Havacılık Bülteni-261

BOEING 737 MAX’İN KAPISI UÇUŞTA KOPTU!

Alaska Havayolları’nın AS1282 sefer sayılı Portland-Ontario seferi için 171 yolcu ve 6 mürettebat ile havalanan Boeing 737 MAX-9 tipi uçak, yaklaşık 16000 ft irtifaya tırmandığında, sol arka-orta acil çıkış kapısı koparak uçaktan ayrıldı. Uçakta yapısal bütünlüğün kaybolması nedeniyle ani basınç kaybı (dekompresyon) meydana geldi.

Oluşan basınç farkı nedeniyle uçaktaki boş koltuklardan biri, bazı yolcuların cep telefonları ve kişisel eşyaları uçaktan dışarıya emildi. Yolcuların baş üstü panellerinden, oksijen maskeleri düştü. Kabinde büyük bir korku ve panik yaşanırken; kokpit ekibi acil iniş kararı aldı ve uçağı, Portland Havalimanı’na sorunsuz bir şekilde indirdi.

Uçağın arka-orta bölgesinde yer alan kopan kapının, özellikle kuyruk bölgesindeki hareketli kontrol yüzeylerine, motor veya kanatlara çarpmaması büyük bir şans olarak nitelendirilebilir. Böyle bir durumda uçağın kumanda edilememesi ve pilotların uçağı kontrollü bir şekilde indirmesi mümkün olmayabilirdi. Uçağın içinde bulunan yolcular ve kabin ekibi ciddi bir korku yaşamış olsa da yaşananları ucuz atlatılmış bir olay olarak nitelendirmek mümkün.

Olayın, uçak 15000 ft irtifadayken meydana gelmesi de büyük bir şans. Uçaktaki Oksijen maskeleri 10000 ft kabin irtifasından sonra düşecek şekilde ayarlanıyor. Kapının kopmasından hemen sonra uçak kısa bir süre içinde, yolcuların oksijen maskesi kullanmadan nefes alabilecekleri irtifaya inebildi. Ayrıca kapı koptuktan sonra kabin içi ve dış ortam arasındaki basınç farkının çok yüksek olmaması, kapının ayrılması sırasında uçakta şiddetli bir basınç boşalması yaşanmasını ve uçak içindekilerin kuvvetle dışarıya çekilmesini de engellemiş görünüyor. Çok daha yüksek irtifalarda gerçekleşmesi durumunda olayın, çok daha vahim sonuçları olabilirdi.

KOPAN KAPI KULLANILMIYOR!

Seyir esnasında yerinden fırlayan kapı, havayolunun isteği üzerine Boeing’in fabrikada, uçağın üretim aşamasında pasif hale getirdiği bir kapıydı. Kabin içinde de o bölgeye standart yan duvar panelleri yerleştirilerek kamufle edildiği için, yolcuların orada bir acil çıkış kapısı olduğunu anlaması mümkün değil. O sıradaki koltukların da uçaktaki diğer koltuklardan farklı olmaması nedeniyle, kabin içinde herhangi bir anormallik göze çarpmıyor.

Boeing 737 MAX-9 uçaklarını, full ekonomi konfigürasyonunda kullanan havayolları, sayede fazla yolcu taşıdığı için, herhangi bir acil durumda, yolcuların tahliye ihtiyacını karşılamak için, bu ekstra acil çıkış kapılarını kullanılmak zorunda kalıyor. Ama Alaska gibi, kabine sadece ekonomi sınıfı koltuk koymayan havayolları, diğer acil çıkış kapılarının, yolcu sayısına oranla yeterli olması nedeniyle, 737 MAX-9 uçaklarında, ihtiyaç duymadıkları bu kapıyı kamufle ederek gizliyor. Bu kapılar dışarıdan da açılamayacak şekilde deaktif ediliyor.

Kapısı fırlayan Boeing 737 MAX-9, geçtiğimiz Ekim ayında havayoluna teslim edilen ve 11 Kasım 2023’te hizmete başlayan yepyeni bir uçaktı. Hiçbir şekilde açılması mümkün olmayan, tamamen kilitli ve içeriden de kamufle bir kapının, birkaç ay önce fabrikadan çıkmış bir uçakta uçuş sırasında kopması anormal bir durum. Bu son derece tehlikeli ve nadir görülen durum, imalat sırasında yaşanan bir hatayı işaret ediyor. Uçağın kapısı patlamadan bir gün önce, iki kez “basınçlandırma sisteminde bir sorun olduğuna dair uyarı verdiği iddia ediliyor. Ancak bu bilgi havayolu tarafından henüz doğrulanmadı.

BOEING 737 MAX SABIKALI BİR UÇAK!

737 MAX uçakları 2018’de Endonezya’da ve 2019’da Etiyopya’da olmak üzere, 5 ay içinde yaşadığı 2 ölümlü kaza ile 346 kişinin yaşamına mal olmuş ve dünya genelinde 20 ay boyunca uçuşlardan men edilerek yere indirilmişti. Kazaların, uçakta kullanılan MCAS isimli sistemden kaynaklandığı ortaya çıkarılmış ve bu sisteme ait yazılımların güncellenmesi ve pilot eğitimlerinin revize edilmesinin ardından uçaklar yeniden gökyüzü ile buluşmuştu.

Geçtiğimiz yıldan itibaren uçakların üretim ve kalite kusurları nedeniyle bir çok kez teslimatları durdurulmak zorunda kaldı. Özellikle uçakların gövdesini üreten Spirit Aerosystems şirketi, uçak gövdelerinde birçok kritik üretim hatasıyla tepki çekti. Alaska uçağında yaşanan olayın da Spirit’in üretim hatalarından biri ile ilişkili çıkabileceği düşünülüyor.

Şu anda dünya genelinde 221 adet 737 MAX 9 aktif olarak uçuyor. Bu uçakların 79’u United ve 65’i Alaska filosunda olmak üzere, büyük oranda ABD’li şirketlerde. THY’nin filosunda da 5 adet 737 MAX-9 bulunuyor.

Alaska Havayolları, Ocak 2021’den bu yana MAX-9 uçaklarıyla operasyon yapıyor. Yaşanan olay üzerine havayolu, filosundaki MAX-9 uçaklarının tamamını yere indirdi. Birkaç saat sonra FAA, ABD’li havayolların ait veya ABD’ye ait bölgelerde faaliyet gösteren toplam 171 adet 737 MAX-9 uçağının acil olarak kontrol edilmesi amacıyla yere indirilmesine yönelik bir Uçuşa Elverişlilik Direktifi yayımladı. Kontrollerin uçak başına 4-8 saat arasında sürmesi gerekiyor.

NTSB de olayı araştırmak için özel bir ekip kurdu. NTSB Başkanı Jenny Homendy de bu ekibin içinde yer alacak.

THY’NİN PARİS KAZASINI HATIRLATIYOR!

Havacılık tarihinde pek çok farklı sebebe bağlı olarak, uçağın yapısal bütünlüğünün bozulduğu, motor başta olmak üzere, uçağın çeşitli bölgelerinden parça kopması gibi durumların yaşandığı örnekler var. Kopan kapı veya diğer parçaların, uçağın gövdesine veya hareketli kontrol yüzeylerine çarpması nedeniyle düşen uçaklar ya da uçağın kopan kısımlarında oluşan boşluklarından dışarıya emilen insanların olduğu kaza örnekleri de bulunuyor.

Bu tip olayların uçuşun hangi aşamasında meydana geldiği, kopan parçanın uçağa nasıl bir zarar verdiği ve kokpit ekibi tarafından krizin nasıl yönetildiği gibi detaylar, ortaya çıkaracağı potansiyel sonuçları da etkiliyor. Türk sivil havacılık tarihinin ve Türk Hava Yolları’nın en büyük kazası olan, 3 Mart 1974 tarihinde Paris’te yaşanan kazada da DC-10 uçağının kargo kapısı kalkıştan hemen sonra patlamış ve 346 kişinin hayatını kaybettiği bir faciaya dönüşmüştü.

THY’NİN BREZİLYA VE AVUSTRALYA ATAĞI

Türkiye ile Brezilya arasındaki hava trafiğini artırmak üzere iki ülkenin ulusal sivil havacılık otoriteleri arasında bir mutabakat zaptı (MoU) imzalandı.

Yapılan anlaşma, ülkeler arasında izin verilen uçuş sayısındaki sınırı kaldırıyor. Bundan böyle, iki ülke arasında, havayolları tarafından sunulacak uluslararası hava taşımacılığı hizmetlerinin sıklığını ve kapasitesini “piyasaya özgü ticari hususlar” belirleyecek. Havayolları ayrıca, herhangi bir ara nokta ve ötesinde, beşinci trafik haklarını kullanma yetkisine de sahip olacak.

Türk Hava Yolları, Airbus A350-900 uçağıyla, İstanbul Havalimanı (IST) ile Sao Paulo Guarulhos Uluslararası Havalimanı (GRU) arasında, haftada 11 kez uçuş yapıyor. THY, Brezilya-Türkiye pazarında şu anda non-stop uçuş yapan tek havayolu durumunda. Star Alliance üyesi Türk Hava Yolları, Rio de Janeiro’yu uçuş ağına yeni bir uçuş noktası olarak eklemek ve Brezilya pazarındaki varlığını büyütmek için uzun süredir çalışmalarını sürdürüyor.

Türk Hava Yolları ayrıca, Nisan 2022’de, Brezilyalı GOL Linhas Aéreas ile havayolunun tüm yurt içi uçuş ağını kapsayan, ortak uçuş (codeshare) anlaşması imzaladı. Bu anlaşma aynı zamanda, GOL’un, Sao Paulo’dan, Paraguay’da Asuncion, Peru’nun başkenti Lima, Uruguay’ın başkenti Montevideo, ve Şili’nin başkenti Santiago’ya uzanan dört uluslararası rotayı da içeriyor.

Öte yandan Türk Hava Yolları’nın, Avustralya’daki ilk varış noktası Melbourne olarak belirlendi. Yatırımcılara yönelik kısa bir açıklama yapan havayolu, “piyasa koşullarına bağlı olarak” Melbourne’ye tarifeli uçuşların başlatılmasına karar verdiğini duyurdu.

Aralık ayında Avustralya hükümeti, Türkiye’den izin verilen haftalık uçuş sayısının derhal geçerli olmak üzere 7’den 21’e çıkarılmasını onayladı. Toplam uçuş sayısı, 2024-25 kış sezonunun başlangıcından itibaren haftada 28’e, 2025-26 kış sezonundan itibaren ise haftada 35’e çıkacak.

Artırılan uçuş frekansları, Avustralya’nın en büyük dört uluslararası uçuş noktası (Brisbane, Melbourne, Perth ve Sidney) ile ayrıca 2026’da açılması planlanan, yapım aşamasındaki Western Sydney Uluslararası Havalimanı’na verilen hizmetleri de kapsıyor. Alınan onay, aynı zamanda Türkiye ile Avustralya arasında, Asya veya Orta Doğu’daki herhangi bir nokta arasında uçuş yapılabilmesine izin veren beşinci trafik haklarının kullanımına da izin veriyor.

Türk Hava Yolları’nın ilk etapta Singapur üzerinden Melbourne’ye, Boeing 787-9 uçağıyla operasyonlara başlaması bekleniyor. Ancak uzun vadeli hedef, A350-1000 veya 777X uçaklarının filoya katılmasıyla,  Avustralya’ya non-stop hizmet vermek. THY’nin, Avustralya’nın lokal havayolu şirketi Rex ile de yeni bir ortaklık arayışında olduğu biliniyor.

UÇAKLA ZAMANDA YOLCULUK YAPILIR MI?

Yeni yıla, iki farklı yerde, iki ayrı kutlama yaparak girebilmek mümkün. Böylesi bir senaryo, 1 Ocak’ta kalkış yapan bir uçağın, Uluslararası Tarih Değiştirme Çizgisi’ni geçtiği bir uçuş yapıp, ineceği destinasyona 31 Aralık’ta teker koyması ile mümkün olabiliyor. Böylece uçakla zamanda kısa bir yolculuk yapıp, yeni yıldan eski yıla uçulabiliyor.

Havacılık tutkunları her yıl, 1 Ocak’tan 31 Aralık’a yapılan uçuşları flightradar24 üzerinden takip ediyor. Bazıları da her yıl bu uçuşlar için bilet kovalıyor.

Havayollarının tarifeleri incelendiğinde, 2024’ten 2023’e 6 farklı uçuş planlandı. Bu uçuşların yarısı, Cathay Pacific Havayolları’na aitti. Havayolunun Hong Kong’dan 777-300ER uçağıyla gerçekleştireceği Los Angeles ve Vancouver ile A350-900 ile yapacağı San Francisco uçuşlarında yolcular, yeni yıldan eski yıla uçtu. Japon All Nippon Airways’in Tokyo Haneda’dan 787-9 ile gerçekleştirdiği Los Angeles uçuşu ile Air New Zealand’ın Dreamliner ile yaptığı Auckland-Rarotonga uçuşlarındaki yolcular da 2024’ü iki kez karşıladı.

Listedeki diğer uçuş ise ABD’li United’ın Guam-Honolulu uçuşuydu. Havayolu, yılbaşından birkaç gün önce, resmi X hesabından yaptığı bir paylaşım ile uçuşun tanıtımını yapmış ve yolcularını bu eşsiz deneyimi yaşamaya davet etmişti.

United’ın Guam-Honolulu’ya uçuşu, havayolunun zamanında kalkış performansı en yüksek uçuşlarından biri. İstatistikler, uçuşun zamanda kalkış performansının %95’in üzerinde olduğunu gösteriyor. Bu rotada, uçağın Honolulu’ya gece yarısından sonra vardığı son sefer 20 Nisan 2023’te gerçekleşmişti.

Her yıl yolcularına yılbaşı gecesini iki kez kutlama şansı sunmayı vaat eden United Airlines uçuşunda, bu yıl altı saat rötar yaşandı ve yolcular büyük bir hayal kırıklığına uğradı.

1 Ocak 2024’te yerel saatle 07:35’te Guam Uluslararası Havalimanı’ndan (GUM) kalkış yapıp, 31 Aralık 2023’te yerel saatle 18:50’de Honolulu Uluslararası Havalimanı’na (HNL) teker konulması planlanan uçuş aksadı.

Yerel saatle 13:50’de Guam’dan teker kesen uçak, Honolulu’ya 1 Ocak 00:34’te inebildi. Bu da yolcuların ikinci kez yeni yılı kutlamak için geç kaldıkları anlamına geliyordu. Uçaktaki yolcular, yeni yılı iki kez karşılama fırsatı için 12 ay daha beklemek zorunda kalacaklarını bilerek, yaşadıkları hayal kırıklıklarını sosyal medya üzerinden dile getirdi.

Gecikmenin sebebi Boeing 777’nin bir önceki seferden geç gelmesiydi. 30 Aralık’ta uçak, Hong Kong’dan San Francisco’ya zamanında uçtu. Aynı gün, San Francisco’dan Honolulu’ya uçması gereken uçak, teknik bir arıza nedeniyle yaklaşık dokuz saat gecikmeli havalandı. Sonra da devamındaki tüm seferleri aksadı.

Öte yandan Londra Greenwich’teki sıfır derece boylamını esas alan, standart zaman başlangıcını ifade etmek için kullanılan UTC (Universal Time Coordinate) saatiyle 00:00’da, gökyüzünde tam 10.560 ticari yolcu uçağı seyir halindeydi. Yani 1-2 milyon arasında insan, yeni yıla gökyüzünde girdi.

UÇAK MOTORUNA GİRİP FECİ ŞEKİLDE CAN VERDİ!

Yeni yılın ilk gününde Salt Lake City Havalimanı’nda korkunç bir olay yaşandı. Utah’ta yaşayan 30 yaşındaki Kyler Efinger, bilet aldığı Denver uçuşu için havalimanına geldi. Ancak Delta Havayolları’nın Salt Lake City’den San Francisco’ya yapacağı uçuşu gerçekleştirecek uçağın motoruna girerek hayatını kaybetti. İki pilot ve üç kabin görevlisi ile birlikte 95 yolcunun yer aldığı, Airbus A220-100 ile gerçekleştirilecek uçuş iptal edildi.

Olaylar saat 21:50’de başladı. Havaalanındaki bir mağaza müdürü, terminalin arındırılmış bölgesinde, bir yolcunun acil çıkış kapısından aprona kaçtığına yönelik bir ihbarda bulundu. Memurlar, kimliği belirsiz kişiyi ararken, 15 dakika sonra havaalanı pistlerinden birinde, kıyafet ve ayakkabı da dahil olmak üzere kişisel eşyalar bulundu. Bu esnada apronda taksi yapan uçaklar arasında da bir kaos oluştu. Efinger, batı pistinin güney ucuna doğru koşuyordu.

Sadece birkaç dakika sonra görevliler, şüpheli kişinin havaalanındaki de-icing alanında, bir uçağın altında olduğunu ve motora tırmanmaya çalıştığını söyledi. Memurlar, hava trafik kontrolörlerinden, pilota uçağın motorlarını kapatması konusunda bilgi vermelerini istedi.

Polis, saat 22:10’da Efinger’i uçağın motorunun içinde baygın halde buldu. Görevliler onu hızlıca motordan dışarı çıkarmaya çalıştı. Sağlık ekipleri ilk müdahaleyi yaptı. Ancak Efinger, olay yerinde yaşamını yitirdi.

Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Havalimanındaki güvenlik ihlali araştırılırken; adamın herhangi bir uyuşturucu madde etkisi altında olup olmadığını belirlemek için toksikoloji raporu bekleniyor. Ayrıca, Efinger’in içine girdiği uçak motoruna ait veriler incelenerek, motorun bu esnada hangi düzeyde çalıştığı tespit edilmeye çalışılıyor. Ek güvenlik önlemleri alınarak bu trajedinin önlenip önlenemeyeceği sorularına yanıt aranıyor.

Salt Lake City Havalimanı’ndaki trajik olay, havalimanı güvenlik protokollerinin önemini ve ihlallerin yol açtığı potansiyel tehlikeleri net bir şekilde ortaya çıkardı. Yolcuların ve  havaalanı personelinin güvenliğini sağlamak için, mevcut prosedürlerin kapsamlı bir şekilde gözden geçirilmesine karar verildi.

EMNİYET FİLMİNDE SANAL İNSAN KULLANAN İLK HAVAYOLU

Güney Kore’nin ulusal havayolu Korean Air, 2024’e yeni bir emniyet videosu ile başladı. Birçok havayolunun emniyet videolarında, gerçek havayolu çalışanları, ünlü oyuncular veya sporcular yer alırken; Korean Air yeni emniyet videosunda, yıldızlarla dolu, sanal insanlardan oluşan bir kadroyu tercih etti. Bu durum Korean Air’i sanal insanların kullanıldığı emniyet videosuna sahip ilk havayolu yapıyor.

Havayolu, hazırladığı videoda yalnızca kendi sanal insanlarını yaratmakla kalmadı, bazı “ünlü” isimlerin sanal versiyonlarını da kullandı.

Yeni emniyet videosunda, Korean Havayolları uçuş görevlisi üniforması giymiş, sanal bir ortamda emniyet talimatları veren sanal insan Rina öne çıkıyor. Rina, sosyal medya hesapları için hazırladığı içerikleriyle popüler olan Z kuşağının ünlü dijital içerik üreticilerinden biri.

Korean Air emniyet videosunda ayrıca Koreli K-Pop Grubu MAVE’nin dört üyesi de yer alıyor. Ocak 2023’te ilk single albümleri “PANDORA’S BOX” ile çıkış yapan dört üyeli sanal kız grubunun ilk şarkısı “PANDORA” Spotify’da 45 milyon dinlenme ve YouTube’da 30 milyon görüntülenmeye sahip. Grup üyeleri lider ve ana vokalist Siu, baş vokalist Zena, ana rapçi ve dansçı Tyra ve dansçı ve rapçi Marty’den oluşuyor.

Havacılık sektörü ile dijital teknoloji arasında yaratılan sinerjinin güzel bir örneği olması hedeflenen bu proje ile Korean Air, uçak içi emniyet videolarına ilişkin algıyı değiştirmeyi ve bunları yolcular için daha bağdaştırıcı ve ilgi çekici hale getirmeyi amaçlıyor. Her yaştan ve kültürel kökenden, farklı müşteri tabanına ulaşmayı hedefliyor. Şık görsel sunum ile yolcuların dikkatini çekmesi ve izleyicilerin etkileşim düzeylerini artırması bekleniyor.

Video, uçak motifleriyle tasarlanan “Korean Air Emniyet Salonu”nda geçiyor. Sanal alan, uçak içi güvenlik kurallarının açıklanmasını ve anlaşılmasını kolaylaştırmak için oluşturuldu. KAbin görevlisi üniformasıyla emniyet talimatları veren Rina, Korean Air’in Kabin Mürettebatı Eğitim Merkezi’nde emniyet eğitimini tamamlamış ve fahri uçuş görevlisi olarak atanan sanal bir insan; MAVE üyeleri ise emniyet talimatlarına uyan yolcu rolünü üstleniyor.

Korean Air’in önceki emniyet videosu, gerçek insanlardan oluşan ünlü bir K-Pop grubu olan SuperM ile yapılan bir işbirliğiydi. Dikkat çekici o video, hip-hop, R&B, elektronik, deep house ve synth pop öğelerini içeriyordu.

adbanner