ABD’li imalatçı Boeing, uçaklarının hizmet ömrü boyunca ne kadar karbon emisyonu (CO2) ürettiğini ortaya koyma taahhüdü de dahil olmak üzere, faaliyetlerinde gösterdiği “şeffaflığa” ithafen ilk sürdürülebilirlik raporunu yayımladı.
Chicago merkezli uçak üreticisinin sürdürülebilirlik çabaları dört ana başlık üzerinde toplanıyor:
- insanlar
- ürünler ve hizmetler
- operasyonlar
- topluluklar
Rapora göre Boeing’in temel hedefi, 2030 yılına kadar yüzde 100 Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı (SAF) ile çalışan ticari uçakları üretmek ve 2050 yılına kadar da hizmete başlamasını sağlamak. Boeing ayrıca tüm tesislerinde de net sıfır karbon emisyonu amaçlıyor.
Bu gelişmeler, yatırımcılar ve diğer paydaşlar tarafından yapılan baskılar neticesinde ilk olarak Ocak ayında duyurulsa da, Boeing, o günden bu yana beri eylem haline getirdiği faaliyetlerini paylaşmak üzere bu raporu yayımladı.
Şirket, Eylül ayında, sürdürülebilirlik organizasyonunu kurdu ve başına Chris Raymond’u atadı. Raymond: “Bu yolculuğa devam ederken, paydaş duyarlılığına ve veri şeffaflığına odaklanan ilk kapsamlı raporumuzu yayımlamaktan memnuniyet duyuyoruz” ifadelerini kullanırken; “hala yapılacak işler olduğunu biliyoruz ve ilerlemeyi sürdürmek ve havacılık endüstrisinin gelecek nesiller için güvenli ve sürdürülebilir olmasını sağlamak için kendimizi sorumlu hissetmekte kararlıyız.” diyerek amaçlarını özetliyor.
2050’DE 10 MİLYAR YOLCU!
Raymond, 2050 yılına kadar küresel olarak yılda 10 milyar yolcu rakamına ulaşılması, 180 milyon işin desteklenmesi ve dünya çapında ekonomiye 9 trilyon Dolar kazandırılmasınının beklendiğini belirtiyor. Raporda, 2020’de teslim edilen uçakların, hizmet ömürleri boyunca 158 milyon ton CO2 – 175 milyon MtCO2e – emisyonu üreteceği bilgisi yer aldı.
Boeing, geçen yıl müşterilere 157 adet uçak teslim etti. Bu, 1984’ten bu yana yıllık bazda en düşük teslimat rakamı anlamına geliyor.
İlgili Haber | Uçuşlarla Çevreye Verdiğiniz Zararı Nasıl Telafi Edebilirsiniz?
Reuters, her bir uçağın ömrü boyunca 866.000 tona kadar emisyon üreteceğini öne sürüyor. Uluslararası Temiz Ulaşım Konseyi havacılık direktörü Dan Rutherford, Boeing uçaklarından elde edilen verilere dayanarak “yüksek çevresel etki” oluşturdukları görüşünde.
Boeing sürdürülebilirlik stratejisi direktörü Sean Newsum, şirketin SAF’ın etkilerini araştırmaya devam etmesi gerektiğini ve bazı sistemleri değiştirmesi gerekebileceğini söyledi. Alternatif olarak, ABD Federal Havacılık İdaresi FAA gibi otoriteler de yakıt standartlarında çeşitli değişimleri hayata geçirebilir.
Daha yüksek yüzdeli karışımlar ABD ve Birleşik Krallık’taki endüstri standartlarını karşılamadığı için, jet motorlarının sağlıklı şekilde çalışabilmesi için, jet A1 yakıtına yalnızca yüzde 50 oranında SAF katılması onaylanmış durumda.
Boeing, 2018’de bir 777 modeline ecoDemonstrator adı vererek, bu uçakla bir uçuş test programı başlattı. Yüzde 100 SAF kullanarak ticari bir jeti başarıyla uçurdu. Bu gelişme, şirketin sürdürülebilir havacılık çalışmalarını göstermesi açısından önemliydi. Boeing’in stratejisi, yalnızca yakıt alanında değil, bir bütün olarak operasyonların genelinde sürdürülebilirlik sağlamak. Bu amaç doğrultusunda, enerji tüketimini yüzde 12, su kullanımını yüzde 23, katı atıkları yüzde 44 ve tehlikeli atıkları yüzde 34 azaltmayı taahhüt ediyor.