Geçmişten Günümüze Türk Hava Yolları’nın Filosuna Giren Uçaklar

Dünyanın en eski havayolu şirketlerinden biri olan Türk Hava Yolları, 2023 yılında 90. yaşını doldurdu. Ulusal havayolumuzun filosuna, bugüne kadar, çok sayıda uçak girip çıktı. İşte, Douglas DC3’ten Airbus A350 ve Boeing 787’ye uzanan süreçte, Türk Hava Yolları filosunun kısa tarihçesi.

Türk Hava Yolları, 20 Mayıs 1933’te Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı, Devlet Hava Yolları İşletmesi (TDHY) adıyla ve sadece 5 uçaktan oluşan bir filo ile faaliyetlerine başladı. 

İlk bütçesi 180 bin Lira olan THY’nin personel sayısı; 7 pilot, 8 makinist, 8 memur ve 1 telsizci olmak üzere, toplam 24 kişiden oluşuyordu. İlk filoda, 2 adet 5 koltuklu King Bird, 2 adet 4 koltuklu Junkers F-13 ve 1 adet 10 koltuklu Tupolev ANT-9 yer alıyordu.

Havayolunun mütevazı filosu, Türkiye’nin 1930’lardaki sınırlı havacılık altyapısının bir yansımasıydı. Havayolunun ilk genel müdürü, ülkemizdeki 1 numaralı pilot lisansının sahibi olan Mehmet Fesa Evrensev oldu.

Yeni uçakların katılımıyla, 1936’da uçak sayısı 8’e, koltuk sayısı 64’e ulaşan THY’nin bütçesi ise 1 milyon Lira’ya yükseldi.

Devlet Hava Yolları İşletmesi, 1938’de Devlet Hava Yolları Umum Müdürlüğü adını alarak Ulaştırma Bakanlığı’na bağlandı. Filosundaki uçak sayısı 52’ye, koltuk sayısı ise 845’e ulaşan şirket, 1945’te uçtuğu şehir sayısını 3’ten 19’a çıkardı.

1947 yılında ilk yurt dışı uçuşunu İstanbul’dan Atina’ya gerçekleştiren havayolu, Lefkoşa, Beyrut ve Kahire gibi destinasyonlar ile uçuş ağını genişletti. 1951 yılına kadar, şirketin filosuna 28 uçak daha katıldı. 1955 yılında Türk Hava Yolları adını alan şirket, o dönemde yeni kurulan Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği – IATA’ya kaydoldu.  O yıllarda bölgedeki en büyük havayolu şirketi konumunda olan THY filosunun omurgasını, 1945’e kadar satın alınan çok sayıda Douglas DC-3 uçağı oluşturuyordu.

İlk Modernizasyon

1953 yılında hizmete açılan İstanbul Yeşilköy Havalimanı, uluslararası uçuşlar için havayolunun ana merkezi oldu. 1980’lerde Atatürk Havalimanı (ISL/LTBA) olarak yeniden adlandırılacak olan bu meydan, tüm ticari uçuşlar 2019’da yeni İstanbul Havalimanı‘na (IST/LFTM) kaydırılıncaya kadar, İstanbul’un dış dünyaya açılan ana kapısı olarak hizmet vermeye devam etti.

THY’nin kayda değer ilk filo modernizasyonu, 1958’de İngiliz yapımı 5 adet Vickers Viscount 794 turboprop uçağıyla gerçekleşti. Bu uçaklar, eskiyen ve sorun çıkarmaya meyilli DC-3‘ler ve C47‘lerden farklıydı. 1960 yılında altı adet Fokker F27 Friendship filoya katılırken, DC-3 uçaklarından bazıları, 1967 gibi oldukça geç bir tarihte hizmetten ayrıldı.

Jet Çağına Geçiş

Türk Hava Yolları jet motorlu uçak arayışına 1965 yılında başladı. Başlangıçta BAC One-Eleven, Hawker Siddeley Trident, McDonnell Douglas DC-9 ve Sud Aviation Caravelle dahil olmak üzere Avrupa ve Amerika yapımı çeşitli uçak tipleri araştırıldı. Kazanan, DC-9 oldu ve 1966’da ilk DC-9 filoya katıldı. DC-9 filosu, 1960’lı yıllarda büyüdü. 1971’de ilk Boeing 707, THY filosuna dahil oldu. Havayolunun Viscount model turboprop uçakları da aynı yıl hizmetten çekildi.

Türk Hava Yolları filosuna giren ilk jet motorlu uçak DC-9 Frankfurt Havalimanı’nda

Yetmişli yılların başlarında, 1972-1973 yılları arasında, Fokker 27 Friendship uçaklarının yerini, Fokker 28 Friendship uçaklarının almasıyla THY, tam anlamıyla bir jet operatörü haline geldi. Havayolu aynı zamanda ilk geniş gövdeli jetleriyle de uçmaya başladı. Bu sıralarda üç adet McDonnel Douglas DC-10 siparişi verildi.

1980’lerin başında havayolunun filosu, 3 adet Dash 7, 5 adet Boeing 707, 2 adet Fokker F28 Fellowship, 9 adet Douglas DC-9, 9 adet Boeing 727 ve 2 adet Douglas DC-10 uçağından oluşuyordu. Bu karışık filo, Çin ve Amerika Birleşik Devletleri‘ndeki bazı destinasyonların da uçuş ağına eklenebilmesini sağladı.

THY’nin Paris kazasına karışan DC-10, Frankfurt’a iniyor

3 Mart 1974‘te, İstanbul Yeşilköy Havalimanı’ndan Paris Charles de Gaulle (CDG/LFPG) aktarmalı olarak Londra Heathrow’a (LHR/EGLL) 981 sefer sayılı uçuşu gerçekleştiren DC-10 uçağı, kargo kapısının yanlış kapatılması sonucu, dekompresyondan kaynaklanan ölümcül bir kaza yaşadı. Bu korkunç olayda 333 yolcu ve 13 mürettebatın tamamı yaşamını yitirdi. Bu olay, DC-10 uçağının kargo kapısı arızaları nedeniyle yaşadığı bir dizi kazadan biri oldu.

1980’ler ve 1990’lar

THY, 1980’lerde yüksek doluluk oranlarına ulaşmakta zorlandı. DC-10 uçaklarının da Türk Hava Yolları filosundaki saltanatı da nispeten kısa sürdü. 1980’lerin sonunda DC-10 uçaklarının, yeni Airbus A340 veya McDonnell Douglas MD-11 uçakları ile değiştirilmesi düşünüldü. Eş zamanlı olarak THY, Boeing 737 Classic ve Airbus A320 arasında, dar gövdeli uçak seçeneklerini değerlendiriyordu. Sonunda kazananlar Airbus A340 ve Boeing 737 oldu. İlk A340-300, Airbus’tan 1993 yılında teslim alındı. Bu uçak, havayolunun, başta Tokyo Haneda (HND/RJTT) olmak üzere, Doğu Asya’da yeni destinasyonlar açmasına olanak sağladı.

Güneydoğu Anadolu’da daha kısa pistli havalimanlarında da faaliyet yapma fırsatını yakalayan THY, 1993 yılında İngiliz yapımı dört motorlu Avro RJ100 uçaklarına ciddi bir yatırım yaptı. Kasım 1998’de havayolu, altı adet Boeing 737-800 uçağını bünyesine kattı. Havayolu ayrıca bu on yılı, resmi web sitesinin açılışı ve e-bilet hizmetlerine adım atarak tamamladı.

Milenyum Çağında THY Filosu

21. yüzyıl, Türk Hava Yolları için yeni bir başlangıcın habercisiydi. Havayolu, Genel Müdür koltuğuna oturan Temel Kotil liderliğinde kapsamlı bir dönüşüm planını hayata geçirdi. Filo modernizasyonu, şirketin yeniden canlanmasında ve üzerindeki ölü toprağını atmasında önemli bir rol oynadı. 2000’li yılların başlarında, A310 ve 727 uçaklarından bir kısmı satışa çıkarıldı. Filoya 11 adet Boeing 737-800 uçağı dahil edildi.

Filo dengesinde büyük bir değişiklik yaratacak siparişler ise 2004 yılında verildi. 36 adet geniş ve dar gövdeli Airbus uçağı (5 adet A330, 19 adet A320 ve 12 adet A321) sipariş edildi. Havayolu, 2008 yılında ise  zaman içinde yolcu ve kargo filosunun bel kemiğini oluşturacak Boeing 777 ile operasyon yapmaya başladı.

Yeni Nesil Uçaklara Bağlılık

Geçtiğimiz on yılda Türk Hava Yolları, filo verimliliğini artırmak amacıyla yeni nesil uçaklar için çok sayıda önemli sipariş verdi. 2013 yılında 117 uçaklık sipariş veren havayolu, bir Türk şirketinin bugüne kadarki en büyük uçak siparişine imza attı. 25 adet Airbus A321-200, 4 adet Airbus A320neo ve 53 adet Airbus A321neo uçağının yanı sıra, 35 adet ilave A321neo opsiyonu bu sipariş paketinin içinde yer aldı.

Türk Hava Yolları bir sonraki ay, Boeing’e 70 adet 737-800, MAX 8 ve MAX 9 uçağından oluşan önemli bir sipariş verdi.

Türk Hava Yolları’nın 2016’daki darbe girişiminin ardından yolcu sayısı da darbe aldı. 30 uçak geçici olarak yere indirildi. Ancak sonraki 4 yılda yolcu sayıları yeniden toparlandı ve havayolu, 2020’deki pandemi sürecine kadar iyi bir performans göstermeye devam etti.

Türk Hava Yolları, pandemiden sonraki süreçte de atılımlarını sürdürdü. Bugün dünyanın en fazla ülkesine uçan havayolu ünvanını elinde bulunduruyor.

Türk Hava Yolları’nın Bugünkü Filosu

Uçak TipiUçak Sayısı
Airbus A321neo41
Airbus A3196
Airbus A32012
Airbus A32165
Airbus A330-20021
Airbus A330-30036
Airbus A350-90014
Boeing 737 MAX821
Boeing 737 MAX95
Boeing 737-80043
Boeing 737-90015
Boeing 777-200LR8
Boeing 777-300ER33
Boeing 787-921

Kaynak: FlightRadar24 Blog

adbanner