Pegasus Havayolları’na ait Boeing 737 tipi uçak, 5 Şubat 2020’de PC2193 sefer sayılı uçuş için 177 yolcu ve 6 mürettebatı ile İzmir Adnan Menderes Havalimanı’ndan kalkış yaptıktan sonra; İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’na sert iniş yaptı ve pistten çıktı. Gövdesi üç parçaya ayrılan uçaktaki yolculardan üçü yaşamını yitirirken, 180 kişi de yaralandı.
Kaza ile ilgili devam eden hukuki süreçte, hafta içinde yeni bir gelişme yaşandı. Demirören Haber Ajansı’ndan Oğuzhan Uysal’ın haberine göre, mahkeme dosyasına yeni bilirkişi raporu eklendi. 9 kişiden oluşan bilirkişi heyetinin hazırladığı, 140 sayfalık rapora göre, yaşanan kazada Sabiha Gökçen Havalimanı otoritesi HEAŞ asli kusurlu bulundu.
Bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmelerde ‘Pist Sonu Emniyet Alanı-RESA’nın olmamasının önemli bir eksik olduğu belirtilirken; havalimanı otoritesi HEAŞ, kazanın meydana gelmesinde ve etkisinin artmasında birinci derecede etkili olduğu gerekçesiyle asli kusurlu bulundu. Uçakta görev yapan pilotlar ise tali kusurlu olarak değerlendirildi.
Bilirkişi raporunda, Havaalanı İşletme ve Havacılık Endüstrileri A.Ş. (HEAŞ) yönünden yapılan değerlendirmede, iniş sonrası uçağın bu olayı pist sonunda iniş takımları ve lastiklerinde oluşabilecek küçük hasar ile atlatabilmesi mümkünken; Ulusal ve Uluslararası otoriteler tarafından, uçağın indiği 06 pisti sonunda Emniyet Alanı (RESA) olmamasının önemli bir eksiklik olduğu belirtildi. Uçağın durabilmesini sağlayan bu emniyet alanı olmamasına rağmen, HEAŞ tarafından uçağın sorunsuz bir iniş yapması için gerekli güvenlik şartlarının sağlanmadığı, pist dışına çıkılması durumunda kazanın etkisini azaltabilecek tedbirlerin zamanında ve gerekli şekilde alınmadığı belirtildi.
SHGM’nin Bulguları Kapatılmadı!
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) yönünden yapılan değerlendirmede ise kazanın oluşmasının asıl nedeni olan pist sonu emniyet alanı ve acil durum erişim yollarının bulunmaması hususlarının, olay tarihinden çok daha önce belirlenmiş olduğu, buna rağmen söz konusu bulguların kapatılmadığı vurgulandı.
Bilirkişi raporunda pilotların uçağın havada olduğu süreçte istikrarlı yaklaşma şartları sağlanmamış olmasına rağmen inişe devam ettikleri, gözetimde olan pilot Ferdinand Pondaag’ın pisti pas geçmek için pilot Mahmut Aslan’ı ikaz etmediği ve “unstabil go around” çağrısı yapmadığı belirtildi.
Raporda pilot Mahmut Aslan tarafından hatalı olarak speed brake’lerin pist içinde kapatıldığı ve manuel frenlemeye geç başlandığının altı çizildi. Speed brake’lerin kapatılmasından sonra ikinci pilot Ferdinand Pondaag’ın bu değişikliği gözlemleyerek “autobrake” ikazını yapmadığı ve bu ikaza rağmen aksiyon görmediğinde “I have control” ikazı ile frenlemeyi yapmadığı kaydedildi. Uçağın uygunluğu, bakımları, pilotların lisans ve deneyimi, yorgunluk gibi konularda ise eksiklik olmadığı belirtildi.
Hava Trafik Kontrolörlerinin Kusuru Yok!
Hava trafik kontrolörlerinin, kazanın meydana gelmesine etki eden bir kusurlarının olmadığının da ifade edildiği raporda, Hava Trafik Kontrolörleri/Kule operatörünün ve kaza esnasında görevli MTO görevlilerinin “pistin değiştirilmesi veya uçuş operasyonunun bir süreliğine durdurulması hususunda aksiyon almakta” geç kaldıkları kanaatine varıldığı aktarıldı. Ayrıca uçak teknik probleminin bulunmadığı ve kaza sonrası teknik incelemelerde uçağın uçuşa elverişli olduğunun kesin olarak teyit edildiği de ifade edildi. Dosyada bulunan belgelere göre Pegasus firmasının kusurunun olmadığı değerlendirildi.