Alman Bild Gazetesi, Polonya’nın ulusal havayolu LOT Polish Airlines’in, Hannover’e yönlendirildiği bir uçuşun ardından, yolcularını yeniden Varşova’ya götürdüğü uçuşla ilgili ilginç bir habere yer verdi. Havayolunun, çok cimri olması nedeniyle, yolcularını yeniden Varşova’ya götürdüğü bir kaos uçuşu olarak nitelendirilen haberdeki bu eleştiriler gerçekten haklı mı?
18 Eylül 2023 Pazartesi günü, LOT Polish Havayolları’nın LO407 sefer sayılı Varşova (WAW) – Düsseldorf (DUS) uçuşunda ilginç olaylar yaşandı. SP-LIL tescilli, 13 yaşındaki Embraer E175 tarafından gerçekleştirilen uçuşta, 75 yolcu vardı.
Uçuş planına göre, uçağın kalkış saati 17.00, varış saati ise 19.00 olacaktı. Ancak uçak, Varşova’dan saat 18.21’de kalkış yaptı. Saat 19.40 civarında uçak Düsseldorf’a yaklaştı. Ancak hava koşulları oldukça kötüydü. Yaklaşık 25 dakika boyunca havada turlayan uçak, hava koşulları düzelmeyince, Düsseldorf’a yaklaşık 250 kilometre uzaklıktaki Hannover’e divert etme kararı alındı. Uçak saat 20.25 sularında, Hannover’e sorunsuz bir şekilde indi.
İnişin ardından, yolcuların uçaktan inmesine izin verilmedi. Yaşanan kaosu yönetmek ve hiçbir yolcunun uçaktan inmediğinden emin olmak için uçağa polisler geldi.
Kokpit ekibi, havayolunun operasyon departmanıyla iletişim halindeydi. Uçağa yakıt ikmali yapılması ve yolcuların uçakta tutulması kararı alındı. İlk beklenti, Düsseldorf’taki hava koşullarının iyileşmesi ve uçağın yeniden oraya uçmasıydı. Ancak koşullar bir türlü düzelmeyince, başka seçeneğk olmaması gerekçesiyle Varşova’ya dönüş kararı alındı.
Bu karar, Hannover’de uçaktan inebilmeleri gerektiğini savunan birçok yolcuyu öfkelendirdi. Yaşanan tartışmalar neticesinde havayolu, yalnızca el bagajı olan 10 yolcuyu uçaktan indirmeyi kabul etti.
Saat 22:58’de Hannover’den yeniden havalanan uçak, Gece yarısı 00:06’da Varşova’ya indi. Yani yolcular, planlanan kalkış saatinden altı saat sonra, uçuşa başladıkları yere geri döndü.
Emniyet sözcüsü yaşanan durumu şu şekilde açıkladı: “Biz sadece pistin güvenliğini sağlamak için oradaydık. Bu konudan havayolu ve havaalanı yönetimi sorumludur.”
Havaalanı sözcüsü tarafından yapılan açıklama “Uçağın Hannover’de boşaltılmaması ve geri dönmeye karar vermesi, tamamen pilotun inisiyatifindeydi. LOT Polish’in, şu anda Hannover Havalimanı’ndaki yer hizmetleri şirketlerinin herhangi biriyle anlaşması yok.” şeklindeydi.
Havayolu sözcüsü ise yaşanan olayı şöyle özetledi: “Havaalanıyla birkaç saat süren görüşmelere rağmen, o gün bizim yolcularımıza hizmet verecek yeterli personel ve ekipman (yolcu biniş köprüleri, otobüsler) mevcut değildi. Kokpit ekibi, terminalde yeterince uygun güvenlik koşullarının sağlanamadığı durumlarda, yolcuların uçaktan inmesine izin vermeyebilir. Ayrıca, havalimanı yetkilileri tarafından, otelde uygunluk bulunmadığı; yolcularımıza ulaşım, konaklama, yemek gibi konularda yeterli hizmet sağlama olanağının bulunmadığı şeklinde bilgilendirildik.”
Yolcular Havayolu ve Pilotlardan Şikayetçi!
Uçaktan inmeyi başaran yolculardan biri, yaşanan kargaşa sırasında, uçaktaki yolcuların “özgürlükleri” için nasıl savaşabilecekleri konusunda “tanıdığı bir pilotu aradığını ve tavsiye istediğini” belirtti. Andreas K. isimli yolcuya göre asıl mesele, havayolunun, yolcuların dışarı çıkması için para ödemek istememesiydi. Kızgın yolcu, ayrıca şunu da belirtiyor “Bir daha asla LOT ile uçmayacağım. Çünkü uçakta isteğim dışında tutulma riskiyle karşı karşıya kalmak istemiyorum. Ayrıca federal polisin tüm yolculara hemen yardım etmemesi beni hayal kırıklığına uğrattı.”
Hannover’de uçaktan indikten sonra 400 Euro’ya araba kiraladığını ve gece yarısı saat 03:00 civarında Düsseldorf’a vardığını iddia eden yolcu, şimdi uçaktaki kokpit ekibi hakkında şikayette bulunmayı planlıyor.
LOT Polish Havayolları Gerçekten Cimrilik mi Yaptı?
Yaşanan olay, uçaktaki tüm yolcular için seyahati tam bir eziyete dönüştürdü. Uçaktan inmeyi başaran 10 yolcu, gitmek istedikleri şehire ulaşmak için uzun bir yolculuk yapmak zorunda kaldı. Diğer yolcular ise altı saat süren ve hiçbir yere varamadıkları bir uçak yolculuğu gerçekleştirdi.
Uçaktaki herkes için hiç şüphesiz kötü bir seyahat deneyimi olsa da, yaşananlar durumun bir “kaos uçuşu” olarak adlandırılmasını veya havayolunun cimri olarak lanse edilmesini gerektirmiyor. Bu daha ziyade, öngörülemeyen hava koşulları nedeniyle, havayolunun operasyonlarının karmaşık bir hale gelebileceğini gösteriyor.
Uçak, Hannover’e yönlendiğinde, muhtemelen kokpit ekibinin kafasındaki ilk plan, yakıt ikmali yaptıktan sonra, Düsseldorf Havalimanı’nın kapanış saatinden önce, buraya yeniden gelebilmekti. Ancak maalesef hava koşulları zamanla düzelmedi.
LOT Polish Havayolları’nın normalde Hannover’e uçuşu bulunmuyor. Bir havayolu için, düzenli operasyon yapmadığı bir meydana iniş yapmak, son derecede karmaşık bir lojistik süreç gerektiriyor. Bu durum, sadece yolcuları, uçaktan indirmenin bir yolunu bulmakla sınırlı değil. Aynı zamanda Avrupalı havayollarının, yolculara gerekli özeni gösterme yükümlülüğü nedeniyle, onları nihai varış noktalarına ulaştırmak veya her birisine otel konaklaması sağlamak için de olabildiğince hızlı şekilde bir plan yapılmasını gerektiriyor.
Havayolunun bu planlama için ne kadar çabaladığı kesin olarak bilinmiyor. Ancak 75 yolcu için uygun otel odası bulmak ve/veya gecenin geç saatinde 250 km uzaktaki varış noktasına bu kadar insanı götürmek için birden fazla otobüs bulmak pek kolay değil.
Saatler sonra, uçuşa başladığı noktaya dönmek zorunda kalmak, yolcular için çok kötü bir senaryo olsa da bazen bu durum, bir havayolunun yolcularına karşı yükümlülüklerini yerine getirmesinin en iyi yolu olabiliyor. Çünkü havayolu, kendi merkezinin bulunduğu şehirde, kolaylıkla otel odalarını bloke edebilir, müşteri hizmetleri sağlayabilir, alternatif uçuşlar ayarlayabilir
Yani havayolunun krizi yönetmek konusunda biraz yetersiz kaldığı kesin. Ancak havayoluna “cimri” damgası yapıştırmak pek adil görünmüyor. Çünkü yolcuları geldikleri yere geri götürmek için fazladan bir uçuş yapmak da sanıldığı kadar ucuz bir opsiyon değil.