Çevre ve sürdürülebilirlik, havacılık endüstrisinin, son dönemlerde en önemli tartışma konularından biri. Hollanda hükümeti de bu konuda bazı sert adımlar atmaya hazırlanıyor. Olağanüstü uçuş bağlantılarına sahip olması ve beğenilen terminal düzeni ile tanınan Amsterdam’ın Schiphol Havalimanı, Avrupa’nın önde gelen aktarma merkezlerinden biri olma statüsünü kaybetmesine neden olabilecek bir zorlukla karşı karşıya.
2022’nin ortalarında, Amsterdam Schiphol Havalimanı’nda, yeni bir “yeşil” uçuş sınırı konusunda geliştirilen planlar açıklandı. Hollanda hükümeti, gürültüyü en aza indirmek için bir kapasite sınırı önerdi ve Schiphol’ün yıllık uçuş kapasitesinin 2024 yılına kadar %12 azaltılarak 440.000 uçuşa indirilmesi gündeme geldi. Ülkenin ulusal havayolu KLM, bu karara itiraz edip, Schiphol yönetimini mahkemeye verdi.
Schiphol’deki uçuş trafiğinin yaklaşık %60’ını oluşturan ulusal taşıyıcı KLM Group, bu önerinin yerel ekonominin gelişimi için belirlenen hedeflerle çeliştiğine ve istikrarlı bir ulusal havayolu olarak faaliyetlerini sürdürmelerini olumsuz etkileyeceğine inanıyor. Schiphol, 2022’de ev sahipliği yaptığı yaklaşık 53 milyon yolcu ve havalimanına bağlı yaklaşık 300.000 iş ile üçüncü en büyük küresel bağlantı merkezi konumundaydı.
KLM’nin yasal temsilcileri, hükümet tarafından önerilen kısıtlama kararının “yanlış hesaplamalara ve güncel olmayan verilere” dayandığını iddia ediyor. Ulaştırma Bakanlığı’nın, sonuçlarını tam olarak düşünmeden, kapasite kısıtlaması önerisinin dayattığını düşünüyor.
Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), Schiphol için önerilen bu sınırlama kararına karşı çıkarken, Genel Müdür Yardımcısı Conrad Clifford, birçok ülkenin durumu yakından izlediğini belirtti. IATA avukatları, Hollanda hükümetinin son değil de ilk çare olarak uçuş kısıtlaması uygulama fikriyle AB kurallarını ihlal ettiğini savunuyor. AB yönergelerine göre, hükümet, yeni havalimanı düzenlemelerine dengeli bir yaklaşım izlemek zorunda. Ancak Hollanda hükümeti, planının AB yasalarına uygun olduğunu savunuyor.
Eleştirmenler, böyle bir kısıtlamanın hayata geçirilmesinin, ülkenin GSYİH’sına önemli ölçüde katkıda bulunan havacılık sektörüne zarar verebileceğini savunuyor. Ayrıca, hükümetin, Schiphol’ün kapasitesiyle ilgili tahminlerindeki tutarsızlıklara da işaret ediyor. Hollanda’nın 2020-2050 için taslak havacılık mutabakatı, başlangıçta havalimanının yıllık uçuş kapasitesi sınırını 540.000 olarak belirledi. Schiphol yakınlarında bulunan ve siyasi tıkanıklık nedeniyle aktif olmayan Amsterdam Lelystad’daki operasyonlar da bu hesaba katıldı. Lelystad’ın açılışına ilişkin kararın açıklanması da önümüzdeki yaza ertelendi.
Havayolları, kış sezonu öncesinde slot durumları etkileneceği için, kapasite kısıtlama davasının sonucunu merakla bekliyor. IATA da, havayollarının sağlıklı plan yapabilmesi için, hızlı ve net bir karar alınmasını tavsiye ediyor.
Ancak tüm bunlara rağmen, yakın zamanda Schiphol Havalimanı için alınan yeni kararlar da çok ciddi tartışmalara sebep olacak gibi görünüyor.
Royal Schiphol Group CEO’su Ruud Sondag, Amsterdam Schiphol Havalimanı’nda daha fazla kısıtlama getirileceğini açıkladı. Bu planın amacı, havaalanı çevresindeki gürültüyü en aza indirmeyi amaçlıyor.
Alınan yeni kurallara göre Schiphol Havalimanı, 2025 yılına kadar, gece saatlerinde kapanacak. Gece 12’den sabah 6’ya kadar kalkışlara izin verilmeyecek olan havalimanında; yine gece 12’den sabah 5’e kadar inişler de mümkün olmayacak.
Schiphol Havalimanı yönetimi, meydandaki trafiği en aza indirmek için 2025 yılına kadar özel jetleri de tamamen yasaklayacak.
Schiphol Havalimanı, Boeing 747 de dahil olmak üzere “gürültülü” uçakları da 2025 yılına kadar yasaklamak istiyor. Ancak bu konudaki ayrıntılar henüz tam olarak belli değil.
Schiphol Havalimanı’nda, bir süredir hizmete alınması düşünülen ek bir yeni pist planından da vazgeçildi.
Yapılan araştırmalara göre, bu değişiklikler, havaalanı çevresinde yaşayan 17.500 kişinin daha az “rahatsızlık” duymasıyla sonuçlanacak. 13.000 kişinin şikayet ettiği “ciddi uyku bozukluğu” sorununun çözülmesi bekleniyor.
Havalimanının gece kapatılması kararı, normal tarifeye göre bu saatlerde varış/kalkış yapılan yıllık 10.000 uçuşu ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Bu uçuşların neredeyse yarısını, Air France-KLM Grubu’nun düşük maliyetli yan kuruluşu Transavia uçuşları oluşturuyor. işletilmektedir.
Hollanda’daki havayollarına zarar verecek olan ve Amsterdam’ın küresel bağlantısını azaltacak bu yeni kararlar, büyük tepki topluyor. Tüm dünya için geçerli olan bu sorunların faturasının Amsterdamlı seyahatseverlere kesilmesinin, Schiphol’e bağlantı merkezi olma özelliği konusunda ciddi darbe vuracağı öngörülüyor.
İnsanlar, havayollarının emisyonlarını azaltmaları için, filolarına yeni ve modern uçaklar katmaları, sürdürülebilir havacılık yakıtı konusunda ortaklıklar yapmaları ve tip alternatif yakıtlar için hükümetler tarafından teşvik getirilmesi gibi adımların daha yerinde olduğunu düşünüyor.
Schiphol’deki kapasite sınırının diğer şehirler için de olumsuz yansımaları olması bekleniyor. Havacılık danışmanlığı şirketi OAG’nin baş analisti John Grant, Birleşik Krallık’ta uçuş bağlantısı için yalnızca Schiphol’e güvenen Norwich, Teesside ve Humberside gibi yerlerin de kısıtlamanın etkisini ciddi şekilde hissedeceğini öne sürüyor.
Avrupa ülkeleri, hayati endüstrileri desteklemek ile daha yaşanabilir, çevre dostu şehirler yaratmak arasındaki hassas dengeyi ayarlayabilmekle boğuşuyor. Bir iklim geçişinin ortasında, havacılık standartları da çok daha katı hale geliyor. Örneğin Fransa ve Avusturya, iklim hedefleriyle uyum sağlamak için kısa mesafeli uçuşlara çeşitli kısıtlamalar getirdi.