Çoğu insan için, uçuşta yumuşak bir kalkış ve iniş hissiyatı yaşamak belki de tüm yolculuk boyunca tüm isteyeceklerinin yarısını oluşturur. Çünkü uçuşun en zorlu aşaması olan kalkış ve inişte korku ve gerginliğimizi azaltacak her türlü önleme kesinlikle razıyız.
Özellikle kötü hava koşullarında yapılan uçuşlarda, genelde yolcuların iniş tecrübeleri pek hatırlanmak istenen cinsten olmuyor. Ancak bu durum pilotların beceriksiz ya da deneyimsiz olduğu anlamına gelmiyor. Çünkü inişin ne kadar başarılı olduğu, sanıldığı gibi kokpit ekibinin, uçağın tekerleklerini yere koyma performansıyla çok da ilişkili değil aslında.
Aksine bu, uçağın yere güvenli bir şekilde ulaşmasını sağlamak için kasıtlı olarak yapılıyor. Yani yağmurlu bir havada iniş yapacaksanız sarsıntılı bir iniş için kendinizi hazırlayın!
Bu durumun arkasındaki neden aslında oldukça basit. Uçağın inişi için pistteki alan sınırlı. Doğal olarak, kötü hava koşullarında uçağın daha uzun bir pist alanına ihtiyacı var. Ancak bu her zaman mümkün olmadığı için pilotun iki seçeneği var:
- Uçağı normale göre daha sert bir şekilde indirmek (hard landing)
- Uçağın durabilmesi için pistin sonunda daha sert şekilde frenlemek.
Yapılan denemeler, ikinci seçeneğin, yolcular için çok daha tatsız bir deneyim olduğu defalarca kanıtladı.
Bu yüzden bir dahaki sert iniş tecrübenizin ardından, uçuşunuzun mümkün olduğu kadar güvenli ve eğlenceli olmasını sağlamak için bunu uçuş ekibinin kasten yapmış olabileceğinizi aklınızda bulundurun!