Havacılık Bülteni-84

PEGASUS KAZASININ NEDENİ BELLİ OLDU MU?

İzmir’den gelen Pegasus Havayolları’na ait Boeing 737-800, 5 Şubat’ta Sabiha Gökçen Havalimanı’na inişinden sonra duramayarak pistten çıkmış ve 3 kişinin yaşamını yitirdiği bir kazaya karışmıştı. Hafta içinde bazı medya organlarında, kazanın aydınlatılması için uçağın kara kutusunun Alman Havacılık Kaza Soruşturma Bürosu (BFU) tesislerinde Amerikalı yetkililerin nezaretinde deşifre edildiğine yönelik haberler çıktı. Yapılan çözümleme neticesinde kazanın oluş nedenine dair birçok iddia ortaya atılarak, kazaya olumsuz meteorolojik şartlardan kule ve hatta pist bakım hatalarına kadar bir dizi ihmalin sebep olduğu duyuruldu. Sanılanın aksine pilot hatasının düşük seviyelerde olduğunun saptandığı iddia edildi. Uçağa inişten önce yıldırım çarptığı, kuyruk rüzgarın limit içi olduğu, uçağın pistin ortalarına veya sonuna doğru sert olarak değil, normal bir mesafe olan pistin 705’inci metresine teker koyduğu iddia edildi.

Ancak bütün bu iddialar, kaynağı tam olarak belli olmadığı, imzasız şekilde haberleştirildiği için benim açımdan şüpheli görünüyordu. Haberin kısa süre içinde geleneksel ve sosyal medyada yayılmasının ardından Ulaştırma Bakanlığı’ndan konuyla ilgili bir açıklama geldi.

Açıklamada haberlerin gerçeği yansıtmadığı belirtilirken, Adlı Yargı kararları ve Kaza araştırma ve inceleme raporları ortaya çıkmadan, doğru olmayan bilgilerle kamuoyunu yanıltmak, hem kazanın sebeplerine sağlıklı bir şekilde ulaşılmasına engel teşkil eder hem de kazada taraf olan kurum, kuruluş ve şirketlere, yaralanan veya hayatını kaybeden insanların yakınlarına haksızlık yapılmış olur denildi.

12 Şubat 2020’de NTSB, FAA ve Boeing uzmanlarından oluşan bir heyet ile beş bakanlık personelinin kara kutuları incelemek üzere Alman Kaza İnceleme Ünitesine ulaştığı ve sadece kara kutularla ilgili incelemelerin 15 Şubat 2020’de sonuçlandığı açıklandı.

Kara kutuyu oluşturan CVR ve FDR çözümlerinin sorunsuz tamamlandığı; elde edilen verilerin analiz ve değerlendirme çalışmalarının devam ettiği vurgulandı. Kazanın ön raporu ve nihai raporun hazırlanması için, pilotlar ve  diğer  ilgili personelin  ifadesinin  alınmasına ve yorumlanmasına yönelik olarak çalışmaların devam ettiği, Meteoroloji Genel Müdürlüğünden uçuş ve iniş esnasındaki yağmur, yıldırım ve rüzgar dahil tüm detaylı hava şartlarına ilişkin bilgilerin toplandığı, Havaalanının fiziki durumu ile ilgili pistin fiziki şartları ve bakımı onarımı ile ilgili belgeler toplandığı ve değerlendirildiği, Hava Trafik Kontrolörlerinin uçak ile yaptığı görüşmelerin dökümünün temin edildiği, incelenmesi ve değerlendirmesine başlandığı, uçağa  ait  teknik dokümanların, bakım kayıtlarının değerlendirilmeye devam ettiği açıklandı.

Kaza Araştırma İnceleme Grubu’nun bu çalışmaların tamamlanmasının ardından, benzer kazaların önlenmesine yönelik tavsiyelerin de yer alacağı kaza inceleme raporuna yönelik çalışmalarının devam ettiği vurgulanırken ön raporun bir ay içinde hazırlanacağı; daha sonra ise Nihai Raporu tamamlayacağı vurgulandı.

737 MAX’İN YAKIT TANKINDA YABANCI CİSİMLER KEŞFEDİLDİ!

12 Mart 2019’dan bu yana uçamayan, ne zaman gökyüzü ile buluşacağı belli olmayan ve Boeing’e tarihinin en türbülanslı dönemini yaşatan 737 MAX ile ilgili bir sorun daha keşfedildi.

Üretilen ama müşterilere teslim edilemeyen 737 MAX uçaklarının yakıt tanklarında yabancı cisim kalıntılarına rastlandığı duyuruldu. Boeing, 400’den fazla uçağın kontrol edilmesi için gerekli adımı attı.

Kontrol işleminin, yakıt tanklarının boşaltılması ve oluşacak buharın dağılmasının ardından yapılması gerekiyor. Bu yüzden bahsedilen kontrolün gerçekleştirilmesinin uçak başına yaklaşık üç gün süreceği tahmin ediliyor.  Bu kontrol sürecinin, uçağın yeniden sertifikalandırma sürecini geciktirmeyeceği açıklandı. Havacılıkta Foreign Object Debris kelimelerinin baş harfleri FOD olarak adlandırılan Yabancı cisim kalıntıları, üretim sürecinde çalışanların geride bıraktığı bez parçaları, aletler, metal talaşları ve diğer malzemeleri kapsayan endüstriyel bir terim.

Çok uzun zamandır çeşitli krizlerle boğuşan Amerikalı imalatçı Boeing’e, en yeni geniş gövde uçağı 777X programında az da olsa nefes aldıracak haber Vietnam’dan geldi. 

Dünyanın en genç ve en iddialı havayolu şirketlerinden biri olan, Vietnam’da start-up girişimi olarak faaliyete başlayan Bamboo Airways, 777X için 12 adet sipariş konusunda Boeing ile görüştüklerini doğruladı. 

Koronavirüs kaynaklı olarak, Çin’e yapılan operasyonların askıya alınması Vietnamlı havayollarının tamamının zor günler geçirmesine neden oluyor . Bu yüzden ülkenin milli havayolu Vietnam Airlines uçaklarının bir kısmını kiraya vermeye çalışıyor

Ancak Bamboo Airways piyasadaki mevcut karamsar durumu bir fırsat olarak görüyor. Bu nedenle, özellikle 777X için potansiyel siparişler için harekete geçti. 

2017’de piyasaya çıkan Bamboo Airways filosunda üç adet Boeing 787-9 Dreamliner ve 21 dar gövdeli Airbus uçağı var. Havayolunun 30 adet Boeing 787-10 ve 26 adet Airbus A321neo siparişi bulunuyor. 12 adet 777-9 siparişi ile ilgili detay verilmedi ve potansiyel teslimat programı açıklanmadı.

25 Ocak 2020’de ilk uçuşunu yapan 777-9, Boeing geniş gövde uçak ailesinin en yeni üyesi ve dünyanın en büyük çift motorlu yolcu uçağı ünvanlarını elinde bulunduruyor.

AIRBUS-BOEING ARASINDA SÜBVANSİYON KRİZİ DERİNLEŞİYOR!

İki dev uçak imalatçısı Airbus ile Boeing arasında uzun zamandır devam eden sübvansiyon anlaşmazlığı yeni bir boyut kazandı. Amerika Birleşik Devletleri, Mart 2020 itibariyle, Avrupa Birliği’nden ithal edilen uçaklarda gümrük vergisi tarifesini % 10’dan% 15’e yükseltti.

Tarifedeki değişim, et, peynir, viski, kitap ve bakıra kadar AB’den ithal edilen çeşitli ürünler için getirilmesine rağmen, ana hedefinin Airbus uçakları ve üretici ülkeler, İngiltere, İspanya, Almanya ve Fransa olduğu düşünülüyor.

Airbus’ın Avrupalı ülkelerin hükümetlerinden yasadışı sübvansiyon aldığını iddia eden ABD yönetimi buna karşı bir hamle geliştirmek istedi. Ekim 2019’da Dünya Ticaret Örgütü, ABD’ye AB ülkelerinden yılda 7.5 milyar Dolar ve üzerindeki ithalat süreçlerinde, yüzde 10’luk gümrük vergi tarifesi uygulama izni verdi. Bu karar Airbus’a büyük bir darbe olarak yorumlandı.

ABD yönetimi, tarife oranını yüzde 100’e kadar yükseltmeyi düşündü. Yetkili makamlar Aralık 2019’da tarifelerin gözden geçirilmesi üzerinde çalıştı ve sadece yüzde 5 artırılmasına yönelik karar verdi.

Airbus, ABD yönetiminin aldığı kararı ve derin pişmanlık duyulacak bir karar olarak yorumladı. Avrupalı imalatçı kararın ABD ve AB arasındaki ticaret gerginliklerini daha da artıracağını ve Mart 2019’dan bu yana uçamayan Boeing 737 MAX uçaklarına atıfta bulunarak, halihazırda uçak sıkıntısı çeken ABD’li havayolları için daha fazla istikrarsızlık yaratacağını söylüyor.

Zira dev ABD’li havayolları filo ve uçuş planlamalarını, MAX uçaklarının yaşadığı kriz nedeniyle sürekli revize etmek zorunda kalmaktan muzdarip. Bu nedenle, gümrük vergisi tarifesiyle ilgili atılan bu kadar sert adımın, öncelikle ABD havacılık endüstrisini ve halkını etkileyeceği düşünülüyor.

Airbus yönetimi, ABD’li müşterileriyle görüşmelere devam ederek ve tarifelerin etkilerini mümkün olduğunca azaltmak için birlikte çalışacaklarını duyurdu.

RUSLAR SUKHOI SUPERJET 100’DE NEYİ YANLIŞ YAPIYOR?

Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra Rusya’da üretilen ilk yolcu uçağı olan, 90 yolcu kapasiteli Sukhoi Superjet (SSJ100) 2020 yılında hiç yeni sipariş alamadı. SSJ100’ün, devlet tarafından yönetilen milli havayolu Aeroflot ile devam eden uzun süreli anlaşma dışında yeni sipariş alamıyor olması rahatsızlık yaratıyor. 2011 yılında hizmete giren uçak, Rus hükümetinin geliştirilmesi için harcadığı milyarlarca dolara rağmen sorunlu olarak anılıyor.

Uçağın üreticisi olan ve devlet tarafından işletilen Rostec, yüzlerce SSJ100 satmayı umuyordu. Ancak motorlar da dahil olmak üzere yedek parça eksikliği ve teknik servis ve satış sonrası hizmet sorunları müşterilerin uçaktan uzaklaşmasına neden oldu.

Günümüzde sadece Rus havayolu operatörleri, devlet kurumlarının filosunda aktif 142 SSJ100 hizmet veriyor. Aeroflot, filosundaki 54 uçakla SSJ110’ün en büyük müşterisi durumunda. Havayolu bu yıl filosuna 17 uçak daha katacak. Rusların bayrak taşıyıcı havayolu, 2018 yılında imzaladığı uzun süreli bir sözleşmeyle, 2019-2026 yılları arasında 100 SSJ kiralama kararı aldı.

Rusya federasyonu dışındaki havayolları, ticari olarak sürdürülebilir olmadığı için uçağı filolarından çıkardı. İrlandalı CityJet geçen yıl yedi Superjet’i filodan çıkardı ve Meksikalı Interjet geçen yıl 22 Superjeti satmayı planladığını açıkladı. 

Uzak Doğu Rusya merkezli bir havayolu olan IrAero, uçağın zayıf teknik performansı nedeniyle Sukhoi’den tazminat talep etti. Geçen yıl Sukhoi müşterilere 16 adet SSJ100 jeti satabildi ve yıl boyunca sadece sekiz uçak teslim etti. Aeroflot filosundaki bir Superjet, 2019’da Moskova’ya inişinde alev almış ve 41 kişi yaşamını yitirmişti.

GÜNEŞ ENERJİLİ İNSANSIZ HAVA ARACI UÇTU!

Yıllarca sürebilecek uçuşlar için tasarlanan yeni güneş enerjili insansız hava aracı ilk uçuşunu yaptı. BAE Systems iştiraki Prismatic tarafından inşa edilen PHASA-35’in ismi, Persistent High Altitude Solar Aircraft kelimelerinin baş harflerinden oluşuyor. İlk tam entegre uçuş testi için Avustralya Hava Kuvvetleri Test Merkezi’nden havalanan PHASA-35, uçak ve uydular arasındaki boşluğu doldurmak için tasarlanan bir Yüksek İrtifa Uzun Ömürlü hava aracı.

Projede, 2019’da tamamlanan iki tam boyutlu prototiple birlikte, tasarımdan ilk uçuşa 20 aylık bir sürede geçildi. Kalıcı ve istikrarlı bir hava platformu olan PHASA-35, gözetim, iletişim, güvenlik, uzaktan algılama, çevre bilimi, orman yangını tespiti ve deniz gözetimi dahil olmak üzere, askeri ve sivil pek çok alanda kullanılabilecek.

35 m kanat açıklığına sahip ve 150 kg ağırlığındaki PHASA-35, karbon kompozit malzemeden üretilen monokok yapıya sahip. Galyum arsenit güneş enerji hücreleri ve lityum iyon bataryaları ile çalışan, yüksek irtifa pervanelerine sahip iki elektrik motoru sayesinde PHASA-35, havada bir yıla kadar kalabilecek. 21.000 m irtifada ve saatte 93 ila 145 km hız aralığında operasyon yapabilmesi hakim rüzgarlara karşı uçabilmesine olanak verecek. 2020’de çok sayıda uçuş testi yapacak olan PHASE-35’in 12 ay içinde resmi olarak hizmete başlaması bekleniyor.

adbanner