İrlandalı düşük maliyetli havayolu Ryanair, Mayıs ayı başında, 300 adet 737 MAX-10 uçağı için, Boeing’e 40 milyar Dolarlık bir sipariş verdiğini açıkladı. Bu sipariş, havayolunun tarihindeki en büyük uçak siparişi olarak kayıtlara geçti. Peki Ryanair’in Avrupa’yı fethetme stratejisi bize ne anlatıyor? Havayolu, gökyüzünü aşırı doygunluğa mı ulaştırıyor; yoksa verimlilik konusunda bir öncü olmaya doğru mu ilerliyor?
300 uçaklık sipariş ile birlikte, Ryanair filosunu, 2028 yılına kadar 675 uçağa çıkaracak. Bu da Avrupa’nın en büyük havayolları arasındaki yerini iyice sağlamlaştıracak. Geçtiğimiz yılın Eylül ayı itibarıyla Ryanair, tarifeli koltuk sayısı açısından Avrupa’nın lider ve dünyanın dördüncü büyük havayolu durumundaydı. Peki bu atılımlarla birlikte Ryanair, bölgesel pazarı aşırı doyuruyor olabilir mi?
Ryanair’in, yakıt tasarruflu MAX-10 siparişi vermesinin arkasında net bir mesaj bulunuyor. Çünkü bu uçaklar, havayolunun mevcut filosunun yaklaşık %80’ini oluşturan Boeing 737 NG serisi uçaklardan %20 daha fazla yolcu taşıyor. Ayrıca MAX-10 uçaklarının, %20 daha az yakıt tüketmesi bekleniyor. Ryanair, Mart 2026’ya kadar 225 milyon olan yıllık yolcu hedefini, yedi yıl sonrası için 300 milyona çıkardığından, uçaklardaki yakıt verimliliği özelliği, bu hedeflere ulaşılması konusunda çok daha önemli hale geldi.
Visible Alpha verilerine göre, mevcut durumda koltuk başına 22 € olan jet yakıtı, havayolunun işletme maliyetlerinin %44’ünü oluşturuyor. Analistler yakıt maliyetinin önümüzdeki üç yıl içinde koltuk başına 25 Euro’ya çıkabileceğini tahmin ediyor. Yine de Ryanair, yolcu başına toplam maliyet açısından, rakiplerine göre en az üçte bir oranında daha iyi performans gösteriyor.
Bu iyileştirilmiş maliyet etkinliği, hisse başına kazançta istikrarlı bir artış ile desteklenmek zorunda. Yılda 225 milyon yolcu taşırken bile, Ryanair zaten bölgesel bir canavar olarak tanımlanabilir. 19 milyar Euro’luk piyasa değeri, sonraki en büyük iki rakibi olan Lufthansa ve British Airways’in sahibi IAG’nin toplam sermayesiyle neredeyse aynı. Büyük ve daha da büyüyen bir filoya sahip olmasına rağmen, sermaye harcamaları yakında zirveye ulaşacak olan Ryanair, potansiyel olarak yaklaşık 2 milyar Euro tutarında bir serbest nakit akışı sağlayacak.
Ancak filonun büyümesi bir yandan da yanıltıcı olabilir. Belirgin satın alma hedefleri olmadan, Ryanair’in yüksek getirili bir nakit üreticisine dönüşebileceği öne sürülüyor. Halihazırda temettü ödemeyen ve pandeminin başlangıcından bu yana hisse satın almayan şirket bu duruşunu değiştirmek zorunda kalabilir. Ryanair, giderek daha kurumsal bir havayolu şirketi olma yolunda ilerliyor.