Havacılık Bülteni-201

KOKPİT KAPILARINA KORUYUCU BARİYER GELİYOR!

Havacılıkta pek çok kuralın kalıcı olarak değiştirildiği 11 Eylül saldırılarının ardından, uçaklarda zırhlı kokpit kapılarının kullanılmaya başlaması, kapının sürekli kapalı ve kilitli olması ile mürettebat dışında kokpite hiç kimsenin alınmaması gibi bir dizi uygulama hayata geçirildi.

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), geçtiğimiz hafta, ticari uçakların kokpitine yeni bir koruyucu bariyer konulmasını gerektiren kural değişikliğini önerdi. Geliştirilecek ek bariyer, kokpit kapısı açıkken, kokpite izinsiz girişlerin engellenebilmesini amaçlıyor. Bariyer, pilotlardan birinin, tuvalet gitmek, mola vermek gibi nedenlerle kokpitten çıkmak zorunda olduğu anlarda işe yarayabilir. Şu an için bu tip durumlarda, bir kabin görevlisi, kokpit kapısı açıkken koridordaki geçişi bir servis arabası ile bloke ediyor.

Birkaç yıl önce önerilen bu kuralın FAA tarafındafederal yasalar uyarınca, 2019’a kadar kabul etmesi gerekiyordu. Ancak FAA, şimdiye kadar bu konuda herhangi bir aksiyon almadı.

FAA, uçuş güvenliğini artırmak için kokpit kapılarına, ikinci bariyer uygulamasını önerdi

ABD Ulaştırma Bakanı Pete Buttigieg, uçuşlarımızda bizi güvende tutan uçuş ekipleri de korunmayı hak ediyor diyerek, bu öneriye açık desteğini belirtti. Bakan, FAA’nin bu güvenlik açığını gündeme almak için geç bile kaldığını belirtti.

Değişiklik hayata geçirilirse, uçak üreticileri, kural yürürlüğe girdikten sonra ürettikleri ve Amerika Birleşik Devletleri’nde ticari yolcu hizmetinde kullanılacak olan uçakların kokpitine, ikinci fiziksel bariyerleri yerleştirmek zorunda olacak.

Her ekstra güvenlik katmanının önemli olduğunu belirten uzmanlar, uçuş ekiplerini daha fazla korumanın, sistemi en güvenli hale getirmek için büyük katkısı olacağı görüşünde. 

Geçtiğimiz yıl, Biden yönetimi, ikincil kokpit bariyerini, öncelikli yapılacaklar listesine ekledi. 2019 ve 2020 yıllarında FAA, bugünlerde sunduğu teklife dahil ettiği önerileri toplamak için uçak üreticileri ve diğer tüm iş ortakları ile görüştü. 

İdari Prosedürler Yasası’na göre FAA’nin, bu değişikliği hayata geçirebilmek için bir süreci takip etmesi gerekiyor. Şimdi kamuoyunun, FAA’nin önerdiği kural değişimi hakkında geribildirimde bulunmak için 60 günü var. Bu süre sonunda FAA, nihai bir kural yayımlayacak.

Geliştirilecek bariyer tasarımının henüz tam olarak nasıl bir görüntüsü olacağı bilinmese de normalde katlanmış şekilde duran ve kokpit kapısının açılması gerektiği durumlarda, açılarak ikinci bir kapı şekline dönüşecek mekanizmaya sahip yapıda olacağı tahmin ediliyor.

Son on yılda pilotlardan birinin kendini kokpite kilitlemesi nedeniyle yaşanan birkaç uçak kazası oldu.

Kasım 2013’te, LAM Mozambik’in 470 sefer sayılı uçuşunda Embraer 190’ın yardımcı pilotu kokpitten çıktı ve kaptan pilot kendini kokpite kilitleyerek uçağı bilinçli olarak düşürdü. 6’sı mürettebat 33 kişinin tamamı yaşamını yitirdi.

Mart 2014’te Malezya Havayolları’nın 370 sefer sayılı Kuala Lumpur-Pekin uçuşunu yapan 777, radardan kayboldu. Olay ile ilgili öne çıkan teorilerden biri, yardımcı pilotun kokpitten çıkmasının ardından, kaptan pilotun kendini kokpite kilitleyerek uçağı kaçırdığı yönünde. 12 mürettebat ve 227 yolcudan bugün hala haber alınamıyor.


Mart 2015’te, Germanwings’in Barcelona-Dusseldorf uçuşunda, A320’nin yardımcı pilotu, kendini kokpite kapatıp uçağı kasten Alp Dağları’na çarptı. 144 yolcu ve 6 mürettebattan kurtulan olmadı.

Son olarak Mart 2022’de China Eastern Havayolları’nın Kunming’ten Guangzhou’ya uçan Boeing 737 uçağı düştü. ABD’li yetkililer, uçuştan elde edilen verilere dayanarak, bunun pilotlardan biri tarafından gerçekleştirilen kasıtlı bir intihar dalışı olduğuna inanıyor. Kaza ile ilgili soruşturma sürüyor.

TÜM ZAMANLARIN EN ÇOK CANLI TAKİP EDİLEN UÇUŞU!

ABD ile Çin arasında artan gerilim ve Çin yönetiminin, böylesi bir ziyaretin ‘ağır sonuçları olabilir’ tehdidine rağmen, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, 1997’den bu yana, Tayvan’a üst düzey ziyarette bulunan ilk ABD yetkilisi oldu. Pelosi’yi taşıyan uçağın, Kuala Lumpur’dan Taipei’ye yaptığı 7 saatlik uçuşu, canlı takip eden kullanıcı sayısı 2,92 milyon olarak belirlendi. Uçağın Taipei’ye iniş anında ise aynı anda 708.000 kişi, canlı takipteydi. Çin’i kızdıran Pelosi’nin uçuşu, FlightRadar24 üzerinden tüm zamanların en çok izlenen uçuşu oldu. Yoğunluk nedeniyle zaman zaman uygulama çöktü.

Nancy Pelosi’nin Tayvan uçuşu, Flightradar24 üzerinden tüm zamanların takip rekorunu kırdı.

Nancy Pelosi’yi taşıyan uçak, Kuala Lumpur’dan Taipei’ye yaptığı uçuşta, Çin savaş uçaklarının olası müdahalesine karşı Güney Çin Denizi’nden kaçınmak için çok daha uzun bir rota tercih etti. Tayvan’a doğu tarafından yaklaşıldı. Uçuş boyunca, Çin ordusunun Tayvan Boğazı üzerinde uçan savaş uçakları gönderdiğine dair iddialar bulunuyor.

Pelosi’yi Tayvan’a, ABD Hava Kuvvetleri’ne aslında özel askeri dönüşüm modifikasyonları uygulanan bir Boeing 737 olan Boeing C-40C uçağı getirdi. SPAR19 çağrı kodu ile uçuşunu gerçekleştiren C-40C, Tayvan Cumhurbaşkanı Tsai Ing-wen tarafından televizyonlarda canlı yayınlanan bir törenle karşılandı. Tsai Ing-wen, Pelosi’ye ziyareti için teşekkür etti ve demokrasiye olan bağlılığını övdü. Pelosi’ye, Tayvan’ın en yüksek sivil onurunu bahşetti. 

Pelosi’nin Tayvan ziyareti, ABD’nin demokratik olarak yönetilen adayı “terk etmeyeceğini” kesin bir dille dünyaya ilan etmesi olarak yorumlandı. 

Çin, Pelosi’nin Tayvan ziyaretini kınayarak ABD’ye askeri harekât tehdidinde bulundu ve ziyareti Tayvan Boğazı’nda barış ve istikrar için bir tehdit olarak gördüğünü açıkladı. Çin ordusu 4-7 Ağustos arasında, Tayvan etrafındaki altı noktada gerçek zamanlı bir dizi askeri tatbikat yapacağını duyurdu. Tatbikat nedeniyle Asya bölgesinde faaliyet gösteren havayolları, Tayvan Boğazı bölgesindeki uçuşlardan kaçınmaları konusunda uyarıldı. Sivil trafiğe kapatılan hava sahasından kaçınmak için pek çok havayolu Taipei uçuşlarını iptal etmek veya başka bir rota üzerinden gerçekleştirmek zorunda kaldı. Türk Hava Yolları’nın İstanbul-Taipei uçuşlarında ise herhangi bir değişiklik yapılmadı.

Pandemi öncesi Taipei Taoyuan Havalimanı, uluslararası trafik açısından dünyanın en yoğun 11. Havalimanı durumundaydı. Ancak ülkeye gelenler için hala karantina uygulaması geçerli olduğu için, Tayvan’a inen uçuşların sayısı azalmaya devam ediyor. Bu da hava sahasının kapatılmasının etkisini ciddi şekilde küçültüyor.

Tatbikat nedeniyle sivil uçuşlara kapatılan Tayvan hava sahasının boyutu da oldukça küçük. Örneğin son dönemde Ukrayna ile yaşanan savaş nedeniyle Rus hava sahasının kapatılmasının, küresel havacılık endüstrisi üzerinde çok daha büyük etkileri oldu. Çok sayıda havayolu, bir çok uçuşunu daha uzun rotalarda, çok daha uzun sürelerde gerçekleştirebiliyor. Bu da yakıt giderlerinin artmasına ve çevresel sorunlara neden oluyor. Finnair’in Helsinki – Tokyo uçuşları, Rus hava sahasının kapalı olması nedeniyle normale göre 4 saat daha uzun sürüyor.

Çin ordusunun Tayvan Boğazı’ndaki askeri tatbikatının, planlanandan daha uzun süre devam etmesi, havacılık üzerindeki etkinin boyutunu da artırarak; tüm bölgenin zaten yavaş ilerleyen pandemi sonrası toparlanma sürecini daha da sekteye uğratabilir. Şimdi gözler ABD ve Çin’e çevrilmiş durumda.

BOEING 787 TESLİMATLARI YENİDEN BAŞLIYOR MU?

Reuters’ta yer alan bir habere göre, ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA)’nin, Boeing’in 787 Dreamliner teslimatlarına devam edebilmesi için tüm planları onayladığı iddia edildi.

Boeing ve FAA arasında, 787 Dreamliner uçaklarının üretim sorunları ve denetimleri konusunda süren anlaşmazlık tatlıya bağlandı. 787 teslimatlarının kısa süre içinde yeniden başlayacağı iddia ediliyor. Yaklaşık iki yıldır çeşitli üretim sorunları yaşayan 787’nin teslimat programı, Mayıs 2021’de tamamen askıya alınmıştı.

Mayıs 2021’de durdurulan Boeing 787 Dreamliner teslimatları ne zaman başlayacak?

Mayıs 2021’den bu yana, havayollarına 787 Dreamliner teslim edemeyen Boeing’in envanterinde şu anda teslim edilmesi gereken yaklaşık 120 adet 787 var. Ancak uçağın üretim süreçlerinde tespit edilen sorunlar, bu teslimatların yapılmasını engelledi. Son planlara göre, Boeing’in önümüzdeki günlerde, 787 teslimatına devam etmesi bekleniyor.

Boeing, bu sorunlar nedeniyle 787’nin üretimini de önemli ölçüde yavaşlattı. Boeing, şu anda ayda yalnızca beş adet 787 üretiyor. FAA’den uçakların teslimatına yönelik bir onay gelse de Boeing’in üretimi artırması için biraz zamana ihtiyaç duyuluyor.

FAA’nın, Boeing’in teslim edilecek uçakların uygunluğunu doğrulamak için özel denetlemeler yapacağı iddia ediliyor.

Boeing 787 teslimatlarının durdurulması, birçok havayolunun operasyonlarını olumsuz etkiledi. Bu yüzden 787 teslimatlarına devam edebilmesine yönelik haberin gündeme gelmesi, birçok havayolunu sevindirdi. Pandemi sonrası seyahat talebine yönelik yaşanan büyük artış nedeniyle havayolları, belirli rotalarda uçabilmek için yeni teslim edilecek uçaklara güveniyor. 

Boeing 787 ile ilgili sorunlar ilk olarak FAA’nın bu uçaklarda bazı üretim kusurları tespit ettiği Eylül 2020’de başladı. Uçakların teslimatı yaklaşık beş ay durduruldu. Mart 2021’de yeniden başlayan teslimatlar, bu kez de karbon kompozit gövde panelleri üretiminde tespit edilen problemler nedeniyle Mayıs 2021’de yeniden askıya alınmıştı.

Bütün bu sorunların ardından FAA, uçakların sertifikasyon süreçleri ve kontrol prosedürlerinde çok daha katı bir uygulamaya geçtiği için, teslimatların başlaması her geçen gün daha da ötelendi. FAA’nin bu aşırı hassas bakış açısına geçişinde, Boeing’in 737 MAX uçaklarında yaşadığı büyük kriz ve şirketin kurumsal kültürü hakkında ortaya atılan iddiaların da büyük etkisi oldu.

Bakalım 787 Dreamliner’ın yaklaşık 1,5 yıl sonra ilk teslimatı ne zaman gerçekleştirilecek…

AIRBUS QATAR’IN TÜM A350 SİPARİŞLERİNİ İPTAL ETMEYE HAZIRLANIYOR!

Öte yandan hafta içinde Reuters’ta yer alan bir başka habere göre, Avrupalı imalatçı Airbus, Qatar Airways’in henüz teslimatı yapılmayan tüm A350 uçaklarının bekleyen siparişlerini iptal etti. Kasım ve Aralık aylarında Katar’da düzenlenecek Dünya Kupası için dünyanın dört bir yanından Katar’a gelmesi beklenen 1,2 milyon ziyaretçinin büyük bir kısmını karşılamaya hazırlanan; filo ve uçuş planlamasını buna göre belirlemeye çalışan Qatar Airways için bu gelişmenin ciddi bir sıkıntı yaratabileceği öngörülüyor.

Qatar Airways ile Airbus arasındaki A350 krizi her geçen gün büyüyor

Airbus veya Qatar Airways’den bu konu ile ilgili herhangi bir yorum gelmedi. Bilindiği gibi iki havacılık devini karşı karşıya getiren olaylar, Qatar Airways’in, filosundaki 22 adet A350 uçağını kozmetik boya kusurları nedeniyle yere indirmesiyle başladı. Havayolunun uçuş emniyeti açısından risk oluşturabileceğini iddia ettiği bu soruna Airbus’tan uçuş emniyeti ile ilgili hiçbir endişeye gerek yok yanıtı geldi. 1 yıldan uzun süredir iki şirket birbirlerine karşı ağır tazminat talepleri ile Londra’daki bir davada karşı karşıya geliyor.

Airbus, havayolunun bu anlaşmazlığı pandemi sonrası zayıflayan finansman durumunu güçlendirmek için kullandığını iddia ederken, Qatar Airways ise uçaktaki yüzey hasarları için kalıcı bir çözüm üretilmesi konusunda Airbus ve otoriteleri göreve çağırıyor. Bugüne kadar, A350’nin diğer bazı operatörleri de uçakta benzer boya kusurları yaşamış olsa da, bu havayollarının hepsi A350 ile operasyonlarını sürdürüyor ve yüzey kusurlarının uçuş emniyeti için risk teşkil edebileceği endişesi konusunda Katar’ın ulusal havayoluna katılmıyor.

VOLKSWAGEN UÇAN OTOMOBİL PROJESİNİ GÖRÜCÜYE ÇIKARDI!

Alman otomotiv devi Volkswagen Grubu, 2020 yılında Çin’de başlattığı uçan otomobil çalışmalarının ilk somut çıktısını aldı. Tamamen elektrikli Dikey Kalkış ve İniş (eVTOL) yapabilen hava aracı prototipi ilk kez tanıtıldı. Volkswagen ilk uçuşu 2023 yılının sonunda yapmayı planlıyor.

Yeni nesil, sürdürülebilir bireysel mobilite çözümleri sunmak için harekete geçen Volkswagen, yoğun araştırma-geliştirme çalışmalarından sonra ilk prototip V.MO’yu görücüye çıkardı. İlk prototip, Çin’de kaplan yılına gelmesi nedeniyle siyah ve altın renklerine boyandı. Uçan otomobil ayrıca “Uçan Kaplan” olarak adlandırıldı.

Volkswagen, Çin’de geliştirdiği eVTOL hava aracını görücüye çıkardı

Prototip, emisyonsuz mobilite için mevcut otonom sürüş çözümlerini ve batarya teknolojisini benimsemiş durumda. 10.6 m uzunluğunda ve 11.2 m kanat açıklığına sahip model, dikey kalkışlar için sekiz rotorunu ve yatay uçuş için iki pervanesini kullanıyor.

Volkswagen, konsepti optimize etmek için bu yıl içinde birkaç uçuş testi gerçekleştirecek ve geliştirilmiş bir başka prototip ise 2023 yazının sonlarına kadar daha ileri test uçuşlarına tâbi tutulacak. Volkswagen’in uçan araç modeli dört yolcu ve valizlerini taşımak üzere tasarlandı. Hava aracının menzilinin ise yaklaşık 200 km olması bekleniyor.

Volkswagen’in yeni uçan aracının, Çin’in kalabalık mega kentlerinde kent içi ve şehirlerarası ulaşımın geleceğinde önemli bir rol oynayacağı düşünülüyor. Ticari kullanımının ilk aşamasında, V.MO’nun zengin Çinli müşteriler için VIP hava ulaşım hizmetlerinde birinci sınıf bir ürün olarak piyasaya sunulması hedefleniyor.

ÇANTADA UNUTTUĞU YEMEK YOLCUYA PAHALIYA PATLADI

Endonezya’nın Bali Adası’ndan Avustralya’nın Darwin şehrine uçmak isteyen bir yolcu, Bali’de havalimanında aldığı yiyeceklerin bir kısmını tükettikten sonra kalanını çantasına koydu. Uçaktan indiğinde ise çok ilginç bir cezayla karşılaştı. Darwin Havalimanı’nda, görevlilerin sırt çantasında bulduğu ve yolcunun beyan etmediği 2 McMuffin ve bir jambonlu kruvasan nedeniyle yolcuya yaklaşık 2 bin dolar yani 36 bin TL para cezası kesildi.

Darwin Havalimanı’nda, yumurta ve et kaçakçılığını koklayarak tespit eden biyogüvenlik dedektör köpeği Zinta’nın uyarısıyla yolcuya bu ceza kesildi. Avustralya Tarım Bakanı Murray Watt, “Bu, yolcunun yediği en pahalı McDonalds menüsü olacak” açıklaması yaptı.

Yolcu, çantasında unuttuğu yiyecekler nedeniyle, Avustralya’da biyogüvenlik kuralları gereği ceza aldı.

Avustralya, ülkenin tarım endüstrisini ithal edilen zararlı maddeler ve çeşitli hastalıklardan korumak için tasarlanan aşırı katı biyogüvenlik yasaları ile biliniyor. 1872’den beri Avustralya’nın dışında tutulan şap hastalığı, şu günlerde Endonezya’da ciddi salgın seviyesine ulaştı. Bu nedenle Endonezya’dan yapılan tüm et ithalatı ciddi taramalardan geçiriliyor. Yolcu da Bali uçuşundan döndüğü için bu kapsamda değerlendirildi. 

Şap hastalığı insanlar için herhangi bir risk oluşturmazken, hayvanlarda ciddi, oldukça bulaşıcı bir viral hastalık durumunda. Yolcuya kesilen 2,664 Avustralya Doları ceza bedeli ise, Bali’ye gidiş dönüş uçak bilet parasının yaklaşık iki katı.

Uzmanlar, yolculara uluslararası uçuşlar öncesinde valiz hazırlarken, yanlarında götürecekleri şeyler için herhangi bir risk ve kısıtlama olup olmadığını, gidecekleri ülkenin gümrük kurallarını içeren web sitelerinden kontrol etmelerini öneriyor.

adbanner