New York-Sydney: 19 Saat 16 Dakika

Avustralya’nın milli havayolu Qantas, Mart 2018’de, Avustralya ile Avrupa kıtaları arasında non-stop ilk ticari sefer olan Perth-Londra uçuşlarına başlamıştı. Ancak bu havayolunun ticari havacılığın sınırlarını zorlayan uzun vadeli planlarının sadece ilk adımıydı.

Qantas’ın nihai amacı, Sunrise Projesi ile Avustralya’nın doğu kıyısında bulunan Sidney, Melbourne ve Brisbane şehirlerini New York ve Londra’ya non-stop uçuşlarla bağlamak. Hayallerin sınırlarını zorlayan bu projenin hayata geçirilmesinin resmi ilk adımı olarak da geçtiğimiz hafta sonu New York’tan Sidney’e bir araştırma uçuşu gerçekleştirildi.

Toplam 50 yolcu ve mürettebatın yer aldığı Kookaburra isimli VH-ZNI tescilli Boeing 787-9 Dreamliner, 7879 sefer sayılı özel bir uçuşla, New York John F Kennedy Havalimanı’ndan Cuma akşamı yerel saatle 9’da havalandı. Pazar sabahı 7:10 civarında ise Sidney’e teker koydu. Bu uçuş, New York ile Sidney arasında gerçekleştirilen ilk non-stop ticari sefer olarak kayıtlara geçti.

İlgili Haber | Dünyada Non-Stop Uçulmayan Yer Kalmayacak

Qantas’ın renklerine boyanan 787-9 uçağı, Seattle’daki Boeing fabrikasından teslim alındıktan sonra New York’a uçtu. Araştırma uçuşunu başarıyla tamamlayan uçak, artık Qantas’ın devam eden rutin ticari seferlerinde hizmetine devam edecek. 

Qantas ve Sydney Üniversitesi iş birliğiyle yapılan araştırma uçuşu sayesinde, New York-Sidney, hizmete başlamadan önce veri toplamak için böyle bir çalışma yapılan ilk rota oldu. Ultra uzun mesafeli rekor uçuşun amacı, yolcu ve mürettebat hakkında bilimsel araştırmalar yaparak; onların hem fiziksel hem de mental sağlık durumlarını gözlemlemek, jetlag’ı en aza indirecek önlemleri alabilmek; uçucu ekip için optimum dinlenme ve çalışma sürelerini belirlemekti. Boeing 787-9’un adeta bir laboratuvar olarak kullanıldığı uçuşta, altı gönüllü yolcu üzerinde; ikram edilecek yemeklerden, kabin içi aydınlatma ve sıcaklık düzenine, jet lag ile mücadele için özel olarak tasarlanmış egzersizlere kadar her şey test edildi. Yolcular test uçuşunda business class koltuklarda oturdu. Böylece uçuş süresinin sağlık ve vücut saati üzerindeki etkisi değerlendirildi. 

New York-Sidney seferleri, hayata geçtiğinde, iki şehir arasındaki seyahat süresini bugüne göre dört saat kısaltmış olacak. 

2 AYRI UÇUŞ DAHA YAPILACAK!

New York ile Sidney arasındaki 10.200 mil yani 16.200 kilometrelik menzili tam yük ve yolcu kapasitesi ile kat edebilecek bir ticari yolcu uçağı henüz üretilmedi. Ancak Qantas araştırma uçuşunu Boeing 787-9 ile azami yakıt, kısıtlı yolcu ve bagaj ile ekstra kargo bulundurmadan gerçekleştirdi. Kasım ve Aralık aylarında New York ve Londra’dan Sidney’e iki ek araştırma uçuşu daha yapılması planlanıyor.

Uçakların performansları, imalatçılar tarafından özellikle son yıllarda giderek artırıldı ve bu sayede havayolları, ultra uzun mesafeli seyahatlerin sınırlarını zorluyor. Singapur Havayolları, geçen yıl yaklaşık 18 saat süren Singapur Newark uçuşlarını başlatarak dünyanın en uzun non-stop seferi ünvanını ele geçirdi. Bu seferi deneyimlemek üzere Türkiye’den de sadece beni davet etmişlerdi. Yine 2018’deki Qantas, Batı Avustralya’daki Perth şehriyle Londra’yı 17 saatten uzun süren bir uçuşla birbirine bağlarken; Qatar Airways, Doha’dan Auckland’a yaklaşık 17 saatlik seferler yapıyor.

İlgili Haber | Dünyanın En Uzun Seferinde Uçtum! (Singapur-Newark)

Sunrise Projesi için uçak arayan Qantas hem Boeing hem de Avrupalı rakibi Airbus’u bu menzili tam yükle aşabilecek bir uçak geliştirmeleri konusunda uzun zamandır zorluyor. Bu rota için Airbus A350-1000 ve Boeing 777X modelini öneriyor. Havayolu değerlendirme sürecine devam ederken; bu araştırma uçuşlarından ve diğer çalışma akışlarından elde ettiği bulgularla, 2019 yılı bitmeden hangi uçağı tercih edeceğini açıklayacak. İşler planlandığı gibi giderse, New York-Sidney arasındaki non stop uçuşlar 2022 veya 2023’te resmi olarak başlayacak. Böylece dünyanın en uzun non-stop uçuşu ünvanı el değiştirmiş olacak. 

TARİHİ UÇUŞTA NELER YAŞANDI?

QF 7879 sefer sayılı New York-Sidney uçuşu, 19 saat 16 dakika sürdü. Bugün için yolcular bu hatta, Los Angeles aktarmalı uçabiliyor. Bu da yaklaşık 22 saat 20 dakikalık bir seyahat süresi anlamına geliyor.

Araştırma uçuşunun ne zaman yapılacağı kararını vermek için, rüzgar ve diğer tüm hava koşulları uzun süre incelendi. En optimum uçuş rotasının belirlenebilmesi için aylarca uçuş planlaması yapıldı.

Uçuşta dört pilot dönüşümlü şekilde görev aldı. Ayrıca kabinde, iki pilot daha yer aldı. Uçaktaki tüm pilotların toplam uçuş saati deneyimi 67.000’di. Pilotlar tarihi uçuş öncesi, sırası ve sonrasında melatonin seviyelerinin ölçülebilmesi için idrar örnekleri verdi. Pilotların, yorgunluk ve dikkat seviyelerinin belirlenebilmesi için beyin dalga düzenlerini ve uyanıklığı izleyen EEG (elektroensefalogram) monitörleri kullanıldı. Qantas, araştırma uçuşunda jet lag etkisini sınırlayabilmek amacıyla hem yolcuların hem de mürettebatın uyku düzenlerini inceledi. 

Daha önce yapılan bir başka araştırmada, Qantas’ın dokuz saatten uzun uçuşlarında rastgele 500 yolcu seçildi ve onların yüzde 54’ünün kulak tıkacı ya da gürültü önleyici kulaklık kullandığı, yüzde 38’inin aşırı alkol aldıkları gözlendi. Alkol sebepli dehidrasyon etkisiyle bu yolcuların seyahat konforunun daha az olduğu sonucuna varıldı. Yolcuların yüzde 10’u ise uyku ilacı kullanmıştı. Qantas bu verileri, araştırma uçuşundan elde ettiği bilgilerle birleştirecek.

Uçuş New York saati ile akşam 9 civarında kalktı. Yemek servisi bir müddet ertelenerek yolcuların yaklaşık altı saat daha uzun süre uyanık tutulması planlandı. Yolcuların uyumadan önceki yemeği, hindistan cevizi panna cotta gibi rahatlatıcı tatlılar içeriyordu. Ayrıca yolcuların sıcak çikolata içmeleri teşvik edildi. Sidney’e yaklaşırken gündüz saatlerinde sunulacak yemek daha lezzetli ve daha baharatlı oldu.

Gönüllülere, uçuşa iki hafta kala önce uyku ve yemek düzenleriyle ilgili günlük tutturuldu. Bu durum çalışma sırasında daha fazla geri bildirim sağlayacak. Uçuş esnasında yolcuların zaman dilimlerinden geçerken dikkat seviyeleri iPad ile oynadıkları Whack a Mole isimli oyun üzerinden ölçüldü. Zira 20 saatlik uçuşta toplam 15 zaman dilimi geçildi.

Araştırmacılar, yolcuların uyanıklığını ve uçuş sırasındaki ruh hallerini an be an takip etti. Kabindeki ışıklar ve sıcaklık uçuş boyunca ayarlandı. Kabinde daha soğuk, daha mavi ışık tonları uyanık kalmaya yardımcı olurken; ışıkların daha sıcak tonlara ayarlanmasıyla yolcular uyumaya teşvik edildi. Havayolu ayrıca yolculara rehberli meditasyon ve çeşitli egzersiz desteği de sağladı. 

Uçak yaklaşık 101 ton yakıtla kalkış yaptı. İniş esnasında kalan tahmini yakıt ise 6 ton civarındaydı. Bu miktarda bir yakıt uçağı yaklaşık 90 dakika daha havada tutabilirdi.

787-9 için maksimum kalkış ağırlığı 254 ton. Araştırma uçuşunu gerçekleştiren Qantas’ın 787’si, tıpkı Perth – Londra uçuşlarında olduğu gibi 101 ton yakıtla 233 ton kalkış ağırlığıyla uçuşa başladı. Bu da kalkış anında uçağın toplam ağırlığının neredeyse yarısının yakıt olduğu anlamına geliyor. Kalan kısmı ise uçağın kendi ağırlığı, yolcular ve çantaları oluşturuyor. Uçaktaki yiyecekler, trolley arabaları ile uçaktaki toplam mutfak ağırlığı yaklaşık 1500 kilogramdı.

Uçuş saatte yaklaşık 930 kilometre hızla yani yaklaşık olarak ses hızının yüzde 85’iyle gerçekleşti. Uçuşun ilk birkaç saatinde seyir yüksekliği 36.000 feet olarak belirlenirken; yakıt tüketimi sebebiyle uçak ağırlığı azaldıkça, seyir yüksekliği 40.000 feet’e yükseltildi.

Araştırma uçuşundan mürettebata dair elde edilen bulgular, 20 saat ve üzeri ultra uzun mesafeli uçuşlarla ilgili yasal gerekliliklerin oluşturulabilmesi için Avustralya Sivil Havacılık Güvenliği Otoritesi ile paylaşılacak.

UÇUŞLARIN BAŞLAMASI İÇİN NE GEREKİYOR?

New York-Sidney arasında ticari uçuşların başlaması için aşılması gereken bazı engeller var…

Öncelikle Qantas’ın doğru uçağı bulması gerekiyor. Bunu yıl sonuna kadar belirleyeceğini söylemiştik. Uçak ve rota için otoritelerden yasal onayları almaları gerekiyor. Çalışanlarını bu sürece dahil etmeleri gerekiyor ki bu da onlarla yeni sözleşmeler yapılmasını gerektiriyor. Bu güzergahta uçmanın finansal olarak havayoluna kar getirmesi gerekiyor.

Özellikle pilotların bu projenin hayata geçip geçmemesi konusunda kilit rol oynayacakları kesin. 

Şirketin CEO’su Alan Joyce, pilotların sunulacak sözleşmeyi kabul etmemeleri durumunda projenin askıya alınabileceğini söylüyor. Bu yüzden hem pilot sendikası hem havayolu, durumu kazan kazan şeklinde yorumlayabilir. Pilotlar, ultra uzun menzili uçuşlarda güvenlik ve yorgunluk konusunda endişeli. Kendilerine bu uçuşlarda daha fazla iş yükü bineceği için bazı imtiyazlar ve zam beklentileri var. 2015 yılında yönetim ve sendika ile bir anlaşma imzaladı ve pilotların verimliliğinde yüzde 30 iyileşme talep etti.

Pilotlar doğrudan bir ücret artışı talep etmek yerine pazarlığı başka konulara da taşıyabilir. Şu anda uzun menzilli bir uçuşta dört pilot görev yapıyor. Sendika bu uçuşlarda 5 ya da 6 pilot isteyebilir. Pilotlar genellikle ayda 80 yılda en fazla 1.000 saat uçuyor. Bu güzergahta görev yapacak pilotların ayda iki sefer yapacakları düşünüldüğünde boş günlerinin sayısı ciddi şekilde artacak ve işleri adeta yarı zamanlı bir işe dönüşecek. 

Sonuç olarak Qantas, Sunrise Projesi için oldukça heyecanlı. Singapur’un ultra uzun menzilli rotada elde ettiği başarı, Qantas’ın beklenti ve umutlarını da artırıyor.

Ancak zorluklar da ortada. Pilotların ve mürettebatın dinlenmesi ve yeterince uyanık kalmasını sağlamak için gerekli tüm donelerin elde edilmesi ve uygulanması şart. En büyük sorunlardan biri de ekonomi elbette. Sürekli değişen akaryakıt fiyatları ve çevresel kaygılar, müşterilerin bu seferlere göstereceği ilgi; uçuşların başlaması konusunda önemli rol oynayacak.

Uçakların geliştirilme süreçlerinde yaşanabilecek gecikmeler de Qantas’ın umduğu lansman tarihini ötelemeye zorlayabilir. Boeing’in 777X uçağının ne zaman hizmete gireceği henüz belli değil. Qantas ayrıca, Boeing veya Airbus hangi uçağı seçerse seçsin; uçaklar için uygun bir fiyat yakalanabilmesi durumunda uçuşların başlayacağını daha önce açıklamıştı. CEO Joyce’un daha önce açıkladığı üzere, Sunrise için çok fazla coşku var, ancak bu bir sonuç değil. Bu bir ticari faaliyet ve başta ekonomik olmak üzere diğer tüm alt yapılarının oluşturulması gerekiyor. Ne tip kararlar alınacağını ve uçuşların hayata geçip geçmeyeceğini hep birlikte göreceğiz.

adbanner