Hemen hemen tüm endüstri dallarında, satış sonrası hizmet pazarı, pandemi nedeniyle büyük bir darbe aldı. Havacılık sektöründe de bu sıkıntının yansıması ciddi şekilde hissedildi. 2020’de havayollarının, zorunlu olmayan harcamaları ve yatırımları azaltmasıyla, kabin içi değişim ve dönüşümler tamamen sekteye uğradı.
Kabin içi teknolojiler ve yenilikler ile ilgilenen uzmanlar, toplu aşılama programlarının hızlanması ile kötü günlerin biteceğine kendilerini inandırıyor olabilir. Ancak havayollarının önümüzdeki birkaç yıl içinde, yolcu deneyimine yönelik yatırım yapma konusundaki isteksizliği ve kabin içinde nasıl bir konfigürasyonu hayata geçirmeleri gerektiği konusunda yaşadığı ikilemler net bir şekilde ortada.
Bu konuda yanıt bulunması gereken en net soru: premium trafik ve kurumsal seyahatlerin ne zaman geri döneceği. Zira 2019 yılında premium kabinler, küresel uçak yolcu sayısının yaklaşık yüzde 5’ini, ancak elde edilen gelirlerin yüzde 30’unu oluşturmuştu.
Emirates ve Lufthansa gibi havayollarının üst düzey yöneticileri, iş seyahatleri konusunda büyük bir bastırılmış talep olduğunu iddia ediyor. Ancak bunun gerçek olup olmadığından şüphe duymak için elimizde güçlü bir kaç neden var.
İlgili Haber | Ekonomi, Premium Ekonomi ve Ekonomi Plus Arasındaki Farklılıklar
Öncelikle pandemi sürecinde, video konferans üzerinden toplantı yöntemleri, mükemmel olmasa da, ciddi şekilde iş gördüğünü kanıtladı. Ayrıca bir çok şirkette, yöneticilerin pandeminin yarattığı ekonomik tahribat nedeniyle seyahat bütçelerini, önümüzdeki birkaç yıl boyunca kısıtlayabileceği ve hatta bu sürenin ardından, video konferans kullanımlarının zorunlu hale gelebileceği iddia ediliyor. Bir diğer etken ise, sürdürülebilirliğin artan önemi ve çevresel hassasiyetlerin üst düzeye çıkması nedeniyle, bazı şirketlerin hava yolu seyahatlerinde kısıtlama kararı alabileceği düşünülüyor.
İlgili Haber | Uçuşlarınızla Çevreye Verdiğiniz Zararı Nasıl Telafi Edebilirsiniz?
Premium kabinlerdeki iyileştirmelere olan talebin ciddi bir düşüş yaşaması, kabin içi çalışmalar gerçekleştiren endüstri uzmanları için büyük bir sorun haline gelebilir. Ancak bu durum, büyük resme baktığımızda, havacılık endüstrisi için de büyük bir kriz oluşacağı anlamına da gelir. En büyük ve en köklü havayollarının çoğunun iş modeli, oluşacak tahribattan ciddi şekilde etkilenebilir.
Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği IATA’nın 2019 yılına ait verileri, premium trafiğin, transatlantik uçuşlarda gelirlerin yarısından fazlasını, Avrupa-Orta Doğu rotalarında neredeyse yarısını; Kuzey – Orta Pasifik üzerinden Avrupa ile Asya arasındaki uçuşlarda ise yaklaşık % 40’ını oluşturduğunu gösteriyor.
Bunun önemli bir kısmı ortadan kalkarsa, havayollarının bunu telafi etmek için ekonomi sınıfındaki koltukların bilet ücretlerini artırmak zorunda kalacağını tahmin etmek zor değil.
İlgili Haber | Ucuz Uçak Bileti Arayanlara İlginç Yöntem: Skiplagged
Bununla birlikte, tatil amaçlı seyahat edenlerin temelini oluşturduğu uzun mesafeli uzun uçuşlar için de tehlike sinyalleri çalışıyor. Uzun mesafeli ucuz uçuşlar yapan düşük maliyetli havayollarının en önemlilerinden ikisi – AirAsia X ve Norwegian – oyunun dışında kaldı. Pandeminin olumsuz etkilerini iliklerine kadar hisseden iki havayolu, yeniden yapılanmaya çalıştığı bu süreçte adeta ‘kış uykusu’ geçiriyor. Hatta Norwegian, bir daha uzun menzilli uçuşlar yapmayacağını açıkladı. Bütün bu gelişmeler, önümüzdeki süreçte, ekonomi sınıfında seyahat edenlerimizin bile uçak biletine daha fazla para ödemesi gerekeceği sonucunu ortaya koyuyor.