18 YAŞINDA ALMANYA’DA HAVAYOLU KURUYOR!
Almanya’nın yeni bölgesel havayolu Bavyera Airlines, 2023 yılında, Münih merkezli operasyonlarla, faaliyetlerine başlayacağını duyurdu. Havayolunun filosu, Brezilyalı Embraer’in en büyük ticari uçak modeliolan E195-E2 uçaklarından oluşacak. Kiralama yöntemiyle toplam 12 adet uçak filoya katılacak. Bavyera’nın hedef kitlesinin daha çok kurumsal yolcular olması nedeniyle, uçaklarda Ekonomi ve Business Class sınıflarında, toplam 126 koltuk bulunacak.
Havayolu, başlangıçta Münih’ten Berlin, Frankfurt ve Düsseldorf’a uçmayı planlıyor. Kısa süre içinde havayolunun uçuş ağına, Viyana, Amsterdam, Cenevre ve Londra gibi destinasyonların da eklenmesi bekleniyor. Şirket, Hava Operatörü Sertifikası (AOC) almak için görüşmelerini sürdürürken; yıl sonuna kadar ilk uçuşun gerçekleştirilmesi hedefleniyor.
Öte yandan Bavyera Havayolları, sektörde bir başka yeniliğe imza atarak; yolcularını, uçuş yaptıkça değersiz miller kazanmak yerine, her uçuşta kripto para kazanmaya teşvik ediyor. Şirket, sadakat statüsü veya ücretsiz uçuş gibi ödüller kazanmak için, şirketin kendi kripto para birimi olan “Bewards” kullanacağını da açıkladı.
Havayolunun web sitesinde şu an uçuş aramak mümkün. Ancak henüz uçuş rezervasyonu yapılamıyor. Web sitesinde ayrıca, kokpit ve kabin ekipleri için başvuru formunun yer aldığı bir kariyer sayfası da var. Bavyera Havayolları, potansiyel yolcularını, bilet satan üçüncü şahısların dolandırıcılık faaliyetlerine karşı da nazikçe uyarıyor.
Bavyera Havayolları’nın kurulacağı haberleri sektörde şüpheyle karşılandı. Resmi web sitesine göre, şirketin kurucusu, 19 yaşındaki Adem Karagöz. Yaş ortalaması oldukça düşük olan şirketin yönetim kadrosunda, havacılık deneyimi olan neredeyse hiç kimse bulunmuyor. Sektörden herhangi bir şirket ile net bir bağlantı görünmüyor. Bavyera Havayolları’nın finansmanı nereden sağladığına dair de hiçbir gösterge yok.
Şirketin açıkladığı faaliyet takvimini gerçekçi bulmayanların sayısı da bir hayli fazla. Henüz kuruluş sürecini bile tamamlamış bir şirketin, bir yıldan daha kısa süre içinde operasyonlara başlama hedefine şüphe ile yaklaşılıyor. Ayrıca, şirketin operasyonlara başlamak için almak zorunda olduğu AOC için de henüz resmi bir başvurusu bulunmadığı da iddialar arasında.
İnternetteki forumlarda, Bavyera Havayolları’nın, havacılık yönetimi öğrencileri tarafından hazırlanan bir üniversite projesi olduğunu söyleyenler bile var. Şirketin arkasında kim veya kimlerin yer aldığı tartışılıyor.
Resmi belgelere bakıldığında Londra merkezli bankacılık faaliyetleri yürüten bir şirketin, 14 Aralık 2022’de ismini Bavyera Havayolları olarak değiştirdiği görülüyor. Birleşik Krallık hükümetinin şirketlere ait bilgileri halka açık sunduğu sistemde, Bavyera Havayolları’nın CEO’su olarak İsviçre ve Estonya vatandaşı Adem Karagöz; CFO’su olarak ise Alman vatandaşı Mehmet Başyiğit ismi karşımıza çıkıyor. Ayrıca şirketin diğer iki yetkilisi, 1990 doğumlu Alman vatandaşı Natanel Solomon Pretzel ve 1995 doğumlu Kwayep Kevin Timite olarak görünüyor.
Bu tartışmalar sürerken, 11 Ocak’ta Almanya’nın en önemli medya organlarından Bild, Düsseldorflu girişimci Adem Karagöz’e telefonla ulaştıklarını duyurdu ve kurulması düşünülen havayolu ile ilgili yaptıkları görüşmeyi haberleştirdi.
Kendisini bir gayrimenkul yatırımcısı olarak tanıtan ve havacılık sektöründe herhangi bir tecrübesi olmadığını söyleyen Karagöz, ekipteki çoğu kişinin sektörden olduğunu belirtiyor.
Adem Karagöz, Lufthansa ile yaptığı bir business class uçuşunda, kendisine sunulan hizmetten hiç memnun kalmayıp, WiFi için ekstra para ödemek zorunda kaldıktan sonra, bundan daha iyisini yapabileceğini düşünerek havayolu kurmaya karar verdiğini ve Kasım 2022’de üç arkadaşıyla birlikte “Bavyera Havayolları”nı kurduklarını anlatıyor. Şirketin başlangıç sermayesinin ne kadar olduğu sorusunu “çift haneli milyon Euro” şeklinde yanıtlıyor. Bu paranın yatırımcılar ve ortaklardan geldiğini, geçtiğimiz haftalarda limited şirketin kuruluş işlemlerinin tamamlandığını söylüyor.
Karagöz, Bavyera’nın hedefini, günde 60 uçuş yaparak, 2024 yılında, toplam 21.900 uçuşta, 2,1 milyon yolcu taşımak olarak özetliyor. Amaçlarının her şeyden önce uçakta geniş alanlar yaratmak ve çok iyi bir business class sınıfı ile iş insanlarını cezbetmek olduğunu söyleyen Karagöz, ekonomi sınıfında da fiyatların Lufthansa ile rekabet edebilecek durumda olması gerektiğini düşünüyor.
Almanya’da ana akım medya organlarında, ülkede yeni ve büyük bir havayolu şirketi kurulacağına yönelik haberler çıkması, durumu biraz daha ilginç bir hale getiriyor.
MİLLİ MUHARİP UÇAK 2023’TE UÇACAK!
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) Genel Müdürü Temel Kotil, hafta içinde Ankara’da düzenlenen basın toplantısında, şirketin geliştirdiği özgün projelerdeki son durumu ve yürütülen çalışmalara ilişkin en güncel bilgileri paylaştı.
Temel Kotil, TUSAŞ’ın amacının, dünyadaki ilk 10 büyük havacılık-savunma şirketi arasına girmek olduğunu söyledi. Bunu başarmak için, şu anda 2 milyar Dolar civarındaki cironun, 10 milyar Dolar olması gerektiğini; geliştirdikleri ürünleri dünyaya ihraç ettikçe, çok hızlı bir şekilde hedefe ulaşacaklarını ifade etti. Kotil, 10 bin tecrübeli mühendis ile 2028’e kadar bunu başaracaklarından emin.
Daha önceki F-16 projesinin tasarım içermeyen, parçaların bir araya getirildiği basit montaj projesi olduğunu söyleyen Kotil, F-16’lar ile teknisyen geliştirdiklerini ama mühendis yetiştiremediklerini söyledi.
Özgün projeniz yoksa mühendis geliştiremezsiniz diyen Kotil, Hürkuş, Anka ve Gökbey’in sıfırdan tasarlanan, uçtan uca TUSAŞ’ın özgün projeleri olduğunu; bu özgün projelerle hem TUSAŞ’ın geleceğini şekillendirdiklerini hem de mühendisleri geliştirdiklerini anlattı. Bütün bu çalışmaların da Milli Muharip Uçak’ın temelini oluşturduğunu söyledi.
Milli Muharip Uçak’ın ilk uçuş tarihi 2 yıl öne çekildi ve bu yıl sonuna yetiştirilmesi planlanıyor. Uçuş bilgisayarı, aviyonik ve yakıt sistemleri, uçağın üzerinde yerini aldı. Önümüzdeki günlerde hangardan çıkarılarak, motor çalıştırılması ve yer testlerine başlanması bekleniyor. Milli Muharip Uçak’ın ilk uçuşunu 2023 bitmeden yapması hedefleniyor.
Projede takvimin iki yıl öne çekilmesinde ülke gerçeklerinin etkili olduğuna dikkat çeken Kotil, devletle olan kontrat gereği, MMU teslimatlarına 2028 ya da 2029’da başlamaları gerektiğini açıkladı.
MMU’nun kanopi, iniş takımı gibi en kritik alt sistemleri Türkiye’de üretiliyor. Milli Muharip Uçak’ta şu an için yerlilik oranı yüzde 85. Kotil, zaman içinde bunun yüzde 100’e ulaştırılması için sarf ettiklerini anlattı.
Milli Muharip Uçak’ın, piyasaya çıktığında bir ismi olacağını ve bu ismin devlet büyükleri tarafından verileceği açıklandı. Hürjet ve Milli Muharip Uçak’ın dijital olarak kontrol edilebildiğini söyleyen Kotil, bu uçakların istenildiğinde insansız versiyonlara dönüştürülebileceğini aktardı.
TUSAŞ’ın diğer projelerinden Gökbey de en hızlı şekilde seri imalata geçilmesi; Hürjet ve Atak-2’nin de 2025’te teslimlarının başlaması hedefleniyor.
Son dönemde gündeme gelen, savunma sanayi alanında çalışan mühendislerin şirket değiştirmesinin zorlaştırılması uygulamasına destek verdiklerini aktaran Kotil, asıl meselenin çalışanları, projelere Japonlar gibi kalpten bağlamak olduğunu söyledi.
Milli Muharip Uçak projesinin heyecanı ile uyuyamadıklarını anlatan Temel Kotil, TUSAŞ’ın kendi alanın dünyada ilk 10’da yer alması için sivil alana da mutlaka girmesi gerektiğini ifade etti. Ancak bunun şimdilik bir tabu olduğunu da belirtmeyi ihmal etmedi.
TUSAŞ, Arjantin firmasıyla kurduğu ortaklık ile Arjantin ulusal telekomünikasyon şirketi ARSAT için girdikleri ihaleyi kazandı. Şimdi TUSAŞ, Arjantin için bir elektrikli uydu üretiyor ve 2 yıl içinde bu modern uydunun yörüngede yerini alması hedefleniyor.
Türkiye’deki ihtiyaçlar için 83 adet teslimat öngörülen Atak helikopterinden, şu ana kadar 74 adet teslim edildi. 2023 yılında ayrıca Filipinler’e 2 adet ve bir başka ülkeye de 2 adet olmak üzere toplam 4 adet helikopter teslimatı planlanıyor. Atak helikopteri ihraç edilecek yeni ülkede yerli olarak geliştirilen burun topunun da kullanılması amaçlanıyor.
Sikorsky lisansı altında üretilen T70 genel maksat helikopterlerinin 5’incisi, hafta içinde Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na teslim edilecek. T70 için 2023 yılında toplam 12 adet teslimat hedefleniyor. İlk aşamada 38 adet üretim hedeflenen T70 için, üretim sayısının 109’a ulaşması planlanıyor.
Gökbey helikopterinde ise Jandarma’ya 3 adetlik teslimat bu yıl gerçekleştirilecek. 2 ve 3. helikopterlerin üretim hattındaki çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. İnsansız hava araçlarından Anka için de 90’ıncı uçağın montajına başlandı.
2022’DE AIRBUS – BOEING REKABETİNİ KİM KAZANDI?
Avrupalı imalatçı Airbus, 2022’nin başında belirlediği, 720 uçak teslimatı hedefini, tedarik zincirlerindeki sorunlar nedeniyle, yıl ortasında 700’e indirmişti. Yılın sonlarına doğru ise bu hedefi tutturmanın da mümkün olmadığı açıklaması yapılmıştı.
Airbus, her ne kadar hedeflerinde bir sapma yaşamış olsa da 2022 yılında yaptığı teslimat sayısını, bir önceki yıla göre %8 artırarak, dünyanın en büyük uçak üreticisi unvanını dördüncü kez üst üste kazanmayı başardı.
Airbus, yıl boyunca 661 uçağı, 84 farklı müşterisine teslim etti. 2022 boyunca 1.078 yeni uçak siparişi alan şirket, sipariş iptalleri ve dönüşümleri de hesaba katıldığında, 2022 yılını net 820 siparişle kapatmayı da başardı. Airbus’ın Aralık 2022 sonu itibariyle birikmiş toplam sipariş sayısı ise 7.239 olarak gerçekleşti.
Airbus CEO Guillaume Faury, sektörel karmaşıklığı, hedeflerine ulaşamamanın sorumlusu ilan etse de Airbus’ın üretimi artırmaya devam edeceğini açıkladı. Birikmiş siparişleri eritmek için hızlanacakları mesajını verdi. Ancak Faury, tedarik zincirlerinin 2023’te baskı altında kalacağı konusunda uyardı.
Airbus’ın en küçük modeli olan A220, 127 sipariş alırken; A320neo Ailesi uçaklarına 888 yeni sipariş geldi. Geniş gövde segmentinde ise Airbus, 24’ü kargo versiyonu olmak üzere 44 adet A350 siparişi alırken; A330 modelleri ise 19 yeni sipariş getirebildi.
Teslimatlarda ise 53 adet A220; 516 adet A320; 32 adet A330 ve 60 adet A350 uçağı müşterilerin filolarına katıldı.
737 MAX uçaklarının yarattığı emniyetsizlik algısı ve 787’nin üretim kusurları nedeniyle uzun süre teslimatlarının durdurulmak zorunda kalınması gibi büyük sıkıntılarla boğuşan ABD’li Boeing ise 2022’yi 480 uçak teslimatı ile kapattı. Bu teslimat rakamı, bir önceki yıla göre yüzde 41’lik artışı temsil ediyor. Yıl boyunca 935 yeni uçak siparişi alan Boeing, iptal ve dönüşümler sonrası, yılı 774 net siparişle kapattı. Boeing’in net sipariş sayısı da bir önceki yıla göre %62 artış gösterdi.
Boeing, 2022’de bir önceki yıla göre %47 artışla 387 adet 737 MAX teslimatı gerçekleştirdi. Bu teslimatların %40’ı, uçakların yere indirildiği dönemde üretimi tamamlanan eldeki stoklardan yapıldı. Boeing ayrıca 10’u Aralık ayında olmak üzere, yıl içinde toplam 31 adet 787 Dreamliner teslim etti. Boeing’in elinde 100 uçaklık stok bulunan 787 Ailesi uçaklarının teslimatları, üretim sorunlarının çözülmesinin ardından yaz aylarında yeniden başlamıştı. Boeing 2022 yılında ayrıca 33 adet 767, 24 adet 777 ve beş adet 747’yi müşterilerine teslim etti. Boeing’in 1 Ocak 2023 itibariyle birikmiş toplam sipariş sayısı 4578 olarak açıklandı.
Pandeminin ardından havacılık sektöründe yaşanan toparlanma, yeni uçaklara olan talep üzerinden de kendisini belli ediyor. Airbus ve Boeing, 2017’den bu yana ilk kez, brüt sipariş sayısında 2.000’i aştı.
46 AY SONRA ÇİN’DE İLK 737 MAX UÇUŞU YAPILDI!
13 Ocak’ta China Southern Havayolları, Guangzhou’dan Zhengzhou’ya yaptığı uçuşu Boeing 737 MAX ile gerçekleştirerek, bu uçağı tam 46 ay aradan sonra, ticari bir uçuşta kullanan ilk Çinli havayolu oldu. Bu, dünyanın en büyük ikinci ticari havacılık pazarında yeniden yer edinmeye çalışan Amerikalı uçak üreticisi Boeing için oldukça önemli bir gelişme.
Endonezya ve Etiyopya’da, 5 ay içinde arka arkaya yaşadığı iki kaza ile 346 kişiye mezar olan Boeing 737 MAX uçakları, ikinci kazanın yaşanmasının hemen ardından, Mart 2019’da tüm dünyada yere indirildi.
Uçakta yapılan yazılım güncellemeleri ve pilot eğitim manuellerindeki değişikliklerin ardından, yaklaşık 20 ay sonra, Kasım 2020’de ABD Federal Havacılık İdaresi FAA, tamamen emniyetli olduğuna kanaat getirdiği 737 MAX uçaklarının yeniden uçmasına onay verdi.
Yaşanan ölümlü kazalar sonrası uçakların yere indirilmesi konusunda öncü olan ülke Çin’di. O güne kadarki 737 MAX siparişlerinin yaklaşık yüzde 25’ini vermesiyle, uçağın en büyük pazarı haline gelen Çin, ABD ile devam eden siyasi ve ekonomik gerilim nedeniyle, 737 MAX’ı yeniden gökyüzü ile buluşturan son ülke oldu.
Çin sivil havacılık otoritesi, ülkede sıfır COVID politikasının sona ermesinden sonra hava yolu ile seyahate olan talebin ciddi bir artış göstermesi nedeniyle 737 MAX’ların hizmete dönüşünü onayladı. Ekim 2022’den itibaren yabancı havayollarının 737 MAX uçakları ile Çin’e uçmasına izin veriliyor.
2019’daki Cirium verilerine göre yere indirilmeden önce Boeing 737 MAX uçaklarının 97’si Çinli havayollarının filosundaydı. Uçağın Çin’deki en büyük müşterisi olan China Southern ise sipariş ettiği 50 uçaktan 34’ünü teslim aldı. China Southern, geçtiğimiz Ekim ayında 737 MAX uçaklarını ticari hizmete döndürmeyi planladığını açıklamış olsa da bunu gerçekleştirmemişti.
Geçtiğimiz Ekim ayında Boeing, Çinli havayolları için üretilen ve ABD’de teslim edilmeyi bekleyen 138 uçağın daha olduğunu açıkladı. Ancak Çinli havayollarının yakın gelecekte bu uçakları teslim alacağına dair hiçbir sinyal olmadığı için Boeing, bu uçakları başka havayollarına sunmaya başladığını duyurdu.
Çin’de kısa süre önce sıfır COVID politikasına son verilmesinin ardından iç hat pazarında güçlü bir toparlanma başladı. Çin’de, yaklaşan Yeni Ay Yılı tatilinde 2,1 milyar insanın seyahat etmesi bekleniyor. Bu, geçen yılın aynı dönemdeki rakamın ikiye katlanması anlamına geliyor.
737 MAX’ın yeniden gökyüzüne dönmesi, Boeing’in Çin’deki ilişkilerini eski haline getirmesinin de ilk adımıydı. Bu gelişmenin, yeni uçak teslimatlarının yolunu açabileceği düşünülüyor.
Boeing, 2017’den bu yana Çin’den hiç yeni uçak siparişi alamadı. Öte yandan Çin’in devlete ait havayolları sadece 2022’de Airbus’a yaklaşık 300 uçak siparişi verdi.
AIRBUS PİLOTLARA ASİSTANLIK YAPAN TEKNOLOJİLERİ TEST EDİYOR!
Airbus’ın yüzde yüz iştirak şirketi olan Airbus UpNext, A350-1000 test uçağında, yerde ve havada pilotlara yardım eden teknolojileri test etmeye başladı.
Seyir esnasında acil durumlarda otomatik olarak rota değiştirme, otomatik iniş ve taksi asistanından oluşan ve “DragonFly” olarak bilinen bu teknolojiler, daha emniyetli ve verimli operasyonları desteklemek için, otonom uçuş sistemlerinin fizibilitesini ve uygunluğunu değerlendirmeyi amaçlıyor.
Airbus, bu teknolojileri geliştirirken, daha sürdürülebilir bir dünya için doğadaki tasarımları ve süreçleri taklit eden biyomimikriden esinlendi. Sistem, tıpkı yusufçukların yer işaretlerini tanıma yeteneğine sahip olması gibi, bir uçağın çevresini otonom bir şekilde görmesini ve emniyetli manevralar yapmasını sağlayacak arazi özelliklerini belirlemek üzere tasarlandı.
Yapılan testlerde, uçuş, iniş ve taksi sırasında, kokpitteki pilotlardan birinin etkisiz hâle gelmesi durumu simule edildi. Sistemin, diğer pilota nasıl yardımcı olduğu gözlendi.
Uçuş koridorları, yer ve hava koşulları gibi dış faktörleri dikkate alan sistem, yeni bir uçuş rotası oluşturabildi. Ayrıca hem kule hem de hava yolunun Operasyon Kontrol Merkezi ile iletişim kurabildi.
Airbus UpNext, Toulouse-Blagnac Havalimanı’nda gerçek zamanlı koşullarda, sistemin taksi yardımı özelliklerini de test etti. Sistem, engellere tepki olarak mürettebata sesli uyarılar göndermenin yanı sıra, destekli hız kontrolü ve özel bir havaalanı haritası kullanarak, pistte kokpit ekibine rehberlik sağladı.
Bu yeteneklere ek olarak Airbus UpNext, iniş ve taksi konusundaki desteğini geliştirmek için, yeni nesil bilgisayar görüşü tabanlı algoritmaları hazırlamak üzere de bir proje üzerinde çalışıyor. Bu sistemin testleri de Airbus’ın yan kuruluşları ile Cobham, Collins Aerospace, Honeywell, Onera ve Thales gibi ortaklarla iş birliği şeklinde gerçekleştiriliyor.
DragonFly; Fransız Teşvik Planı’nın bir parçası olarak, Fransız Sivil Havacılık Otoritesi (DGAC) tarafından kısmen finanse ediliyor.