Havacılık Bülteni-163

İTALYA’NIN ULUSAL HAVAYOLU NEDEN DEĞİŞTİ?

İtalya’nın 74 yıllık ulusal havayolu Alitalia, hafta içinde Cagliari ile Roma arasında son uçuşunu yaparak faaliyetlerini durdurdu. Havacılıkta bir devir kapandı. Ülkenin yeni ulusal havayolu Italia Trasporto Aereo kısa adıyla ITA ise Milano’dan Bari’ye ilk uçuşunu yaparak gökyüzü ile buluştu.

Ancak bu dönüşüm, markalaşmadan ziyade, hükümetin havayoluna verdiği yasadışı sübvansiyonlar konusunda AB incelemesinden kaçınmakla ilgili. Zira dönüşüm sürecinden hemen önce Alitalia markasının satışı için düzenlenen ihale halka kapandı. Şaşırtıcı olmayacak bir hamleyle ihaleyi ITA kazandı. Üstelik 290 milyon Euro bedelle başlayan ihale, 90 milyon Euro gibi bir bedelle ITA’nın oldu.

Tüm paranın da oluşturulan yeni fonlar üzerinden hükümet tarafından ödenmesi de durumu net bir şekilde ortaya koydu.

Bu durum, bir bayrak taşıyıcı havayolunun iflası ve yeniden devralınması konusunda bir ilk değil. İsviçre’nin ulusal havayolu Swissair, 2002 yılında Swiss International Airlines olarak el değiştirdi. 2001’de Belçika’nın ulusal havayolu SABENA’sı (Belgian Limited Company for the Exploitation of Aerial Navigation) SN Brussels Airlines oldu ve 2007 yılında Brüksel Havayolları olarak isim değiştirdi. Son dönemde yaşanan her iki örnekte de en azından havayolunun adı değiştirildi.

16 Eylül 1936 tarihinde, İtalyan devleti ve Birleşik Krallık kökenli British European Airlines’ın  yüzde 60 ve yüzde 40 ortaklığı ile kurulan ve 5 Mayıs 1947’de Torino-Katanya-Roma hattında faaliyetlerine başlayan Alitalia şirketinin ismi, İtalya’nın kanadı anlamına geliyor. Şirket, aynı yıl Temmuz ayında, orta menzilli İtalyan Savoia Marchetti SM95 uçağında 38 yolcu ile Roma’dan Oslo’ya ilk uluslararası uçuşunu gerçekleştirdi. 1957’de Alitalia, Linee Aeree Italiane ile birleşti ve Alitalia – Linee Aeree Italiane adını aldı.

Şirketin filosundaki uçakların kuyruğunda yer alan, “yeşil-beyaz-kırmızı renkli A harfi, İtalyan’lar için, milli bir simge olarak kabul ediliyordu. İtalya’nın Margerita pizzasının da özelliği olan, yeşil biber, mozzerella peyniri ve domates sosu ile İtalyan ulusal bayrağının renklerini oluşturan renk kombinasyonundan üretilmişti.

Alitalia, 1948’de ilk kıtalararası uçuşunu, Milano’dan Güney Amerika’ya düzenlediği sefer ile yaptı. Alitalia, Roma Olimpiyatları’nın düzenlendiği 1960 yılında 1 milyon yolcuya ulaştı. Şirketin merkezi, Roma’da yeni açılan Fiumicino Havalimanı’na taşındı ve filosunda sadece jet motorlu yolcu uçakları bulunduran ilk Avrupalı havayolu oldu. 1997’de Bombay’dan Roma’ya giden bir Alitalia uçağında, uçuş sırasında yolculardan biri, mürettebat ve uçaktaki İtalyan bir jinekologun yardımıyla Maya isminde bir kız bebek dünyaya getirdi.

2010 yılında Alitalia, Avrupa genelinde Atlantik ötesi rotalarda gelir ve maliyetleri paylaşarak mali kayıpları azaltmak amacıyla Air France-KLM Group’a katıldı. Ancak, İtalyan hükümetinin yaptığı devlet yardımlarının geri ödemeleri nedeniyle milyarlarca dolar kaybetmeye devam etti.

Yeşil, Beyaz, Kırmızı renklerin kullanıldığı ve tüm dünyada çok popüler olan uçucu personel üniformalarını, ünlü İtalyan modacı Giorgio Armani tasarladı. Papa’nın uçtuğu uçak da, Alitalia tarafından tahsis edildi. Bu uçağa,, ABD Başkanlık Uçağı Air Force-1’den esinlenilerek, “Shepherd One yani Önder-1” adı verildi.

Alitalia, kurulduğu ilk yıl 10,000 yolcu taşımıştı. 1990’lu yıllarda ise yılda 25 milyon yolcu taşıma kapasitesine ulaştı.

Uzun süredir finansal problemlerle boğuşan ve devlet desteği ile ayakta duran Alitalia, 2006 yılında Avrupa Birliği’nin baskısı ile devlet desteği kesildikten sonra operasyonlarını durdurmak zorunda kaldı. Sonraki yıllarda Alitalia maliyetleri düşürmeye çalışırken, iflas ve sendika grevleri karşısında çeşitli başarısız yatırım anlaşmaları yaptı. 2017’de iflas eden şirket, devlet yardımı ile hayatta kaldı ve ardından Mart 2020’de Alitalia resmi olarak İtalyan hükümetine devredildi.

Havayolu, İtalya hükümetinden AB kurallarını ihlal ederek acil durum kredileri şeklinde kurtarma paketleri almaya devam etti ve son olarak Covid-19 kriziyle birlikte geri dönülmez bir yola girdi.

Havayolunun 25 Ağustos 2021’de bilet satışları durduruldu. Yeni kurulan ve tamamen İtalyan hükümetine ait olan ITA’nın filosunda, başlangıçta 52 uçak yer alacak ve uçak sayısı 2025’in sonunda 105’e çıkacak. ITA’nın gök mavisi gövdeli ve beyaz kanatlı uçaklarının kuyruğunda İtalyan bayrağının üç rengi, şeritli yeni bir görünümde kullanılacak.

Eylül ayında ITA, operasyonlara başlamak için 7 adet A220, 11 adet A320neo ve 10 adet A330neo uçağı satın almak için Airbus ile bir Mutabakat Zaptı (MoU) yaptı. ITA ayrıca, uçak kiralama şirketi Air Lease Corporation ile 15 adet A220, 2 adet A320neo, 9 adet A321neo ve 5 adet A330-900neo’dan oluşan 31 adet Airbus uçağının uzun vadeli siparişi için bir anlaşma imzaladı.

ITA, yeni bir İtalyan markası olarak doğdu ve sadece dünya çapında tanınan İtalyan şirketleriyle çalışacak şekilde kurgulandı. Şirket personeli en iyi İtalyan tasarımcıların üniformalarını giyecek. İç mekanlar ve havaalanlarındaki bekleme salonları birinci sınıf İtalyan firmaları tarafından giydirilecek, mobilyalardan yer hizmetlerinde kullanılan araçlara kadar her şey İtalyan olacak. Yeni üniformalar kamuoyuna tanıtılana kadar, personel Alitalia personelinin üniforması ile görev yapacak.

Yeni bayrak taşıyıcı, Alitalia’nın Milano Linate’deki slotlarının yüzde 85’ini ve Roma Fiumicino’daki slotlarının da yüzde 43’ünü devralacak. Başlangıçta 44 noktaya uçacak olan ITA, 2025 yılına kadar uçtuğu destinasyon sayısını 74’e çıkaracak. Şirketin uçmayı planladığı rotalar arasında Milano ve Roma’dan New York’a, Roma’dan Tokyo, Boston ve Miami’ye uçuşlar da var. Roma ve Milano Linate Havalimanı’nda Avrupa’daki varış noktaları arasında Paris, Londra, Amsterdam, Brüksel, Cenevre ve Frankfurt yer alıyor. Buenos Aires, Sao Paolo ve Los Angeles gibi uzun menzilli rotalar da planlandı.

ITA’nın halihazırda Volare isimli bir sadakat programı olan. Şirket, 3 büyük havayolu ittifakından birine dahil olacak. Bu konuda çalışmalar sürüyor.

Alitalia bünyesinde görev yapan 11.000 çalışanının durumu da oldukça kritik. Bu yıl ITA’nın havacılık biriminde 2.800 kişi istihdam edilecek. Yeni şirket Alitalia’nın yer hizmetleri ve bakım birimlerinin ihalesini de kazanırsa muhtemelen 2025’te personel sayısı 5.750’ye yükselecek.

ITA yönetimi daha önce operasyonlar ve hava trafik kontrol ATC iletişimi için AZ IATA kodunu ve “Alitalia” çağrı kodunu kullanmaya devam etme niyetini belirtmişti. Bu nedenle, Alitalia ana markası kaybolsa bile çağrı kodlarıyla varlığını sürdürecek gibi görünüyor.

15 Ekim’de Roma’dan Milano’ya yapılan ilk İTA uçuşu, beyaz gövdesi üzerinde “2021’de doğdu” ve “ITA tarafından işletiliyor” yazan bir A320neo ile gerçekleştirildi.

AIRBUS VE BOEING’İN EYLÜL 2021 KARNESİ

Airbus ve Boeing arasındaki teslimat ve sipariş yarışı Eylül ayında da hız kesmeden devam etti. ABD’li imalatçı Boeing Eylül ayında 35 adet uçağını müşterilerine teslim ederken; ay boyunca 22 yeni sipariş almayı başardı. Avrupalı rakibi Airbus ise Eylül’de 25 farklı müşterisine 40 uçağını teslim ederken sadece 1 yeni uçak siparişi alabildi.

Boeing, 787 Dreamliner uçaklarının üretim programındaki sorunlar nedeniyle teslimatları sürdüremiyor. Boeing’in Eylül’deki 35 teslimatın 26’sı 737 MAX uçakları, biri ise İngiliz Hava Kuvvetleri’ne P-8 devriye uçağı oldu. Boeing ayrıca ay boyunca UPS’e bir adet 747-8 kargo uçağı, FedEx’e 2 adet 767 kargo uçağı ve ABD Hava Kuvvetleri’ne 1 adet 767 tanker uçağı dahil olmak üzere toplam 8 adet geniş gövdeli uçak teslim etti.

Böylece Boeing’in yılın ilk 9 ayındaki toplam teslimat sayısı 241’e yükseldi. Bu 241 uçağın 194’ü 737 MAX uçakları olarak kayıtlara geçti.

Boeing’in ay boyunca aldığı siparişlerin de 16’sı 737 MAX, 6’sı 777 kargo uçağı ve 5’i de Alman Donanması için P-8 uçağı oldu. Eylül ayında kiralama şirketi Air Lease Corp., 1 adet 787-9 ve GECAS 4 adet 737 MAX siparişini iptal etti ve Boeing’in aylık net sipariş sayısı 22 olarak gerçekleşti.

Boeing, 2021’in ilk 9 ayında 710 yeni sipariş aldı. Ancak sipariş iptalleri ve dönüşümleri de hesaba katıldığında şirketin 9 aylık net sipariş sayısı 302 oldu.

Airbus ise Eylül ayında hem 2020 hem de 2019’a göre epey kötü bir performans sergiledi. Şirketin Eylül ayında teslim ettiği 40 uçağın 4’ü A330 ailesi ve ikisi A350 oldu. Diğer 34 uçağın 30’u A320 ailesi uçakları ve 4’ü A220 oldu. Şirketin Eylül’de aldığı tek sipariş A319neo iş jeti modeline geldi.

Şirketin 2021’in ilk 9 aylık periyodunda teslim ettiği uçak sayısı 424 olurken; yıl sonu için hedeflenen 600 rakamına ulaşabilmek için kalan 3 ayda 176 uçak teslim edilmesi gerekiyor. Tüm sektör, Airbus’ın bu hedefine ulaşıp ulaşamayacağını büyük bir merakla bekliyor.

ETIHAD A350’DE SÜRDÜRÜLEBİLİR HAVACILIK YAKITI DENEYECEK!

Abu Dabi merkezli havayolu Etihad, önümüzdeki ay düzenlenecek Dubai Airshow’da yakıt tasarruflu ve sürdürülebilir yakıtlar için test yatağı olarak kullanılacak yeni Airbus A350 uçağının tanıtılacağını duyurdu.

Sürdürülebilir uçuş çözümleri bulmaya odaklanmak için halihazırda Boeing 787 Dreamliner uçaklarını kullanan Etihad, böylece sürdürülebilirlik programına Rolls-Royce XWB motorlarıyla çalışan Airbus A350’yi de ekleyecek. Böylece havayolunun programının adı kullandığı uçaklar üzerinden çağrışım yapan Greenliner olmayacak. Programın ismi Greenliner ve A350-1000 olarak değiştirilecek. Dünyanın en verimli iki uçağına sahip olmalarının, bu programı geliştirmek için en önemli avantajları olduğunu söyleyen şirketin cEO’su Tony Douglas, bu sayede karbon nötr olma hedefi ve taahhüdünün sözde değil eylemde de gerçekleştirileceğini söyledi.

Greenliner programının başladığı 2019 yılından bu yana, Etihad, Boeing 787 Dreamliner ile sürdürülebilir havacılık yakıtı kullanımı dışında plastik içermeyen uçuş içi servis ürünlerine, optimize edilmiş hava sahası yönetimine, daha çevre dostu kalkışlar için kokpit içi araçlara ve gürültü azaltımına odaklanan birkaç uçuş gerçekleştirdi.

Havayolunun ilk A350’yi üç ay önce filosuna kattı ve mühendislik ekibi, kabin içini bu programa uygun hale getirmeye çalışıyor. İlk A350’nin önümüzdeki yıl hizmete girmesi planlanıyor. Ancak kesin tarih, Covid-19’un seyri ve piyasa koşullarına bağlı olacak.

Küresel havacılık sektörünün tüm paydaşları, iklim değişikliği nedeniyle, 2015 Paris Anlaşmasına kapsamında, 2050 yılına kadar net sıfır karbon emisyonu taahhüt ediyor. IATA’nın tüm endüstriyi bağlayan taahhüdünden yaklaşık iki yıl önce, Etihad, 2050 yılına kadar sıfır net karbon emisyonu hedefini ve 2035 yılına kadar 2019’da net emisyon seviyelerini yarıya indirmeyi taahhüt etmişti. Bu hedef için de çalışmalar sürdürülüyor.

Etihad, Charleston’dan Abu Dabi’ye yapılan ve yüzde 50’si sürdürülebilir havacılık yakıtı ile gerçekleştirilen en uzun uçuş rekorunu da elinde bulunduruyor. Yakıt tasarruflu 787 Dreamliner uçaklarının en büyük müşterisi olan şirketin toplam 5 adet A350 siparişi bulunuyor.

Havacılık endüstrisinin karşı karşıya olduğu sorun, sürdürülebilir havacılık yakıtlarının üretiminin, uygun fiyatlarla, havayollarının talebini karşılayacak seviyelere getirilmesinden geçiyor. Bu hedef, biyoyakıtlar ile gerçekleştirilmek istendiğinde, maliyetler, jet yakıtından üç ila dört kat daha pahalı hale geliyor.

HONDAJET 2600 EZBERLERİ BOZACAK!

Japon otomobil devi Honda’nın yan kuruluşu olan Honda Aviation, HondaJet 2600 Concept adlı yeni uçağını kamuoyuna tanıttı. Şu an sadece uçağın bir prototipi üretilmiş olmasına rağmen, Honda, uçak için oldukça iddialı. Hem menzil hem irtifa olarak, daha önce hafif sınıftaki hiç hafif bir iş jetin ulaşamadığı değerlere ulaşılması hedefleniyor.

Japon şirket, HondaJet2600 ile üç büyük gelişmeyi ortaya koyuyor. Kanat üstü motor konfigürasyonu, karbon kompozit gövde ve uçağın burnu ile kanatlarında kullanılan geliştirilmiş Doğal Laminar Akış (Natural Laminar Flow) teknolojisi. Bu özellikler sayesinde uçağın 3.020 mil (4860. km) menzile sahip olması hedefleniyor. Bu da uçağı, hafif jet sınıfında en uzun menzilli iş jeti yapacak. Ayrıca saatte maksimum 450 knot (833 km) seyir hızına ve 47.000 ft (14.3 km) irtifaya ulaşabilmesi sayesinde HondaJet 2600, uçuş tavanı konusunda endüstri lideri konumuna ulaşacak. Ortalama bir hafif jetten yüzde 20 daha verimli olmasıyla daha az karbon emisyonu salacak olan uçak için hedefler oldukça iddialı görünüyor.

Kabin içinde ise müşterilere, üç yeni modüler düzen sunulacak. Bu esneklik, uçağın kapasitesinin 11 yolcuya kadar artırılabilmesine izin verecek. Ancak uçağı en verimli şekilde tutmak için yükünüzü beş yolcuyla sınırlamanız gerekecek. Kokpit, autothrottle ve otomatik fren dahil olmak üzere gelişmiş uçuş teknolojisi ve elektronik sistemleri ile donatılacak. Bu sistemler, uçağın uçmasını kolaylaştırarak, tek bir pilot tarafından kontrol edilebilen ilk kıtalararası jet haline getirecek.

Honda Aircraft’ın geliştirdiği bu konsept, tüm kabinin tamamen yeniden tasarlanmasını gerektirdi. Bu sayede baş mesafesi 4,5 inç (11,4 cm) daha uzun ve kabin genişliği 421 inç (10,7 metre) olacak şekilde genişletildi. Yapılan tüm küçük dokunuşlar, yolcular için farklı türden bir deneyim sunulabilmesine katkıda bulunuyor.

Bu farklı deneyim, bir önceki nesilden daha ergonomik bir tasarıma sahip olan, 180 derece dönme imkanı sunan ve tam yatak olabilen, ayak dayama kısımları bulunan tamamen yeni koltukları da içeriyor. Uçağın arkasına, koltuklar arasındaki boşluğa hafif bir yatak bile entegre edilebiliyor. Kabinin ön kısmında tam boy bir galley (mutfak) ve kanatlara yerleştirilen motorlar sayesinde gövdenin alt tarafında büyük bir kargo bölmesi de bulunuyor.

Honda Aircraft CEO’su Michimasa Fujino: “Etkili bir kıtalararası uçuş deneyimi sağlayan, yeni kabin konforu ve kapasitesi sunan, CO2 emisyonlarını önemli ölçüde azaltan HondaJet 2600 Concept, yeni nesil iş jetleri için çığır açacak” diyecek kadar iddialı.

HondaJet 2600 kulağa ne kadar heyecan verici gelse de şu aşamada sadece bir konsept tasarım. Şirketi tarafından ortaya konulan daha fütüristik diğer prototiplere benzer şekilde, iş jetinin şu an için üretime başlaması gibi bir planı yok. Ancak HondaJet 2600 ile ortaya atılan ilgi çekici fikirlerinden bazıları, özellikle yeni motor konfigürasyonu, şirketin gelecekteki uçaklarında mutlaka hayata geçirecek fikirlerden biri gibi görünüyor.

Özel jetlere olan talep, şu anda “tarihi” seviyelerde ve satışlar yüzde 30 seviyesinde arttı. Uzun menzilli, yakıt tasarruflu hafif jetlerin pazara girmesi için fena bir zaman değil. HondaJet 2600’ün kamuoyu ile paylaşılmasının zamanlaması oldukça manidar görünüyor.

GÜNEŞ ENERJİLİ İHA REKOR KIRDI!

Airbus, güneş enerjisiyle çalışan Zephyr S insansız hava aracının uçuş testlerini başarıyla tamamladı. İHA, gökyüzünde yaklaşık üç hafta boyunca kalmayı başardı ve irtifa rekoru kırdı.

Nihai Yüksek İrtifa Platform Sistemi (HAPS) için 13 Eylül’de Arizona’da başlayan ve altı uçuştan oluşan testler tamamlandı. Bu kapsamda yapılan testlerin 4’ü alçak itrifa ve 2’si stratosfer uçuşlarıydı. Testlerin tamamı sorunsuz tamamlandı.

Avrupalı imalatçının karbon nötr olma hedefinin bir parçası olarak Zephyr, askeri ve ticari yeteneklere yardımcı olabilmek adına aylarca stratosferde kalacak şekilde tasarlandı. Stratosferik uçuşların her biri yaklaşık 18 gün sürdü ve toplam 36 günden fazla havada kalınan 2 uçuş yapıldı. Bu sayede Zephyr’in gelecekteki potansiyel müşteriler için “operasyonel gerçekliği ve başarısı” kanıtlanmış oldu. İHA ayrıca 76.100 feet irtifaya ulaşmayı başardı ve yeni bir dünya rekoru kırdı.

Bu uçuşların “stratosferi operasyonel hale getirme” yolunda kritik bir adım olduğu düşünülüyor. Stratosferik uçuşlar, daha yüksek irtifalarda hava daha ince olduğu ve türbülansı azalttığı için daha verimli, konforlu, çevreci ve ekonomik pürüzsüz olarak kabul ediliyor.

Airbus, 2016 yılında Zephyr ‘in ilk üç siparişini, askeri havacılık endüstrisinin en kritik parçalarından biri olan Birleşik Krallık Savunma Bakanı’ndan aldı. İngilizler, Zephyr’in özellikle çok alanlı entegrasyon bağlamında, askeri operasyonları etkinleştirmenin yeni yollarının geliştirilmesi açısından kritik olduğunu düşünüyor.

Airbus, Zephyr’in afet yönetimi, gözetim, çevresel değişiklikleri izleme ve uzak bölgelere iletişim kurmaya yardımcı olma potansiyeline sahip olduğunu belirtiyor.

25 metre kanat açıklığına sahip ve 75 kilogramdan daha hafif olan İHA, gözetleme için 20 ila 30 kg faydalı yük yeteneğine de sahip. Airbus, İHA’nın durumsal farkındalığını artırmak için yeni tasarlanan Optik Gelişmiş Dünya Gözlem sistemini entegre etti.

Airbus, stratosferde bulunan sensörlerin çevresel değişiklikler hakkında daha hassas bilgilendirmeler yapabileceğini söylüyor.

Zephyr, ilk uçuşunu 2018 yılında, uçuş sırasında pillerini şarj ederek yaklaşık 26 gün havada kaldıktan sonra Arizona’da başarıyla tamamlamıştı. Airbus, bu ilk uçuşu müşteri odaklı gerçekleştirdiklerini belirterek, Zephyr’in gelecekteki operasyonlar için nasıl kullanılabileceğini göstermek, kısıtlı hava sahasının dışında ve ticari hava trafiğiyle paylaşılan hava sahası üzerinde uçabileceğini kanıtlamak istediklerini duyurmuştu.

SOUTHWEST’İN UÇUŞ İPTALLERİNİN NEDENİ NE?

ABD’nin düşük maliyetli havayolu Southwest, hava muhalefeti ve hava trafik kontrol sorunları nedeniyle, geçtiğimiz Pazar günü günü uçuşlarının neredeyse yüzde 30’unu iptal etti.

FlightAware’e göre 1.085 uçuşu iptal eden ve 933 uçuşunu erteleyen Dallas merkezli havayolunun bu kararından en çok Denver, Dallas Love Field, Chicago Midway ve Baltimore gibi havalimanlarına uçuşu olan yolcular etkilendi.

Ancak ABD’li diğer havayollarından American Airlines uçuşlarının yüzde 5’ini, Spirit yüzde 4’ünü iptal ederken ve United, Delta ve Alaska Havayolları hiçbir uçuşunu iptal etmedi.

Southwest yönetimi, FAA tarafından empoze edilen hava trafik yönetim programını bu iptallerden sorumlu tutsa da FAA’nin resmi Twitter hesabından yapılan açıklamada ise hafta sonu boyunca hava trafik personeli sıkıntısı yaşanmadığı duyuruldu.

FAA, isim vermeden bazı havayollarının uçak ve mürettebat sorunu yaşadığı için uçuş programlarında aksamalar yaşanmış olabileceğini açıkladı.

Pandemi sonrası toparlanma sürecinde artan seyahat talebini karşılamak için çabalayan havayolları şu an personel ve uçuş planlama problemleriyle karşı karşıya. Haziran ayı sonlarında Southwest, işgücü kıtlığı nedeniyle, daha fazla uçuş iptalinden kaçınmak için personele daha uzun süre çalışması için çeşitli teşvikler sundu.

Ancak şirkette görev yapan uçucu ekip, bir çok destinasyonda otel planlaması bile yapılmadığından şikayetçi. Temmuz ayında da American Airlines, uçuş ekibi sendikaları ile, uçucu ekip için konaklama ve ulaşım sağlanmadığı konularındaki şikayetler nedeniyle karşı karşıya gelmişti.

Sendikalar, turizm faaliyetlerinin bir anda artış göstermesi nedeniyle otellerin dolması ve havayollarına hizmet verememesi nedeniyle bazı uçucu ekipler havaalanlarında uyumak zorunda kalmıştı. Southwest’in de Pazar günü yaptığı çok sayıda uçuş iptalinin, kendi operasyonel planlama ve personel sıkıntısı nedeniyle olduğu ve durumu başka gerekçelerle örtbas etmeye çalıştığı iddia ediliyor.

adbanner