Havacılık Bülteni-251

PEGASUS’UN CUMHURİYETİN 100. YIL ÖZEL UÇUŞU!

Pegasus Hava Yolları, yaklaşık 1 ay önce filosuna kattığı 100’üncü uçağına “Cumhuriyet” ismini verdi. Airbus A321neo tipi uçağa, Cumhuriyet’in 100. yılına özel bir tasarım uygulanarak, kuyruğuna Mustafa Kemal Atatürk’ün silüeti ve imzası yerleştirildi.

Airbus’ın Hamburg’daki tesislerinde düzenlenen ve Pegasus Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Nane ile havayolunun CEO’su Güliz Öztürk’ün de katıldığı bir törenle teslim alınan uçak İstanbul’a getirildikten birkaç gün sonra ilk yolculu uçuşunu Ankara’ya gerçekleştirdi.

Cumhuriyet isimli uçağın 6 Ekim’de gerçekleştirilen ilk yolculu seferi öncesinde kısa bir konuşma yapan Pegasus Hava Yolları CEO’su Güliz Öztürk, yolculara iyi uçuşlar dileyerek uçağı uğurladı.

Geçtiğimiz hafta içinde Pegasus Havayolları, Cumhuriyet’in 100. yıldönümü kutlamaları kapsamında, çok özel bir uçuş gerçekleştirdi. PC-100C koduyla gerçekleştirilen uçuşta, Sabiha Gökçen’den kalkış yapan Cumhuriyet isimli A321neo, Ankara semalarına, uçuş rotası ile 100 sayısını çizdi ve yeniden Sabiha Gökçen’e döndü. Pegasus’un 2 saat 20 dakika süren bu özel uçuşu, Flightradar24 üzerinden en çok canlı takip edilen uçuşlar listesinde zirveye oturdu. Bu özel uçuş sırasında Cumhuriyet’in kokpitinde Pegasus pilotları Melih Yararcan, İlhan Levent Baykurt ve Deha Demir yer aldı.

Böylece Cumhuriyet ismi verilen 100’üncü uçak, en anlamlı uçuşunu gerçekleştirdi ve bayram coşkusunu başkent Ankara çizdiği 100 rotası ile taçlandırdı.

PİLOTLARIN RUH SAĞLIĞI HAKKINDA ENDİŞELER ARTIYOR!

Havacılık otoriteleri, uzun yıllardan beri, pilotların ruh sağlığı ile ilgi odağı haline gelmiş durumda. Geçtiğimiz günlerde, başka bir uçuştaki görevine gitmek üzere, uçağa yolcu olarak binen ve uçak dolu olduğu için kokpitteki jump seatte oturan Alaska Havayolları pilotunun, seyir esnasında motorları kapatmaya çalışmasıyla ilgili yaşanan korkunç olay, havacılık endüstrisinde, pilotların ruh sağlığı politikalarına ilişkin endişeleri artırdı. Pilotlara yönelik mental sağlık taramaları ve uçuşa uygunluklarına ilişkin prosedürler tartışılmaya başlandı.

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), ticari havayolu pilotlarının, yaşlarına ve gerçekleştirdikleri uçuş türüne bağlı olarak, altı ay ile beş yıl arasında değişen periyodik tıbbi muayenelerden geçmelerini şart koşuyor. Dahası, pilotların zihinsel sağlık sorunlarını, yetkililer ile paylaşmaları teşvik ediliyor. Ancak çoğu pilot bunu yapmıyor.

Uzmanlar, pilotların, zihinsel bir sorunu olduğunu açıklarsa, kariyerlerinin sona ereceğine inandığını söylüyor. Bu yüzden mental sağlıkları ile ilgili bilgileri saklamayı tercih ediyor. Havayollarının da bu konulara yaklaşım konusunda kendilerini geliştirmesi ve bunun bir tabu olmaktan çıkarılması gerekiyor.

Federal havacılık düzenlemeleri ayrıca, pilotların daha önceki doktor ziyaretleri, tıbbi geçmişleri ve periyodik muayeneleri sırasında aldıkları ilaçları açıklamalarını gerektiriyor. Pilotlar ayrıca süreç boyunca fiziksel, zihinsel ve psikolojik koşullarını da rahatlıkla ifade edebiliyor olmak zorunda.

FAA çoğu zihinsel problemin, meslekten uzaklaştırılma sonucu doğurmadan tedavi edilebileceğini öne sürüyor. Bu konuda çok ciddi bir çalışmalar yürüten FAA, pilotların destek almasına yardımcı olmak için, zihinsel sağlık konusundaki damgalamayı azaltmak gerektiğine inanıyor. FAA, tüm pilotları, zihinsel sağlık sorunları varsa, bu konuda yardım almaya teşvik ediyor.

Psikoz ve bipolar bozukluk gibi bazı zihinsel sorunlar, kişinin pilotluk görevlerinden otomatik olarak diskalifiye edilmesiyle sonuçlanacak kadar ciddi. Joseph David Emerson örneğinde olduğu gibi, depresyon benzeri ruh sağlığı sorunlarının da mutlaka tedavi edilmesi gerekiyor.

RUSYA İMİTASYON UÇAK PARÇASI ÜRETECEK!

Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline yanıt olarak batılı ülkeler tarafından uygulanan yaptırımlar, başta ülkenin ulusal havayolu Aeroflot olmak üzere tüm Rus taşıyıcıların Airbus ve Boeing uçaklarına yedek parça ithal etmesini yasal olarak imkansız hale getirdi.

Şu anda Rusya’daki havayolları, bakımda karşılaştıkları sorunları çözmek için, Boeing veya Airbus’tan resmi yardım almak yerine, kendi mühendislerinin bilgisine güvenmek zorunda kalıyor.

Geçtiğimiz Eylül ayında, Aeroflot ve Rosatom arasında, ülkedeki havayollarının filosundaki uçaklarda kullanılmak üzere, Airbus ve Boeing uçak parçalarının replikalarının üretilmesi konusunda bir iş birliği anlaşması imzalandığı ortaya çıktı.

Rus haber ajansı İzvestia’ya göre replika parçaların üretimine 2024 yılının ilk yarısında başlanacak. Bu işbirliğinin taraflarından Aeroflot, yeterli seviyede havacılık bilgisine; devlete ait Rosatom şirketi ise teknik yetenek ve üretim kabiliyetine sahip durumda.

Ajans, her türlü yabancı uçak için, kabin içi, gövde, yapısal onarımlar, yedek parça ve bileşenlerinin geliştirilmesi, sertifikalandırılması ve üretilmesiyle ilgilenileceği bilgisini paylaştı. Hava ve su filtre elemanları; plastik, metal, kompozit, bal peteği ve kauçuk ürünler; yolcu kabininin elektronik ekipmanları – invertörler, güç kaynakları, sensörler, ısıtma ve aydınlatma bileşenleri ve görüntüleme ekipmanları alanlarında üretim yapılacağı söyleniyor.

Bu üretimleri yapabilmek için gerekli bilimsel araştırmalar, testler ve üretim denemeleri, halihazırda devam ediyor. Üretilen parça ve bileşenlerin, uçaklara takılabilmesi için Rusya Federal Hava Taşımacılığı Ajansı tarafından onaylanması gerekecek. Bu yüzden şu anda Rusya sivil havacılık otoritesi, bu parçaların uçakta kullanılması için gerekli dokümantasyon sürecine ilişkin prosedürler üzerinde çalışıyor.

2023’ün başında, Rus havayolu S7 Airlines, su ve hava filtreleri ile fren diskleri üretmek için, Rosatom ile iş birliği yaptığını açıklamıştı.

EN VERİMSİZ A380 FİLOSU HANGİ HAVAYOLUNDA?

Japon havayolu All Nippon Airways (ANA) filosundaki 3 adet A380 ile Jumbo jetin en küçük operatörü durumunda. Havayolu, başlangıçta bu uçakları satın almak istemedi. Ancak Skymark Havayolları iflas ettiğinde, havayolunun Haneda Havalimanı’ndaki slotlarını güvence altına almak umuduyla, A380 uçakları satın alındı. Jumbo jetleri, Hawaii deniz kaplumbağalarından ilham alarak, “FLYING HONU” ismiyle havayolu, uçaklara benzersiz bir görünüm kazandırdı.

İlk iki uçak, havayoluna 2019 yılında teslim edilirken, üçüncü uçak ise pandeminin zirve yaptığı 2021 yılında teslim edildi. Ancak talep yetersizliğinden dolayı, filoya katılan son A380, uzun süre yerde bekledi. Ancak geçtiğimiz hafta içinde hizmete başlayabildi.

ANA Havayolları, Airbus A380 uçaklarını yalnızca Tokyo Narita (NRT) Honolulu (HNL) rotasında uçuruyor. Bu rotada havayolunun yaptığı uçuş sayısı haftada sadece 10.

Yaklaşık 3.800 mil menzile sahip olan Tokyo ile Honolulu arasındaki uçuşlar, A380 için çok uzun sayılmaz. Her iki yönde de uçuşlar yaklaşık sekiz saat sürüyor. Dolayısıyla bir A380, her iki havalimanında da ciddi bir bekleme süresine sahip olsa bile, her gün bu rotada git gel yapabiliyor. Bu yüzden ANA’nın A380 stratejisi pek çok uzman tarafından tuhaf karşılanıyor.

ANA, dünyada tek bir eğlence pazarı rotasında uçurulmak üzere A380 siparişi veren tek havayolu durumunda. Havayolu, haftada yalnızca 10 uçuş yaptığı bu rotadaki uçuş sayısını haftalık 21’e kadar çıkarabilir. Dolayısıyla filodaki üç A380, olması gereken kullanım zamanının yarısından daha azında kullanılıyor. Kısacası oldukça verimsiz şekilde değerlendiriliyor.

Pandemi sonrası Japon Yeni, ABD Doları’na kıyasla çok zayıfladı. Japon ziyaretçiler için, Hawaii’de tatil yapmak, geçmişe göre çok daha pahalı. Bu yüzden A380’in uçurulduğu rotada talep bir türlü istenen seviyeye getirilemiyor.

ANA’nın A380’leri karlı bir şekilde uçurabileceği başka pazarlara açamıyor olmasının nedenlerinden biri de Tokyo Haneda Havalimanı’nın A380’leri barındıramıyor olması. A380 uçakları sadece, daha düşük operasyonel verimliliğine sahip olan Tokyo Narita’dan uçabiliyor.

Başka bir ilginç durum da 2021’in sonlarında ANA yönetimi, pilotların hem A320 hem de A380’de görev yapabileceği karma filo yapısını uygulamaya başladı. Bu hamle, dünya genelindeki tüm A380 operatörleri arasında bir ilk olma özelliği taşıyor. Bu durum, ANA’nın bu küçük A380 filosu için bakım maliyetleri ve personel giderlerinin çok da yüksek olmadığı şeklinde yorumlanabilir.

All Nippon Airways’in filosundaki tüm Airbus A380 uçakları, toplam 520 koltuğa sahip:

Üst katta 1-2-1 konfigürasyonunda 8 first class süit, 1-2-1 konfigürasyonunda 56 business class koltuk ve 2-3-2 konfigürasyonunda 73 premium ekonomi koltuğu yer alırken; alt katta 3-4-3 konfigürasyonunda 383 ekonomi koltuğu bulunuyor.

QATAR AIRWAYS’TE AL BAKER DÖNEMİ BİTTİ! 

1997’den bu yana Katar’ın ulusal havayolu Qatar Airways’i yöneten, Akbar Al Baker, 5 Kasım’da görevi bırakıyor. 27 yıldır oturduğu CEO koltuğunu, Badr Mohammed Al-Meer devralacak.

Al Baker, havacılık endüstrisinde açık sözlülüğüyle tanınan bir figür. Verdiği bir röportajda “Airbus A380 bizim en büyük hatamızdı” ifadesini kullanabilecek kadar dobra biri. Fikirlerini paylaşmaktan hiç çekinmeyen Al Baker, sektördeki en inatçı CEO’lardan biri olarak tanınıyor.

Al Baker, Qatar Airways’in başındayken, Katar’ın komşu ülkeler tarafından hava sahası ablukası ile karşı karşıya kalması, COVID-19 pandemisi ve son olarak Airbus ile A350’nin kozmetik boya kusurları konusunda yüksek mahkemeye taşınan ve daha sonra dostane bir şekilde çözülen uzlaşmazlıklar gibi çok kritik süreçleri yönetmek zorunda kaldı.

Qatar Airways tarafından yapılan resmi duyuruda, Akbar Al Baker’ın liderliğinde, Qatar Airways’in büyüyerek dünya çapında en tanınmış ve güvenilir markalardan birine dönüştüğü belirtilirken; müşteri hizmetleri kalitesinin de en yüksek standartlarla eş anlamlı hale geldiğine vurgu yapıldı.

Katar’ın ulusal havayolu, Al Baker yönetiminde, benzeri görülmemiş bir şekilde, tam yedi kez “Dünyanın En İyi Havayolu” ödülünü kazanırken, bu süre içinde Doha Hamad Uluslararası Havalimanı da “Dünyanın En İyi Havalimanı” ödülüne layık görüldü.

Al Baker’in yerine Qatar Airways Grubu’nda CEO koltuğuna oturacak olan Al-Meer, şu anda Doha Hamad Uluslararası Havalimanı’nda Operasyon Direktörü olarak görev yapıyor. Bir havalimanında COO olarak görev yaparken, dev bir havayolu grubunda CEO koltuğuna geçiş yapacak olan Al-Meer’in bu görevde ne kadar başarılı olabileceği büyük bir merak konusu.

Al Baker, Qatar Airways Grubu’nun CEO’su olmasının yanı sıra, Katar Turizm Ofisi Başkanı ve Doha Hamad Uluslararası Havalimanı’nın CEO’su olarak da görev yaptı. 61 yaşındaki, dünyanın en üretken havayolu liderlerinden biri olan Al Baker, görevi bıraktıktan sonra, arkasında unutulmaz bir miras bırakacak. Al Baker, Qatar Airways’in agresif büyümesi ve küresel bir dev haline gelmesi sürecine liderlik etmesinin yanı sıra, sektöre dair yaptığı renkli yorumlarıyla hatırlanacak.

Al Baker’in görevi bırakma kararı, havacılık sektöründe büyük bir sürpriz olarak yorumlandı. Başka bir havayolu şirketine transfer olmak için, koltuğu bıraktığı fikrine, pek fazla kişi tarafından ihtimal verilmiyor. Qatar Airways’e çok uzun süre hizmet veren; hem sektöre hem de şirketine olan tutkusu ile bilinen Al Baker için Katar’da havacılığın gelişimine liderlik etmek sadece bir iş değildi. Aynı zamanda çok severek yaptığı bir hobi gibi de görünüyordu. Kendi havayolu şirketine Al Baker kadar bağlı ve tutkulu olan bir havayolu CEO’su bulabilmek oldukça zor.

Bu kadar uzun ve başarılı bir kariyerin ardından, sadece iki hafta önce basit bir basın bülteni ile  ayrılık kararının duyurulması ve bunun zamanlaması, sektörde ‘şaşırtıcı’ olarak yorumlanıyor. Aniden bir şeyler mi oldu? Kişisel koşulları veya sağlık durumu mu kötüleşti? İş koşulları mı değişti? Hükümetle bir tür anlaşmazlık mı yaşadı? Şimdi herkes bu sorulara yanıt arıyor ve bu tuhaf ayrılık kararını anlamlandırmaya çalışıyor.

Ayrılık kararının duyurulma şeklinin de garip bir tonu olduğu düşünülüyor. Örneğin, Qatar Airways’in yaptığı basın açıklamasında, kendisinden herhangi bir alıntı yer almıyor olması bu tezi destekliyor. Yaşanan süreç, bir üst düzey yöneticinin, şirketten iyi koşullarda ayrıldığı senaryoya pek uygun görünmüyor. Önümüzdeki günlerde Al Baker’in ani ayrılık kararının arkasındaki sır perdesinin aralanması bekleniyor.

adbanner