Havacılık Bülteni-16

PERLAN-2 REKOR UÇUŞU GERÇEKLEŞTİRDİ

Motorsuz bir hava aracıyla uzayın sınırlarını keşfetmek mümkün mü? Avrupalı imalatçı Airbus tarafından atmosferik keşifler yapmak amacıyla geliştirilen ve kar amacı gütmeyen Perlan projesinin ikinci hava aracı olan Perlan II isimli planör, Arjantin’in El Calafate Bölgesi’nde yapılan deneme uçuşunda 62 bin feet yani 19 kilometrenin üzerinde bir irtifaya tırmanarak rekor kırdı.

Atmosferin ikinci tabakası olan Stratosferin ötesine geçilerek elde edilen bu rekor, aynı zamanda süzülerek ulaşılan en yüksek uçuş irtifası olarak da kayıtlara geçti.

Perlan pilotlarını motorsuz bir hava aracıyla neredeyse uzay sınırına ulaştıran şey aslında strtatosferik dağ dalgaları adı verilen meteorolojik bir fenomen. Bölgede yüksek hızlı jet stream akımları And Dağları ile çarpışıyor. Yükselen hava kutupsal vortekslerle güçlendirildiğinde Perlan için harika uçuş şartları anlamına geliyor. Bu fenomen her yıl dünyada sadece birkaç yerde kısa bir süre gerçekleşiyor. Arjantin’deki bu alan, Perlan’ı 100 bin feet ve daha üzerine taşıyabilecek akımlara sahip olan nadir yerlerden biri.

Deniz seviyesinden yükseldikçe basıncın azalmasına bağlı olarak sıvıların kaynama noktası düşüyor. Bu yüzden Atmosferin 19. kilometresinde, insan kanı da kaynamaya başlıyor. Eğer önlem alınmazsa insanın hayatta kalamayacağı eşiği ifade eden Armstrong çizgisini zarar görmeden geçen Perlan, başta iklim değişimleri olmak üzere atmosferik gelişmelerin keşfi konusunda çığır açabilir. Perlan’ın iki ayrı basınçlandırılmış küçük kabini var. Kabinin basınçlandırılmış olması sebebiyle de pilot ve yolcuların, astronotlar gibi özel kıyafetler giymesi gerekmiyor.

90 bin feet yani 27,7 kilometre irtifaya tırmanması için tasarlanan ve çok sayıda inovatif özelliği de bünyesinde bulunduran Perlan 2, Oregon’da inşa edildi. Projenin kurucuları Einar Enevoldson ve Steve Fossett, Perlan I adı verilen planörle ilk uçuşu 2006’da yaptı. Son rekor ise 3 Eylül 2017’de Arjantin’in Patagonya bölgesinde yine Perlan II ile 52 bin feet yani 16 kilometreye ulaşılan bir uçuşta kırılmıştı.

Perlan, geleneksel yöntemlerde olduğu gibi bir planör çekici kullanmıyor. Özel olarak tasarlanmış yüksek irtifalara ulaşabilen çekici bir uçak kullanılarak rekora koşuyor. Grob Egrett G520 isimli turboprop uçak, Perlan 2’yi Airbus A380 uçaklarının maksimum seyir irtifası olan 42 bin feet yani yaklaşık 13 kilometreden serbest bıraktı.

Oregon’da inşa edilen Perlan 2’de çok sayıda inovatif yenilik de bulunuyor. Ağırlığı artıran ve yüksek enerji gerektiren kompresörlere ihtiyacı ortadan kaldıran pasif kabin basınçlandırması, yüksek verimlilik ve hafiflik sağlayan karbon fiber kapsül, kapalı devre solunum sistemi bunlardan birkaç tanesi. Kokpitte bilgileri grafik olarak görselleştiren onboard sistemin önümüzdeki yıllarda ticari uçaklarda kullanılması ile daha hızlı tırmanış performansı ve yakıt tasarrufu elde etmek mümkün görünüyor.

Motorlu keşif uçaklarının aksine Perlan 2, etrafındaki havanın ısı ve kimyasından etkilenmiyor. Böylelikle, başta iklim değişimleri olmak üzere atmosferle ilgili araştırmalar için daha uygun çalışma ortamı sunuyor.

Perlan’dan önce en yüksek irtifaya çıkan sabit kanatlı hava araçları “Soğuk Savaş” döneminde 25.929 metreye ulaşan Lockheed Martin üretimi SR-71 ile 21.300 metrenin üzerine çıkan Lockheed Martin üretimi U-2 casus uçaklarıydı.

HAVACILIK SEKTÖRÜNDE EN ÇOK PERSONELİ KİM ALACAK?

Amerikalı Boeing, havacılık sektörünün önümüzdeki 20 yıl içindeki projeksiyonlarını ve tahminlerini öngören raporunu açıkladı. Buna göre sivil havacılık alanında küresel olarak en yüksek personel talebinde bulunacak bölge Asya Pasifik olacak.

Rapora göre, önümüzdeki 20 yıl içinde sektörde küresel bazda oluşacak toplam pilot ihtiyacının yüzde 33’ü, teknisyen talebinin yüzde 34’ü ve kabin ekibi istihdamının yüzde 36’sı Asya Pasifik bölgesinde meydana gelecek. Gelecek 20 yılda bölgede 240 bin pilot talebi öngörülüyor. Pilot talebi daha önceki raporlara göre yüzde 5 düştü. Bunun nedeni olarak bölge ülkelerinde pilotların emeklilik yaşında meydana gelen değişimler olarak görülüyor. Daha önceki raporlara göre teknisyen talebinde de yüzde 5’lik bir azalma olmasına rağmen gelecek 20 yılda Asya Pasifik Bölgesi’nde 242 bin teknisyen ihtiyacı olacağı düşünülüyor. Teknisyen talebindeki azalmanın nedeni ise daha yeni uçaklar ve gelişmiş teknolojiler sayesinde, uçakların ömürlerindeki bakım sürelerinin düşmesi olarak belirtilmiş. Kabin ekibi talebi ise daha önceki raporlara göre yüzde 3 artış göstermiş. Buna göre genişleyen filolar ve çeşitlenen kabin konfigürasyonları ile önümüzdeki 20 yılda Asya Pasifik’te 317 bin kabin personeli ihtiyacı doğacak.


İlgili Haber | Uçak Mühendisi Nedir? Ne İş Yapar? Türkiye’de İş Bulur mu?


Bölge içinde en çok talebi oluşturacak ülke ise Çin olacak. Rapora göre gelecek 20 yılda Çin’in 128 bin 500 pilota; 126 bin 750 teknisyene ve 147 bin 250 kabin personeline ihtiyacı olduğu düşünülüyor.

Bu rakamlar yeni uçak teslimatları için öngörülen tahmin ve projeksiyonlarla da yakından ilgili. Personel talebinde olduğu gibi, Asya Pasifik bölgesi önümüzdeki 20 yıl içinde yeni ticari uçak teslimatlarında da talebin en büyük adresi olacak. Gelecek 20 yılda tüm yeni yolcu uçaklarının yüzde 40’ı, Asya Pasifik bölgesindeki havayollarına teslim edilecek.

EN POPÜLER YAZ DESTİNASYONLARINA TÜRK DAMGASI

Bağımsız araştırmalar yapan Anker Report, “Avrupa’nın en popüler 30 ‘yaz tatili’ destinasyonu” raporunu açıkladı. 2017 ve 2018 Temmuz aylarının karşılaştırıldığı rapora göre, ilgili dönemde yolcusunu en çok artıran havalimanlarının zirvesine Türk havalimanları oturdu. Söz konusu raporda, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 19.6 artış ile Muğla Milas-Bodrum Havalimanı 1’inci sırada yer alırken, yüzde 19.2 artış ile Antalya Havalimanı 2’inci oldu” oldu. Muğla Dalaman Havalimanı, yüzde 16 artış ile 4’üncü sırada, İzmir Adnan Menderes Havalimanı ise yüzde 7 artış ile 15’inci sırada kendine yer buldu.

Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürü Funda Ocak ise konuyla ilgili twitter üzerinden yaptığı paylaşımında: Türk sivil havacılığının, yükselişi hız kesmeden devam ediyor diyerek. Bu başarılarda katkısı olan, Türkiye’yi sivil havacılığın zirvesine taşıyan tüm mesai arkadaşları ve paydaş kuruluşların çalışanlarına teşekkür etti.

RUS HAVAYOLUNDAN BLOCKCHAIN TEKNOLOJİSİ

Akıllı sözleşme, önceden belirlenmiş bir kod parçacığının para gibi belirli bir veriyle harekete geçerek aradaki 3. kişileri ortadan kaldırmaya olanak sağlıyor. Tüm süreci şeffaf bir şekilde izleyebildiğiniz sistem, dışardan istenmeyen müdahaleleri engelleyebilecek şekilde şifreliyor. Oneworld ittifakının da bir parçası olan Rus S7 Havayolları, havacılıkta ilk kez kullanılacak bir blokchain akıllı sözleşme projesini hayata geçirdi. Proje kapsamında havayolu, yakıt ödemelerini otomatik hale getirmek için yakıt tedarikçisi Gazpromneft Aero ve Alfa Bank ile ortaklık kurdu. Bu sistemden önce yakıt ödemelerinin önceden peşin yapılması veya banka garantisi gerekiyordu. Bu senaryolardan kaçınmayı sağlayan ve ekonomik tasarruf sunan sistem, havayolu ve yakıt şirketi arasındaki mutabakat ihtiyacını ortadan kaldırıyor.

Uygulaması çok kolay proje kapsamında, pilot tarafından sefer öncesi ne kadar yakıta ihtiyaç duyulduğu bildirildiği anda, tanker sürücüsüne online talep iletilmiş olurken havayolu da yakıt için ödeyeceği miktarı tam olarak hesaplayabilmiş oluyor. Gerekli onayların akabinde yakıt ikmali başlıyor ve tamamlandığında ödeme hesaba geçiyor. Hem havayolu hem de yakıt şirketi aynı onaylara sahip ve tüm süreç yaklaşık bir dakika sürüyor. Sistemin ilk uygulaması Tolmachevo Havalimanı’nda yapıldı. S7 Havayolları’nın devam ettirdiği birden fazla blockchain projesi var. Kredi ve diğer alacakları konusunda akıllı sözleşmeler kullanan havayolu ayrıca uçak bileti satan acenteleri ile blokchain tabanlı bir sistem kullanıyor.

KATMANDU’DAKİ UÇAK KAZASININ NEDENİ BELLİ OLDU

12 Mart’ta US – Bangla Havayolları’na ait Bombardier Dash 8 Q-400 tipi yolcu uçağı, Bangladeş’in başkenti Dakka’dan 67 yolcu ve 4 mürettebatı ile havalandı. Nepal’in başkenti Katmandu’ya inişi sırasında bir futbol sahasına düştü. Pilot ve bir polis memuru da dahil olmak üzere 51 kişi, kazada hayatını kaybetti. Kazanın nedenine dair yapılan araştırmalar sonunda, uçağın kaptan pilotun uçuş sırasında zihinsel bir stres altında olduğu ve buna bağlı olarak göstermiş olduğu tutarsız davranışlar sebebiyle uçağın düştüğü ortaya çıktı. Kara kutunun incelenmesinin ardından ortaya çıkan taslak rapora göre, kazanın sebebi pilotaj hatası olarak değerlendirildi.


İlgili Haber | Uçaktaki Kara Kutular Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey


Uçuş sırasında sigara içen, yardımcı pilot ve uçuş ekibiyle kavga eden pilot son olarak kulenin vermiş olduğu talimatları hiçe saydı. Kara kutudaki ses kayıtlarından, pilotun psikolojik bir travma yaşadığı uçuş sırasında sürekli sigara içtiğini, bazen de ağladığı ortaya çıktı. Ayrıca uçuş boyunca kadın yardımcı pilot ile tartışan ve onu taciz ettiği düşünülen kaptan pilotun, uykusuzluk ve aşırı yorgunluktan şikayet ettiği de öğrenildi.

Kule ile inilecek pist konusunda sürekli tartışma ve iletişimsizlik yaşayan pilot, iniş takımlarının kitlendiği ve açılmadığını iddia etse de; uçağı piste hizalayamadığı düşünülüyor.

Uçağın yere çakılıp alev almadan önce çok alçaktan ve kararsız uçtuğu görgü tanıklarının ifadelerine de yansımıştı.

Olay Nepal’in yakın tarihinde yaşadığı en ölümcül havacılık felaketlerinden biri olarak kayıtlara geçti. Katmandu Havalimanı’nın coğrafi özellikleri nedeniyle dünyanın en tehlikeli 10 havalimanından biri olduğunu belirtiliyor. 2015 yılında da İstanbul-Katmandu seferini yapan Türk Hava Yolları’na ait uçak pistten çıkmış ve uçak kullanılamaz hale gelmişti.

adbanner