Boeing 787 Dreamliner uçaklarının pencereleri, 27 x 47 cm ölçüleriyle, neredeyse kabin bagajlarımızla aynı büyüklükte. Diğer ticari yolcu uçaklarına göre 787’nin pencerelerinin % 30 daha büyük olması, kabinde doğal ışık oranını artırırken, yolculara da çok daha iyi bir görüş açısı sunuyor.
Ses hızının 2 katı hızlarda uçarak, insanlığa süpersonik ticari yolculukların kapısını açan Concorde pencereleri ise yaklaşık 15 x 10 cm ölçüleriyle neredeyse elimizden bile küçük. Concorde pencereleri, subsonic (ses altı) hızlarda seyahat eden ticari yolcu uçaklarının pencerelerinin neredeyse yarısı kadar.
Pencereler arasındaki bu ciddi farkın en önemli nedeni uçağın yapısal bütünlüğünün korunmak istenmesi!
Pencereler, uçağın gövdesinde yapısal zayıflıklar oluşturuyor. Uçakların tasarım sürecinde mühendisler pencerenin seyir esnasında patlama olasılığını dahi hesaba katıyor. Uçakların seyir yüksekliğindeki hava basıncı, insanların oksijen maskesi ile bile rahat nefes almaları için uygun değil. Böylesi bir patlamaya bağlı olarak kabin basıncı sorunu yaşandığı durumda pilotlar, uçağı 10.000 feet irtifaya indirmek zorunda.
Concorde, 60.000 feet (yaklaşık 18,5 km) yani günümüzdeki yolcu uçaklarından çok daha yüksek bir seyir irtifasına sahip olduğu için pencerelerin daha küçük olması gerekiyordu. Böylece kabindeki hava basıncı, herhangi bir patlama durumunda daha yavaş düşecek ve bu sayede pilotlara uçağı güvenli bir irtifaya indirebilmeleri, yolculara da oksijen maskelerini takabilmeleri için yeterli zaman tanıyacaktı.