Havacılık Tarihinin En Trajik Öykülerinden: Pacific Southwest Flight 1771

7 Aralık, tüm dünyada Uluslararası Sivil Havacılık Günü olarak kutlanıp, havacılık sektörü için bir bayram kabul ediliyor olsa da havacılık tarihinin en trajik olaylarından birinin yıldönümü aynı zamanda. 1987 yılında, Pacific Southwest Havayolları-PSA’nın 1771 sefer sayılı uçuşunda yaşanan kazanın ardındaki hikaye, havacılık tarihindeki en tüyler ürpertici olaylardan biri. Hollywood yapımı gerilim filmlerini aratmayacak cinsten detaylar içeren bu olay, intikam için gözü dönmüş bir adamın, tüm kuralları çiğneyerek uçak kaçırdığı ve nihayetinde toplu katliama imza attığı, korkunç bir drama olarak özetlenebilir.

7 Aralık 1987’de, ABD’li USAir’e ait Pacific Southwest Airlines – PSA tarafından uçurulan British Aerospace 146-200A tipi uçak, Kaliforniya’nın San Luis Obispo Kasabası yakınlarında düştü. Uçaktaki 43 yolcu ve mürettebatın tamamı yaşamını yitirdi.

Kazadan sonra yürütülen soruşturma, bunun yalnızca trajik bir uçak kazası olmadığını ortaya çıkardı. Uçaktaki herkes, eski bir USAir çalışanı tarafından öldürülmüştü.

İntikam Almak İstedi

David Burke, 18 Mayıs 1952’de İngiltere’nin Croydon Şehri’nde doğdu. Ailesiyle birlikte Amerika Birleşik Devletleri’ne göç etti.

New York Eyaleti’nin Rochester Şehri’nde, USAir’deki kariyerine başlayan Burke, şirket tarafından yeni görevi için Los Angeles Havalimanı’na (LAX) gönderildi.

Burke, 1987 yılında, havayolunda geçirdiği 15 yılın ardından, uçak içinde 69 Dolar’a satılan kokteyl satışlarından elde edilen paraları çalarken gizli kameraya yakalandığı için kovuldu. Burke, Los Angeles Havalimanı Terminal 1’deki USAir operasyonlarını denetleyen yöneticisi Ray Thompson’a görevine iade edilmesi için yalvardı. Ancak reddedildi.

Thompson’ın bu ret kararının ardından Burke, havacılık endüstrisini temellerinden sarsacak, trajik bir cinayet işlemeye karar verdi.

Burke, işten kovulmasının ardından huysuz ve saldırgan bir yapıya büründü. Trajik kazadan üç gün önce, kız arkadaşı ve onun küçük kızını, silah zoruyla altı saatlik bir yolculuğa çıkardı. Kendisi de bir USAir çalışanı olan kız arkadaşı, polislere verdiği ifadede, Burke’nin 18 Kasım 1987’de işten çıkarılmasından dolayı çok kızgın olduğunu ve bu durumu bir türlü sindiremediğini söyledi.

Burke’yi işten atan yönetici Ray Thompson, Los Angeles ile evinin bulunduğu San Francisco arasında düzenli uçuşlar yapıyordu. Kaza günü Burke, Los Angeles Havalimanı’ndaki USAir ofislerinde görüldü. Muhtemelen bunun nedeni, Thompson’ın hangi uçuşta uçtuğunu öğrenmekti. Burke, havaalanında izlemesi gereken yolu çok iyi biliyordu. Kısıtlı alanlara erişim için gereken güvenlik kodlarına aşinaydı.

Burke’nin kimlik kartları kendisinden alınmadı mı yoksa kendisi bir şekilde kartlarını sakladı mı, bu detay tam olarak belli değil. Ancak her iki durumda da arkadaşından ödünç aldığı tabancayı uçağa sokmak için güvenliği aşmak konusunda, LAX Havalimanı çalışanlarıyla olan tanışıklığına güveniyordu.

Bir USAir çalışanı, kazanın ardından LA Times’a şunları söyledi: “Eğer personel sizi tanıyorsa, güvenlikten geçmek her zaman mümkündür”

Gökyüzünde Cinayet Nasıl Yaşandı?

Pacific Southwest Havayolları’nın 1771 sefer sayılı uçuşunu gerçekleştiren, dört motorlu British Aerospace 146-200A uçağı, 7 Aralık 1987’de yerel saatle 15:30’dan kısa bir süre sonra kalktı ve 16:43’te SFO’ya inmesi gerekiyordu. Uçakta 38 yolcu ve 5 mürettebat bulunuyordu.

David Burke dışında hiç kimsenin, uçakta o gün yaşanacak korkunç felaketten ya da eski bir USAir çalışanının Smith & Wesson marka 44 Magnum model 6 patlar tabancasını uçağa sokmayı başardığının farkında değildi.

Uçakta yaşanan olayların tam olarak nasıl gerçekleştiği, bugün hala oldukça gizemli. Uçağın kara kutusuna ait kokpit ses kayıt cihazı (CVR) çözümlemelerinden, yalnızca küçük konuşma parçaları kurtarılabildi. Bunların çoğu da oldukça düşük kalitedeydi.

Kazanın ardından, ABD Federal Soruşturma Bürosu – FBI, uçak düşmeden önce yaşananlara ait eldeki parçaları bir araya getiren bir rapor hazırladı. FBI raporuna göre, uçak yaklaşık 22.000 feet irtifada seyrederken, birisi tuvalete girdi. Müfettişler, tabancaya mermileri doldurabilmesi için, bu kişinin Burke olduğunu düşünüyor.

Burke’nin, eski yöneticisi Thompson için, bir not hazırladığı da ortaya çıktı. Ama bu notu, Thompson’a verip vermediği belli değil.

Burke’nin notunda şunlar yazılıydı: “Merhaba Rey. Sonumuzun bu şekilde olması biraz ironik sanırım. Ailem için biraz hoşgörü istedim. Hatırladın mı? Bende hiçbir şey yok ve sen de hiçbir şey alamayacaksın”

CVR kayıtlarının başka bir bölümünde, Kaptan Pilot Gregg Lindamood veya Yardımcı Pilot James Nunns, hava trafik kontrolünden bir mesaj alırken, iki defa yüksek gürültülü silah patlamasına benzer sesler duyuldu. Thompson’ı öldüren silah seslerinin bunlar olduğuna inanılıyor.

Daha sonra pilotlardan biri, hava trafik kontrolörüne, uçakta ateş açıldığını söyledi. Kısa bir süre sonra bir kabin ekibi üyesinin kokpite girdiği bildirildi.

2001 yılında Time Magazine, CVR çözümlemeleri sırasında, kokpit kapısını ısrarla çalan birinin sesi ve FBI tarafından kokpite “izinsiz giriş” olarak tanımlanan sesin duyulduğunu açıkladı.

Bu süreci “korkunç bir kargaşa” izledi. Uçakta daha fazla silah sesi duyuldu. Bu da büyük olasılıkla pilotların öldüğü ya da uçağı kullanamayacak hale getirildiği anlamına geliyordu. Daha sonra kokpit ses kayıt cihazında, PSA için çalışan ve uçuşta görev dışı bir şekilde bulunan bir başka pilotun öldürülmesi olduğu düşünülen son bir silah sesi duyuldu.

Soruşturma sonunda, görev dışı şekilde uçakta bulunan pilotun, uçak hızla dalışa geçmişken, uçağı dengelemeye çalıştığı sonucuna varıldı. Ancak sonuçta o da başarısız oldu ve uçak saat 16:16’da, Paso Robles ile Cayucos arasındaki Santa Lucia Dağları’na düştü.

Uçağın düştüğünü gören bir görgü tanığı, uçağın yere düşerken “ses bariyerini kırıyormuş gibi ses çıkardığını” söyledi. Kaza mahallindeki araştırmacılar daha sonra Burke’nin Thompson’a yazdığı notu ve altı boş kovanı olan bir tabancanın parçalarını buldu. Burke’nin parmak ucunun bir parçası da silah tetiğine saplanmış halde bulundu. Bu, uçak düştüğünde Burke’nin silahı elinde tuttuğunu gösteriyor.

Kazanın Kurbanlar ve Kazadan Çıkarılan Dersler

Bu trajik olay, uçuştaki bazı yüksek profilli yolcular nedeniyle de dikkat çekti. Ölenler arasında Chevron USA Başkanı James Sylla ve firmanın halkla ilişkiler yöneticilerinden üçü de vardı. Pacific Bell şirketinin üç yöneticisi de kazada yaşamını yitirdi.

Bu kaza, büyük şirketlerin birden fazla yöneticisinin aynı uçuşta seyahat etmemesi kuralının öncüsü olarak kabul ediliyor.

Kazanın ardından, Burke’nin Los Angeles Havalimanı güvenliğinden, ateşli silahıyla birlikte nasıl geçebildiğine odaklanıldı. Bir personelin görevinden ayrılması durumunda, tüm havayolu ve havaalanı çalışanlarının, kimlik bilgilerine el konulmasını sağlayan yeni Federal yasalar kabul edildi.

Tüm havacılık personelinin havalimanlarında yolcularla aynı güvenlik kontrollerine tabi tutulmasını sağlayacak bir politika da hayata geçirildi.

adbanner