verdi.
Çin hükümeti de Aralık 2022’de, uçakta maske zorunluluğu da dahil, salgının yayılmasını önlemek için getirilen gereklilikleri kaldırdı. Ancak 5 Ocak 2023’te Çin Sivil Havacılık Otoritesi CAAC, kabin ekibinin uçuş sırasında N95/KN95 maskesi takmasını ve kokpit ekibinin de tek kullanımlık cerrahi maskeler takmasını içeren yeni kurallar getirdi. Yani havayolları, mürettebat üyelerinin uçuşta maske takmasını zorunlu kılmaya devam etti.
Dört yılı aşkın sürenin ardından, Çin sivil havacılığı, uçucu personelin maske zorunluluğunu nihayet kaldırıyor. Kabin görevlileri artık yeni kurallara uygun olarak, uçakta maskesiz özgürce gülümseyebilecek.
Hainan Havayolları Grubu, WeChat resmi hesabında, Çin Sivil Havacılık İdaresi’nin (CAAC) en son gereklilikleri uyarınca, Hainan Havayolları uçuş görevlilerinin artık maske takmasının gerekmeyeceğini duyurdu. Bu gelişme, Çinli havayolları arasındaki ilk resmi duyuru anlamına geliyor.
CAAC gerekliliklerine göre mürettebat üyelerinin maske takmasını gerektiren iki durum var: ateş, öksürük, burun akıntısı veya boğaz ağrısı gibi bulaşıcı hastalık belirtileri sergilediklerinde ve uçaktaki HEPA filtrelerinin değiştirilmesi sırasında maske takılacak.
CAAC’ın Kabin ekibiyle ilgili gereklilikleri ayrıca, yemek dağıtımı, yemek tepsilerinin toplanması ve tuvalet temizliği gibi kabin hizmetleri sağlanırken tek kullanımlık eldiven giymelerini de şart koşuyor.