Havacılık Bülteni-158

THY UÇAĞININ MOTORU KALKIŞTA ALEV ALDI!

Türk Hava Yolları’nın, TK42 sefer sayılı İstanbul-Johannesburg uçuşu için havalanan Airbus A330-300 (TC-JOB) kalkışta motor arızası yaşadı ve tırmanmayı kesti. Uçaktaki yolculardan biri, cep telefonu ile uçağın sol motorunda kalkışın hemen ardından meydana gelen alev uzamasınıı net bir şekilde kaydetti.

Uçakta, havada yakıt boşaltma (dump) sistemi olmadığı için, tek motoru kullanım dışı kalan A330’un pilotları, havada yaklaşık 5 saat turlayıp yakıt harcayarak uçağın ağırlığını azalttı ve daha sonra İstanbul Havalimanı’na sorunsuz bir iniş gerçekleştirdi. Sektörde bir grup, pilotların tek motora kaldıktan sonra 5 saat havada turlamasının uçuş emniyeti ile çeliştiği; acil durum deklare edilip, fazla ağırlıkla da olsa iniş yapması gerektiğini savunurken; buna karşıt grup ise limit üstü ağırlıkla yapılacak inişin daha kötü sonuçlar doğurabilme ihtimali nedeniyle, pilotların doğru karar aldığı görüşünde.

Uçağın penceresinden dışarıyı seyrederken, bir anda kanat ve motorun etrafında oluşan turuncu ve sarı kıvılcımlar ile karşılaşmak oldukça zor ve korkutucu olabilir. Ancak bu tip olaylar çok nadir de olsa gerçekleşebiliyor. Havacılık endüstrisinin teknolojik gelişmişlik seviyesi, bu olayları önlemek için oldukça ileri seviyede.

Motorda çeşitli sebeplerle meydana gelen yağ – yakıt sızıntısı veya basınçlandırma sisteminde yaşanan bir problem, motorun alev almasına neden olabiliyor. Ancak motorlar, kendi içinde tutuşmayı engellemek ve yangını söndürmek için çeşitli sistemler bulunduruyor. Pilotlar böyle bir durumda motora yakıt akışını kesip, motoru tamamen devre dışı bırakıyor. Ardından da motorun kendi yangın söndürme sistemi ile havada duruma müdahale ediyor. Ancak prosedürlere göre yangın havada söndürülse de, uçak en yakın havalimanına acil iniş yapıyor.

Havada motorun alev alması üç potansiyel olumsuz sonuç doğurabiliyor. Motordaki bazı parçalar gevşeyerek sağa sola savrulabilir. Bu esnada sıçrayan parçalar uçağın gövdesine de isabet edebilir. Alev yakıt depolarının da yer aldığı kanada sıçrayabilir. Alevler, uçağın havada kalması için gerekli olan uçuş kontrol yüzeyleri veya hidrolik sistemler gibi mekanik ve elektronik sistemlere zarar verebilir.

Ancak her şeye rağmen bu tip olayların yaşanma ihtimali oldukça düşüktür. Ayrıca uçaklar, çift motorlu olsalar da uçuşun tüm aşamalarını bir motorla gerçekleştirebilecek şekilde tasarlanırlar. Bu yüzden havada bir motorun kaybedilmesi durumunda da risk faktörü oldukça düşük denilebilir. Havada motorlardan birinin kaybedilmesi, faciaya tek yön bilet almış olmak anlamına gelmez.

İSTANBUL HAVALİMANI DÜNYANIN EN İYİ İKİNCİ MEYDANI SEÇİLDİ!

Dünyaca ünlü New York merkezli seyahat dergisi Travel and Leisure Dergisi’nin okuyucuları ile gerçekleştirilen bir anket ile Dünya’nın en iyi 10 uluslararası havalimanı belirlendi. İstanbul Havalimanı, listeye 91.17 puanla ikinci sıradan giriş yaptı ve listenin ilk 10 sırasına en yüksek sıradan giriş yapan havalimanı olmayı da başardı.

Travel and Leisure Dergisi’nin, okuyucuları oyları ile her yıl düzenli olarak gerçekleştirdiği “Dünyanın En İyi 10 Uluslararası Havalimanı” anketi, tüm dünyayı kasıp kavuran Covid-19 salgını sonrası ilk kez düzenlendi. Bu kategoride oy kullanan dergi okurları, havalimanlarını, erişim, check-in, güvenlik, yeme-içme alanları, alışveriş ve tasarım açısından değerlendiriyor. Oylamalar, bu kriterler üzerinden gerçekleştiriliyor.

Pandemi süresince uluslararası birçok sertifikaya layık görülen İstanbul Havalimanı, aldığı bu prestijli ödülle, uluslararası arenada bir kez daha kendini göstermiş oldu.

Listenin zirvesinde 93.45 puanla Singapur Changi Havalimanı yer alırken; ikinci sıradaki İstanbul Havalimanı’nın takipçileri sırasıyla, Seul Incheon, Dubai, Doha Hamad, Tokyo Haneda, Hong Kong, Tokyo Narita, Zürih ve Osaka havalimanları oldu.

Kısa süre önce İngiltere merkezli Skytrax tarafından belirlenen Dünya’nın En İyi Havalimanları sıralamasında, Singapur Changi tam 8 yıl sonra zirvedeki yerini Doha Hamad Havalimanı’na kaptırmıştı. İstanbul Havalimanı ise 102’nci sıradan 17’nci sıraya tırmanarak en çok gelişim gösteren havalimanı olmuştu.

PANDEMİDE EN ÇOK YOLCUYU EMIRATES TAŞIDI!

Birleşik Arap Emirlikleri’nin bayrak taşıyıcısı Emirates, Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) tarafından açıklanan verilere göre, 2020 yılının en yoğun havayolu oldu. Dubai merkezli havayolu, 12 aylık dönemde 15,8 milyondan fazla yolcu taşıdı. Emirates yönetimi, pandemi öncesi seviyelere doğru başarılı şekilde sürdürdükleri ilerleyişin, IATA dijital seyahat pasaportu uygulamasına yönelik hızlı uyum ve şirket çalışanları arasındaki aşılama oranının yüksek oluşundan kaynaklandığına inanıyor.

2021 yılının Temmuz ve Ağustos aylarında da Emirates’in taşıdığı yolcu sayısı, 2020’nin aynı döneminde göre müthiş bir yükseliş gösterdi. Geçtiğimiz yıl, bahsedilen iki aylık süreçte 402.000 müşteriye hizmet veren Emirates, bu yıl ise yaklaşık 1,2 milyon yolcuyu ağırladı.

Salgının zirve yaptığı dönemde, vaka sayılarının hızlı bir şekilde artması, ülkeler arasındaki sınır kısıtlamaları ve diğer faktörler de bir araya geldiğinde, Emirates’in toplam yolcu ve kargo kapasitesi yaklaşık yüzde 80 düştü. Yolcu sayısındaki bu dramatik düşüş, Dubai Emirliği tarafından şirkete sağlanan 2 milyar Dolar tutarındaki devlet yardımına rağmen, havayolunun, 2020 yılını, 5,5 milyar Dolar zararla kapatmasına neden oldu.

Kısa süre önce Dubai sınırları, ziyaretçilere yeniden açıldı ve havayolunun uçuş programı, geçen yılın aynı dönemine kıyasla ciddi şekilde artış gösterdi ve 120’den fazla varış noktasına uçuşlar başlatıldı. Havayolunun, Ekim ayına kadar, 20’den fazla rotaya daha uçuşlara başlaması hedefleniyor. Öte yandan şu anda Emirates çalışanlarının yüzde 95’inden fazlası aşılanmış durumda.

BOEING 787 DREAMLINER TESLİMATLARI NE ZAMAN BAŞLAYACAK?

Temmuz ayında bir kez daha durdurulan Boeing’in 787 Dreamliner teslimatlarının, Ekim ayı sonuna kadar yeniden başlaması beklenmiyor. Üstelik süre daha da uzayabilir.

The Wall Street Journal’da yer alan bir habere göre, ABD’li imalatçı, Federal Havacılık İdaresi FAA yetkililerini, uçağı incelemeye ikna edebilmiş değil. Teslimatlar ilk kez durdurulduğunda Boeing, yaşanan üretim kusurların yalnızca üç haftalık bir gecikmeye neden olmasını bekliyordu. Ancak şu anda teslimatların başlama tarihi konusundaki belirsizliğin, havayolu şirketleri tarafından sipariş iptali furyası başlatabileceğinden endişe ediliyor.

Son olarak 2 Ağustos’ta Boeing yönetimi, FAA yetkilileri ile, uçakların baştan sona daha verimli bir yöntemle incelenmesine ikna etmek üzere bir araya geldi. Boeing kalite güvence uzmanları, FAA yetkililerine, teslimat için bekleyen 100’den fazla uçağın nasıl üretildiğinin incelenmesi için üç uçağı göstermeyi planlıyordu. Ancak Boeing mühendisleri, bunun doğru olmadığını ve üç uçağın, tüm uçakların üretim sürecini yansıtmayacağını söyledi. Bunun üzerine FAA yetkilileri, kaç uçağın örnek olarak gösterilmesi gerektiği ile ilgili şirket içi anlaşmazlıkları raporladı.

Şimdi Boeing yönetimi, envanterin daha geniş bir yansımasını görebilmek üzere 10 uçağın tamamen incelenmesini talep ediyor. Ancak FAA sözcüsü, Boeing’in inceleme teklifini, kendi uzmanları tatmin olana kadar kabul etmeyeceklerini açıkladı.

Krizin boyutu giderek büyümeye devam ederken, Dünya’nın dört bir yanında, çok sayıda havayolu şirketi, üretimi tamamlanan 106 adet Dreamliner uçağını teslim almayı bekliyor. Uçaklara ait ödemelerin büyük kısmı, teslimat sırasında yapıldığı için, krizin devam ettiği her gün, Boeing’in kasasına girecek yaklaşık 25 milyar Dolar da gecikiyor.

Boeing, sorunu çözmek için FAA ile ortak çalışmayı taahhüt etti ve süreç boyunca şeffaf kalacağını açıkladı. Boeing 787 Dreamliner uçaklarının teslimatları, uçakların çeşitli bölgelerinde tespit edilen farklı sorunlar nedeniyle bugüne kadar bir çok defa durduruldu. Temmuz ayında durdurulan teslimatlar, Mart ayında 5 aylık bir aranın ardından yeniden başlamıştı.

Sürekli yaşanan sorunlar, daha önce yaptıkları sözleşmeleri sona erdirmek ve siparişlerini iptal etmek isteyen havayolları için bir avantaj olarak kullanılıyor ve toplu iptallerine yol açma endişesi ile ABD’li imalatçıda ciddi bir kaygı oluşturuyor.

ETIOPHIAN İLE BOEING ARASINDA GİZLİ ANLAŞMA!

Öte yandan 10 Mart 2019’da 157 kişinin yaşamını yitirdiği Boeing 737 MAX kazası yaşayan Etiyopya Hava Yolları, bu uçaklarla uçuşlarına devam etmeyi planladığını duyurdu. Bloomberg’e göre, uçak üreticisi ve havayolu arasında gizli bir anlaşma yapıldı. Havayolunun filosunda bulunan 4 uçağın, gelecek yılın başında hizmete dönmesi bekleniyor.

Havayolunun CEO’su Tewolde GebreMariam, son üç ay içinde Boeing ile anlaşmazlıkları giderdiklerini ve uçakların yeniden uçurulması sürecini başlatacaklarını açıkladı.

Geçtiğimiz yıl, Etiyopya Havayolları kazanın marka değeri üzerindeki olumsuz etkisi için tazminat talep ediyordu. Ancak ABD’li Boeing’in, Etiyopya için önemli bir “ortak” olmaya devam etmesi nedeniyle dava açılmamasına karar verildi.

Kaza nedeniyle şirketler arasında zedelenen ilişkiyi toparlamak ve Afrika havacılık endüstrisinin büyümesine yardımcı olacak yeni bir anlaşma üzerinde çalışılıyor. Bu kapsamda, Etiyopya’yı Afrika’da bir havacılık merkezi olarak konumlandırmak için geçen hafta bir mutabakat zaptı (MoU) imzalandı. Boeing ve Etiyopya, üç yıl boyunca endüstriyel gelişim, havacılık bilgisi, eğitim ve liderlik olmak üzere dört stratejik alanda birlikte çalışacak.

GebreMariam, yeni ortaklık konusunda, Boeing’in havayolunun hedeflerine ulaşması için “kritik” bir öneme sahip olduğunu söyledi.

AIRBUS A320 AİLESİ İÇİN AIRSPACE KABİNİN İLK MÜŞTERİSİ LUFTHANSA

Almanların ulusal havayolu Lufthansa, Airbus’ın tek koridorlu uçak ailesi için geliştirdiği yeni Airspace Cabin konseptinin ilk kullanıcısı oldu. 2018 yılında Airbus’tan sipariş ettiği 80’den fazla yeni A320 Ailesi uçağını Airspace kabinleriyle donatmayı tercih eden Lufthansa’nın hafta içinde bu sipariş paketinden filosuna katılan ilk A321neo uçağında yeni kabin tasarımı hizmete başladı.

Airbus’ın A320 ailesi uçakları için geliştirdiği yeni Airspace kabin tasarımında çok önemli bazı özellikler öne çıkıyor. daha ince yan duvar panelleri, yolculara omuz seviyesinde ekstra kişisel alan yaratıyor. Yeniden tasarlanmış çerçeveler ve tamamen cama entegre edilen güneşlikler sayesinde pencerelerden çok daha iyi bir görüş açısı sunuluyor. Genişletilmiş baş üstü dolapları ile bagaj kapasitesi yüzde 60 artırıldı. Uçağın giriş alanı ve tüm kabin son teknoloji led aydınlatma sistemi ile donatıldı. Hijyenik, temassız özelliklere ve antimikrobiyal yüzeylere sahip yeni tuvaletler de kabinin fark yaratan bir başka detayı olarak öne çıkıyor.

Kabin içi teknolojisi ve yolcu konforu konusunda çıtayı bir hayli yükselten yeni kabin tasarımının, müşterilerin uçuş deneyimi konusunda önemli ölçüde iyileştirme sunarak, endüstrinin yeni ölçütü haline gelmesi bekleniyor.

FİLİPİNLİ HAVAYOLU İFLASTAN KURTULMANIN YOLLAARINI ARIYOR

Geçtiğimiz hafta Amerika Birleşik Devletleri’nde Chapter 11 iflas koruma başvurusunda bulunan Filipin Hava Yolları’nın operasyonlarına devam etmesine ve taze sermaye üretmek için adımlar atılmasına izin verildi.

Bu karar üzerine, pandeminin küresel hava yolu seyahatlerini üzerinde yarattığı büyük tahribatı da göz önüne alan şirket, hayatta kalmak için bir finansal yeniden yapılandırma programını başlattı. İlk adım olarak çoğu Airbus ve Boeing modelleri olmak üzere filodaki 22 uçak, kiralama şirketine iade edilecek.

Şirketin patronu Gilbert Santa Maria, 2024-2025 yıllarına kadar pandemi öncesi seviyelere dönüş beklememeleri nedeniyle filodaki 92 uçağın yaklaşık dörtte bir oranında küçülerek 70 uçağa düşürüleceğini açıkladı.

Filipinler’in ulusal havayolu ayrıca, Airbus ile 2026’dan 2030’a kadar olan bazı siparişleri iptal etme seçeneğiyle birlikte 13 dar gövdeli Airbus uçağının teslimatının ertelenmesi için de pazarlıklara başladı

Şirket yönetimi, atılan adımların başarısızlıkla sonuçlanma ihtiamli olmadığı görüşünde. Önerilen rehabilitasyon planının, 2 milyar dolarlık borçlanmayı temizlemesi hedefleniyor. Şirket ayrıca, havayolunun çoğunluk hissedarı PAL Holdings Inc.’den, 505 milyon Dolar’lık uzun vadeli borç öz sermayesi ve borç finansmanı ile yeni yatırımcılardan 150 milyon Dolar’lık ek borç finansmanı sağlamanın hesaplarını yapıyor. PAL Holding, kısmen Japonların en büyük havayolu ANA Holding’e aittir.

adbanner