TÜM DÜNYADA UÇUŞLARI DURDURAN HATA!
Geçtiğimiz Cuma günü, havacılık endüstrisi ve havayolu şirketleri için oldukça zorlu geçti. Tüm dünyada, Microsoft’un bulut hizmetlerini etkileyen, büyük bir bilgi sistem teknolojisi (IT) problemi yaşandı. Bilet aldıkları uçuşlar için havalimanlarına gelen yolcular, kendilerini büyük bir kaosun ortasında buldu.
Cirium verilerine göre, Cuma günü için dünya genelinde planlanan 110.000’den fazla tarifeli ticari uçuşun yaklaşık 10.000’i iptal edildi. Yazılım probleminden bir gün önceki Perşembe ise iptal edilen uçuş sayısı 2.000 civarındaydı.
İlk olarak Avustralya’da başladığı tahmin edilen sorun, Microsoft’un Azure hizmetlerini ve Microsoft 365 uygulama paketini etkiledi. Yaşanan durumun, antivirüs yazılımı üreten siber güvenlik şirketi Crowdstrike tarafından yayınlanan, Windows cihazlarını bloke edip, bilgisayarların mavi ekrana dönmesine neden olan, hatalı bir yazılım güncellemesinden kaynaklandığına inanılıyor.
Bankalar, borsalar, haber ajansları, telekomünikasyon firmaları başta olmak üzere, internet kullanılan tüm sektörler durumdan etkilenirken; havacılık endüstrisi de bu durumdan nasibini aldı. Dünya genelinde uçuş operasyonları büyük ölçüde aksadı.
Havayolları, tarifelerini en az etkileyecek şekilde operasyonlara devam etmeye çalışsa da yeni rezervasyon, uçuş değiştirme, müşteri hizmetleri ile iletişim gibi konularda büyük sorunlar yaşandı. Birçok havayolu şirketi, uçuşlarını gerçekleştirmeye devam edebilmek için, manuel check-in sistemine geri döndü. Havayolu ve havaalanı personeli, operasyonları devam ettirmek için çok çalışırken, yaratıcılıklarını da ortaya çıkardı. Amsterdam’a uçmak için Manchester Havalimanı’na gelen bir yolcu tarafından sosyal medyada paylaşılan, beyaz tahta ve keçeli kalem ile oluşturulan uçuş bilgi ekranı büyük ilgi gördü.
Pegasus ve SunExpress Etkilenmedi!
Türk Hava Yolları da yaptığı resmi açıklamalarla ‘global çapta yaşanan teknoloji krizi nedeniyle operasyonlarda sorun yaşandığını’ duyurdu. THY, gün boyunca 100’e yakın seferini iptal ettiğini duyurdu. Pegasus ve SunExpress Havayolları ise tamamen farklı bir alt yapı kullanmaları nedeniyle, yaşanan IT probleminden hiç etkilenmediklerini ve uçuşlarında herhangi bir sorun yaşamadıklarını açıkladı.
FlightAware’e göre ABD’li havayolu Delta, uçuşlarının %20’sini iptal ederek, durumdan en çok etkilenen havayollarının başında yer aldı. Ryanair ise uçuşlarının yüzde 2’sini iptal ederken, tarifeli uçuşlarının yüzde 38’ini rötarlı gerçekleştirdi.
FlightRadar24 verileri ise dünyanın en yoğun havaalanlarından biri ve Delta’nın da ana merkezi olan Atlanta Hartsfield-Jackson Havalimanı’nda planlanan kalkışların %36’sının iptal edildiğini söyledi. Atlanta, bu alanda zirvede yer aldı.
Havayolları, uçuş programlarını oluştururken, araya çok fazla blok zaman eklemeden planlama yapıyor. Dolayısıyla bir uçuşta yaşanan gecikme, günün geri kalanında o uçakla yapılması planlanan tüm seferleri domino etkisiyle rötara sokuyor. Özellikle bağlantılı veya aktarmalı uçuşu olan yolcular için durum çok daha içinden çıkılmaz bir hale dönüşüyor.
Yolculara Tazminat Ödenecek mi?
Avrupa Birliği sınırları içindeki havayollarının üç saatten fazla gecikme yaşadığı uçuşlarda, yolculara tazminat ödemesi gerekiyor. Ancak havayollarının bu krizde, yasal olarak ne ölçüde sorumlu tutulacakları belli değil. Avrupa tüketici örgütü, havayollarının yolculara tazminat ödemekten kurtulabilmesi için, yaşanan krizin olağanüstü bir durum olduğunu kanıtlaması gerektiği yönünde bir açıklama yaptı.
Avrupa’nın aksine, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki havayollarının, uzun gecikmeler nedeniyle yolculara tazminat ödemesine ilişkin yasal bir zorunluluk yok. Ayrıca yaşanan yazılım sorununun, havayolu kaynaklı bir gecikme olarak kabul edilip edilmeyeceği de henüz belli değil.
ABD’nin önde gelen havayolları, 2022’de aldıkları bir kararla, şirketlerin kendi kontrolü altındaki sorunlar nedeniyle yaşanacak gecikmelerde, rötarın üç saati geçmesi durumunda; yolculara yemek ve konaklama desteği sağlamayı taahhüt etmişti.
A321XLR EASA TİP SERTİFİKASINI ALDI!
Avrupa Birliği Havacılık Emniyeti Ajansı EASA’dan Tip Sertifikası’nı alan Airbus A321XLR, artık hizmete girmeye hazır. Uçağın Tip Sertifikası, 19 Temmuz’da Almanya’nın Köln kentinde EASA İcra Direktörü Florian Guillermet tarafından, uçağın Baş Mühendisi Isabelle Bloy’a sunuldu.
Avrupalı imalatçı Airbus tarafından geliştirilen, A321neo’nun uzun menzilli versiyonu olan A321XLR, ilk kez 2019 yılında Paris Air Show’da dünyanın dikkatini çekti. Tek koridorlu uçaklar için ezber bozan bir model olarak değerlendirildi.
Airbus A321XLR ile ilk ticari uçuş, uçağın lansman müşterisi olan İspanyol Iberia Havayolları tarafından gerçekleştirilecek. Normalde uçağın lansman müşterisi olması beklenen İrlandalı Aer Lingus, şirkette görev yapan pilotların, maaş zammı konusundaki anlaşmazlık sonrası yaptığı eylemler nedeniyle, uçak teslimatlarını erteledi ve A321XLR’nin ilk müşterisi olma şansını Iberia’ya devretti.
Iberia, Haziran ayında Airbus A321XLR ile yapacağı ilk uçuş için bilet satışına başladı. Madrid-Boston arasında gerçekleştirilmesi planlanan ilk uçuşun tarihi ise 14 Kasım 2024 olarak belirlendi.
Havayolu, bu rotada A321XLR uçağını Airbus A330 ile dönüşümlü kullanacak. Iberia’nın önümüzdeki kış sezonunda uçağı Boston dışında ve Washington uçuşlarında da kullanması bekleniyor..
A321XLR uçağı CFM LEAP-1A motorlarından güç alan versiyonu ile sertifikalandırıldı. Diğer motor opsiyonu Pratt & Whitney ile tip sertifikası için bir süre daha beklenilecek.
Airbus, gerekli tüm sertifikaları alabilmek için, uçakta çeşitli modifikasyonlar yapmak zorunda kaldı. Üretici ve otorite arasındaki en önemli tartışma noktalarından biri, uçağın arka orta yakıt tankı (RCT) oldu. Ekstra yakıt tankı, uçağın kargo alanının bir kısmı yok edilerek, yakıt için daha fazla alan yaratılmasıyla uçağa dahil edildi. Uçağın etkileyici menzili de bu sayede ortaya çıktı. Ancak bu gelişme, acil durumlarda uçağın gövde üzeri iniş yapması senaryosunda, uçuş emniyetinin tehlikeye girmemesi için, uçağın gövdesinin alt kısmına güçlendirilmiş bir kaplama yapılması da dahil olmak üzere bazı kritik değişiklikler yapılmasını gerektirdi. Bu da hem zaman kaybettirdi hem de uçağın ağırlığını artırdığı için menzilini bir miktar azalttı.
Airbus A321XLR, yolcu talebinin geniş gövdeli bir uçağın tamamını doldurmak için yeterli olmadığı durumlarda, havayollarının dünya genelinde non-stop uzun mesafeli uçuş yapmak istediği rotalarda kullanması için büyük bir fırsat oluşturacak.
Uçak, 8704 km mesafeyi 11 saate kadar uçabilecek bir kapasiteye sahip. A321XLR ile New York – Roma, Londra – Vancouver, Sidney – Kuala Lumpur gibi şehirleri birbirine bağlamak mümkün olabilecek.
Airbus, uçağı “geniş gövdeli uçaklarla icra edilen uçuş rotalarında tek koridor ile uçabilmenin yarattığı ekonomi” olarak tanımlıyor. A321XLR aynı rotada geniş gövdeli bir uçakla uçma senaryosu ile karşılaştırıldığında, yolcular için uçuşun maliyetini %45’e kadar düşürebiliyor.
A321XLR uçaklarında ayrıca Airbus tarafından geliştirilen ve yolculara uçuş sırasında daha fazla alan ve konfor sağlamak üzere tasarlanan yeni Airspace kabinler de kullanılıyor.
A321XLR ilk uçuşunu Haziran 2022’de yaptı ve sertifikasyon sürecinde üç test uçağı kullanıldı. Airbus şu ana kadar aralarında American Airlines, United, Qantas, IndiGo gibi havayollarının bulunduğu müşterilerden A321XLR için 500’den fazla sipariş aldı.
QANTAS PARİS’E NON-STOP UÇMAYA BAŞLADI!
Avustralya’nın ulusal havayolu Qantas, Avustralya’yı Paris’e bağlayan ilk non-stop uçuşunu gerçekleştirdi.
QF33 sefer sayılı uçuş için Batı Avustralya’da bulunan Perth (PER) şehrinden başlayan yolculuk, 16 buçuk saatte, 14.300 km yol kat edildikten sonra, Paris CDG Havalimanı’nda sona erdi. Boeing 787-9 uçağıyla gerçekleştirilen bu uçuş, Qantas’ın Avustralya ile Avrupa arasındaki üçüncü non-stop uçuş rotası oldu. Havayolunun Avustralya ve Avrupa kıtasını birbirine bağladığı diğer iki non-stop uçuş ise Perth şehrinden Londra Heathrow (LHR) ve Roma Fiumucino Havalimanı’na (FCO) yapılıyor.
Havayolunun yeni başlattığı Paris uçuşları, Fransa’nın başkentinde gerçekleşecek 2024 Yaz Olimpiyatları ve Kuzey Yarımküre’nin en yoğun yaz sezonu boyunca haftada dört kez gerçekleştirilecek. Ağustos ortasından itibaren uçuşlar haftada üçe indirilecek.
Bu ultra uzun mesafe uçuşları gerçekleştirecek Boeing 787-9 uçakları, 42 Business, 28 Premium Economy ve 166 Ekonomi sınıfı koltuktan oluşan üç sınıflı bir kabinle donatıldı. Havayolunun filosunda 14 adet Dreamliner bulunuyor. Qantas, Dreamliner’ı bu tür non-stop uzun mesafeli uçuşları gerçekleştirme hedefi doğrultusunda seçti. Yolculara keyifli kabin deneyimini yaşatmak için, jetlag ve uyku düzenleri konusunda çok sayıda bilimsel çalışma yürütüldü. Daha yüksek nem oranı, daha büyük pencereler, ruh haline göre değiştirilebilir kabin içi aydınlatma sistemi ve daha büyük baş üstü dolapları ile düşürülmüş kabin basıncı gibi özelliklere sahip bu uçaklarda yolcuların kendilerini daha dinç hissetmeleri amaçlanıyor.
Qantas, Paris’e başlattığı non-stop uçuşlar ile yolculara Paris ile Perth arasında mevcut en hızlı alternatife göre en az üç saat kazandıracağını iddia ediyor.
Avustralyalı havayolu uçuşların başlamasıyla ayrıca, yirmi yıllık bir aradan sonra Fransa’nın başkentine geri dönmüş oldu.
Avrupa ile Batı Avustralya arasında başlatılan bu non-stop bağlantı, gelecekte yaşanacak farklı gelişmelerin de habercisi. Çünkü Paris, Qantas’ın Avustralya’nın en büyük iki şehri olan Sidney (SYD) ve Melbourne’u (MEL) New York, Londra gibi menzili dışındaki çeşitli destinasyonlara bağlamayı amaçladığı Sunrise Projesi kapsamındaki şehirlerden biri.
Yaklaşık 20 saat sürecek bu uçuşlar için özel olarak tasarlanacak kabine sahip Airbus A350-1000 uçakları, 2026 yılından itibaren havayolunun filosuna katılacak ve Sunrise Projesi uçuşları başlayacak.
UZUN MENZİLLİ UÇUŞLARA EMİSYON MUAFİYETİ!
Avrupa Birliği’nin CO2 dışı emisyon takibine ilişkin yeni planında, uzun mesafeli uçuşlar muaf tutuldu. Bazı havayollarının kaçınılmaz olarak diğerlerine göre daha fazla etkilendiği bu konu, geçtiğimiz aylarda birçok tartışmanın nedeni olmuştu.
Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği – IATA’ya göre, CO2 dışı emisyonlar, su buharı (H2O), nitrojen oksitler (NOx), kükürt oksitler (SOx), karbon monoksit (CO), kurum (PM 2,5), yanmamış hidrokarbonlar (UHC) aerosoller ve eser miktarda hidroksil bileşikleri (-OH) dahil olmak üzere, uçak yakıtının motorda yanması ile ortaya çıkan emisyonları ifade ediyor. Hava yeterince nemli olduğunda, motordan çıkan sıcak su buharı yoğunlaşıp kristallere dönüşerek, kontrail olarak bilinen beyaz izleri oluşturuyor.
AB’nin önerdiği İzleme, Raporlama ve Doğrulama (MRV) çerçevesi, Avrupa Ekonomik Alanı, İngiltere ve İsviçre’de faaliyet gösteren havayollarının CO2 ve CO2 dışı emisyonlarını raporlamaya zorluyor ve havacılıkta CO2 dışındaki salınımların incelenmesine olanak tanıyor. Toplanan verilerin, CO2 dışı etkileri azaltmaya yönelik önlemler geliştirilmesi için kullanılması amaçlanıyor.
Ancak Avrupa Komisyonu, çoğunlukla uzun mesafeli uçuş yapan havayollarının baskısına boyun eğdi. 2022’de yasalaşan ve 2025’te yürürlüğe girmesi beklenen anlaşmayı ihlal etti. Yapılan U dönüşü, contrail izlerinin iklim değişikliği üzerindeki etkilerini ele alma konusunda öncü olma fırsatını kaçıracağı anlamına geliyor. Uzun menzilli uçuşların 2027’ye kadar kapsam dışında tutulması planlanıyor. Yeni düzenleme, havacılığın CO2 dışındaki iklim etkilerini büyük oranda kapsamayacağını gösteriyor.
Uzun mesafeli uçuşların kapsam dışında tutulması, planlanan çalışmanın sonuçlarını önemli ölçüde daraltacak. Estuaire tarafından yapılan bir analiz, uzun menzilli uçuşların kapsam dışı bırakılmasıyla, contrail kaynaklı ısınma etkisinin yaklaşık %67’sinin göz ardı edileceği anlamına geliyor. Bu nedenle planının mantıklı olmadığı düşünülüyor.
Yeni izleme aracı, CO2 dışı emisyonlar açısından en fazla kirletici uçuşların büyük çoğunluğunu göz ardı edecek ve ilk 20 rotanın hiçbiri, bu kapsamda yer almayacak. Çünkü çevreyi en çok kirleten ilk 100 uçuşun neredeyse tamamı uzun menzilli.
Uzun mesafeli uçuşlar daha fazla nitrojen oksit yayıyor. Nitrojen oksit, su buharından sonra CO2 dışı iklim etkilerine en fazla katkıda bulunan ikinci faktör durumunda. Azot oksitler yüksek irtifalarda yayıldığında daha tehlikleli etkiler yaratabilir. Mevzuata göre en çok kirletici olan 100 rotadan yalnızca beşi bu kapsamda incelenecek.
Sektör oyuncularının tepkisi üzerine, 2027 yılına kadar uzun mesafeli uçuşların bu kapsamın dışında tutulması kararının destekçileri arasında IATA da var. Uzun mesafe uçuşlar yapan havayolları bu konuyu tamamen rafa kaldırmak için yoğun lobi faaliyetleri yürütüyor.
ACI WORLD 2023’ÜN NİHAİ RAKAMLARINI AÇIKLADI!
185 ülke ve bölgedeki 2.700’den fazla havaalanının yolcu, kargo ve uçak hareketi istatistiklerini inceleyen Uluslararası Havalimanları Konseyi – ACI, Şubat ayında ön rakam olarak yayınladığı 2023 yılına ait havalimanı istatistiklerini %99,9 oranında doğruladığını duyurdu. 2023 yılına ait nihai rakamlara göre, yolcu sayısının yıllık bazda %30,5 arttığı ve pandemi öncesindeki son normal yıl olan 2019’a kıyasla toparlanmanın %94,2 oranında gerçekleştiğini duyurdu.
Pandemi öncesinde, küresel havacılığın merkezinin ABD’den doğuya doğru kaydığı, önce Orta Doğu’daki aktarma merkezlerine dokunacağı ve Çin’deki hava yolu seyahatlerine yönelik sonsuz talebin etkisiyle Asya’ya ulaşacağına yönelik bir öngörü vardı. Bu öngörü bir gün gerçekleşebilecek olsa da, Atlanta Hartsfield-Jackson Havalimanı, 2023’te 104,7 milyon yolcuya hizmet vererek, dünyanın en yoğun havalimanı ünvanını yine kaybetmedi. En yakın rakibi Dubai Havalimanı’na yaklaşık 18 milyon fark attı.
2023 yılında küresel yolcu trafiği 8,7 milyara yakındı. En büyük 20 havalimanında 1,41 milyar yolcu ağırlandı. Yani en büyük 20 havalimanı toplam küresel trafiğin %16’sını oluşturdu. 2019’da en büyük 20 havalimanı 1,46 milyar yolcu ağırlayarak, toplam trafiğin %26,4’ünü oluşturmuştu.
Çin’in sınırlarını yeniden açması, 2023’teki güçlü büyümenin en büyük ateşleyicisi oldu. Bu yüzden Guangzhou Baiyun Havalimanı yeniden ilk 20 listesinde kendine yer buldu. 2020’deki sıralamada 58. sıraya gerileyen, Guangzhou Baiyun, 2023’te 63,2 milyon yolcuya hizmet vererek 2023’ün en yoğun 12’nci havalimanı oldu. 2023’te en büyük sıçramayı Seul Incheon Havalimanı yaptı. 2022’de 99’uncu sırada bulunan havalimanı, 2023’te 56,2 milyon yolcu ağırlayarak 20. sıraya yükseldi.
En yoğun 20 havalimanından sekizi Amerika Birleşik Devletleri’nde yer alıyor. Bu havalimanları sırasıyla ATL, Dallas-Fort Worth (DFW), Denver International (DEN), Los Angeles International (LAX), Chicago O’Hare (ORD), New York (JFK), Orlando International (MCO) ve Las Vegas Harry Reid (LAS).
2019’a kıyasla en fazla toparlanan şehir ise hizmet verdiği yolcu sayısını %46 artıran İstanbul Havalimanı oldu. Onu %14 ile %13 ile Denver takip etti. 2019’a göre en fazla yolcu kaybeden havalimanı ise %21 ile Seul Incheon olurken; onu %16 ile Frankfurt ve %15 ile Los Angeles izledi.
ACI, 2023’te, yıllık bazda %12,6 artışla yaklaşık 96 milyon uçak hareketi oluştuğunu açıkladı. Bu, 2019’daki toplam uçak iniş kalkış sayısının %92,8’ine ulaşıldığı anlamına geliyor. Yolcu sayısının, uçak hareketine göre 2019 seviyelerine çok daha yakın olduğu göz önüne alındığında, bu ilginç bir durumun sebebinin, daha büyük kapasiteli uçaklar ile operasyonların arttığı olduğu düşünülüyor.
Uçak hareketliliği açısından en iyi 20 havalimanından yalnızca beş tanesi 2019 seviyelerini aştı. Bu metrikte öne çıkan ise yine İstanbul Havalimanı oldu. İGA İstanbul Havalimanı’na iniş kalkış yapan uçak sayısı 2023’te 2019’a göre %53 oranında artış gösterdi. Onu %11 ile Miami ve Las Vegas takip etti. Chicago O’hare Havalimanı ise 2019’daki uçak hareketliliğinin %22 gerisinde kaldı. Onu %17 ile Los Angeles ve %16 ile Frankfurt izledi.
İstanbul Havalimanı Dünyanın En İyisi!
Öte yandan her ay 16 milyondan fazla okura ulaşan, New York merkezli, dünyanın önde gelen seyahat dergisi Travel and Leisure’nin her yıl düzenlediği “Dünyanın En İyi 10 Uluslararası Havalimanı” anketine katılan okurların oyları sonucunda 95,79 puan alan İGA İstanbul Havalimanı, “Dünyanın En İyi Havalimanı” seçildi.
Dergi okurlarının, havalimanlarını erişim, check-in, güvenlik, yeme-içme alanları, alışveriş ve tasarım açısından değerlendirdiği çalışmaya ilk kez 2021 yılında dahil edilen ilk Türk havalimanı olan İstanbul, 2022 ve 2023 yıllarında dünyanın en iyi ikinci havalimanı seçilmişti.
2024’te dünyanın en iyisi seçilen İGA İstanbul Havalimanı’nı, Singapur Changi ve Doha Hamad Havalimanı takip etti.