Havacılık Bülteni-131

SABİHA GÖKÇEN HAVALİMANI’NDA İKİNCİ PİST KRİZİ!

Türkiye’nin yolcu sayısı bakımından en büyük ikinci havalimanı olan Sabiha Gökçen’de ikinci pistle ilgili kriz yeni bir boyut kazandı. 2013 yılında ihalesi yapılan ve hizmete başlaması adeta yılan hikayesine dönen ikinci pistle ilgili hafta içinde yeni bir gelişme yaşandı.

Airporthaber web sitesinin haberine göre, ikinci pistin inşa edildiği tünelde yeni bir çatlak meydana geldi. Habere göre, diğer tüneldeki yanlış dolgu çalışması nedeniyle üst üste iki çatlak yaşandıktan sonra bu defa ikinci tünelde, zemin kaymasından dolayı bir çatlak oluştu.

Haberde, pisti yapan yüklenici firmanın gerekli zemin etütlerini yapmadığı, yeterli düzeyde fore kazık çakılmadığı ve bu yüzden zeminde yaşanan kayma nedeniyle tünelde çatlak oluştuğu iddiasına yer verildi. Söz konusu çatlak sonrası pistin açılma sürecinin bir kez daha ileri tarihe ertelenmesi olasılığı belirdiği bilgisi yer aldı.

Tünelde oluşan çatlak sonrası Boğaziçi ile İstanbul Teknik Üniversitesi’den bilirkişi heyetleri inceleme için görevlendirildiği aktarılan haberde, bilirkişilerin yapacağı incelemeler sonunda hazırlanacak raporlar ile tüneldeki çatlamanın nedeni ortaya konulacağı vurgulandı. İkinci pist ile ilgili hem Sabiha Gökçen Havalimanı CEO’su Ersel Göral hem de Pegasus Havayolları Genel Müdürü Mehmet Nane, 2020 yılının Nisan ayında katıldıkları Boarding Info söyleşilerinde, ikinci pistin Kasım 2020’de aktif olarak hizmete başlayacağı bilgisine sahip olduklarını açıklamıştı.

KOBE BRYANT’IN HELİKOPTERİ NEDEN DÜŞTÜ?

ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB), 26 Ocak 2020’de NBA yıldızı Kobe Bryant ve kızının yaşamını yitirdiği helikopter kazasının olası nedenini pilotaj olarak açıkladı. NTSB raporunda, pilotun bulutlu havalarda uçmak için uygun standart prosedürleri takip etmediği ve meteorolojik koşullara rağmen uçuşu tamamlamak için kendi kendini strese soktuğu bilgisi yer aldı. Kurul raporunda ayrıca pilotların, hava hızının üzerinde uçma kararını da eleştirdi. Bu faktörlerin birleşimi sonunda, pilotun yönünü şaşırarak uçağın kontrolünü kaybettiğine hükmedildi.

NTSB’ye göre, kazadan birkaç dakika önce pilot, hava trafik kontrolörlerine helikopterin yoğun bulutların arasından tırmanmakta olduğunu söyledi. Ancak, gerçekte, uçak Los Angeles’ın dışında, Kaliforniya’daki Calabasas kasabası yakınlarındaki bir yamaca çarpmak üzere alçalmaktaydı.

Pilot, Kobe Bryant ve yedi kişiyi taşıyan Sikorsky S-76 ile ilgili yapılan daha önceki araştırmalarda, helikopterin rotorlarında bir mekanik arıza ve pilotun önündeki sistemlerde herhangi bir problem tespit edilmemişti.

NTSB raporunda ayrıca helikopteri işleten şirket Island Express Helicopters için “emniyet yönetim süreçlerindeki yetersiz denetim” eleştirileri de yer aldı. Yapılan incelemeler ışığında, NTSB, ABD Federal Havacılık İdaresi’nden “değişen hava koşullarını tanımak ve bunlara yanıt vermek için gereken prosedürleri” ele almak için ek simülatör eğitimi oluşturmayı talep etti. Pilot yönelim bozukluğu sorunlarını ele almak için de bir eğitim oluşturulması gerektiği belirtildi. Ayrıca FAA’e tüm charter helikopterlerinde uçuş veri kayıt cihazları bulundurulmasının zorunlu hale getirilmesi konusunda çağrıda bulundu.

FAA yetkilileri, “NTSB tavsiyelerinin çok ciddiye alındığını açıklarken, tüm charter şirketlerin hava araçlarına bu tür kayıt cihazları kurmalarını zorunlu kılmanın fizibilitesi üzerinde çalışıldığını duyurdu.

ENDONEZYA’DAKİ UÇAK KAZASININ ÖN RAPORU AÇIKLANDI!

Endonezya havacılık emniyeti araştırma kurumu, 9 Ocak 2021’de Cakarta’dan kalkışından birkaç dakika sonra Java Denizi’ne düşen Sriwijaya Havayolları’na ait Boeing 737-500 ile ilgili ön raporunu yayımladı. Uçaktaki 63 kişinin tamamının yaşamını yitirdiği olayla ilgili hazırlanan raporda, gaz kollarındaki uyumsuzluk nedeniyle motorların itki güçleri arasında oluşan dengesizliğe bağlı olarak, uçağın yalpaladığı ve dalışa geçip denize çakıldığı bilgisi yer aldı.

Uçak 8.150 feet irtifaya tırmandıktan sonra, sol motora ait gaz kolu geri çekilirken, sağ motora ait gaz kolu ise hareket ettirilmedi. Bu eylemin nedeni ise henüz belirsizliğini koruyor.

Raporda, 10.900 feet irtifada, oto-pilotun devre dışı kaldığı ve bunun da uçağın 45 derecenin üzerinde sola yatmasına ve dalışa geçmesine neden olduğu bilgisi de yer aldı.

Daha önce uçakta, motor gücünü otomatik olarak kontrol eden auto throttle sistemi ile ilgili bilinen bir sorun olduğu iddia edilmişti. Ancak kazanın ön raporu, auto throttle sistemindeki sorunların, kazadan dört gün önce giderildiğini gösteriyor. Pilotların, gaz kollarını kolaylıkla manuel olarak kontrol edebiliyor olması nedeniyle, arızalı bir auto throttle sisteminin, böylesi bir kazanın tek nedeni olmayacağı düşünülüyor.

Uçağın kara kutusunun iki parçasından biri olan kokpit ses kayıt cihazı ise henüz bulunamadı. Dalgıçlar, su altı aramalarını sürdürüyor. Kazanın aydınlatılması konusunda CVR verilerinin çok büyük bir destek olacağına kesin gözüyle bakılıyor.

Ön raporda, kaza anında kokpitte görev yapan her iki pilotun da çok tecrübeli olduğu bilgisi yer aldı. Kaptan pilotun 17.900 saat üzerinde uçuş tecrübesi bulunurken; yardımcı pilotun da 5100 saat uçtuğu açıklandı.

Kaza inceleme kurulunun hazırladığı raporda, Endonezya havacılık endüstrisinde ek acil durum eğitim protokollerinin hayata geçirilmesi ve ülkedeki mühendislere, uçakların teknik dokümanları üzerinden, tüm potansiyel kusurların ele alınması gerekliliğinin hatırlatıldığı bilgisi yer aldı. Pilotların, uçakta yaşanan herhangi bir sorunun giderilmesi konusunda teknik ekibe destek olmak için ayrıntılı raporlar yazmalarını sağlamak için Sriwijaya personeline bir dahili not gönderildi.

Kazayla ilgili soruşturmanın, uluslararası standartlara göre devam etmesi ve önümüzdeki bir yıl içinde ortaya çıkacak nihai bir raporla sonlandırılması bekleniyor.

AIRBUS VE BOEING’İN OCAK 2021 KARNESİ!

2019 yılında müşterilerine 863 uçak teslimatı yaparak, kırılması güç bir rekor kıran Avrupalı ​​imalatçı Airbus’ın, pandeminin gölgesinde geçen 2020’deki teslimat sayısı 556’da kalmıştı. Ocak 2021’de ise Airbus, ticari uçak modellerinin hiçbiri için tek bir yeni sipariş alamadı ve yeni yıla oldukça kötü bir giriş yaptı.

Airbus, Ocak ayı boyunca, 15 farklı müşterisine 21 uçak teslimatı gerçekleştirdi. Şirket 2020’nin Ocak ayında 25 farklı müşteriye 31 teslimat yapmıştı. 2021 yılının Ocak ayında yapılan 21 teslimatın sadece 2 adedi geniş gövde uçaklar oldu. Bu uçakların biri Türk Hava Yolları filosuna katılan A350-900 olurken, diğeri Uganda Havayolları filosuna katılan A330-800’dü. Diğer teslimatların 10 adedi A320neo, dördü A321, biri A321neo, biri A319neo ve üçü de A220 modeli oldu.

Ocak ayında ABD’li Delta, biri A220-100, biri A220-300 ve dördü A321 olmak üzere tam altı yeni Airbus uçağını filosuna kattı. Ocak ayında Airbus herhangi bir sipariş iptali yaşamadı ve şirketin 31 Ocak 2021 itibariyle toplam birikmiş sipariş sayısı 7.163 olarak açıklandı.

ABD’li imalatçı Boeing ise Ocak ayında müşterilerine 26 uçak teslim etti ve dört yeni sipariş almayı başardı. Böylece ay boyunca Avrupalı rakibinden daha iyi bir performans göstermiş oldu.

Boeing’in, Ocak ayında yaptığı teslimatların 21’i 737 MAX uçakları için gerçekleşti. Southwest’e altı, American Airlines ve United’a beş; Alaska Airlines’a iki adet 737 MAX teslim edilirken; diğer teslimatlar Copa Airlines ve GOL Havayolları’na yapıldı.

Ocak ayındaki 737 MAX teslimatlarının ardından, Boeing’in elinde üretimi tamamlanmış ve teslim edilmeyi bekleyen MAX sayısının yaklaşık 400 olduğu sanılıyor. Ocak ayında iki adet MAX siparişi daha iptal edilirken, Ocak sonu itibariyle 737 MAX için birikmiş resmi sipariş sayısı 3.202’ye kadar düştü. En büyük rakip A320neo ailesi uçakları için birikmiş sipariş sayısı ise 5.822.

Ocak ayında Boeing, ABD Donanması’na bir adet P8 askeri uçak, FedEx’e bir adet 767 kargo uçağı, China Airlines’a bir adet 777 kargo uçağı ve uçak kiralama şirketi Novus’a iki adet 777-300ER teslim etti.

Kalite kusurları incelenmeye devam edilen 787 Dreamliner için Ocak ayında da hiç teslimat yapılmadı ve böylece üst üste üçüncü ay Dreamliner teslimatı yapılmamış oldu.

Ürdünlü havayolu Royal Jordanian, Ocak’ta bir adet Dreamliner siparişini iptal ederken, Rus Volga-Dnepr ise dört adet 747-8 kargo uçağı siparişini iptal etti. Rusların iptal ettiği 4 adet 747-8 siparişini Atlas Air devraldı ve Boeing’in Ocak ayı içinde aldığı dört sipariş olarak kayıtlara geçti.

Üretilip teslim edilecek 747-8 sayısı ise yalnızca 11. Son uçağın Ekim 2022’de üretiminin tamamlanarak, uçağın Atlas Air’e teslim edilmesi planlanıyor. Ardından da 747’nin üretim hattı kapanabilir.

KLM’DEN SENTETİK KEROSEN İLE İLK YOLCULU UÇUŞ!

Havacılık endüstrisi, uzun zamandır fosil yakıtlara olan bağımlılığını azaltmaya çalışıyor ve bu da birçok uçuşun kısmen bitkisel kaynaklı biyoyakıtlarla güçlendirilmesi projelerinin hayata geçirilmesini sağlıyor. Hollanda’nın milli havayolu KLM, sürdürülebilir sentetik yakıt kullanılan ilk yolculu uçuşu, Amsterdam’dan Madrid’e başarıyla gerçekleştirdi. Uçuşu icra eden Boeing 737 yakıt olarak, yenilenebilir enerji kaynakları kullanılarak üretilen 500 litre sentetik kerosen ile uçtu.

Klasik uçak yakıtı kerosenin içine, karbondioksit ve su eklenmesi ile oluşturulan sentetik kerosen sayesinde güneş ve rüzgar enerjisinin güçleri, ilk kez tamamen sürdürülebilir bir uçak yakıtı elde etmek için kullanılmış oldu. Bu özel uçuşta kullanılan yakıtın, kuzey Hollanda’daki bir sığır çiftliğinden elde edilen karbondioksit ile Avrupa’nın en büyük petrol rafinerisi Pernis’ten alınan kerosenin, Shell laboratuarında karıştırılarak üretildiği açıklandı. Projede bir sonraki adım, sentetik yakıtın teknik olarak mümkün olan bir şeyden ekonomik olarak uygun bir şeye dönüştürülmesi. Bu sayede maliyetleri düşürmek ve üretimi hızlandırmak.

Sürdürülebilir havacılık yakıtı konusunda uzun zamandır çeşitli çalışmalar yürüten KLM, 2011 yılında kerosen ve kullanılmış yemek yağlarının yüzde 50 oranında karıştırılmış versiyonunu bir ticari uçuşta kullanarak, havacılıkta biyoyakıt konusunda öncü olmuştu. Mevcut biyoyakıt karışımları, havayolunun yakıt gereksinimlerinin yüzde 1’inden daha azını karşılıyor. Bu da havacılık sektöründe bu konuda alınması gereken daha çok uzun bir yol olduğu anlamına geliyor.

Öte yandan British Airways de önümüzdeki yılın başında, kısmen sürdürülebilir yakıtlarla transatlantik uçuşlara başlamak üzere harekete geçti. Havayolu, tarımsal ürünler ve atıklardan elde edilen etanolden geliştirilecek sürdürülebilir havacılık yakıtı üreten LanzaJet’in Gürcistan’da inşa edeceği tesise yatırım yapma kararı aldı.

Üretilecek yakıtın geleneksel jet yakıtına göre, yüzde 70 daha az karbon emisyonu oluşturacağı açıklandı. Başlangıçta BA’nın genel yakıt ihtiyacının yalnızca küçük bir bölümünü karşılayacak olan SAF, en fazla toplam yakıt ihtiyacının yüzde 50’sini ikame edebilecek noktaya getirilebilecek.

LEARJET ÜRETİMİ SONA ERİYOR!

Kanadalı imalatçı Bombardier, 60 yıllık bir efsanenin sonuna gelindiğini ve 2021’de Learjet üretimine son verileceğini duyurdu. Dokuz koltuklu Learjet satışları, müşterilerin daha büyük, daha geniş özel jetleri tercih etmesi nedeniyle son yıllarda düştü. Bu nedenle Bombardier, diğer iş jeti modelleri Global ve Challenger serilerine odaklanmak için Learjet üretimini sona erdirme kararı aldı.

Bombardier, 1990’da Learjet’i satın almış olsa da ilk Learjet 23, 1963’te gökyüzü ile buluştu ve o günden bu yana yaklaşık 3.000 Learjet üretildi. Bombardier yönetimi, mevcut Learjet filosunu desteklemek ve korumak için Wichita’daki Learjet fabrikasında, üretim hattı kapandıktan sonra hem sistemlerde hem de iç donanımlarda iyileştirmeler sunulacağını sadece yeni uçak üretilmeyeceğini açıkladı.

Karar ile birlikte 1.600 personel işten çıkarılacak. Ayrıca önümüzdeki iki yıl içinde Bombardier, yıllık 400 milyon Dolar tasarruf yapmış olacak.

2020’de Bombardier, iş jeti teslimatlarında yüzde 20’lik bir düşüş yaşadı ve yıl boyunca yalnızca 114 adet uçak teslim edebildi. Buna rağmen, 2020 yılında, şirketin kurumsal iş jeti faaliyetlerinden elde ettiği gelirleri, yılın ikinci yarısında en büyük ve en uzun menzilli Global 7500’ün teslimatlarının başlamasının etkisiyle yüzde 3 artış gösterdi.

CATHAY PACIFIC’TEN TARTIŞMALI MASKE KARARI!

Hong Kong merkezli Cathay Pacific, yolcuların maske kullanımı konusunda tartışmalı bir karara imza atarak, First ve Business Class yolcularının, yattıkları sırada maskelerini çıkartabileceklerini açıkladı. Bu karara gerekçe olarak ise yolcu yoğunluğunun düşük olması ve koltukların kabin şeklindeki yapısının, hastalığın bulaşma riskini en aza indirmesi gösterildi.

Economy ve Premium Economy yolcuları için ise yemek yedikleri anlar dışında maske takmak zorunlu olmaya devam edecek. Kararın, özellikle uzun menzilli uçuşlarda maske takmaktan hoşnut olmayan Batılı yolcuları memnun etmeye yönelik olduğu iddia ediliyor.

Bu karar, hem uçaktaki diğer yolculara haksızlık yapılması hem de first ve business class’ta görev yapan kabin memurlarının sağlığını riske atacağı gerekçesiyle büyük tepki gördü.

SİVİL HAVACILIKTA İDARİ PARA CEZALARINA ZAM!

Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün “2920 Sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu Uyarınca Verilecek İdari Para Cezalarına İlişkin Tebliğ’i” Resmi Gazete’de yayımlandı. Verilen cezalara yüzde 9,11 oranında zam yapıldı. Bu kapsamda, Türk Sivil Havacılık Kanunu’nun ilgili maddelerine aykırı davrananlara bu yıl 1731 Lira ila 34 bin 812 Lira arasında değişen tutarlarda idari para cezası uygulanacağı belirtildi.

Düzenleme sonrası, uçuş emniyetini kasıtlı olarak riske eden pilotlara 18 bin 943 lira, izinsiz lazer veya havai fişek gösterisi yapan kişilerle, uçak içinde duman çıkaran cihaz ve mamulleri kullanan yolculara 2 bin 841 lira idari para cezası verilecek.

CHARLES DE GAULLE HAVALİMANI GENİŞLETİLMEYECEK!

Fransız hükümeti, çevresel kaygılar ve iklim hedefleri ile uyumlu olmadığı gerekçesiyle, Charles de Gaulle Havalimanı’nın 11 milyar Dolarlık genişletme planını rafa kaldırdı.

Büyük ölçüde devlete ait olan havalimanı işletmecisi, COVID-19’un yarattığı olumsuz etkilerin de ışığında, projenin iptalini hızla onayladı ve Paris’in Charles de Gaulle ve Orly havalimanlarını “yeşil havacılıkta lider” hale getirecek alternatif stratejiler geliştirmek için harekete geçti.

Genişleme projesi, Charles de Gaulle’ün yılda 40 milyon daha yolcu ağırlamasını sağlayacak ve 50.000 yeni iş yaratacaktı. Ancak havalimanında, emisyonları artıracak herhangi bir genişleme planının, halkın çevresel kaygılarına dayalı olarak hazırlanan Fransız yasası taslağı uyarınca devam etmesi mümkün görünmüyor.

ROLLS ROYCE SİVİL HAVACILIK FAALİYETLERİNİ GEÇİCİ OLARAK KAPATIYOR!

İngiliz uçak motoru üreticisi Rolls-Royce, COVID-19 salgınıyla mücadeleye devam ederken nakit tasarrufu sağlamak için sivil havacılık biriminin operasyonlarını geçici olarak durdurmayı planlıyor. Şirket, 1980’lerde halka açıldığından bu yana ilk kez geçici olarak kapatılacak. Kapatma dönemi için kesin tarihler henüz açıklanmadı. İki haftalık potansiyel kapanışla ilgili olarak sendikalarla istişareler sürüyor.

Uçaklar için jet motoru parçaları üreten sivil havacılık bölümü, çoğu Birleşik Krallık’ta olan dünya çapında 19.000’den fazla personel istihdam ediyor. Şirket, 2020’de 52.000 kişilik iş gücünün yüzde 17’sinden fazlasını, 2022’nin sonuna kadar yılda 1,3 milyar sterlin tasarruf etmek için azaltacağını duyurmuştu. İlan edilen 9.000 işten çıkarmanın yaklaşık 8.000’i sivil havacılık biriminden olacak. Bugüne kadar 7.000 kişinin işine son verildi.

Rolls-Royce, yeni COVID-19 seyahat kısıtlamaları ışığında uçak motorlarının 2021’de ne kadar uçacağına ilişkin tahminlerini de düşürdü. Havayolları, uçak motorlarını ne sıklıkta kullanıldığına bağlı olarak ödeme yapacağı için, Rolls Rolyce’nin havayollarından elde ettiği ana gelir akışı büyük ölçüde uçuş saatlerine bağlı. Şu anda, üreticinin 2021 yılı motorlarında uçuş saatlerine ilişkin tahmini, 2019’un yaklaşık yüzde 55’inde. Ekim ayında bu tahmin yüzde 70’ler civarındaydı. Beklenen uçuş saatlerinde yapılan tahminlerdeki düşüşün, şirkete 2,7 milyar Dolar tutarında ek nakit çıkışına mal olması bekleniyor.

adbanner