Malezya Havayolları’na ait Boeing 777, Kuala Lumpur’dan Pekin’e gitmek üzere havalandığı, MH370 sefer sayılı uçuşu, 8 Mart 2014 tarihinden beri bir türlü tamamlayamadı. Çoğu insan, teknik bir arıza nedeniyle, uçağın okyanusa düştüğünü düşünüyor. Farklı bir kesim de, bunun pilot tarafından kasıtlı olarak yapıldığını iddia ediyor.
Havacılık tarihinde, kaybolan uçaklar var. Ancak bunlar için maalesef net cevaplar yok. Genellikle kaybolan uçakların, kaza nedeniyle bu hazin sonu yaşadığı düşünülüyor. Çünkü uçaklar genellikle çalınmaz. En azından biz öyle sanıyorduk.
25 Mayıs 2003 tarihinde, Angola’nın Luanda şehrinde bulunan Angola Uluslararası Havaalanı’ndan kalkış yapan bir Boeing 727 kayboldu! Bu uçak Amerikan Havayolları’na aitti ve bir daha asla bulunamadı.
1975 yılında fabrikadan çıkan N844AA tescil kayıtlı uçak, kaçırıldığında 28 yaşındaydı ve Amerikan Airlines filosundan üç yıl önce emekliye ayrılmıştı. Miami merkezli Aerospace Sales & Leasing isimli kiralama şirketine aitti. TAAG Angola Havayolları tarafından kiralanmıştı. Bu arada uçak kiralanmasına rağmen, üzerindeki boyama değiştirilmemişti. Metal üzerine, kırmızı, beyaz ve maviye bürünmüş bir şekilde yolcularını bekliyordu.
İlgili Haber | Uçak Kaçırma Eylemlerinin Altın Çağı
Uçak, kargo uçağına dönüştürülmek istendi. Ancak Angola havacılık yönetmeliklerine uymadığı anlaşıldı. Yine de koltuklarının söküldüğü ve uçağın bir Afrika elmas madenciliği işletmesini desteklemek için (dizel benzeri) yakıt taşımak için kullanılması planlanıyordu.
TAAG’in uçak için ödeme yapması beklenirken, tam 14 ay boyunca havaalanında boş bir şekilde bekledi. Birçok raporda ve farklı kayıtlarda, havayolunun bu süreçte havaalanına 4 milyon dolar borcu biriktiği anlaşılıyor. Uçak kiralama şirketi, 727 kaybolmadan hemen önce bazı ödemeler için, havayolu şirketine 43.000 Dolar gönderdi. Soru işaretleri de tam olarak burada başladı.
25 Mayıs’ta saatler gün batımına yaklaştığında, havalimanına gelen iki kişi uçağa bindi. Biri pilot ve uçuş mühendisi Benjamin Charles Padilla diğeri de Kongo Cumhuriyet’inden teknisyen John Mikel Matantu idi. Üç kişilik kokpite sahip olan bu uçağa, kimliği belirlenemeyen bir kişinin daha girmiş olması olası.
Her iki adam da TAAG uçağı üzerinde çeşitli kontroller yaptı ve uçak pistte taksiye başladı. Bu süreçte kontrol kulesiyle herhangi bir iletişim sağlanmadı. Uçağın herhangi bir uçuş izni yoktu. Dışarıdan gelen çağrı ve iletişime girme girişimlerine hiç aldırmadı, karşılık vermedi. 727, Atlantik Okyanusu’na doğru yola çıktı ve ortadan kayboldu. Ne pilot ne de teknisyen bir daha asla bulunmadı. Olaydan önce, uçakta 53.000 litre yakıt olduğu ve bu yakıtla yaklaşık 2.400 km menzile uçulabileceği belirtiliyor.
İlgili Haber | Havalimanı Yer Hizmetleri Görevlisi Uçağı Kaçırdı!
Padilla’nun kız kardeşi Benita Padilla-Kirkland, 2004 yılında Güney Florida Sun-Sentinel Gazetesi’ne, ailesinin uçağı abisinin kaçırdığından şüphelendiğini ve daha sonra Afrika’da bir yerde düştüğü veya Aerospace Sales & Leasing şirketinin Satış Başkanı Maury Joseph ile kaçırma eyleminden iki hafta önce yaptıkları anlaşma kapsamında saklanıyor olabileceğini söyledi. Bununla birlikte, Amerika Birleşik Devletleri makamları, Joseph’in sahip olduğu başka bir şirketin dahil olduğu muhasebe sahtekarlığı geçmişinden ötürü, uçağın çalınmasının komplo veya organize bir suç olduğundan şüphelendi.
727’nin bulunmasına dair ihtimaller giderek azaldı. Uçağın Gine’de ve başka yerlerde görüldüğüne dair ihbarlar alındı. Hırsızlık olayından yaklaşık 21 ay önce, 11 Eylül saldırıları gerçekleştiği için FBI ve CIA, uçağı potansiyel bir terörist araç olarak görüp, Nijerya ve Sri Lanka’ya kadar gidip çeşitli araştırmalar yaptı ancak herhangi bir sonuç alınamadı.
