Alaska Havayolları’nın AS1282 sefer sayılı Portland-Ontario seferi için 171 yolcu ve 6 mürettebat ile havalanan Boeing 737 MAX-9 tipi uçak, yaklaşık 16000 ft irtifaya tırmandığında, sol arka-orta acil çıkış kapısı koparak uçaktan ayrıldı. Uçakta yapısal bütünlüğün kaybolması nedeniyle ani basınç kaybı (dekompresyon) meydana geldi.
Oluşan basınç farkı nedeniyle uçaktaki boş koltuklardan biri, bazı yolcuların cep telefonları ve kişisel eşyaları uçaktan dışarıya emildi. Yolcuların baş üstü panellerinden, oksijen maskeleri düştü. Kabinde büyük bir korku ve panik yaşanırken; kokpit ekibi acil iniş kararı aldı ve uçağı, Portland Havalimanı’na sorunsuz bir şekilde indirdi.
Uçağın arka-orta bölgesinde yer alan kopan kapının, özellikle kuyruk bölgesindeki hareketli kontrol yüzeylerine, motor veya kanatlara çarpmaması büyük bir şans olarak nitelendirilebilir. Böyle bir durumda uçağın kumanda edilememesi ve pilotların uçağı kontrollü bir şekilde indirmesi mümkün olmayabilirdi. Uçağın içinde bulunan yolcular ve kabin ekibi ciddi bir korku yaşamış olsa da yaşananları ucuz atlatılmış bir olay olarak nitelendirmek mümkün.
171 yolcu ve 6 mürettebat ile Portland-Ontario seferi yapan @AlaskaAir’in @Boeing 737 MAX-9’u, kalkış sonrası basınçlandırma sistem arızası yaşadı. Uçağın sol arka bölümünde bir panel koptu. Basınç farkı nedeniyle, boş koltuklardan biri, yolcuların telefonları dışarı fırladı. pic.twitter.com/6ZPH0ebBsv
— BoardingInfo (@boardinginfo) January 6, 2024
Olayın, uçak 15000 ft irtifadayken meydana gelmesi de büyük bir şans. Uçaktaki Oksijen maskeleri 10000 ft kabin irtifasından sonra düşecek şekilde ayarlanıyor. Kapının kopmasından hemen sonra uçak kısa bir süre içinde, yolcuların oksijen maskesi kullanmadan nefes alabilecekleri irtifaya inebildi. Ayrıca kapı koptuktan sonra kabin içi ve dış ortam arasındaki basınç farkının çok yüksek olmaması, kapının ayrılması sırasında uçakta şiddetli bir basınç boşalması yaşanmasını ve uçak içindekilerin kuvvetle dışarıya çekilmesini de engellemiş görünüyor. Çok daha yüksek irtifalarda gerçekleşmesi durumunda olayın, çok daha vahim sonuçları olabilirdi.
KOPAN KAPI KULLANILMIYOR!
Seyir esnasında yerinden fırlayan kapı, havayolunun isteği üzerine Boeing’in fabrikada, uçağın üretim aşamasında pasif hale getirdiği bir kapıydı. Kabin içinde de o bölgeye standart yan duvar panelleri yerleştirilerek kamufle edildiği için, yolcuların orada bir acil çıkış kapısı olduğunu anlaması mümkün değil. O sıradaki koltukların da uçaktaki diğer koltuklardan farklı olmaması nedeniyle, kabin içinde herhangi bir anormallik göze çarpmıyor.
Boeing 737 MAX-9 uçaklarını, full ekonomi konfigürasyonunda kullanan havayolları, sayede fazla yolcu taşıdığı için, herhangi bir acil durumda, yolcuların tahliye ihtiyacını karşılamak için, bu ekstra acil çıkış kapılarını kullanılmak zorunda kalıyor. Ama Alaska gibi, kabine sadece ekonomi sınıfı koltuk koymayan havayolları, diğer acil çıkış kapılarının, yolcu sayısına oranla yeterli olması nedeniyle, 737 MAX-9 uçaklarında, ihtiyaç duymadıkları bu kapıyı kamufle ederek gizliyor. Bu kapılar dışarıdan da açılamayacak şekilde deaktif ediliyor.
Kapısı fırlayan Boeing 737 MAX-9, geçtiğimiz Ekim ayında havayoluna teslim edilen ve 11 Kasım 2023’te hizmete başlayan yepyeni bir uçaktı. Hiçbir şekilde açılması mümkün olmayan, tamamen kilitli ve içeriden de kamufle bir kapının, birkaç ay önce fabrikadan çıkmış bir uçakta uçuş sırasında kopması anormal bir durum. Bu son derece tehlikeli ve nadir görülen durum, imalat sırasında yaşanan bir hatayı işaret ediyor. Uçağın kapısı patlamadan bir gün önce, iki kez “basınçlandırma sisteminde bir sorun olduğuna dair uyarı verdiği iddia ediliyor. Ancak bu bilgi havayolu tarafından henüz doğrulanmadı.
BOEING 737 MAX SABIKALI BİR UÇAK!
737 MAX uçakları 2018’de Malezya’da ve 2019’da Etiyopya’da olmak üzere, 5 ay içinde yaşadığı 2 ölümlü kaza ile 346 kişinin yaşamına mal olmuş ve dünya genelinde 20 ay boyunca uçuşlardan men edilerek yere indirilmişti. Kazaların, uçakta kullanılan MCAS isimli sistemden kaynaklandığı ortaya çıkarılmış ve bu sisteme ait yazılımların güncellenmesi ve pilot eğitimlerinin revize edilmesinin ardından uçaklar yeniden gökyüzü ile buluşmuştu.
Geçtiğimiz yıldan itibaren uçakların üretim ve kalite kusurları nedeniyle bir çok kez teslimatları durdurulmak zorunda kaldı. Özellikle uçakların gövdesini üreten Spirit Aerosystems şirketi, uçak gövdelerinde birçok kritik üretim hatasıyla tepki çekti. Alaska uçağında yaşanan olayın da Spirit’in üretim hatalarından biri ile ilişkili çıkabileceği düşünülüyor.
Şu anda dünya genelinde 221 adet 737 MAX 9 aktif olarak uçuyor. Bu uçakların 79’u United ve 65’i Alaska filosunda olmak üzere, büyük oranda ABD’li şirketlerde. THY’nin filosunda da 5 adet 737 MAX-9 bulunuyor.
Alaska Havayolları, Ocak 2021’den bu yana MAX-9 uçaklarıyla operasyon yapıyor. Yaşanan olay üzerine havayolu, filosundaki MAX-9 uçaklarının tamamını yere indirdi. Birkaç saat sonra FAA, ABD’li havayolların ait veya ABD’ye ait bölgelerde faaliyet gösteren toplam 171 adet 737 MAX-9 uçağının acil olarak kontrol edilmesi amacıyla yere indirilmesine yönelik bir Uçuşa Elverişlilik Direktifi yayımladı. Kontrollerin uçak başına 4-8 saat arasında sürmesi gerekiyor. THY’nin de 737 MAX-9 uçakları, kontrol amaçlı yere indirilecek.
NTSB de olayı araştırmak için özel bir ekip kurdu. NTSB Başkanı Jenny Homendy de bu ekibin içinde yer alacak.
THY’NİN PARİS KAZASINI HATIRLATIYOR!
Havacılık tarihinde pek çok farklı sebebe bağlı olarak, uçağın yapısal bütünlüğünün bozulduğu, motor başta olmak üzere, uçağın çeşitli bölgelerinden parça kopması gibi durumların yaşandığı örnekler var. Kopan kapı veya diğer parçaların, uçağın gövdesine veya hareketli kontrol yüzeylerine çarpması nedeniyle düşen uçaklar ya da uçağın kopan kısımlarında oluşan boşluklarından dışarıya emilen insanların olduğu kaza örnekleri de bulunuyor.
Bu tip olayların uçuşun hangi aşamasında meydana geldiği, kopan parçanın uçağa nasıl bir zarar verdiği ve kokpit ekibi tarafından krizin nasıl yönetildiği gibi detaylar, ortaya çıkaracağı potansiyel sonuçları da etkiliyor. Türk sivil havacılık tarihinin ve Türk Hava Yolları’nın en büyük kazası olan, 3 Mart 1974 tarihinde Paris’te yaşanan kazada da DC-10 uçağının kargo kapısı kalkıştan hemen sonra patlamış ve 346 kişinin hayatını kaybettiği bir faciaya dönüşmüştü.