Havacılık Bülteni-281

BREZİLYA’DA UÇAK KAZASI: ATR-72 NEDEN ÇAKILDI?

Brezilya’nın Sao Paulo kentinde korkunç bir uçak kazası yaşandı. LATAM Havayolları’nın alt markası VoePass Havayolları’na ait PS-VPB tescilli ATR-72 tipi turboprop uçak, 2283 sefer sayılı uçuşla, Sao Paulo – Guarhulos Havalimanı’na (GRU) gitmek üzere Cascavel’den (CAC) 57 yolcu ve 4 mürettebat ile havalandı.

Uçuşun büyük bölümünü sorunsuz geçiren uçak, Sao Paulo’ya doğru alçalırken, bir anda, dakikada 13.000 feet’in üzerinde bir hızla dalışa geçti ve Vinhedo kentinde yerleşim bölgesine çakıldı. Uçakta bulunan tamamı Brezilyalı 57 yolcu ve 4 mürettebattan kurtulan olmadı. Uçak, konutların yakınında düşmüş olmasına rağmen, uçaktaki yolcular dışında ölen veya yaralanan olmaması büyük bir şans olarak nitelendirildi.

2010 yılında fabrikadan çıkan ve Belle Air’e teslim edilen, 2022 yılında VoePass filosuna katılan, Pratt & Whitney PW127F motorlarından güç alan ve saatte 237 km hızla yere çakılan uçağın, uçuştan önce herhangi bir teknik arızası ya da operasyonel kısıtlaması olmadığı açıklandı. Pilotların da kaza öncesi, kule ile hiçbir temasının olmadığı ve herhangi bir acil durum bildirmediği doğrulandı.

Kazanın yaşandığı süreçteki meteoroloji raporları, rota boyunca türbülans, fırtına ve buzlanma alanları olduğunu gösteriyor. Uçağın seyrettiği Passaredo rotası boyunca, 12.000 feet ile 21.000 feet irtifa arasında, şiddetli buzlanma konusunda aktif uyarılar da veriliyordu. ATR-72, uçuşun 24’üncü dakikasında, seyir irtifası olan 17.00 feet’e tırmandı ve kaza gerçekleşene kadar, yaklaşık 1 saat boyunca bu irtifada seyrini sürdürdü. Uçağın transponder cihazından alınan veriler, kazadan bir buçuk dakika önce irtifa kaybetmeye başlayan uçağın 10 saniyede yaklaşık 250 ft düştüğünü gösteriyor. Daha sonra sekiz saniyede yaklaşık 400 ft tırmanan uçak, 2.000 ft daha irtifa kaybettikten sonra dalışa geçerek, bir dakika içinde 17.000 fit irtifadan yere çakıldı ve alev aldı.

Uçak kanatlarının üzerinde buzlanma oluşması, uçağın aerodinamik performansını ciddi şekilde kaybetmesine neden olup, uçağın havada tutunmasını imkansız hale getirebiliyor. Buzlanmanın önlenememesi, uçağın hızını limit dışı seviyelere kadar düşürüp, stall denilen anormal duruma girmesine neden oluyor. Brezilya’da yaşanan kazanın nedeninin de buzlanma kaynaklı olduğu sanılıyor.

Çok sayıda kişi tarafından uçağın düştüğü anlarda çekilen videolarda, ATR 72’nin hiç ileri momentum olmadan dönerek yere çakıldığı görülüyor. Bu da buzlanma kaynaklı stall hipotezini destekler nitelikte. Ancak kazanın gerçek nedeni, tüm verilerin incelenmesiyle hazırlanacak nihai kaza raporunda ortaya çıkacak. Uçağa ait kara kutuların sorunsuz şekilde kurtarıldığı da duyuruldu.

31 Ekim 1994’te American Eagle Havayolları’na ait ATR 72-200 uçağının düştüğü kazanın ardından ve Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Ulaştırma Emniyeti Kurulu, kazanın olası nedenini buzlanma olarak belirledi. Uçaktaki 68 kişinin tamamının yaşamını yitirdiği olayın ardından, ABD Federal Havacılık İdaresi – FAA, ATR ve benzeri uçakların, buzlanma koşullarında otopilottan çıkarılması ve manuel olarak kontrol edilmesi yönünde bir karar çıkardı.

Bu kaza, 17 Temmuz 2007’de Porto Alegre’den São Paulo’ya uçan, TAM Express Havayolları’na ait Airbus A320’nin São Paulo Congonhas Havalimanı’na inişte, yağış nedeniyle pistten çıkıp, akaryakıt istasyonuna çarptığı, uçaktaki 187 yolcu ve mürettebatın tamamı ile istasyonda bulunan 12 kişinin yaşamını kaybettiği kazanın ardından, Brezilya’da gerçekleşen en ölümlü uçak kazası olarak kayıtlara geçti.

Öte yandan Brezilya’da yaşanan bu kaza, Ocak 2023’te Nepal’de son yaklaşma sırasında düşen Yeti Havayolları’na ait ATR 72 kazasından bu yana, dünya genelindeki en ölümlü havayolu kazası oldu.

Öte yandan kaza yapan uçuş için haftalar öncesinde bilet alan bir yolcu, uçağa binmeden önce, Cascavel Havalimanı’nda kahve içerken, saati fark etmeyip uçağı kaçırdı. Kaçırdığı uçağın düştüğünü öğrendiğinde büyük bir şok geçiren şanslı yolcu, Brezilya haber ajansı Globo’ya verdiği demeçte, kendisi dışında en az 10 kişinin daha yanlış kapıda bekledikleri için uçağı kaçırdığını ve bu kişilerin tüm ısrarlarına rağmen, görevliler tarafından uçağa alınmadıklarını söyledi.

Kazadan sadece bir gün önce Voepass Havayolları, sosyal medya hesaplarından, tamamı ATR 42 ve ATR 72 uçaklarından oluşan filosunun, kısa pistlere sahip havalimanlarına operasyon yapabilmesi ve uzak havaalanlarına erişim kabiliyetine vurgu yapan bir paylaşım yapmıştı. Paylaşımda ayrıca, bu uçakların “son teknolojiye sahip olduğu” ve oldukça güvenilir uçuş emniyet geçmişine sahip olduğu belirtilmişti. VoePass Havayolları, 2019’da yeniden markalaşmadan önce, Passaredo olarak biliniyordu.

Aviation Safety Network verilerine göre, Airbus ve İtalyan Leonardo şirketinin ortak girişimi olan ATR tarafından üretilen ATR-72 uçaklarının çeşitli modellerinin bugüne kadar karıştığı kazalarda yaklaşık 500 kişi yaşamını yitirdi.

AJET’İN İLK KAHİRE UÇUŞUNA KATILDIK!

2008 yılında Türk Hava Yolları’nın alt markası olarak Ankara merkezli hizmete başlayan Anadolu Jet, ayrı bir şirket olmasına karar verildikten sonra Ajet ismini aldı ve 31 Mart 2024’te uçuşlara başladı. Geçtiğimiz haftalarda kendisine ait VF çağrı koduyla, İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan ilk yurt dışı açılışını Üsküp’e yapan AJet’in yeni uçuş noktası Mısır’ın başkenti Kahire oldu. AJet’in Sabiha Gökçen’den Kahire’ye yaptığı ilk uçuşun davetlileri arasında Boarding Info da vardı.

AJet’in Kahire’ye yaptığı ilk uçuş, Airbus A321neo uçağıyla gerçekleştirildi. AJet CEO’su Kerem Sarp ev sahipliğinde çok sayıda önemli davetlinin yer aldığı ilk uçuş, 170’in üzerinde yolcu ile gerçekleştirildi ve yaklaşık 2 saat sürdü. AJet uçağı, Kahire Havalimanı’na inişte, bir havacılık geleneği olan su takı ile karşılandı. İnişin ardından düzenlenen törende kurdele ve pasta kesildi. Havayolu, SAW-CAI hattında, haftada 5 uçuş gerçekleştirecek.

AJet’in, Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan 40. yurt dışı noktası olan Kahire’ye uçuşlara başlamasıyla birlikte, uçuş ağını 25 ülkede 72 destinasyona genişletmiş oldu.

Hat açılışına ilişkin düzenlenen basın toplantısında konuşan AJet CEO’su Kerem Sarp önemli açıklamalarda bulundu:

Havayolunun hedefi, Ekim ayında Hurghada ve Şarm El-Şeyh hatlarını da açarak, Mısır’daki destinasyon sayısını 3’e çıkarmak. Şu anda 32 farklı ülkede 93 destinasyona uçuş yapan AJet’in amacı, uçtuğu ülke sayısını, 2034 yılına kadar 51‘e yükseltmek.

AJet’in filosundaki uçakların yaş ortalaması yaklaşık 9. Filodaki uçakların yaklaşık yüzde 25‘i yeni nesil modellerden oluşuyor. Önümüzdeki günlerde filoya katılacak yeni nesil uçaklarla birlikte, filo daha da gençleşecek. Filoya 36 adet Boeing 737 MAX uçağının katılması bekleniyor.

Ekim ayında tamamen dijitalleşmeyi planlayan havayolu, önümüzdeki sene sonuna doğru, uçaklarında internet hizmeti sunmaya başlayacak. Uçakta internet alt yapısı yerli şirket TCI tarafından sunulacak. Önümüzdeki dönemde tüm AJet uçakları aynı kabin ve koltuk yapısına sahip olacak. Mevcut uçakları AJet renklerine boyama ve uçakların üzerine AJet stickerları yapıştırma işlemleri bir yandan sürdürülüyor.

AJet’in sürekli rötarlarla anılan bir havayolu olmasından duyduğu rahatsızlığı dile getiren Kerem Sarp, geçtiğimiz yıl Temmuz ayında Anadolu Jet’in zamanında kalkış oranının yüzde 53 olduğunu; ancak AJet olarak bu yıl Temmuz ayında yüzde 61 zamanında kalkış oranı yakaladıklarını söyledi. Avrupa’daki zamanında kalkış oranlarında iyileşme yaşanırsa; AJet’in deyüzde 70 seviyelerine ulaşabileceğini dile getiren Sarp, “Bundan sonra AJet rötarlarla anılmayacak ve bu topraklarda doğan bir marka olarak; bu ülkeye kattığı değerlerle gündeme gelecek.” ifadelerini kullandı.

31 Mart 2024’te operasyonlara başlayan şirket, şu ana kadar 6 milyonun üzerinde yolcu taşıdı. AJet, 2024 yılı için yolcu sayısı hedefini 20 milyon olarak belirledi. AJet’in uçuşlarının yüzde 70‘i iç hat rotalarında gerçekleşiyor. Hedef, hem iç hat hem de dış hat uçuş noktalarının sayısını artırmak.

AJet, YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığı ile ortak projeler üzerinde çalışıyor. Önümüzdeki süreçte lise ve üniversite öğrencilerine yönelik müjdeler duyurulacak. Yurt dışında eğitim gören yüksek lisans ve doktora öğrencilerine de indirimli uçuş imkanı tanınması için çalışmalar sürüyor. AJet, bundan sonra sosyal sorumluluk projelerine konsantre olmayı düşünüyor.

Kendilerini halka anlatamadıkları konusunda özeleştiri yapan Kerem Sarp, “Sadece Anadolujet tabelası değişip AJet olmadı. Sıfırdan yeni bir havayolu kuruldu diyerek, insanlardaki AJet algısını, değiştirmek zorunda olduklarına vurgu yaptı.

Şirketin, koltuk ücreti dışında elde ettiği yan gelirler şu an için yüzde 8 düzeyinde. Önümüzdeki 10 yıl içinde hedef, yan gelirleri yüzde 35 seviyesine çıkarmak.

AJet, tamamen kendisine ait bir sadakat programını da hayata geçirmeye hazırlanıyor. THY’nin Miles and Smilesprogramı ile yapılan iş birlikleri, mil kazanımı ve lounge kullanım hizmeti devam ettirilecek olsa da şirketin tamamen kendisine ait bir sadakat programı  da olacak.

Havayolunda görev yapan kabin ekiplerinin, üniformalarının altına spor ayakkabı giyebilmesi için de çalışmalar hızlandırıldı.

Son zamanlarda, uçakta kural tanımaz yolcu vakalarının sayısının artışından rahatsız olduğunu söyleyen Sarp, kabin ekibi ve diğer görevlilerle tartışan ve onlara fiziksel şiddet uygulayan yolculara karşı hem yasal yollarabaşvurduklarını hem de bu tarz yolcuları kara listeye alarak, kendi uçaklarında uçurmadıklarını söyledi.

Ajet ile ilgili en çok merak edilen konuların başında gelen, havayolunun Katarlılara satılıp satılmadığı sorusuna ise Kerem Sarp, en net yanıtı verdi.

THY’NİN YENİ KRİSTAL BUSINESS KABİNLERİ GÖRÜCÜYE ÇIKTI!

Gökyüzünde, yolcularına en iyi business class seyahat deneyimlerinden birini sunan ve bu konuda pek çok kuruluş tarafından ödüllendirilen Türk Hava Yolları, uçak tipleri arasında Business class standartizasyonu sağlayamaması nedeniyle ciddi şekilde eleştiriliyor. Ancak bu durumun gelecek yıldan itibaren değişmesi bekleniyor. THY, Farnborough Havacılık Fuarı’nda, Kristal adını verdiği yeni business class kabin konseptini tanıttı.

Türk Hava Yolları’nın yeni business class kabinindeki tüm koltuklarda doğrudan koridor erişimi ve yolculara mahremiyet sağlayan kapılar bulunacak. Koltuklar, kabine 1-2-1 konfigürasyonunda ve kademeli bir düzende yerleştirilecek. Orta bölümde ise birbirine yakın oturmak isteyen yolcular için “balayı” süitleri yer alacak.

Uçak içi eğlence sistemine ait, 22 inç genişliğinde, yüksek çözünürlüklü monitörler, kablosuz şarj ünitesi ve gerçek mermerlerin kullanıldığı kabinlerde, rose altın renkli kaplamalar gibi ayrıntılara önem verildiği görülüyor. Yeni kabinlerde, şirketin “Flow” marka kimliğine uygun olarak, açık ve sıcak renkler tercih edildi.

Türk Hava Yolları’nın yeni koltukları, şirketin yan kuruluşu TCI Aircraft Interiors tarafından geliştirildi. Yumuşak derilerle üretilen koltuklarda kullanılan kumaşların tamamı Türkiye’den temin edilecek. Yerli ve milli unsurlara dikkat edilecek.

Türk Hava Yolları’nın bu proje için geliştirdiği koltuklar, Safran Unity marka koltuklara çok benzetildi. Safran Unity, popüler “yeni nesil” Business class koltuğu olarak biliniyor. Bu ürün, Japan Airlines’ın en yeni Airbus A350-1000 uçaklarında da kullanıldı. Avustralyalı Qantas’ın Sunrise Projesi uçuşlarını gerçekleştireceği Airbus A350-1000 uçaklarında da kullanılacağı duyurulan koltuklar, Air India’nın yeni Business class kabinlerinde de yolcuları taşıyacak.

Şu anda Türk Hava Yolları’nda Safran Unity koltuklara en çok benzeyen ürün, başlangıçta Aeroflot için tasarlanan ancak yaptırımlar nedeniyle Rus havayoluna teslim edilemeyeceği için THY filosuna katılan Airbus A350-900 uçaklarının business kabinindeki koltuklar. Mahremiyet kapıları ve yeni nesil teknolojiye sahip, 1-2-1 konfigürasyonunda yerleştirilmiş koltuklara sahip business class kabinlerde, Collins Aerospace üretimi Horizon marka koltuklar kullanıldı.

Türk Hava Yolları’nın yeni kristal business kabinlerinin, 2025 yılı itibarıyla mevcut uçaklara retrofit edilmesi, 2026 yılı itibarıyla da yeni teslim alınacak uçaklar ile birlikte gelmesi bekleniyor. Bu kabinlerde yolculara yeni Lanvin marka yolcu kitlerinin dağıtılacağı da duyuruldu

THY, ilk etapta, 2025’ten itibaren, filodaki mevcut tüm Boeing 777-300ER uçaklarına kristal Business class kabinleri uygulamayı planlıyor. Havayolunun filosunda bu uçaklardan 33 adet bulunuyor ve bu uçakların ortalama yaşı dokuz olduğu için, havayoluna uzun süre hizmet edecekleri düşünülüyor.

Halihazırda business class sınıfında 2-3-2 düzenine sahip olan Boeing 777 uçakları yeniden yapılandırıldığında, uçaktaki business class koltuk sayısının 49’dan 44’e düşmesi bekleniyor.

Türk Hava Yolları’nın bir sonraki planı ise, Airbus’a verilen dev sipariş kapsamında, 2026 yılı itibarıyla teslim edilmeye başlanacak A350-1000 uçaklarında yeni business class kabinlerin kurulumunun yapılması. Öte yandan, halihazırda tüm business class koltukların doğrudan koridor erişimine sahip olması nedeniyle, Boeing 787-9’lara ve Airbus A350-900 uçaklarına Kristal kabin uyarlaması yapılmasına yönelik kesin bir plan bulunmuyor.

Öte yandan Türk Hava Yolları, Turksat başta olmak üzere yerel tedarikçilerle yapacağı işbirlikleri sayesinde, 2025’e kadar tüm yolcularına uçakta ücretsiz Wi-Fi hizmeti sunmaya başlayacak. Bu kapsamda Farnborough Havacılık Fuarı’nda ilk imzalar da atıldı.

BOEING’İN YENİ CEO’SU: ROBERT KELLY ORTBERG

ABD’li imalatçı Boeing, Mart 2024’te, şirketin içinde bulunduğu büyük karmaşayı göz önünde bulundurarak, CEO ve Yönetim Kurulu Başkanı’nın istifa edeceğini duyurdu. Birkaç ay süren kapsamlı değerlendirme sürecinin ardından, Boeing’in yeni CEO’sunun kim olacağı açıklandı.

Robert “Kelly” Ortberg, 8 Ağustos 2024’te Boeing’in yeni CEO’su olarak göreve başladı ve şirketin Yönetim Kurulu’na girdi. Ortberg, Ocak 2020’den beri bu görevi yürüten Dave Calhoun’un yerini aldı.

Iowa Üniversitesi’nde Makine Mühendisliği eğitimi alan, 64 yaşındaki Ortberg, 35 yıldır havacılık sektöründe görev yapıyor. Kariyerine 1983 yılında Texas Instruments’ta mühendis olarak başlayan Ortberg, 1987’de Rockwell Collins’e Program Yöneticisi olarak transfer oldu. 2013’te şirketin CEO koltuğuna oturmadan önce, pek çok farklı pozisyonda çalıştı.

Rockwell Collins’in CEO koltuğunda beş yıl oturduktan sonra, 2021’de emekli olana kadar, şirketin United Technologies ve RTX ile olan entegrasyon süreçlerini başarıyla yönetti.

Boeing Yönetim Kurulu Başkanı Steven Mollenkopf, Boeing’in yeni CEO’sunu seçmek için, son birkaç ayda kapsamlı bir çalışma yürüttüklerini, Kelly’nin Boeing’i yönetmek için doğru becerilere ve yeterli deneyime sahip olduğunu söyledi. Kelly, havacılık sektöründe, deneyimine derin saygı duyulan nitelikli bir lider. Güçlü ekipler kurma ve zorlu mühendislik ve üretim şirketlerini yönetme konusunda hak edilmiş bir üne sahip. Boeing’in uzun tarihindeki bu kritik döneminde yönetirken, onunla çalışmayı dört gözle bekliyoruz, ifadelerini kullandı

Boeing Yönetim Kurulu ayrıca, mevcut CEO Dave Calhoun’a, Boeing’deki güçlü liderliği ve son yıllardaki zorlukların üstesinden gelmek için yaptığı tüm çalışmalar için teşekkür edecek.

Robert Kelly Ortberg ise yeni görevi ile ilgili: “Bu ikonik şirkete katılmaktan son derece onur ve gurur duyuyorum. Boeing, sektörümüzde lider ve öncü olarak muazzam ve zengin bir geçmişe sahip. Ben de bu geleneği, emniyet ve kaliteyi ön planda tutarak sürdürmek için, şirketin 170.000’den fazla özverili çalışanıyla birlikte görev yapmaya kararlıyım. Yapılacak çok iş var ve başlamayı dört gözle bekliyorum.” şeklinde konuştu.

Bu gelişme ile ilgili olarak havacılık camiasının en çok takdir ettiği detay, pozisyon için seçilen kişinin, şirket dışından olması. Ortberg’in şirkete farklı bir vizyon kazandırıp, içinde bulunulan durumu değerlendirmek adına büyük resmi görebileceği düşünülüyor. Şirketin Kelly yönetiminde, kısa vadeli hedeflerle, şirketin borsa değerini artırmaktan ziyade, uzun vadeli bir bakış açısı ile Boeing için en iyi sonuçlara odaklanabileceği umuluyor.

Boeing, 2019’da CEO koltuğuna Calhoun’u oturttuğunda, şirket dışından biri olmadığı için şüpheli bir tercih olduğu düşünülmüştü. Boeing’in bir değişikliğe ihtiyacı olduğu açıktı. O zamanlar Boeing, Calhoun’un “güçlü liderlik konusunda kanıtlanmış bir sicile sahip olması ve yüzleşilmesi gereken zorlukları biliyor olması nedeniyle” bu kararı almıştı. Ancak süreç tam olarak istenilen şekilde ilerlemedi. Yaşanan yeni krizlerle birlikte ABD’li imalatçı Boeing’in itibarı yerle bir olmuş durumda.

IATA Başkanı Willie Walsh, geçtiğimiz aylarda Boeing’in yeni CEO’sunun kim olması gerektiği ile ilgili “Boeing’i kimin yönetmesi gerektiğini söylemek bana düşmez. Ancak geçmişte neyin yanlış gittiğini anlamak çok önemli.” açıklamasını yapmıştı.

İRAN-İSRAİL GERİLİMİ HAVACILIĞI NASIL ETKİLİYOR?

İran ile İsrail arasında devam eden çatışmalar, Orta Doğu’da kapatılan hava sahalarını artırdı ve havayollarının yeni uçuş rotaları oluşturmalarını gerektirdi.

Daha geniş bir bölgesel savaş korkusu ışığında, son olarak Mısır ve İngiltere, Orta Doğu’daki artan gerginlikler nedeniyle havayollarına İran ve Lübnan hava sahalarından uzak durmalarını tavsiye etti.

Havayolları, kendilerine yeni uçuş rotaları belirlemeye çalışırken, bazı havayolları İsrail’e yaptıkları uçuşları tamamen durdurdu. Lufthansa ve ABD’li havayolları gibi büyük taşıyıcılar, güvenlik endişeleri nedeniyle Tel Aviv’e uçmama kararlarını uzattı.

Orta Doğu’daki artan gerginlik, 31 Temmuz’da Tahran’da Hamas lideri İsmail Haniye ve Beyrut’ta üst düzey Hizbullah komutanı Fuad Şukr’un öldürülmesinin ardından iyice tırmandı. Havayollarının çoğu, İsrail ve Lübnan’a uçuşlarını askıya aldı.

Geçtiğimiz hafta, Singapur Havayolları da Orta Doğu’daki karışıklık nedeniyle İran hava sahasını kullanmamaya başladı. Havayolunun, daha önce İran üzerinden gerçekleştirdiği Singapur-İstanbul uçuşları, Afganistan ve Türkmenistan üzerinden geçen yeni bir rota ile icra ediliyor.

Ekim 2023’ten bu yana, güvenlik endişesi ve siyasi faktörler nedeniyle İsrail uçuşlar ciddi kesintiye uğradı. Birçok havayolu uçuşlarını uzun süreli askıya alırken, pek çoğu da süresiz olarak çekildi. Yaşanan son gelişmeler ışığında, büyük taşıyıcılar da ülkenin ana giriş kapısı olan Tel Aviv Ben Gurion Havaalanı’na uçuşlarını askıya aldı.

Lufthansa, yan kuruluşları Swiss, Austrian Airlines, Brussels Airlines ve Eurowings ile birlikte,  uçuşlarını 8 Ağustos’a kadar askıya almıştı, ancak bu süre 13 Ağustos’a kadar uzatıldı. Askıya alma kararı Beyrut, Tahran, Amman ve Erbil uçuşlarını da kapsıyor.

Benzer şekilde, yakın zamanda İsrail uçuşlarını yeniden başlatan ABD’li taşıyıcılar da uçuşlarını bir kez daha durdurdu. Delta Air Lines, Ağustos ayının kalanında New York JFK ile Tel Aviv arasındaki uçuşları iptal etti. Bir diğer ABD’li United Havayolları da İsrail’e uçmamayı sürdürüyor. İsrail’e uçuşlarını durduran diğer havayolları arasında flydubai, Iberia, Wizz Air, Ryanair ve KLM yer alıyor. Türkiye’den hiçbir havayolu da geçtiğimiz yıl Ekim ayından bu yana İsrail’e uçmuyor. Türkiye ile İsrail arasında uçuşların Mart 2025’e kadar başlaması beklenmiyor.

adbanner