29 Ekim’de kapılarını açmaya hazırlanan İstanbul Yeni Havalimanı ile ilgili, zaman daraldıkça açılışım erteleneceğine dair haberler duymaya başladık. Havalimanı açılışının ertelenmesi ile ilgili haberler söz konusu olduğunda hep Berlin Brandenburg Havalimanı akıllara geliyor. Peki İstanbul Yeni Havalimanı, yeni bir Brandenburg vakasına mı dönecek?
BRANDENBURG HAVALİMANI’NA NASIL KARAR VERİLDİ?
13 Haziran 1990’da Berlin Duvarı yıkıldı ve Berlin, yeniden birleşen Almanya’nın başkenti oldu. O dönem şehirde 3 havalimanı vardı. İkisi eski Batı Almanya’da yer alan Tegel ve Tempelhof diğeri ise eski Doğu Almanya kısmında yer alan şehrin güneydoğusundaki Schönefeld.
1992’de hava trafiğini daha iyi yönetebilmek için, şehirde tek bir havalimanı olması gerektiğine karar verildi. Yeni havalimanı inşa edilip açılacak, diğerlerinin faaliyetine son verilecekti.
15 yıllık bir hazırlıktan sonra, 2006’da Schönefeld Havalimanı’nın yanındaki arazide, mevcut pistler ve diğer altyapılardan da yararlanılarak maliyetlerden tasarruf edilebileceği düşüncesiyle yeni havalimanının inşaat çalışmaları başladı. Yani başlangıçta her şey; bugüne göre çok farklıydı.
Alman disiplinini ve çalışkanlığını hepimiz biliriz. Alman mühendislerinin bir şey inşa edebilmesi için sadece dört tekerleğe ihtiyaçları olduğu, tüm dünyanın kullandığı bir klişedir. Peki söz konusu durum dört tekerlek yerine dört duvar olduğunda farklı mı işliyor?
Durumu genellemek mümkün mü bilmiyorum ama Berlin Brandenburg Havalimanı üzerinden konuştuğumuzda; hassaslık ve dakiklik konusunda Almanlara dair bugüne kadar edindiğimiz tüm intibanın yerle bir olduğunu söylemek yanlış olmaz. Başkente yapılacak ihtişamlı havalimanı projesi yılan hikayesine döndü; tüm dünyanın merakla takip ettiği ve Almanlar için adeta bir utanç vesikası haline geldi.
AÇILIŞ SÜREKLİ ERTELENDİ!
Sondan başlayalım: 2017 yılının son günlerinde Almanya’nın en önemli gazetelerinden biri olan Bild’de yer alan habere göre Brandenburg Havalimanı’nın açılışı 2 yıl daha ertelendi. Yeni açılış tarihi Ekim 2020 olarak güncellendi. Üstelik erteleme haberi, projenin tamamlanabilmesi için 1 Milyar Euro daha ek bütçeye ihtiyaç duyulduğu bilgisiyle birlikte geldi.
Havalimanı için açılış tarihi bugüne kadar tam 6 defa değiştirildi. İlk olarak Ekim 2011’de yapılacağı duyurulan havalimanı açılışı sırasıyla Haziran 2012, Mart 2013, Ekim 2013, Haziran 2017 ve son olarak da Ekim 2020 olarak revize edildi. Üstelik Haziran 2012’deki açılış, kurdela kesiminden sadece 3 hafta önce ertelendi.
Bu süre içinde Brandenburg’un Berlin’in tek havalimanı olması misyonundan uzaklaşıldı. Çünkü şuan hizmet veren iki havalimanı Tegel ve Schönefeld 2017’de 33.3 milyon yolcuya hizmet verdi. Brandenburg’un yıllık yolcu kapasitesi başlangıçta sadece 34 milyon olacak. Ardından 17 yıllık 3 aşamalı bir plan dahilinde, iki uydu terminalinin de hizmete alınmasıyla yıllık yolcu kapasitesinin 45 ila 50 milyona yükselmesi planlanıyor. Yani bu, iyi ihtimalle önümüzdeki 20 yıl boyunca havalimanında inşaatın süreceği anlamına geliyor.
BRANDENBURG HAVALİMANI NEDEN AÇILAMIYOR?
Peki havalimanında yanlış giden şeyler ne? Aslında başından beri, havalimanı projesi, Berlin ve Brandenburg gibi iki ayrı eyalet ve federal yönetimin katılımı sebebiyle bir karmaşa durumundaydı. Planlama başarısızlıkları, tasarımda meydana gelen değişiklikler, taşeron işçiliği gibi sorunlar işleri yavaşlatıyordu. Başarısız özelleştirme girişimi, çevredeki evlerin, mağazaların, restoranların ve hatta kullanılmayan tren istasyonunun bile ses seviyesi konusundaki itirazları nedeniyle görülen tazminat davaları, 2.8 milyar Euro’luk başlangıç bütçesinin aşılmasına katkıda bulundu.
Angela Merkel ve 10.000 davetlinin katılacağı 3 Haziran 2012’deki açılış törenin, açılışa sadece 3 hafta kala yangın alarmları ve duman detektörleri ile ilgili yaşanan bir aksaklık nedeniyle iptal edildiği duyuruldu.
Ama bunun buzdağının sadece görünen kısmı olduğu sonradan ortaya çıktı. Çünkü o tarihten bu yana havalimanının, çok büyük teknik hataların yapıldığı bir şantiye olduğu ortaya çıktı.
Alman Deutsche Welle’ye (DW) göre, havalimanında 90 kilometrelik kablo yanlış döşenmiş, 4.000 kapı yanlış numaralandırılmıştı. Yürüyen merdivenler çok kısaydı ve itfaiyenin acil durum hattı da hatalı kurgulanmıştı. Ayrıca havalimanının çatısının, olması gereken ağırlığın iki katı olduğu da iddia edildi.
İddialar bununla da sınırlı değil. Projede ciddi yolsuzluk iddiaları da var. Asıl problemlerin, etik ve ahlaki değerler ve hesap verebilirlik eksikliği olduğu düşünülüyor.
DW, havalimanının projesinin başında bir mühendis değil, sahtekarın olduğunu iddia ediyor. Bunu açıklayan bir itirafçının havalimanında zehirlenerek öldürüldüğü de iddialar arasında. Ancak bu henüz kanıtlanamayan bir iddia.
Sınırlı proje yönetimi tecrübesine sahip politikacılar denetim kurulunu yönetmekle görevlendirilip karar verici koltuklara oturtulmuştu. Bunun yanı sıra, hükümetin böylesine önemli bir altyapı projesinde ekstra masrafları karşılamak ve belki de mali baskının bir kısmını ortadan kaldırmak için adım atacağı garanti edilmişti.
Berlin’i “fakir ama seksi” olarak nitelendiren eski Berlin belediye başkanı Klaus Wowereit, kısmen de olsa havaalanı fiyaskosu nedeniyle uzun süre istifaya zorlandı.
İnşaat şirketleri, taksi firmaları ve havalimanında yer alacak mağazaların sahiplerinin bir çoğu, gecikmeler nedeniyle iflasa uğradı. Bild, bunun Alman vergi mükelleflerine ayda 25 milyon Euro’ya mal olduğunu iddia ediyor. Bu orta ölçekli mega proje için yapılan para çukuru benzetmesinin ne kadar yerinde olduğu aşikar.
BRANDENBURG’TAN VAZGEÇİLMELİ!
Kanayan bir yara olan Brandenburg projesi için tek çözüm, para harcamaktan vazgeçmek ve hemen inşaatı durdurmak gibi görünüyor. Sıfırdan ve kapsamlı bir çözüm oluşturuluncaya kadar Tegel ve Schönefeld havaalanlarını kullanmaya devam edilebilir. Yeni projenin önkoşulu, planların politikacıların elinden alınıp, yerel ve federal hükümetlerin üstündeki profesyonellere verilmesi ve zorlu ihale süreçlerini daha kolay hale getirmek. Ayrıca, en düşük teklif veren kişi işi otomatik olarak almamalı. Çünkü bu genellikle standartların altında bir işe, yüklenicinin iflasına ya da şartların yeniden müzakere edilmesine yol açıyor. Böylesi prestij projelerinde bu noktaya gelinmesi belki kabul edilemez. Ancak bu durumda, birinin yüksek sesle ve net bir şekilde Almanlara bunu söylemesi gerek! Almanların milli havayolu Lufthansa’nın Yönetim Kurulu Üyesi Thorsten Dirks, bu havalimanı muhtemelen hiçbir zaman açılmayacak diyerek aslında durumun kısa bir özetini yapıyor!
İSTANBUL YENİ HAVALİMANI’NDA SON DURUM NE?
Peki bütün bunları size neden anlattım? 29 Ekim’de kapılarını açmaya hazırlanan İstanbul Yeni Havalimanı ile ilgili, açılış tarihi yaklaştıkça erteleme temalı haberler duyulmaya başlandı. 3 Mayıs 2013’te 22 Milyar 152 Milyon Euro bedelle Cumhuriyet tarihinin en büyük ihalesi olarak startı verilen; 7 Haziran 2014’te temeli atılan proje, 5 şirketin bir araya gelerek oluşturduğu İGA isimli konsorsiyum tarafından inşa ediliyor ve havalimanı 25 yıl boyunca İGA tarafından işletilecek. 21 Haziran’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk inişi gerçekleştirmesiyle resmi olarak ete kemiğe bürünen havalimanının ilk fazının, 2 pist ve yıllık 90 milyon yolcu kapasiteli terminali ile 29 Ekim’de resmi olarak hizmete başlaması bekleniyor.
Dünyanın en büyük taşınma operasyonuna da ön ayak olacak havalimanı için son 1 haftadır yerli ve yabancı basında çeşitli haberler yer almaya başladı. Bazı kaynaklar taşınmanın 29 Ekim’de tek seferde değil aralık sonuna kadar kademeli şekilde gerçekleştirileceğini iddia ediyor. Bu sürede yeni havalimanında günlük 20-30 uçuş gerçekleşeceği ve diğer operasyonların Atatürk Havalimanı’ndan devam edeceği görüşü hakim. Taşınmanın tamamen 31 Aralık tarihine ertelendiği de bir başka iddia. Hem Ulaştırma Bakanlığı hem de İGA yetkilileri tarafından iddialar yalanlandı ve açılışın 29 Ekim’de planlandığı gibi gerçekleşeceği duyuruldu. Konuya son noktayı Cumhurbaşkanı Erdoğan koydu. ‘Açılış ertelenmeyecek, ancak taşınma kademeli şekilde gerçekleştirilecek ‘ dedi.
İstanbul Yeni Havalimanı’nın temelinin atıldığı gün Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 29 Ekim 2017’de açılacağı duyurulan; ardından da 29 Ekim 2018’e ertelenen açılış ile ilgili böyle haberler duymak, Önümüzde Brandenburg gibi bir örnek varken insanı korkutmuyor değil. Ülkemizin ve dünya havacılığının yeni bir Brandenburg vakasına ihtiyacı yok!