Gemiler, uçaklar, trenler ve daha pek çok farklı aracın batırılmasıyla oluşturulan yapay resifler, başta balıklar olmak üzere farklı deniz canlıları ve bitki türlerine ev sahipliği yaparak, su altında ilgi uyandıran alanlara dönüştürülüyor. Böylece bölgenin turizm gelirlerine de ciddi katkılar sağlıyor.
EDİRNE’DE A330 BATIRILDI!
Geçtiğimiz günlerde Edirne’nin İbrice Limanı’nda, Airbus A330 tipi yolcu uçağı, kıyıdan 1 mil açıkta batırıldı. 1995 yılında ilk uçuşunu yapan, 2018 yılında da emekliye ayrılan Airbus A330 tipi yolcu uçağı, Mart ayında Antalya’dan 6 tırla parçalar halinde Keşan’da bulunan Erikli Köyü sahilindeki su sporları merkezine getirildi.
Ardından yeniden montajlanan uçak, hava yastıkları üzerinde, batırılacağı koordinatları belli olan noktaya kadar tekneyle çekildi. Daha sonra dalgıçlar, uçağın üzerinde olduğu hava yastıklarını kontrollü olarak kesti ve uçak batmaya başladı. Önce kanat kısmı suya giren uçak, yaklaşık 2 saat içerisinde planlandığı üzere 30 metre derine oturdu.
Uzunluğu 65 metre; kanat açıklığı 60 metre olan uçağın, yaklaşık 4 saat süren batırılma operasyonu, çok sayıda kişi tarafından hem denizden hem de karadan takip edildi.
Uzun yıllar Onur Havayolları filosunda görev yapan ve belki de sizi defalarca istediğiniz yere uçuran Airbus A330 artık Saros Körfezi’ndeki ebedi istirahatgahında meraklı dalgıçların onu ziyaret etmesini bekleyecek. Bir zamanlar mavi göklerin hakimi olan yolcu uçağı artık derin maviliklerde, dünyanın en büyük uçak batığı ünvanıyla hizmet vermeye devam edecek.
Projenin dalış turizmine hizmet etmesi dışında balık popülasyonuna katkıda bulunacağı da düşünülüyor. Harika bir su altı görselliği yaratan batık uçağın, amatör ve yerel balıkçılığa destek olmak ve kaçak balıkçılığı önlemek gibi misyonları da bulunuyor.
2009 yılında başlatılan ‘Hayal ettik gerçek oldu, deniz kızı Saros Körfezi’ne kondu’ isimli proje için 1 milyon 235 bin TL hibe edildi. Yapay Resif Projesi’nin son etabı da uçak batırma adımıydı. Batırılan uçakla birlikte, Saros Körfezi’nin alternatif bir turizm merkezi olması amaçlanıyor. Şu an için bölgeye gelen turistler, kişi başına 500 ila 600 Dolar bırakıyor. Dalış turizminin canlanmasıyla kişi başına bölgeye bırakılan paranın 2-3 bin dolarlara ulaşılabileceği öngörülüyor.
KUŞADASI’NDA BATIK A300 UÇAĞI!
Turizm amaçlı kullanılan yapay resiflerin en heybetlilerinden biri de Ege sularında Kuşadası’nda bulunuyor. Nisan 1980’de Airbus fabrikasından çıkan ve 19 yıl boyunca Yunan Olympic Havayolları’nda yolcu taşıyan Airbus A300, 1999’da kargo uçağına dönüştürüldü. Amerikalı, Hollandalı ve İngiliz sahiplerine kargo taşıma hizmeti veren uçak 2006 yılında Türk kargo havayolu ACT’nin filosuna katıldı. 2012 yılında ise hizmet ömrünü tamamlayıp hurdaya ayrıldı. Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından satın alınan uçak, parçalara ayrılarak tırlarla Kuşadası’na getirildi. 2 ay süren çalışmalar sonunda tek parça haline getirilen uçak Kuşadası’nın eski adı Neopolis olarak isimlendirildi ve 4 Haziran 2016’da batırıldı.
Uzunluğu 54 metre, kanat açıklığı 44 metre olan uçak 22 metre derinlikte bulunuyor. Uçağın kokpiti, kabini ve kargo kompartmanına dalgıçlar erişebiliyor.
Türkiye’de dalış turizmi için batırılan başka uçaklar da var. Antalya, Kaş ve Kemer’de 2009’dan bu yana, 2 kişilik Türk Hava Kurumu eğitim uçağı, askeri nakliye uçağı ve 10 kişilik pervaneli bir uçak batırıldı. Düzce Akçakoca’da ve İzmir Mordoğan açıklarında da C47 tipi uçaklar resif amaçlı batırıldı.
UÇAKLAR BATIRILMADAN ÖNCE NE YAPILIYOR?
Uçaklar batırılmadan önce dalgıçlar için zararlı olabilecek kesici delici metal parçalarından arındırılıyor. Araçlar deniz kirliliği yaratmamak için batırılmadan önce ciddi bir temizleme sürecinden geçiriliyor. Asbest, polikarbon ve yağ gibi kirletici maddelerden tamamen arındırılması, çevresel etkiler bakımından çok önemli. Tamamen arındırılan uçakların metal gövdesi batırıldıktan sonraki 2 yıl içinde tamamıyla deniz canlıları tarafından kaplanıyor.
SU ALTINDAKİ DİĞER UÇAKLAR
Dünyanın çeşitli yerlerinde de yapay resif amaçlı batırılan ya da denize düşüp olduğu yerden çıkarılmayan batık uçaklar mevcut. 1948’de Hawaii Oahu’da motor arızası nedeniyle suya iniş yaptıktan sonra batan ve 35 metre derinlikte bulunan F4U Corsair bunlardan biri. Corsair’in pilotu, havada motor arızası yaşadı. Geri dönüş şansı bulunmadığı için suya iniş gerçekleştirmek istedi. Uçağın bükülmüş pervaneleri, Corsair’in ilk önce burnunun suya battığını gösteriyor. Uçağın kalan kısımları da pek zarar görmemiş. Sancak kanadının kuma gömülmüş olması ve uçağın güçlü akıma karşı koyabilmesini sağlamış.
YUNANLILARIN PIPER UÇAĞI
1988 yılında yakıt arızası nedeniyle okyanusa düşen 4 koltuklu Piper tipi uçak, Yunanistan’ın Makronisos Adası açıklarında 18 metre derinlikte başlangıç seviyesi dalgıçlar için bile erişilebilir durumda. Kanatlarından birini suya çarpan uçağın pilotu inişi enkazın iyi durumda kalacağı şekilde kontrol edebildi. Uçuş kitabı hala içinde duruyor ve “Yunanistan’ı ziyaret et” anlamına gelen Visit Greece kelimeleri hala uçağın sol tarafında görülebiliyor.
ABD BOMBACISI
Temmuz 1943’te Japonlara karşı düzenlenen saldırıda görev alan ABD bombacısı Blackjack B17, bugün Papua Yeni Gine’de Milne Körfezi’nde 50 m derinlikte. Mekanik problemler ve kötü hava koşulları nedeniyle görev sırasında düşen uçak, sadece profesyonel dalgıçlar için erişilebilir olsa da, sağlam silahlar ve mühimmatlarıyla, su altında tarihi bir hazine durumunda.
KAŞ’TA BATIK DAKOTA!
2009’da Kaş’ta 17-26 metre aralığında derinliğe kasıtlı olarak batırılan DC-3 Dakota’nın etkileyici bir tarihi var. Uzunluğu 20 metre olan ve 30 metre kanat açıklığına sahip olan Dakota, İkinci Dünya Savaşı sırasında Türk paraşütçülerini taşıdı. Bugün yapısal olarak çok sağlam bir durumda olmasa da ikonik ikiz pervaneli motorlarıyla su altı fotoğrafçıları ve dalgıçlar için mükemmel bir fırsat sunuyor.
İlgili Haber | Dam Üstünde Dakota
BOEING 737 KANADA’DA BATIRILDI!
Ocak 2006’da, British Columbia Yapay Resif Derneği tarafından Kanada’da batırılan Boeing 737, Kuzey Amerika’nın ilk yapay uçak batığı oldu. 30 m derinde oturtulmuş olan 737 için dalgıçların soğuk su ve nispeten zayıf görünürlük için kendilerini hazırlamaları öneriliyor. İyi bir eğitime sahip olan dalgıçlar, uçağın bir mağaraya benzeyen gövdesini keşfedebilirler.
MALTA’NIN DERİNLİKLERİNDE BİR UÇAK!
Malta Delimara açıklarındaki batık Bristol Blenheim bombardıman uçağı, 42 metre derinlikte. Bu yüzden eğlence amaçlı dalış yapanların görme ihtimali yok. Aralık 1941’de, düşman ateşi ile büyük zarar gören uçağın pilotu, yakındaki piste inerek tehlikeyi oraya da sıçratmak yerine çareyi uçağı denize düşürmekte buluyor. Neyse ki, tüm mürettebat kurtuluyor.
AYNI YERDE İKİ BATIK UÇAK!
Bir batık uçakla yetinmeyen dalgıçların Aruba’ya gitmelerini önerebilirim. Burada, tek bir dalışta hem DC-3 hem de S-11’in batıklarını keşfetmeniz mümkün. Her iki uçak da kasten batırılmış. Lenny Kasırgası’nın iki parçaya ayırdığı DC-3 uçağının burun kısmının yanı sıra daha yeni ve daha sağlam olan S-11 dalgıçları bekliyor. Uçaklar yaklaşık 25 m derinlikte. Bu yüzden yeni başlayanlar için iyi bir dalış opsiyonu olabilir.
SORU İŞARETLERİYLE DOLU!
Mikronezya’da bulunan Mitsubishi G4M, nam-ı diğer Betty bombacısının batığı, en az bozulan uçaklardan biri olması ile birlikte en ilginç hikayeye sahip olanlarından. Tarihçiler 1944 yılında Etten Adası’nda bulunan havaalanına (airstrip) inmeye çalışırken kendi kendine mi düştü yoksa ABD kuvvetleri tarafından vurularak mı indirildiğine henüz karar veremedi. Bildiğimiz tek şey 15 metre derinlikte mercan örtüsünün altında dalgıçları beklediği.
JAPON DENİZ UÇAĞI DA DÜŞMÜŞ!
Sadece 14 m derinlikte berrak suyun içerisinde yatan, 2. Dünya Savaşı döneminden kalma Japon Donanması’na ait Jake deniz uçağı, hala dikkat çekici bir şekilde bozulmamış durumda. Büyük ihtimalle motor sorunu yaşayıp suya düştüğü sanılıyor. Uçak, Koror dalış merkezi’nden beş dakikalık bir tekne yolculuğu ile ulaşılabilen bir lokasyonda. Kalın mercan katmanları ile kaplanmış uçağın çevresinde bol miktarda deniz canlısı yaşıyor.
ABD’NİN LASTİKLERLE İMTİHANI!
Ancak deniz altında oluşturulan bütün yapay resifler çevre için pek uygun değil. 1972 yılında, ABD’nin Florida eyaletinde 700.000 eski otomobil lastiği denize atılarak yapay bir resif oluşturulmak istendi. Dönemin çevre uzmanları, lastiklerin okyanusa atılarak, balıklar ve diğer deniz canlılarının yaşamlarını sürdürebilecekleri iyi bir ortam oluşturulacağını düşünüyordu.
Ayrıca bu durum, lastik lastiklerin o günlerde geri dönüştürülememesi gerçeğine karşı oldukça verimli bir çözüm olarak ortaya atılmıştı. Ancak plan işe yaramadı. Lastikler okyanus tabanındaki akıntılar ve fırtınalar nedeniyle, su altındaki doğal hayata zarar vermeye başladı. Dalgıçlar, lastikleri atılan bölgeden temizleyebilmek için yıllar süren bir çalışma yapmak zorunda kaldı…