Havacılık Bülteni-18

CUMHURBAŞKANLIĞI FİLOSUNUN EN YENİ ÜYESİ: BOEING 747-8

Cumhurbaşkanlığı uçak filosunun en yeni üyesi, Katar Emirliği’ne ait VIP donanımlı Boeing 747-8 intercontinental tipi özel uçak oldu. Boeing’in üretim hattından Aralık 2012’de çıkan uçağın kabini, San Antonio’daki servis merkezinde ‘VVIP’ olarak adlandırılan standartlara kavuşturuldu ve 2015’in ocak ayında Katar Emirliği’ne teslim edildi. Uçak bugüne kadar sadece 200 uçuşta 436 saat havada kaldı. Yani neredeyse sıfır kilometre.

Zevkli bir kabin içi konfigürasyona sahip olan uçak, sadece 76 yolcu ve 18 mürettabat için tasarlandı. Normalde 747-8 uçağı, üç sınıflı bir kabin konfigürasyonu ile 400’ün; tek sınıflı konfigürasyonda ise 600’ün üzerinde yolcu taşıyor.

Uçak, Otonomy Havacılık tarafından, son teknoloji Panasonic uçuş içi eğlence sistemi ile full kamera ve güvenlik sistemiyle donatıldı. Uçakta çok çeşitli özel bölümler, yatak odası, toplantı salonları, first class koltuklu oturma alanları ve hatta küçük bir revir ile asansör sistemi bulunuyor. Flight radar 24 verileri incelendiğinde, 15 Mart’ta operasyonlarını durduran ve satış listesine konulan uçak bu tarihten sonra 22 Nisan’da Tunus’tan Moskova’ya uçtu. Daha sonraki 5 ay boyunca ise Moskova ve Vladivostok arasında dataları olmayan çok sayıda uçuş gerçekleştirdiği görülüyor. Bu uçuşların ne amaçla gerçekleştirildiği ve uçağın neden satış listesine konulduğu ise bilinmiyor.

Ardından 11 Eylül Salı akşamı İsviçre’nin Basel şehrinden havalanan uçak, Atlantik’e yönelip, okyanusun ortasında Portekiz’e bağlı Azorlar takımadaları üzerinden geri dönüp Brüksel’e doğru uzanıyor ve Budapeşte’nin güney doğusundan İstanbul’a girip yaklaşık 8,5 saatlik uçuşun ardından Sabiha Gökçen Havalimanı’na teker koydu.

Uçağın, Katar Şeyhi Al Sani tarafından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hediye edildiği ortaya çıktı. THY’nin, Boeing 777 filosunda uçan pilotlar arasından, yeni Jumbo jette görev yapacak ekibi belirlediği, seçilen ekibin, simülatör ve yer eğitimlerini tamamlayarak yurda döndüğü söyleniyor. Boeing 747-8’in Türkiye renklerine boyanması ve diğer modifikasyon işlemlerinin THY’nin Sabiha Gökçen Havalimanı’ndaki hangarlarında yapılacağı öğrenildi.

Boeing’in 2018 yılı satış fiyatı listesine göre, fabrika çıkışlı bir 747-8’in değeri 402 Milyon Dolar. Ancak uçağa yaptırılan modifikasyonlar ve kabin içi konfigürasyonu ile bu rakam çok daha yükseklere çıkıyor. Bahsedilen uçağın Katar Emirine maliyetinin ne kadar olduğu ise açıklanmadı. 747-8 devlet filosundaki üçüncü geniş gövde uçak oldu. TC-TUR tescilli A330 ile TC-CAN tescilli A340-500 devlet filosundaki diğer çift koridorlu uçaklar. Katar’ın hediyesi ile devlet filosundaki toplam uçak sayısı ise 12’ye yükseldi.

THY YENİ ÜNİFORMALARINI TANITTI

Kuruluşunun 85. Yılını kutlayan Türk Hava Yolları, 29 Ekim’de kapılarını açmaya hazırlanan İstanbul Yeni Havalimanı’ndan yapacağı uçuşlarla pek çok yeniliği hayata geçirecek. Uçuş ekibinin üniformaları da bu yenilikler arasında. Havayolu hafta içinde şıklık ve işlevselliği bir araya getirdiğini iddia ettiği Milanolu modacı Ettore Bilotta imzalı yeni üniformaları tanıttı.

Yeni üniformaların tasarımında Türk kültüründeki birçok klasik detaydan esinlenildi. THY’ye özel tasarlanan koleksiyondaki kumaş ve aksesuarların detaylarında yer alan “FLOW/AKIŞ” deseni, yerel zanaatkârların elinden çıkmış cam eşyalarda, seramiklerde ve yine hat sanatında çokça kullanılan klasik kıvrımların modern dokunuşlarla birleştirilmesi sonucunda oluşturuldu. İstanbul Boğazı’ndaki akış ve hareketlerden de esinlenilen “FLOW/ AKIŞ” deseni aynı zamanda, Doğu ile Batı’nın kesişme noktası olan İstanbul’un sahip olduğu dinamik enerjiyi de sembolize ediyor.

Şapka, eldiven, elbise, çanta ve çeşitli aksesuarlardan oluşan yeni kabin üniformalarına renk olarak bayrak kırmızısı ve antrasit gri renkleri hâkim. Ayrıca projeye ait diğer önemli detay ise; bütünsel bir marka deneyimi yaşatmak adına kabin, kokpit, yer hizmetleri personeli ve uçan şef üniformalarının tek bir tasarım altında hayat bulması.

Farklı iklimlerde gerçekleştirilen uzun menzilli uçuşlarda sıkı testlerden geçirilen koleksiyonunun fotoğraf çekimleri ise dünyaca ünlü İngiliz fotoğraf sanatçısı Miles Aldridge tarafından İstanbul’un önemli noktalarında gerçekleştirildi.  Üniforma tasarımlarının açıklanmasının ardından insanlar adeta ikiye bölündü. Tasarımları çok beğenenler olduğu gibi hiç beğenmeyen ciddi bir kesim de var. Yilmazmuh instagram hesabımdan yaptığım ankete katılan 17 bin kişinin yüzde 52’si yeni üniformaya geçer not verdi. Beğenmeyen kesimin düşünceleri çorap, ayakkabı ve çantaların kötü olduğu görüşünde birleşti. Çok sayıda kullanıcı tasarımlar için Türk modacılar yerine İtalyan modacılarla çalışılmasını eleştirirken, yine Bilotta imzası taşıyan Alitalia’nın üniformaları ile olan benzerliklere değinildi. THY’nin yeni üniformalarının Qatar, Emirates ve Etihad gibi havayollarının üniformaları ile benzediğini iddia eden ciddi bir kesim de söz konusu.

LUFTHANSA’DAN ACELECİ YOLCULAR İÇİN YENİ LOUNGE

Havalimanlarındaki özel yolcu salonları yani loungeler bekleme sürelerini daha çekilir kılmak; yolcuların seyahat öncesi yorgunluk ve streslerini azaltmak için var. Ancak bazen yolcular loungede zaman geçirmenin hayalini kurarken çeşitli sebeplerle uçuşları için çok az vaktinin kaldığını görüp, hızlıca uçağa gitmek zorunda kalıyor. Alman havayolu Lufthansa, böylesi durumlar için yeni bir akıllı konsepti hayata geçirdi ve bir ilke imza attı. Münih Havalimanı Terminal 2’de G19 kapısının yanında kurulan ve 6 ay boyunca test edilecek olan ‘Delights to Go’ isimli loungeyi diğerlerinden ayıran şey, zaman kaybını önlemesi. Lounge erişimine sahip yolcu, tasarımı oldukça keyifli self servis alanında yer alan bir ekrandan istediği menüyü seçiyor ve siparişini karton kutu içinde, çok kısa bir süre içinde ekranın altından alıyor. Böylece yolcu vakit kaybetmeden uçağına gidiyor. Loungede yolcular için iki haftada bir değişecek 3 farklı menü seçeneği mevcut. Eğer lounge ile ilgili izlenimler olumlu olursa dünya genelinde yaygınlaşabileceği düşünülüyor.

AEROMEXICO KAZASININ NEDENİ BELLİ OLDU!

31 Temmuz’da Meksika’nın Durango şehrindeki Guadalupe Victoria Havalimanı’ndan başkent Mexico City’ye gitmeyi planlayan AeroMexico Havayolları’na ait Embraer 190 bölgesel yolcu uçağı, kalkıştan kısa bir süre sonra düştü. Kazada şans eseri hayatını kaybeden olmadı.

Kazayla ilgili yapılan araştırmalar sonucunda uzmanlar herhangi bir mekanik anormallik veya pilotlarının belirgin bir hatasını bulamadıklarını açıkladı. Kazanın, aşırı soğumuş ve alçalan havanın yere çarpmasının ardından çok şiddetli rüzgarlar üretmesi olarak özetlenen mikro patlama denilen meteorolojik fenomen nedeniyle gerçekleştiği düşünülüyor. Ön rapora göre, kalkış esnasında mikro patlamalar nedeniyle rüzgarın sürekli ve güçlü şekilde yön değiştirmesi uçağı kararsız hale getirdi. Kaza kırım ekibi ve uzmanlar, birkaç defa simülatörde kaza senaryosu seansları gerçekleştirdiğinde sonucun hep aynı olduğu görüldü.

Uçağın iki General Electric CF34-10E motorunda da mekanik bir soruna rastlanılmadı. 1 numaralı motorun 2737’si son bakım revizyonundan bu yana olmak üzere toplam 26.768 uçuş saati vardı. 2 nolu motor ise, 14614’ü son bakım revizyonundan bu yana olmak üzere toplam 20072 uçuş saatine sahip.

Kara kutunun incelenmesinin ardından uçaktaki hiç bir sistemin de herhangi bir anormallik göstermediği ortaya çıktı. Üretim seri numarası 173 olan X-Ray Alfa-Golf Alfa Lima tescilli Embraer E190 uçağı, Mayıs 2008’de Republic Havayolları’na teslim edildi. Uçak 4 yıl önce de bu havayolu tarafından Aeromexico’ya kiralandı. Uçak kazaya kadar toplam 27.257 saat uçmuştu. Kazayla ilgili nihai rapor aralık ayında açıklanacak. Bu süre içinde mürettebatın kalkış öncesi yeterli meteorolojik güncelleme alıp almadığı ve Aeromexico’nun uçuş eğitimi prosedürlerinin kazaya katkısı incelenecek.

Bu gelişmeler üzerine Aeromexico İcra Kurulu Başkanı Andres Conesa, çalışanlara attığı toplu bir mail ile uçuştaki üç pilotun kovulduğunu açıkladı. Conesa, “kazanın meteorolojik faktörlere bağlı gerçekleşmiş olmasına bakılmaksızın, kokpitteki üç pilotun davranışının belirlenen protokollere uygun olmadığı ve şirket prosedürlerini ihlal ettikleri” gerekçesiyle bu kararın alındığı açıklandı. Yetkililer, kaza sırasında uçağın yardımcı pilot koltuğunda eğitim süresindeki bir pilotun oturduğunu belirledi.

FINNAIR VE HELSİNKİ HAVALİMANI KISA FİLM İÇİN BİR ARAYA GELDİ

Finnair ve Helsinki Havalimanı markaları, ilginç bir kısa film projesi için bir araya geldi. Helsinki’nin Doğu ve Batı arasında 35 yıldır mükemmel bir bağlantı noktası olması şerefine bir film hazırlandı.

İnsanlar seyahat ettikçe gerçekleşen anlamlı karşılaşmalardan bahseden, ‘East and West Side Story’ yani ‘Doğu ve Batı Yakası Hikayesi’ isimli film, bir havalimanı ve havayolu şirketinin kısa film için bir araya geldiği dünyadaki ilk proje olma özelliğini taşıyor.

O güne kadar kim olduğu asla bilinmeyen Amerikalı yazar S.P.Novak’ın portresini ilk çeken kişi olmak üzere onun izini süren bir fotoğrafçının hikayesinin anlatıldığı filmde, işler hiç de planlandığı gibi gitmiyor. Amerika’dan Kore’ye 3 kıtaya uzanan ve Finlandiya’da son bulan filmin, Doğu ve Batı Yakası ismine istinaden, Johan Storm isimli İsveçli ve Young-Wok Paik isimli Koreli iki yönetmeni var. Harika görsel sahneler ile süslenen filmin finali de oldukça şaşırtıcı. 13 dakikalık kısa filmin prömiyeri de Helsinki Havalimanı’ndaki bir uçak hangarının, sinema salonuna dönüştürüldüğü özel bir atmosferde yapıldı.

UBER UÇAN TAKSİ KONUSUNDA KARARLI

Uber, 2023 yılına kadar verdiği hizmetler listesine büyük şehirlerde uçan taksileri ekleyebilmek konusunda oldukça kararlı. Şirket, hafta içinde 2020’ye kadar uçan taksi deneylerine başlayabileceği beş ülkeyi açıkladı. Buna göre Uber, ABD’de Dallas-Fort Worth, Texas ve Los Angeles’in yanı sıra, Japonya, Hindistan, Avustralya, Brezilya ya da Fransa’dan birinde test uçuşlarına başlamayı planlıyor.

Sektörün önemli markaları Airbus, Bell Helikopter ve Boeing’in bir parçası olan Aurora Flight Sciences gibi markalarla çeşitli işbirliklerine imza atan Uber, bu hayali gerçeğe dönüştürmek konusunda oldukça kararlı. Şirket aynı zamanda drone ile kapınıza akşam yemeği getirmeyi de planlıyor. Şirket hizmet listesine dronlar ile teslimatı ekleyeceğini de duyurdu. Drone teknolojisi şu anda San Diego’da test ediliyor. Şirketin, uçan taksi hizmeti Uber Elevate’in vizyonu için geliştirdiği destek sistemlerinin drone servisini yönetmeye yardımcı olacağı düşünülüyor.

Öte yandan İngiltere merkezli Vertical Aerospace şirketi, saatte 300 kilometre hıza çıkabilen uçan taksileri 2022 yılında hizmete almayı hedefliyor. Şirketin geliştirdiği uçan taksi modelleri şu anda 160 kilometre menzile sahip. Ancak bu mesafenin sistem hizmete girene kadar 500 kilometreye ulaşacağı öngörülüyor. Böylece Londra’dan İskoçya’nın başkenti Edinburgh veya Paris’e bu araçla gitmek mümkün olacak. Piste ihtiyaç duymadan dikey iniş ve kalkış yapabilen aracın havalimanlarındaki yükü azaltması umuluyor.

Araçlar ilk aşamada pilotlar tarafından kullanılacak, ancak daha uzun vadede Uber benzeri uygulamalarla çağrılan ve yapay zeka tarafından uçurulan uçan taksilerin de üretilmesi planlanıyor.

adbanner