Türk Hava Yolları Boeing 737 MAX ile Uçmaları İçin Yolcularını Nasıl İkna Edecek?

29 Ekim 2018 günü sabahın ilk saatlerinde, Endonezyalı düşük maliyetli havayolu Lion Air’e ait Boeing 737 MAX 8, Jakarta-Pangkal Pinang seferi için kalkıştan 13 dakika sonra Java Denizi’ne düştü. Üzerinden 5 ay bile geçmeden 10 Mart 2019’da Etiyopya Havayolları filosunda yer alan bir Boeing 737 MAX 8 de Addis Ababa-Nairobi uçuşu için havalandıktan 6 dakika sonra düştü. Bu yüzden havacılık endüstrisi yaklaşık 1 yıldır Boeing 737 MAX ile yatıp kalkıyor desek yanlış olmaz.

Amerikalı imalatçı Boeing’in ilki 1966 yılında havalanan 737 ailesinin dördüncü nesli durumundaki 737 MAX uçakları, yakıt tasarrufu, sessizliği, verimliliği, çevreciliği ve uzun menziliyle ve büyük umutlarda piyasaya sürülmüştü. Aralık 2015’te üretimine başlanan ve ilk uçuşunu 29 Ocak 2016’da yapan MAX uçakları, Boeing tarihindeki en hızlı satılan uçak modeli ünvanını eline geçirdi. Ama bu yetmemiş olacak ki kısa süre içinde 100 yılı aşkın mazisi olan şirkete, tarihinin en türbülanslı sürecini yaşatan model ünvanını da eline geçirmeyi ihmal etmedi.

Etiyopya kazasından 3 gün sonra Amerikan Federal Havacılık Dairesi FAA tarafından dünya genelinde 737 MAX uçuşları yasaklandı. Tüm uçaklar yere indirildi ve müthiş bir kriz dönemi başladı.

KAZALARIN NEDENİ: MCAS

Yeni başlayanlar için özetlemek gerekirse kazaların nedeni Boeing’in ilk kez 737 MAX uçaklarında kullandığı Manevra Karakteristiği Arttırma Sistemi MCAS. Kalkış esnasında, tek bir hücum açısı verisine bağlı olarak, uçağın burnunu otomatik olarak aşağı doğru bastıran ve dalışa geçiren, üstelik pilotların uçağı kontrol altına almasını imkansız hale getiren sistem, 346 kişinin yaşamına mal oldu. Uçağın stall denilen anormal duruma girmesinin önlenmesi amacıyla tasarlanan MCAS yazılımının, tasarım ve sertifikasyon sürecinin kusurlu olduğu; uçuş manuel’i ve uçuş ekibinin eğitim dokümanlarında, MCAS hakkında bilgi yer almadığı ortaya çıktı.


İlgili Haber | Resmi Rapor Açıklandı: Lion Air’in 737 MAX’ı Neden Düştü?


Üstelik olay bir yıl içinde öyle farklı boyutlar kazandı ki. Boeing’in sorunları önceden bildiği ama ihmalkar davrandığı iddia edildi; test pilotlarının sorunu bildiği ama şirket tarafından gördükleri baskılar yüzünden yalan söyledikleri, aralarında yaptıkları mesajların basına yansımasıyla ortaya çıktı.

Boeing CEO’su Dennis Muilenburg, geçtiğimiz haftalarda, 737 MAX kazalarıyla ilgili olarak, ABD Senatosu Ticaret Komitesi’nde halka açık bir toplantıda ifade verdi ve uçağın üretiminde hata yaptıklarını kabul ederek özür diledi. Senatörler Boeing’i, kar elde etmek için güvenliği ikinci plana atmakla suçlarken, sorunların farkında olmalarına rağmen “kasıtlı bir şekilde gizlemeyi” seçtikleri suçlamasıyla birlikte Boeing’i “uçan tabut” üretmekle bile suçladı.

Yapılan yazılım güncellemeleri, test ve değerlendirme süreçleri devam eden 737 MAX için bugün gelinen noktaya baktığımızda; uçakların 2020’nin ilk çeyreğinde gökyüzüyle buluşabileceği öngörülüyor. Havayolları hazırlık ve planlamalarını bu düşünce doğrultusunda yapıyor.

YOLCULAR İSTEMEZSE BİLETLERİNİ DEĞİŞTİRECEK!

Tüm sektörün 737 MAX’in geri dönüşünün yaklaştığı heyecanını paylaştığı bir dönemde United Airlines kanadından ilginç bir çıkış geldi. Amerika Birleşik Devletleri’nin üç dev havayolundan biri olan United Airlines’ın CEO’su Oscar Munoz, Londra’da katıldığı bir organizasyondayaptığı konuşmada, 737 MAX uçakları hizmete yeniden başladığında, yolcuların sefer öncesinde 737 MAX ile uçacaklarını bildiğinden mutlaka emin olacaklarını ve uçağa binmek istemeyen yolcuların, uçuşlarının derhal değiştirileceğini söyledi.

Müşterilerine karşı tamamen şeffaf olacaklarının altını çizen Munoz, hiç kimseyi güvenmedikleri ve uçmak istemedikleri bir uçakla uçurmayacaklarını söyledi! Boarding esnasında uçağın kapısına kadar ulaşmış yolcular da dahil olmak üzere, kendilerini rahat ve güvende hissetmediğini belirten tüm yolculara, hiçbir ekstra ücret ödemeden yeniden rezervasyon hakkı sunulacağını duyuran Munoz, ‘bu karar bizim için önemli. Herkesin, güle oynaya o uçağa binmek isteyeceğini sanmıyoruz’ diyerek çok konuşulacak açıklamalara imza attı.

Munoz ayrıca, yönetim anlayışlarındaki “söz değil, kanıt önemli” yaklaşımının bir parçası olarak, hizmete döndüğünde United’ın ilk 737 MAX uçuşunda kendisinin de yer alacağını söyledi.

737 MAX uçuşlardan çekildiğinde, United’ın filosunda günde yaklaşık 40 uçuş gerçekleştiren 14 adet 737 MAX 9 bulunuyordu. Chicago merkezli havayolu, yılın ikinci çeyreğinde 5 adet; üçüncü çeyrekte ise 11 adet uçağı filosuna ekleyecekti. Uçağın hizmete geri dönüşü için sürecin sağlıklı şekilde ilerlemesini bekliyoruz. Bize söylenenlere uyacağız. FAA’yı farklı bir şey yapmaya zorlamak için bir acelemiz yok diyen Munoz “Günün sonunda, istediğimiz şey gerçekten basit: Uçağın güvenli bir şekilde uçması.’ diyerek adeta milyarlarca insanın duygularına tercüman oldu.

737 MAX’in hizmete geri dönüşü yaklaştıkça, filosunda bu uçağı bulunduran havayolu şirketleri, toplum üzerinde MAX ile ilgili oluşan olumsuz marka algısının nasıl giderileceğini düşünmeye başladı. Havayolları bu konuda çeşitli iletişim stratejileri geliştiriyor. Londra’da düzenlenen konferansta konuşan Emirates Patronu Tim Clark da Boeing’e bir çağrıda bulunarak MAX isminin değiştirilmesini önerdi. Clark: ‘Ondan kurtul, karıştır ve uçan bir şey haline getir! Bence insanlar çok kısa süreli hafızaya sahipler ve çoğu insan hangi uçakta olduğunu bilmiyor’ dedi.

Aynı konferansta konuşan TUI Airways Genel Müdürü Dawn Wilson da MAX’ın markalaşmasını ele aldı. “Şu anda bir karar almadık. Uçağı yeniden nasıl hizmete alacağımız konusunda hala çalışıyoruz. Ancak kabul etmeliyiz ki bu büyük bir sorun” dedi.

TÜRK HAVA YOLLARI NE YAPACAK?

Dünyada bütün bunlar konuşulurken peki bizim ülkemizde ne oluyor? Milli havayolumuz Türk havayolları 13 Mart’tan bu yana filosundaki 12 MAX uçağını yerde yatırıyor. Üstelik havayolunun teslimat takvimine göre şuan filosunda 24 MAX uçağı olması gerekiyordu. Yani THY’nin 12 MAX’i İstanbul’da yatarken 12 tanesi de Seattle’de yatıyor.

Dolayısıyla uçak hizmete döndüğünde bir anda 24 uçak yeniden uçuş programına entegre edilecek ve dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de bir kriz patlak verecek. Uçakların güvenli olup olmadığı sorgulanacak; yolcuların bir kısmı binmek istemeyecek. Peki bütün bunlara milli havayolumuz hazır mı? United’ın yaptığına benzer veya daha farklı yaratıcı bir uygulama hayata geçirilebilir mi? THY’nin beyin takımı MAX’in olumsuz algısını giderip insanları rahat bir şekilde uçağa binmeye nasıl ikna edecek bunu hep birlikte göreceğiz. Şuana kadar Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı’dan, uçakların yerde yatmasından ötürü yapılamayan operasyonlar ve şirketin girdiği zararı anlatan rakamlar haricinde pek bir şey duymamız mümkün olmadı.

THY dışında filosunda MAX bulunduran bir başka Türk havayolu Corendon ve Nisan 2018’de ilk MAX uçağını filosuna katmaya hazırlanan ancak uçaklar yere indirilince uçağını teslim alamayan SunExpress için de aynı durum geçerli. Bakalım havayollarımızın hiç de yabana atılmaması gereken bu algı yönetimi konusunda ne gibi adımlar atacak.

Ben uçaklar hizmete döndüğünde oluşabilecek potansiyel krizin boyutunun ne kadar büyük olabileceğini öngörebilmek adına örnek bir çalışmaya bu video aracılığıyla sizlerin de desteğiyle başlamak istiyorum. Uçaklar yeniden operasyonlara başladığında, uçuşunuzun 737 MAX ile olduğunu öğrenirseniz tepkiniz ne olur yoksa bilmemeyi mi tercih edersiniz? Ya da şöyle soralım gönül rahatlığıyla bu uçağa binip uçmanız için oluşması gereken şartlar ne? Yorumlarınızı bekliyorum.

Muhammed YILMAZ

adbanner