Havacılık Bülteni-212

SUNEXPRESS AMERİKA’YA UÇACAK!

Türk Hava Yolları ve Lufthansa’nın %50 ortağı olduğu SunExpress’in merkezi Antalya’da düzenlenen basın toplantısında CEOMax Kownatzki ve Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Çalışkan, şirketin hedeflerini ve çalışmalarını anlattı.

SunExpress, 2022’de, pandeminin yarattığı zorlukların üstesinden gelmekle kalmayıp; rekor sayıda yolcu taşıdı. Zorlu geçmesi beklenen yıl, havayolu için rekorlarla ve ödüllerle dolu bir yıl olarak kayıtlara geçti.

Sezonun en yoğun günü olan 31 Temmuz’da, 50 binden fazla yolcu taşıyarak bir rekora imza atan SunExpress, yılın ilk 9 ayında 8 milyonu aşkın yolcu taşımayı başardı. Havayolu, 2022 yılını 10 milyonun üzerinde yolcu rakamı ile kapatarak büyük bir rekor kırmaya hazırlanıyor.

Max Kownatzki, Muhammed Yılmaz, Ahmet Çalışkan

Türkiye ile Avrupa arasında köprü kurarak, bir turizm elçisi gibi çalışmaya devam eden SunExpress, 2022 yılında uçuş ağında da tarihindeki en büyük genişlemeyi kaydetti. Kış sezonu kapasitesini, 2019’a göre %35 artıran SunExpress, uçuş ağına 15 yeni rota ekleyerek, kış sezonu için tarihinin en büyük uçuş ağına ulaştı.

Havayolunun filosundaki uçak sayısı da kısa süre içinde 60’a ulaşacak. Bu da şirketin, bugüne kadar ulaştığı en yüksek uçak sayısı olacak.

SunExpress 2023’te istihdam açısından büyük bir atılıma hazırlanıyor. Geleceğin Türk pilotlarını yetiştirmek için 2018 yılından bu yana Çoklu Ekip Pilot Lisans Programı’nı yürüten şirket, pandemi döneminde bu programdan mezun olan 117 pilotu kokpite oturttu. Çoklu Ekip Pilot Lisans Programı’na devam etmeyi planlayan SunExpress, önümüzdeki beş yıl içinde, mezun olduktan sonra SunExpress bünyesinde istihdam edilecek 160 pilot yetiştirmenin hazırlıklarını yapıyor.

Yetiştirilmek üzere alınacak pilotlar ile ilgili ilanlar 2023’ün ilk çeyreğinde açılacak. Adaylarda üniversite mezuniyet şartı ve yaş sınırı aranacak. SunExpress, büyüme planları doğrultusunda, 2023’te, 40 adet tecrübesiz yardımcı pilot ve 80 kabin memuru da dahil olmak üzere hat bakım, yer operasyonları ve genel müdürlük pozisyonları için 200’ün üzerinde yeni istihdam yaratmayı planlıyor.

Şirketin önümüzdeki günler için en önemli adımlarından biri de ABD merkezli IAero şirketi ile yapılan wet lease anlaşması. Bu kapsamda SunExpress 4 adet Boeing 737-800 uçağını, kabin ve kokpit ekipleriyle birlikte kiraya verecek. Bu anlaşma  Türkiye’den bir hava yolunun, kabin ve kokpit ekipleriyle birlikte ABD’de gerçekleştirdiği ilk geniş kapsamlı wet lease operasyonu olacak. Aralık 2022 ile Nisan 2023 arasında SunExpress’in 120 kişilik kokpit-kabin ekibi, ABD’de görev yapacak. Genellikle Miami ile Karayipler arasında kısa menzilli uçuşlar yapılacak.

SunExpress, geçtiğimiz günlerde, havacılık sektörünün Oscar’ı olarak bilinen, 100 ülkeden, 14 milyon seyahat severin oylarıyla belirlenen Skytrax 2022 Dünya Hava Yolu Ödülleri’nde“Dünyanın En İyi Tatil Hava Yolu”ödülünün sahibi oldu. Geçtiğimiz üç yıl üst üste 3 kez “Türkiye’nin En İyi Tatil Hava Yolu” seçilen havayolu, başarısını daha da perçinleyip küresel bir düzeye çıkarmış oldu. 

LUFTHANSA’NIN 747’Sİ İSTANBUL’DA 34 SAAT MAHSUR KALDI!

Lufthansa’nın LH754 sefer sayılı Frankfurt- Bangalore’ye uçuşunun yolcularını büyük bir sürpriz bekliyordu. 7500 km menzile sahip uçuşun, D-ABVX tescilli 22 yaşındaki Boeing 747-400 uçağı ile gerçekleştirilmesi planlandı. Uçuş planına göre yolcuların, 8 saat 50 dakika sonra Hindistan’ın silikon vadisi olarak adlandırılan Bangalore’de olması gerekiyordu.

Frankfurt’tan kalkış yapan uçak, 35.000 ft yüksekliğe tırmandı. Ancak Türkiye’nin kuzeyi üzerinde, yolculardan biri, uçağın acil iniş yapmasını gerektiren tıbbi acil durum yaşadı. Kokpit ekibi uçağı kalkıştan yaklaşık 4 saat sonra, İstanbul Havalimanı’na indirdi. Hedef, yolcunun tıbbi destek alması ve yola hızlı bir şekilde devam edilmesiydi.

Lufthansa’nın Boeing 747’si İstanbul’da mahsur kaldı

Maalesef işler beklendiği kadar sorunsuz gitmedi. İniş kararı aldıktan sonra, uçakta acil durumlar için bulundurulan oksijen kaynakları kullanılmıştı ve uçağın Hindistan’a devam edebilmesi için oksijen kaynaklarının değiştirilmesi gerekiyordu.

Bu yüzden yolcular dört saat boyunca uçakta bekletildi. Ancak süreç uzadı. Bu esnada uçucu mürettebatın görev süresi doldu. Bu da onların uçuşa devam edemeyeceği ve yeni bir ekip tahsis edilmesi gerektiği anlamına geliyordu.

Bunun üzerine yolcular terminale alındı. Uçak, İstanbul’a divert kararı verildikten tam 34 saat sonra, Bangalore’ye gitmek üzere yeniden havalandı. İstanbul’dan Bangalore’ye 6 saat 16 dakikalık uçuş sorunsuz tamamlandı ve böylece yolcular yaklaşık 36 saat gecikmeli olarak Hindistan’a ulaşabildi.

Medikal sebeplerle yapılan acil inişler, havayollarının kontrolü dışında olmakla beraber, şirketler için de oldukça maliyetli bir durum. Lufthansa yönetimi yaptığı açıklamayla uçuş emniyeti nedeniyle, acil durumda kullanılan oksijen tüplerinin uçuşa devam etmeden önce değiştirilmesi gerektiğini hatırlatarak, bunun beklenenden daha fazla zaman aldığını ve yolcularının yaşadığı mağduriyetten ötürü üzgün olduklarını belirten bir özür mesajı paylaştı.

Lufthansa’nın Boeing 747’si İstanbul’da mahsur kaldı. Yolcular mağdur oldu.

Yolcular, sosyal medyada Lufthansa’nın krizi iyi yönetemediğinden şikayetçi. Dört saat uçakta oturdukları sürece hiçbir güncelleme ve bilgi alamadıklarını söyleyen yolcular, Lufthansa’nın havalimanının arındırılmış bölümündeki otelde boş oda bulamadığını, özel yolcu salonu erişimi sunulan kişilerin de kapasite sorunu yaşadıklarını belirtiyor. Uçuştaki birçok yolcu, Lufthansa’nın Hintli yolcuları umursamadığına yönelik paylaşımlar yaparken, bazı yolcular, Hintli havacılık otoritelerini bu konuda Lufthansa’ya karşı harekete geçmeye bile çağırdı.

34 saat boyunca terminalde mahsur kalmak, özellikle yaşlılar ve küçük çocukları olan yolcular için oldukça zordu. Bazı yolcuların, kendi e-vizelerini alarak otele gidip dinlendikleri bildirildi. Yolcuların bir kısmı ise İstanbul Havalimanı’ndaki ücretsiz Wi-Fi hizmetiyle ilgili sıkıntı yaşadıklarını paylaştı.

A320ceo UÇAKLARINA YENİ WINGLET SEÇENEĞİ GELİYOR!

Idaho merkezli Amerikan havacılık şirketi Tamarack, mevcut kıvrık kanat ucu winglet tasarımını, Airbus A320 ailesinin bir önceki nesli uçaklarına uygulayarak, bu uçakların yakıt tüketimini yüzde 15 azaltmayı vadediyor.

Tamarack, kanatların taşıma kuvvetini iyileştirmek için geliştirilen, kompozit kanat uzantısı Smartwing isimli tasarımını başlangıçta Cessna Citation Jet ailesi uçakları için geliştirdi. Ardından Beechcraft King Air uçakları için kullanılabilir hale getirilen tasarım, şimdi daha büyük jet motorlu uçaklar için potansiyel avantajlar sunuyor.

Şirketin kurucusu ve CEO’su Nick Guida, bu teknolojinin geliştirilebilir olduğu düşüncesinde. Tamarack’ın Smartwing isimli tasarımı, A320ceo ailesi uçaklarına entegre edildiğinde, her bir kanat 1,8 metre uzunluğunda ve 2,4 metre yüksekliğinde winglet yapısına sahip olacak. Bu ölçüler, müşteri tarafından talep edilmesi halinde değiştirilebilir olacak.

Tamarack, Smartwing isimli winglet tasarımını A320’ya uyarladı

Şirket, önümüzdeki 1 yıl içinde bir A320ceo ile uçuş testi aşamasını başlatmayı planlıyor ve 2-3 yıl içinde ek tip sertifikasının alınması hedefleniyor.

Tamarack, uçağın operasyonel koşullarına bağlı olarak, Smartwing’in entegre edildiği A320 uçaklarında, yakıt tüketiminde yaklaşık yüzde 10 ila 15 oranında bir tasarruf öngörüyor. Şirket, bu tasarımını yapısal parça tedarikçileri, MRO kuruluşları ve uçak kiralama şirketlerinden oluşan bir ortak girişim aracılığıyla pazarlayacak. Airbus’ın projeye katılımının bu aşamada gerekli olmadığı düşünülüyor.

CEO Guida, bahsedilen konsorsiyum kurulduğunda, Airbus’ın kapısını daha güçlü ve etkili bir şekilde çalabilecekleri görüşünde. Avrupalı ​​uçak üreticisi Airbus, müşterilerine şu anda A320ceo ailesi uçakları için bir winglet opsiyonu sunuyor.

BOEING 737 MAX -7’NİN SERTİFİKASYONU ZORA GİRDİ!

Wall Street Journal’da yer alan bir habere göre, Boeing, ABD Federal Havacılık İdaresi – FAA’ye, 737 MAX 7 uçakları için devam eden sertifikasyon sürecinin parçası olarak sunması gereken bazı önemli belgeleri tamamlayamadı. FAA, Boeing’ten, insan faktörü varsayımlarını içermeyen felaketler olarak sınıflandırılan bazı tehlikeli durumları yeniden gözden geçirmesini istedi. Eksik bilgiler nedeniyle sertifikasyon sürecinin sonuçlandırılamadığı belirtilirken, bu gelişme, 737 MAX ailesinin en küçük varyantı olan 737 MAX 7 uçaklarının teslimatlarının başlangıç takvimi hakkındaki endişeleri daha da artırdı.

ABD Kongresi tarafından yeni bir uzatma gelmezse, FAA tarafından 737 MAX 7 ve 737 MAX 10 uçaklarının sertifikasyonu için belirlenen son tarih Aralık 2022. Boeing, bu tarihe kadar sertifikasyon sürecini tamamlayabilirse, yeni modern kokpit uyarı standartlarını karşılamak zorunda kalmadan, uçakların teslimatına başlayabilecek. Aksi halde tüm uçakların kokpitlerini yeniden tasarlamak zorunda kalabilir. Bu senaryo yaşanacak gecikme ve olağanüstü mali zararın yanında, 737 MAX ailesi uçakları arasında kokpit standartizasyonunu ortadan kaldırabilir. 

Boeing 737 MAX-7’nin sertifikasyon sürecinde yeni gelişme

Yeni standartlar, 346 kişinin yaşamını yitirdiği ve 737 MAX uçaklarının yaklaşık 2 yıl boyunca uçuşlardan çekilmesine neden olan iki kazanın ardından, 2020’nin sonlarında ABD Kongresi tarafından, FAA’nın sertifikasyon sürecinin bir parçası olarak zorunlu kılınmıştı.

Boeing daha önce, MAX 10 varyantı için önümüzdeki yaz sezonundan önce onay almayı beklemediğini duyurmuştu. Geçtiğimiz hafta yapılan yeni bir açıklamayla, uçuş emniyetinin her şeyden önemli olduğu vurgulanırken, MAX 7’yi sertifikalandırmak için tüm gerekliliklerin karşılanacağı belirtildi. Boeing’in açıklamasında ayrıca, FAA’ye sunulan belgelerde eksiksiz ve şeffaf olmaya öncelik verilmeye devam edileceği ibaresi de yer aldı.

Uçakların sertifikasyon süreci, Federal Havacılık İdaresi tarafından kapsamlı evrak teslimi ve emniyet değerlendirmelerinin ayrıntılı bir incelemesini gerektiriyor.

FAA, uçak üreticisinin MAX 7’nin sertifikasyon sürecini bu yıl içinde tamamlayabileceği endişesini açık şekilde dile getirdi. MAX 10’un sertifika onayı bazı MAX 7 belgelerine bağlı olduğu için FAA’nin önce MAX 7 için yeşil ışık yakması gerekiyor.

SÜRDÜRÜLEBİLİR HAVACILIK YAKITI UCUZLAYACAK MI?

Tüm dünya iklim değişikliği ile mücadele kapsamında, karbondan uzaklaşmak için yeni stratejiler geliştiriyor. Havacılık endüstrisinde sıfır emisyon hedefi doğrultusunda atılan en somut adımlardan biri sürdürülebilir havacılık yakıtı. Ancak piyasadaki mevcut arz talep dengesi, üretim, lojistik ve alt yapı maliyetleri nedeniyle, sürdürülebilir havacılık yakıtı kerosene göre ortalama 5 kat daha pahalı.

Lanzajet, etanolden sürdürülebilir havacılık yakıtı üretecek

Sürdürülebilir yakıt teknolojisi şirketi olan LanzaJet, hafta içinde Microsoft’un kurucusu Bill Gates’in desteklediği Breakthrough Energy fonundan 50 milyon Dolar’lık ilk proje finansmanını aldığını duyurdu. Bu para, ABD’nin Georgia Eyaleti’nde bulunan, dünyanın ilk alkolden jet yakıtı üretim tesisinin geliştirilmesi için kullanılacak. Düşük faizli kredi, çeşitli teşvikler ve diğer mali sübvansiyonlardan sağlanan destekler de buna eklendiğinde, LanzaJet’in üreteceği SAF’ın fosil bazlı jet yakıtı ile aynı fiyat paritesine ulaşması hedefleniyor.

LanzaJet CEO’su Jimmy Samartzis, küresel iklim sorununa yanıt vermek için aciliyet duygusuyla çalıştıklarını söylerken, etkiyi en üst düzeye çıkarmak ve dünya çapında önemli miktarlarda sürdürülebilir havacılık yakıtı sağlamak üzere teknolojilerini ölçeklendirmek için yapacakları ortaklıkların önemli olduğu görüşünde. Breakthrough Energy’nin finansmanı ile tesisin hızlı ve uygun maliyetli bir şekilde inşa edilmesi sağlanacak. Üretilecek SAF’nın küresel pazara giriş hızı artırılarak emisyonların azaltılması daha hızlı gerçekleşecek.

LanzaJet’in iki yıldır inşa etmeye çalıştığı Soperton şehrindeki Freedom Pines Fuels tesisinde, üretimin 2023’te başlaması ve yılda bir milyar galondan fazla SAF üretilmesi hedefleniyor. LanzaJet’in üreteceği yakıtta, Brezilya’daki şeker kamışı, Çin’deki atık gaz veya ABD’deki mısır gibi kaynaklardan elde edilen etanol kullanılacak. Çeşitli işlemlerden sonra, kimyasal olarak yenilenebilir dizel yakıt veya sürdürülebilir havacılık yakıtına dönüştürülecek. Hammaddeye bağlı olarak, üretilecek sürdürülebilir havacılık yakıtı, geleneksel kerosen bazlı yakıta kıyasla CO2 emisyonlarında %70 ile %85 arasında azalma sağlayacak.

LanzaJet, Microsoft İklim İnovasyon Fonu’ndan aldığı 50 milyon Dolarlık desteğin yanı sıra ABD Enerji Bakanlığı’ndan 14 milyon dolarlık bir hibe de aldı. Şirket ayrıca British Airways ve Shell gibi şirketler tarafından da destekleniyor.

adbanner