Londra’nın simgesi haline gelen bu şirin otobüsler, artık kahve bazlı biyoyakıt ile çalışıyor❗️
2016 yılında yemeklik yağlar, kentin 9.500 otobüsünün üçte birine yakıt kazandırmak için test edilmişti. Şimdi de kahve Londra’nın toplu taşıma sistemine dahil edilmiş oldu.
Malesef kullanılan biyoyakıt, latte kokusu vermese de; proje, Londra’nın hava kirliliğini azaltmada önemli bir adım.
Londra’da doğrudan kalitesiz hava solunmasına bağlı olarak yılda 9 binden fazla kişi hayatını kaybediyor. Bu da ciddi bir problem❗️
Düşük karbon salınımlı dizel motorlara sahip araçların vergileri düşürülerek kullanımları teşvik edilse de, yakıtlar zehirli dumanlara yani hava kirliliğine neden olduğu için Londra, otobüslerde kullanmak üzere yeni yakıtlar arıyor.
Kahve katkılı biyoyakıt, geleneksel yakıta göre % 10-15 daha az CO2(karbondioksit) yayıyor.
Bu yakıt için Londralıların yılda ürettiği 200 bin ton kahve telvesinden faydalanılıyor.
Ortalama bir Londralı günde 2.3 fincan kahve tüketiyor.
Yakıt üretmek için, kafe, restoran ve fabrikalardan kahve atıkları toplanıyor. Daha sonra, biyokimyasal bir işlemle kahve yağı çıkarılarak diğer yakıtlarla bir araya getiriliyor. Böylece hibrid B20 yakıtı ortaya çıkıyor. Bu yakıt otobüslerde kullanılıyor.
Yüksek kalorili içeriği ve değerli bileşiklerinden dolayı, ideal bir temiz enerji kaynağı oluşuyor. Çevreye daha az zarar veriliyor.
Ancak, yakıt için kahve tüketiminin artması şart. Hesaplamalar 1 yıl boyunca 1 otobüse yetecek biyoyakıt için 2.55 milyon fincan kahve tüketilmesi gerektiğini söylüyor.
Kahveden yakıt üretmek konusunda gezegenimizdeki en büyük potansiyel, günde 400 milyon fincan kahve tüketiminin yaşandığı ABD’de gibi görünüyor.