COVID-19 AŞISI TÜM DÜNYA’YA NASIL DAĞITILACAK?
Tüm dünyanın gözü, küresel Covid-19 salgınına karşı geliştirilmeye çalışılan aşı projelerinde. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, şu an dünyanın dört bir yanında yaklaşık 250 farklı aşı geliştirme programı yürütülüyor. Ancak aşının bulunması kadar, dünyanın tamamına dağıtımının yapılması da büyük bir operasyonel süreç olarak karşımıza çıkacak.
Sadece bir doz aşının yeterli olduğu varsayımıyla yapılan bir hesaba göre, 7,8 milyarlık dünya nüfusunun tamamına aşı dağıtımın sağlanabilmesi için 8.000 adet Boeing 747-400 kargo uçağı kapasitesine denk uçuş yapılmasının gerekeceği ortaya konuldu. Birden fazla doz aşının gerekmesi durumunda elbette sayılar daha da artacak.
Eğer aşıların taşınması için tipik 2 ila 8 santigrat derece aralığında bir sıcaklık ortamı gerekirse bazı uçaklar bu konuda uygun olmayabilir. Aşıların dondurulmuş bir formda taşınması gerekir ise, bu tarihî işin üstesinden gelebilecek yeterliliğe sahip uçak sayısı çok daha azalacak. Aşının özellikle bir kaç gelişmiş ülkede üretilip buralardan dünyaya dağıtılacağı düşünüldüğünde, bu işin adeta bir askeri operasyon hassasiyetiyle planlanması gerekiyor.
Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği IATA, konuyla ilgili olarak havayolları, havalimanları, sağlık kurumları ve ilaç firmalarıyla temasta olduklarını açıkladı. IATA, havacılık endüstrisinin, bu güne kadar karşılaştığı en büyük taşımacılık challenge’ı ile karşı karşıya olduğunu söylüyor.
Güney Amerika, Afrika ve Güneydoğu Asya gibi karayoluyla ulaşımın nispeten zor olduğu bu bölgelere aşı tedariği konusunda hava kargo kilit rol oynayacak.
Normal zamanda bu tip gelişmekte olan pazarlara ulaşan kargoların neredeyse tamamı; yolcu uçaklarının kargo kompartmanlarında taşınıyordu. Ancak bu bölgelerin çoğuna, talep düşüşü ve virüsün yayılmasını durdurmak için getirilen seyahat kısıtlamaları nedeniyle yolculu operasyonlar durduruldu.
Uzmanlar, özellikle Afrika kıtasının yüz ölçümü olarak büyüklüğü, bölge içinde ulaşım altyapısının yetersizliği ve sınır geçişlerinin karmaşıklığı ile birlikte kapasite sorunu da göz önüne alındığında, kara kıtada aşı dağıtmanın şu anda “imkansız” olduğu görüşünde.
Aşı sevkiyatların adeta askeri hassasiyetle planlanmasının gerekeceği ve bölge içlerindeki yerel dağıtım süreçlerinde aşıların zarar görmemesi için depolanabileceği hazırlık noktaları soğuk tesisler gerekeceği düşünülüyor.
Frankfurt başta olmak üzere dünyanın bir çok yerinde havalimanı işleten Fraport, aşı dağıtımına yönelik adımlar üzerine çalışıyor. Air France-KLM de Afrika’daki uçuş ağını aşı tedariği potansiyelini göz önünde bulundurarak yeniden gözden geçiriyor.
Pandemiden kazançlı çıkan hava kargo şirketleri, aşı dağıtımı operasyonları da düşünüldüğünde karlılıklarını çok ciddi seviyelerde artırabilir. THY ile birlikte Atatürk ve İstanbul Havalimanları da bu tarihi operasyonlarda pastadan ciddi pay alabilir.
PANDEMİDE GÜVENLİ SEYAHAT BAROMETRESİ!
Pandemi döneminde havayolları, havalimanları ve seyahat markalarının; gezginlerin kaygılarını azaltmaya yönelik girişimleri ve uygulamalarını kıyaslayan en büyük araştırma yapıldı.
Dünya genelinde 150’den fazla havayolu ve 300’den fazla havalimanı, Güvenli Seyahat Barometresi adı verilen bir çalışma kapsamında Covid-19 döneminde, yolcular için ne kadar güvenli seyahat vadettiği konusunda değerlendirildi.
Araştırmanın sonuçları, havayolları ve havalimanları için, hizmet ve mantalite açısından bir temel yaklaşım oluştururken, aynı zamanda yolculara seyahat esnasında kendilerini neler beklediğine dair dair fikir vermesi açısından oldukça önemli.
Almanların milli havayolu Lufthansa, uçuş esnasında yolcu sağlığı ve güvenliği konularındaki 20 farklı parametre üzerinde yapılan değerlendirme neticesinde Güvenli Seyahat Puanı en yüksek havalimanı seçilerek listenin zirvesinde yer aldı.
Lufthansa’nın 5 üzerinden 4,5 puan alarak zirveyi kaptığı listede 2’nci sırayı Hintli Vistara ve ABD’li havayolları Delta ve Allegiant 4.4 puan ile paylaştı. İlk onda yer alan havayollarının tümü 5 üzerinden 4 üzeri puan aldı.
Listenin devamında ilk 10’u sırasıyla China Airlines, Hawaiian, AirAsia, Emirates, Filipin Hava Yolları, Alaska Havayolları oluşturdu.
Çalışma kapsamında Türkiye’deki havayolları arasında en yüksek puanı 3.8 ile THY aldı. Pegasus 3.7, Anadolu Jet 3 ve Onur Air 2.2 puan toplayabildi.
Dünyanın dört bir yanındaki yüzlerce havalimanı ise minimum check-in süresi, terminal, asansör, tuvalet gibi alanlarda el dezenfeksiyon uygulamaları, termal görüntüleme, maske kullanımı ve mobil aplikasıyon uygulamaları gibi kategoriler üzerinden incelenip puanlandı.
Listenin zirvesinde 4.7 puan ile Singapur Changi yer alırken, Onu 4.6 puan ile Frankfurt Havalimanı, Chengdu Shuangliu ve Indira Gandhi Havalimanları izledi. Listenin ilk 10’unu ise sırasıyla Hindistanın Bengaluru şehrindeki Kempegowda, Abu Dabi, Dubai, Heathrow, Hong Kong ve Pekin Capital Havalimanları oluşturdu.
Ülkemizdeki havalimanları arasında İstanbul Havalimanı 3.9, Antalya, Sabiha Gökçen ve İzmir Adnan Menderes 3.8, Ankara Esenboğa ise 3.7 puan aldı.
A350’DE KOKPİTE KAHVE DÖKÜLME SORUNU ÇÖZÜLDÜ!
Kokpitte orta konsola dökülen sıcak içeceklerin, motorlardan birini devre dışı bırakması nedeniyle son 8 ayda 2 defa A350 uçakları divert edip acil iniş yaptı. Bunun üzerine harekete geçen Avrupalı imalatçı Airbus, A350 uçaklarının kokpitindeki kontrol panelini gözden geçirdi.
Uçağın motor sistemlerini, kazara içecek dökülmelerinden kaynaklanan hasarlardan koruyacak yeni sıvıya dayanıklı bir kontrol paneli geliştirildi.
Geliştirilen panelin Avrupa Birliği Havacılık Güvenliği Ajansı (EASA) ‘dan kısa süre içinde uçuşa elverişlilik sertifikası almasının ardından A350-900 ile A350-1000 operatörlerinin sekiz ay içinde yeni panelleri uçaklarına entegre etmesi gerekiyor.
Motor çalıştırma ve elektronik uçak izleme sistemlerine ev sahipliği yapan orta konsol, kokpitteki küçük bardak tutucuların pratik olmaması nedeniyle pilotlar için adeta bir sehpa gibi kullanılıyordu.
Dökülen kahveler ve meydana gelen motor arızalarının ardından EASA, orta konsolun yakınında sıvı bulundurmayı yasaklayan bir uçuşa elverişlilik yönergesi yayımladı.
Öte yandan sorunun geçici olarak giderilmesi için de orta konsol üzerinde koruma sağlayan, çıkarılabilir bir kapak tasarlanıp kullanıma sunuldu. Bu kapak, uçuşun kritik aşamalarında çıkarılacak, ancak uçuşun diğer zamanlarında dökülmelere karşı paneli koruyacaktı.
Airbus, ayrıca konsola sıvı dökülmesi durumunda izlenecek standart prosedürleri de uygulamaya aldı.
GÜNEŞ ENERJİLİ UÇAKTAN PARAŞÜTLE ATLADI!
8,5 metre uzunluğa ve 24 metre kanat açıklığına sahip 2 koltuklu Solar Stratos, İsviçre’nin Payerne şehrinden, tamamen güneş enerjisinden güç alacak şekilde havalandı. 5000 feet irtifaya tırmanıldığında, SolarStratos’un kurucularından, yardımcı pilot Raphaël Domjan uçaktan aşağı atladı. Bu onun, elektrikli bir uçaktan paraşütle atlayan ilk insan ünvanını ele geçirmesi için yeterliydi.
Güneş enerjisi ve elektrikli mobilite potansiyeline dair farkındalık yaratmak üzere başlatılan SolarStratos projesi, bu gelişme ile gelecek nesillere zararlı gaz emisyonu olmadan ve mutlak sessizlik içinde paraşütle atlamak gibi faaliyetleri gerçekleştirebileceklerine dair bir umut oldu.
SolarStratos ilk güneş enerjili uçak olmasa da güneş enerjisinin yön vereceği bir havacılığın mümkün olduğunu kanıtlamak için epey yol aldı. Paraşütle atlama, SolarStratos ekibinin nihai hedefi olan yakın uzaya ulaşma yolunda bu yaz için planlanan yaklaşık 20 hedeften biriydi. SolarStratos ile 2022’de stratosfere ulaşma girişimiyle yüksek irtifa uçuşları gerçekleştirmeye başlanması planlanıyor.
Küresel hava yolu seyahatleri ile yılda 915 milyon ton karbondioksit üretiliyor. Bu da insan kaynaklı tüm sera gazının yüzde 2’sinden fazlası. Bazı tahminler, bu oranın 2050 yılına kadar üç kat daha artabileceğini gösteriyor. Bu nedenle, güneş enerjisiyle çalışan bir uçağı 120.000 feet irtifaya çıkarmak oldukça önemli bir hedef. Ancak bu hedefe ulaşmak hiç de kolay değil. SolarStratos projesi ilk olarak 2016’da duyuruldu. 2018’de uçağın kanadında gerilme testleri sırasında bir çatlak oluşması nedeniyle, yapısal tasarımların yenilenmesi sürecinde projeye iki yıllık bir ara verdi. Geliştirilmiş versiyon, 22 metrekare güneş panelleri entegre edilmiş, 20 kW lityum iyon pil ile çalışan ve toplam 450 kg ağırlığa sahipti.
Ağırlığı azaltmak için uçağın kabini basınçlandırılmadı. Bu da pilotların uçuşlarda astronotlara benzer giysiler giymesi ve -70 derece C’ye ulaşabilecek sıcaklıklara dayanması gerektiği anlamına geliyor.
Birkaç yıl önce Bertrand Piccard, Solar Impulse ile tamamen güneş enerjisi kullanarak dünyanın etrafını turlamış ve havacılığı karakterize eden enerji kaynaklarının, yenilenebilir enerjilere adapte olmasının zorunlu hale geldiği yeni bir sürecin başladığını tüm dünyaya göstermişti.
AIRBUS VE BOEING’İN AĞUSTOS 2020 KARNESİ!
Avrupalı imalatçı Airbus, Ağustos ayında hem yeni sipariş hem de teslimat sayısında ABD’li rakibi Boeing’i yine geride bıraktı.
Temmuz ayında müşterilerine teslim ettiği 49 uçağın ardından Ağustos ayında daha fazla uçak teslim edebileceği düşünülen Airbus, Ağustos ayını 39 teslimat ile kapadı. Şirket, 2019 yılının Ağustos ayında ise 41 uçak teslim etmişti.
Airbus’ın Ağustos teslimatlarının 35 adedi A320 ailesi uçakları, ikisi A330 ve ikisi A350 oldu.
Airbus’ın Ağustos teslimatlarının yaklaşık dörtte biri, Aralarında Macar Wizz Air ve Hintli IndiGo’nun da yer aldığı; havacılık sektörünün içinde bulunduğu krizi daha büyük, geleneksel rakiplerine göre daha hızlı bir şekilde atlatma eğilimi gösteren düşük maliyetli havayollarına yapıldı.
ABD’li rakibi Boeing ise Ağustos ayını yalnızca 13 teslimat ile kapadı. Boeing, COVID-19 krizi ile birlikte, bir yıldan uzun bir süredir yerde yatan 737 MAX’’in yeniden sertifikalandırılması ve 787 Dreamliner’da ortaya çıkan üretim sorunları ile mücadele ediyor.
Tüm bu krizler sipariş ertelenmesi veya teslimat ötelenmesi gibi sonuçlara neden oluyor.
Yılın ilk 8 aylık bölümünde Airbus, 284 uçak teslimatı gerçekleştirdi. Geçen yılın aynı döneminde 500 uçak teslim edilmişti.
Boeing ise ilk 8 ayda 87 teslimat yapabildi. ABD’li imalatçı 2019’un aynı döneminde 276 teslimat rakamına ulaşmıştı.
Airbus’ın ilk 8 ay sonunda brüt sipariş sayısı 370; net sipariş sayısı ise 303 oldu. Boeing ise 8 ayda 67 yeni sipariş almasına rağmen; 737 MAX uçaklarına daha önce verilen siparişlerin iptal yağmuruna tutulmasıyla şirketin 8 aydaki net sipariş sayısı -378 oldu.