Havacılık Bülteni-232

AN-225 KURTARILABİLİR MİYDİ?

Rusya’nın hava saldırılarının ardından kullanılamaz hale gelen, dünyanın en ikonik uçak modellerinden biri olan Antonov An-225 Mriya’nın imha edilmesine ilişkin soruşturma tamamlandı. Ukrayna Gizli Servisi (SSU), Antonov’un eski İcra Kurulu Başkanı’nın, saldırıdan önce uçağı güvenli bir yere göndermek üzere gerekli talimatı vermediğini ortaya çıkardı.

Soruşturmayı Ukrayna Ulusal Polisi (NPU) ile ortak yürüten SSU, An-225’in teknik olarak, Ukrayna dışına uçmasına izin vermeye uygun durumda olduğu sonucuna vardı. Ancak Antonov’un eski CEO’su Serhiy Bychkov, uçağın bölgeden tahliye edilmesi için gerekli talimatı vermedi ve uçağın sigorta sözleşmesinin de zamanında uzatılmasını sağlayamadı.

Sonuç olarak, Ukrayna devletine ait Antonov şirketi, uçağın sigorta işlemleri için 1 milyon Dolar’dan fazla zarar etti. SSU’nun yaptığı soruşturma sonunda, Ukrayna devletinin An-225 Mriya’nın imhası nedeniyle toplamda 228,4 milyon Dolar kaybettiği tahmin ediliyor.

SSU, toplanan kanıtlara dayanarak, şirketin eski CEO’su hakkında, ağır sonuçlara yol açan ciddi ihmal maddesi uyarınca işlem yapılması yönünde kanaat bildirdi. Yapılan resmi açıklama ile işlenen suçun tüm koşullarını belirlemek ve ilgilileri adalet önüne çıkarmak için kapsamlı önlemler alındığı da duyuruldu.

Antonov An-225 Mriya, Antonov tarafından Sovyet yapımı uzay aracı Buran da dahil olmak üzere büyük boyutlu kargoları taşımak üzere tasarlandı ve sadece 1 adet üretildi. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından uçak, Antonov Havayolları’nın ticari kargo operasyonları amacıyla kullanılmasına karar verilmeden önce yaklaşık 7 sene atıl durumda bekledi.

Uçağa adını veren ve Ukrayna dilinde Rüya anlamına gelen Mriya, Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ilk aşamasında, Antonov’un merkezi olan Kiev yakınlarındaki Hostomel Havalimanı’nda bakım yapılmak üzere beklediği hangarda, hava saldırılarının etkisiyle kullanılamaz hale geldi. Antonov, ikinci An-225 üzerinde çalışmaya Kasım 2022’de yeniden başlandığını doğruladı. İmha edilen uçaktaki parçaların %30’unun yeniden kullanılabileceği tahmin ediliyor.

Antonov, ikinci An-225’i inşa etmek için 500 milyon Euro’luk bir başlangıç ​​bütçesine ihtiyaç duyulacağını da tahmin ediyor. Daha önce Boarding Info için hazırladığımız bir videomuzda, An-225’in tarihine derinlemesine bir yolculuk yapmıştık. Merak edenlerin göz atmasını tavsiye ederiz.

DÜNYANIN EN YOĞUN HAVALİMANLARI

Dünya genelinde yaklaşık 2.000 havalimanını temsil eden bir ticaret birliği olan Uluslararası Havalimanları Birliği (ACI) hafta içinde yolcu trafiği, kargo hacmi ve uçak hareketliliği açısından, dünyanın en yoğun havalimanlarını açıkladı.

ACI’ye göre 2022’de küresel hava trafiği, 2019’daki seviyelerinin %73,8’ine ulaştı ve uçakla seyahat eden yolcu sayısı yaklaşık 7 milyar olarak gerçekleşti. 2022’de iç hat pazarı, 2019 seviyelerinin %80’i ve uluslararası pazardaki seviyelerinin ise %60’ına gelebildi. Ayrıca 2022’de bazı bölgelerde, pandemi nedeniyle personel çıkaran havalimanlarının, bir anda geri gelen aşırı yolcu talebine cevap veremedikleri ve oluşan kapasite artışları nedeniyle sıkıntılar çektikleri görüldü. Bu da açıklanan rakamlara yansıdı.

ACI, küresel yolcu trafiğinin 2023’te 2019 seviyelerinin %92’sine ulaşmasını bekliyor. Pandemi öncesi seviyelerin en erken 2024’te yakalanabileceği öngörülüyor.

En fazla yolcuya ev sahipliği yapan havalimanları sıralamasının ilk dört sırası, bir önceki yıla göre değişmedi. 2021’e göre yolcu sayısını yüzde 23,8 oranında artırarak 93,7 milyon yolcuyu ağırlayan Atlanta Hartsfield-Jackson Havalimanı, zirveyi yine kimseye kaptırmadı.

Listenin ikinci sırasında, bir önceki yıla göre yolcu sayısını yüzde 17.5 artırarak 73,4 milyon yolcuya ulaşan Dallas/Fort Worth Havalimanı yer aldı. Üçüncü sıradaki Denver Havalimanı, 2021’e göre yolcu sayısını yüzde 17.8 artırarak 69,3 milyon yolcuyu ağırladı. Chicago O’Hare Havalimanı ise yolcu sayısındaki yüzde 26.5’lik artışla 68,3 milyon yolcuya ev sahipliği yaptığı 2022’de, dünyanın en yoğun dördüncü havalimanı olmayı başardı.

İlk 4 sıradaki ABD hegamonyasının ardından, beşinci sırada Dubai Havalimanı yer aldı. 2019’da bu listenin dördüncü sırasına kadar yükselen Dubai, pandemi nedeniyle 2021’de 27’inci sıraya kadar düşmüştü. 2022’de beşinciliğe tırmanan Dubai Havalimanı, yıl boyunca 66 milyon yolcu ağırladı. Bir önceki yıla göre yolcu sayısını yüzde 127 artırmayı başardı.

Listenin altıncı sırasında yine bir ABD’li havalimanı var. 2019’da üçüncülüğe kadar yükselen, 2021’de beşinci sırada yer alan Los Angeles Havalimanı, yolcu sayısını 2021’e göre yüzde 37.3 artırarak 65.9 milyon yolcu ağırlamış olsa da 2022’deki sıralamada kendine altıncı sırada yer bulabildi.

Listenin yedinci sırasında İstanbul Havalimanı yer aldı. 2019’da dünyanın en yoğun 28’inci havalimanı durumundaki İGA İstanbul Havalimanı, listede zirveye doğru yaptığı yolculuğunu istikrarlı bir şekilde sürdürüyor. 2021’de 14’üncü sıraya tırmanan İstanbul’un dünyaya açılan kapısı, 2022’de ise dünyanın en yoğun yedinci havalimanı olmayı başardı. Yıl boyunca 64.3 milyon yolcuyu ağırlayan havalimanı, yolcu sayısını 2019’a göre yüzde 23; 2021’e göre ise yüzde 73.8 artırdı.

Sekizinci sırada Londra Heathrow var. Pandemi öncesinde dünyanın en yoğun yedinci havalimanı konumundaki Heathrow, İngiltere’nin yoğun karantina koşulları ve sınır kapatma kuralları nedeniyle 2021 yılında listenin 54’üncü sırasına kadar düştü. 2022’de yeniden ilk 10’a dönmeyi başaran Heathrow, yıl boyunca 61.6 milyon yolcu ağırladı. Bu yolcu sayısı 2019’daki rakamların yüzde 23.8 altında. Ancak 2021’e göre yolcu sayısını yüzde 217.7 artırarak en büyük sıçramayı gerçekleştirdi.

Dokuzuncu sırada Hindistan’ın Yeni Delhi Havalimanı yer aldı. 2019’da 17’inci, 2021’de 13’üncü olan Delhi de yükselişini 2022’de sürdürerek ilk 10’a girmeyi başardı. 59.5 milyon yolcuya ev sahipliği yapan Delhi Havalimanı, 2021’e göre yolcu sayısını yüzde 60 artırmış olsa da 2019’daki yolcu sayısının hala yüzde 13 gerisinde.

2021’de 31’inci sıraya kadar gerileyerek büyük hayal kırıklığı yaşayan Paris Charles de Gaulle Havalimanı, 2022’de ilk 10’a yeniden döndü. Pandemi öncesi listenin 9’uncu sırasında yer alan Charles de Gaulle, 2022’de 57.4 milyon yolcu ağırladı. 2021’e göre yolcu sayısını yüzde 119 artıran havalimanının, 2019’da ise yüzde 25 daha fazla yolcusu vardı.

2021’de en işlek 10 havalimanından beşi Amerika Birleşik Devletleri’nde yer aldı. ABD’li havalimanlarının bu güçlü performansının arkasında, iç hat pazarındaki toparlanma yatıyor. İlk 10’da yer alan ABD’li havalimanlarının tümünde iç hat trafiğinin payı, %75 ila %95 arasında değişiyor.

Uzun yıllar sonra bu yıl ilk kez, Çin’deki hiçbir havalimanı, dünyanın en yoğun ilk 10 havalimanı listesine giremedi. Bundaki en önemli neden ise Çin’in çok sert yaptırımlar içeren sıfır COVID politikasını sürdürmek konusundaki kararlılığıydı. ABD’nin ardından Çin, dünyanın en büyük ikinci iç hat pazarına sahip ülkesi durumunda.

Uluslararası yolcu sayısına göre en işlek havalimanları listesinin zirvesinde her sene olduğu gibi bu yıl da Dubai Havalimanı var. 2022’de 66 milyonun üzerinde dış hat yolcusuna hizmet veren Dubai, uluslararası yolcu sayısını 2021’e göre yüzde 127 artırmış olsa da 2019’un yüzde 23.5 gerisinde.

Listenin devamında sırasıyla Londra Heathrow, Amsterdam Schiphol ve Paris Charles de Gaulle yer alırken; İstanbul Havalimanı ise uluslararası yolcu sayısı en yüksek beşinci havalimanı oldu. 2019’da bu listede 14’üncü sırada yer alan İstanbul Havalimanı, 2021’de ikinci sıraya kadar yükselmişti. Ancak Avrupa’daki pandemi kısıtlamalarının ortadan kalkmasıyla 2022’de beşinci sıraya geriledi. İstanbul Havalimanı’nın 2022’de uluslararası yolcu sayısı 48.5 milyon olarak gerçekleşti. Bu rakam 2019’a göre yüzde 22.6 ve 2021’e göre 83.3’lük bir artışı işaret ediyor.

İstanbul Havalimanı’nın ardından altıncı sırada Frankfurt, yedinci sırada Madrid Barajas, sekizinci sırada Doha Hamad, dokuzuncu sırada Singapur Changi ve onuncu sırada Londra Gatwick Havalimanları yer aldı.

Kargo hacmi açısından 2022’de dünyanın en yoğun havalimanları listesinin ilk iki sırası yine değişmedi. Zirvede 4.2 milyon metrik ton kargo ile Hong Kong yer alırken; onu 4 milyon metrik ton ile Memphis Havalimanı izledi. Bu iki havalimanı, listenin zirvesindeki yerlerini çok uzun zamandır kimselere kaptırmıyor olsa da her iki havalimanı da hem 2019 hem de 2021 rakamlarının altında bir kargo yoğunluğuna sahip. Listenin devamında sırasıyla Alaska Anchorage, Shanghai, Louisville, Seul Incheon, Taipei, Miami, Los Angeles ve Tokyo Narita Havalimanları bulunuyor.

Havalimanına yapılan iniş kalkış sayılarını ifade eden uçak hareketliliği konusunda da dünyanın en yoğun havalimanları listesinin zirvesi uzun zamandır değişmiyor. 2022’de zirvede 724.145 hareket ile yine Atlanta Hartsfield Jackson yer alırken; onu 711.566 hareketle Chicago O’Hare takip etti. Her iki havalimanı da 2019’daki rakamların gerisinde olsa da 2021 rakamlarının üzerine çıkmayı başardı.

İlk 9 sıradaki havalimanlarının tamamını ABD’deki havalimanlarının oluşturduğu bu listenin 10’uncu sırasında ise 425.890 uçak hareketi ile İstanbul Havalimanı yer almayı başardı. Bu listede 2019’da 54’üncü, 2021’de 33’üncü sırada yer alan İstanbul Havalimanı, bu yıl ilk 10’a girmeyi başararak bu konuda da iddialı olduğunu gösterdi. İGA İstanbul Havalimanı’ndaki uçak iniş kalkış sayısı, 2019’a göre yüzde 29.1 ve 2021’e göre yüzde 52 artış gösterdi.

A350’NİN KARGO VARYANTI ÜRETİLMEYE BAŞLANDI!

Avrupalı imalatçı Airbus’ın, 2025 yılında hizmete başlamasını planladığı A350F (kargo) uçağının üretimi resmi olarak başladı. Dünyanın en verimli geniş gövde kargo uçağı olarak lanse edilen A350F’yi oluşturacak ilk parçaların üretimi tamamlandı. Fransa’nın Nantes şehrindeki Airbus Atlantic tesislerinde üretilen ilk parçalar kısa süre içinde, birleştirilmeye başlanacakları Montoir-de-Bretagne’de bulunan Airbus’ın diğer tesisine nakledilecek.

Airbus’ın uçağa ait ürettiği ilk parçalar, uçağın merkezi kanat kutusunu, kanatlara birleştiren bağlantı parçaları ile yan gövdeye tutturan çerçeveler oldu. Tasarıma göre, uçağın üretimi tamamlandığında, merkezi kanat kutusu 6,5 m uzunluğunda x 5,5 m genişliğinde ve 3,9 m yüksekliğinde olacak.

Airbus, merkezi kanat kutularının imalatına yabancı değil. Zira bu parçalar A350’nin yolcu versiyonları için üretilenlere benziyor. Ancak uçağın kargo varyantındaki merkezi kanat kutusu, en ağır paletleri ve konteynerleri desteklemek için, güçlendirilmiş zemin kirişlerine sahip olmasıyla ayrışıyor. Airbus Atlantic, Nantes fabrikasındaki üretim hattını, Airbus A350’nin hem yolcu hem de kargo uçağı modelleri için gereken parçaların aynı anda üretimini sağlayacak şekilde değiştirmişti.

Airbus A350F, 2025 yılında hizmete girdiğinde, Boeing 747F’den %40 daha az yakıt tüketerek, kargo uçağı pazarına rakipsiz bir verimlilik getirmeye hazırlanıyor. Bu duruma, şu anda dünyanın en verimli geniş gövde uçak motorları olan Trent XWB motorları da katkı sağlıyor. Uçak aynı zamanda ICAO’nun 2027’de yürürlüğe girmesi beklenen karbon emisyonu standartlarına uyan tek geniş gövde kargo uçağı da olacak.

Airbus A350F, maksimum 109 ton yük ile 13500 km uçabilecek. Toplam kapasitesi neredeyse MD-11 ile aynı olan A350F, en yakın rakibi Boeing 777F’den %10 daha yüksek yük taşıma kapasitesine sahip olacak. Aynı mürettebat üyeleri, aynı teknisyenler ve aynı yedek parçaların çoğu, iki uçak arasında değiştirilebildiğinden, yolcu Airbus A350 ile filo ortaklığı da operatörler ve havayolları için büyük bir avantaj olarak belirtiliyor. Airbus, tüm bu özelliklerin bir araya gelmesi sayesinde, A350F’nin müşterilerine uçağın ömrü boyunca en az 50 milyon Dolar’lık ekstra değer yaratacağını iddia ediyor.

Pandemi sırasında hava kargo pazarı müthiş bir patlama yaşadı. Son dönemde biraz azalmış gibi görünse de kargo uçağına olan talep hala çok fazla. Giderek daha fazla sayıda eski yolcu uçağının da kargo uçağına dönüştürülmesiyle, hava kargo pazarı, uçak sayısı anlamında en kalabalık dönemini yaşıyor.

Airbus, şimdiye kadar Airbus A350F için Singapur Havayolları’ ve Etihad’dan yedişer; Air France ve KLM’den dörder sipariş dahil olmak üzere, toplamda 35’in üzerinde sipariş aldı. Airbus A350F’nin lansman müşterisi Singapur Havayolları Cargo olacak.

Öte yandan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in Çin ziyareti, Airbus için önemli sonuçları beraberinde getirdi. Avrupalı imalatçı, Çin’de yeni bir Son Montaj Hattı (FAL) açacağını ve Çinli havayollarından çok sayıda uçak siparişi alacağını duyurdu.  Yerel bir şirketle Sürdürülebilir Havacılık Yakıtları (SAF) konusundaki iş birliğini artırmak için çeşitli anlaşmalar imzaladı.

Yeni tesis, Airbus’ın, A320 ailesi uçakları için oluşturduğu, 2008’den beri faaliyetine devam eden Tianjin’deki son montaj hattının sahip olduğu yeteneklerini genişletecek. 2025’in sonuna kadar faaliyete geçeceği açıklanan yeni tesis, Airbus için Çin’deki kırılgan ekosistem içinde daha fazla esneklik yaratacak.

Tianjin’de üretilen ilk A320 2009’da; ilk A321neo ise Mart 2023’te teslim edildi. Airbus CEO’su Guillaume Faury, pazarın ihtiyacını karşılayabilmek için 2026’da A320 ailesi uçaklarını, ayda toplam 75 adet üretmeyi hedeflediklerini duyurdu.

Airbus ayrıca China Aviation Supply Holding Company (CAS) ile 150 adet A320 ve 10 adet A350-900 olmak üzere 160 uçak için satış ve servis anlaşması yaptı. Siparişin resmileşmesi için, Çin Hükümeti’nin onayı bekleniyor.

Airbus ile Çin Ulusal Havacılık Yakıt Grubu (CNAF) arasında Eylül 2022’de imzalanan ilk sözleşme uyarınca, Mart ayı sonunda 17 teslimat uçuşu ve ilk ticari uçuş gerçekleştirildi. Hafta içinde yapılan yeni bir Mutabakat Zaptı (MoU) ile Sürdürülebilir Havacılık Yakıtları (SAF) için üretim, rekabetçi uygulama ve ortak standartlar oluşturma konularında Çin-Avrupa işbirliğinin yoğunlaştırılması amaçlanıyor.

Airbus ayrıca A330 ve A350 uçakları için de Çin’deki varlığını genişletmeye hazırlanıyor. İlk olarak 2017’de A330 teslimatlarını tamamlamak için açılan geniş gövde tamamlama ve teslimat merkezi (C&DC) ürün gamına Haziran 2021’de A350 de eklendi ve uçağın ilk teslimatı da yapıldı.

Avrupalı ​​liderlerin Çin’e yaptığı ziyaretler, bugüne kadar hep Airbus için önemli atılımları da beraberinde getirdi. 2006’da dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın Çin ziyareti, Airbus’ın Tianjin’deki son montaj hattını açma kararının somutlaşmasını sağlamıştı. Airbus, Chirac’ın ziyareti sırasında Çinli havayollarından 300 uçaklık bir sipariş de almayı başardı.

Airbus’a göre ve Çin’in işbirliği 2015 yılına kadar 500 milyon Dolarlık bir değere ulaştı.

Çinli havayollarından Airbus’a en son uçak siparişi ise Kasım 2022’de Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un ülkeyi ziyareti sırasında geldi. 132 adet A320neo ailesi ve sekiz adet A350 uçağından oluşan toplam 140 uçaklık sipariş, ülkedeki havayolları arasında bölüştürüldü.

THY’DEN YOLCULARA ÜCRETSİZ MESAJLAŞMA HİZMETİ!

Türk Hava Yolları, yolcuları için gökyüzünde yeni bir hizmet başlattığını duyurdu. Buna göre THY, yurt dışı uçuşlarında tüm Miles&Smiles üyelerine sınırsız ve ücretsiz mesajlaşma hizmeti sunmaya başlayacak. THY’nin sadakat programı Miles&Smiles için kaydolmak ücretsiz. Yolcular uçağa binmek için havalimanında hatta kalkış yapmadan önce uçakta bile üyelik işlemlerini tamamlayarak, uçak içinde Wi-Fi üzerinden verilecek bu ücretsiz hizmeti kullanabilecek.

WhatsApp, Messanger, iMessage başta olmak üzere çeşitli uygulamalar aracılığıyla sınırsız ücretsiz mesajlaşma yapılabilecek olan THY yolcuları, bant genişliği kullanımı sınırlı olduğu için, bu hizmet kapsamında resim veya video gönderemeyecek veya alamayacak.

Uygulamaya alınan hizmet ilk olarak Türk Telekom’un internet erişimi olan uçaklarda başlayacak, daha sonra kademeli olarak uçak içi Wi-Fi hizmeti bulunan tüm uçaklara yaygınlaştırılacaktır.

Türk Hava Yolları, uçakta ayrıca premium yolcularına daha kapsamlı Wi-Fi paketleri de sunmaya devam ediyor:

Miles&Smiles Elite veya Elite Plus üyesi olan business class yolcuları, uçuşlarında sınırsız ve ücretsiz Wi-Fi erişiminden yararlanabiliyor. Diğer business class yolcuları ise 1 GB’a kadar ücretsiz Wi-Fi hizmeti alabiliyor.

Business class yolcusu olmayan Miles&Smiles Elite veya Elite Plus üyeleri ise uçakta 400 MB ücretsiz Wi-Fi hizmeti almayı sürdürürken, ücretsiz mesajlaşma hizmetinden yararlanabiliyor.

Miles&Smiles Classic Plus üyeleri ise 250 MB ücretsiz Wi-Fi hizmetinin yanı sıra ücretsiz mesajlaşma hizmetinden faydalanıyor. Business class yolcularına ise 1 GB ücretsiz Wi-Fi hizmeti sunuluyor.

Havayollarının sadece premium kabinlere değil, uçaktaki tüm yolcuların seyahat deneyimini geliştirmek için yatırım yapması, tüm seyahat severler için güzel bir gelişme. Uçak içinde ücretsiz mesajlaşma hizmeti sunulması, yolcular için gerçek bir katma değer olarak yorumlanıyor ve seyahat severler tarafından uzun uçuş sürelerinin daha keyifli geçmesi için bir fırsat olarak görülüyor.

Uçaklarda bant genişliğinin çok sınırlı bir kaynak olması ve Türk Hava Yolları’nın da uçaklarında son teknoloji bir Wi-Fi hizmetinin olmaması en büyük dezavantajlar olarak gösteriliyor. Bu sebeple uçak içinde Wi-Fi hizmetini ne kadar çok kişi kullanırsa, hizmet o kadar yavaşlıyor.

Bu sebeple THY’nin resim veya video hizmeti olmadan mesajlaşma hizmetini ücretsiz tüm yolcuların kullanımına açmasının bant genişliği krizi yaşamadan üretilebilecek en adil seçenek olduğu düşünülüyor. Ancak bu hizmeti kullanan kişi sayısı bir anda katlanarak artarsa, gökyüzünde bunun nasıl bir etkisi olabileceği de soru işareti. Uçak içi bant genişliği sınırlı olsa da hizmetin tüm yolcuların erişimine açılması seyahat severlerin takdir edeceği ve THY adına önemli bir gelişme olarak yorumlanabilir.

AMSTERDAM SCHIPHOL’DE UÇUŞ KISITLAMASINA MAHKEME ENGELİ!

Çevre ve sürdürülebilirlik, havacılık endüstrisinin, son dönemlerde en önemli tartışma konularından biri. Hollanda hükümeti de bu konuda bazı sert adımlar atmaya hazırlanıyor. Olağanüstü uçuş bağlantılarına sahip olması ve beğenilen terminal düzeni ile tanınan Amsterdam Schiphol Havalimanı, Avrupa’nın önde gelen aktarma merkezlerinden biri olma statüsünü kaybetmesine neden olabilecek bir süreçle karşı karşıya.

2022’nin ortalarında, Amsterdam Schiphol Havalimanı’nda, yeni bir “yeşil” uçuş sınırı konusunda geliştirilen planlar açıklandı. Hollanda hükümeti, gürültüyü en aza indirmek için bir kapasite sınırı önerdi ve Schiphol’ün yıllık uçuş kapasitesinin 2024 yılına kadar %12 azaltılarak 440.000 uçuşa indirilmesi gündeme geldi. Şu anda yılda 500.000 uçuşa kadar hizmet verebilen havalimanı için daha önce duyurulan büyüme planı ile yılda 540.000 uçuşa ev sahipliği yapmasıbeklenirken; ortaya atılan yeni plan, havalimanındaki trafiğin yılda 440.000 uçuşa düşürülmesini önerildi. Ülkenin ulusal havayolu KLM, başta olmak üzere çok sayıda havayolu bu karara itiraz edip, kararı mahkemeye taşıdı.

Schiphol’deki uçuş trafiğinin yaklaşık %60’ını oluşturan ulusal taşıyıcı KLM Group, bu önerinin yerel ekonominin gelişimi için belirlenen hedeflerle çeliştiğine ve istikrarlı bir ulusal havayolu olarak faaliyetlerini sürdürmelerini olumsuz etkileyeceğine inanıyor. KLM, daha önce üzerinde anlaşmaya varılan uçuş planlamalarına dayanarak, havalimanına ve gelecekteki filosuna önemli yatırımlar yaptığını savundu.

Schiphol, 2022’de ev sahipliği yaptığı yaklaşık 53 milyon yolcu ve havalimanına bağlı yaklaşık 300.000 iş ile üçüncü en büyük küresel bağlantı merkezi konumundaydı.

KLM’nin yasal temsilcileri, hükümet tarafından önerilen kısıtlama kararının “yanlış hesaplamalara ve güncel olmayan verilere” dayandığını iddia etti. Ulaştırma Bakanlığı’nın, sonuçlarını tam olarak düşünmeden, kapasite kısıtlaması önerisinin dayattığı öne sürüldü.

Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), Schiphol için önerilen bu sınırlama kararına karşı çıkarken, Hollanda hükümetinin son değil de ilk çare olarak uçuş kısıtlaması uygulama fikriyle AB kurallarını ihlal ettiğini açıkladı. AB yönergelerine göre, hükümet, yeni havalimanı düzenlemeleri için dengeli bir yaklaşım izlemek zorunda. Ancak Hollanda hükümeti, planının AB yasalarına uygun olduğunu savunuyor.

Eleştirmenler, böyle bir kısıtlamanın hayata geçirilmesinin, ülkenin GSYİH’sına önemli ölçüde katkıda bulunan havacılık sektörüne zarar verebileceğini savunuyor. Ayrıca, hükümetin, Schiphol’ün kapasitesiyle ilgili tahminlerindeki tutarsızlıklara da işaret ediyor. Hollanda’nın 2020-2050 için taslak havacılık mutabakatı, başlangıçta havalimanının yıllık uçuş kapasitesi sınırını 540.000 olarak belirledi. Schiphol yakınlarında bulunan ve siyasi tıkanıklık nedeniyle aktif olmayan Amsterdam Lelystad’daki operasyonlar da bu hesaba katıldı. Lelystad’ın açılışına ilişkin kararın açıklanması da önümüzdeki yaza ertelendi.

Havayolları, kış sezonu öncesinde slot durumları etkileneceği için, kapasite kısıtlama davasının sonucunu merakla bekliyordu. O karar hafta içinde alındı.

Noord Holland Bölge Mahkemesi, havayollarının lehine bir karar verdi. Mahkeme, hükümetin, havayollarını da içeren paydaşlara danışmayı gerektiren Avrupa Birliği kurallarına uyulmadığı için, doğru prosedürün izlemediğine karar verdi. Hükümetin tek taraflı olarak bu kararı almasını yanlış buldu. Bu karar, planlandığı şekilde 2023’ün sonunda, uçuş kısıtlaması uygulamasının hayata geçirilmeyeceği anlamına geliyor.

Schiphol Geceleri Kapanacak, İş Jetleri Yasaklanacak!

Ancak tüm gelişmelere rağmen, hafta içinde Schiphol Havalimanı için alınan yeni kararlar da ciddi tartışmalara neden oldu. Royal Schiphol Group CEO’su Ruud Sondag, Amsterdam Schiphol Havalimanı’nda daha fazla kısıtlama getirileceğini açıkladı. Bu planın amacı da havaalanı çevresindeki gürültüyü en aza indirmeyi amaçlıyor.

Alınan yeni kurallara göre Schiphol Havalimanı, 2025 yılına kadar, gece saatlerinde kapanacak. Gece 12’den sabah 6’ya kadar kalkışlara izin verilmeyecek olan havalimanında; yine gece 12’den sabah 5’e kadar inişler de mümkün olmayacak.

Schiphol Havalimanı yönetimi, meydandaki trafiği en aza indirmek için 2025 yılına kadar özel jetleri de tamamen yasaklayacak. Schiphol Havalimanı ayrıca Boeing 747 de dahil olmak üzere “gürültülü” uçakların operasyon yapmasını da 2025 yılına kadar tamamen yasaklamak istiyor. Ancak bu konudaki ayrıntılar henüz tam olarak belli değil.

Schiphol Havalimanı’nda, bir süredir hizmete alınması düşünülen ek bir yeni pist planından da vazgeçildi.

Yapılan araştırmalara göre, bu değişiklikler, havaalanı çevresinde yaşayan 17.500 kişinin daha az “rahatsızlık” duymasıyla sonuçlanacak. 13.000 kişinin şikayet ettiği “ciddi uyku bozukluğu” sorununun çözülmesi bekleniyor.

Havalimanının gece kapatılması kararı, normal tarifeye göre bu saatlerde varış/kalkış yapılan yıllık 10.000 uçuşu ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Bu uçuşların neredeyse yarısını, Air France-KLM Grubu’nun düşük maliyetli yan kuruluşu Transavia uçuşları oluşturuyor.

Hollanda’daki havayollarına zarar verecek olan ve Amsterdam’ın küresel bağlantısını azaltacak bu yeni kararlar, büyük tepki topluyor. Tüm dünya için geçerli olan bu sorunların faturasının Amsterdamlı seyahatseverlere kesilmesinin, Schiphol’e bağlantı merkezi olma özelliği konusunda ciddi darbe vuracağı öngörülüyor.

Havayollarının emisyonlarını azaltmaları için, filolarına yeni ve modern uçaklar katmaları, sürdürülebilir havacılık yakıtı konusunda ortaklıklar yapmaları ve tip alternatif yakıtlar için hükümetler tarafından teşvik getirilmesi gibi adımların daha yerinde olduğunu düşünülüyor.

Schiphol’deki kapasite sınırının diğer şehirler için de olumsuz yansımaları olması bekleniyor. Örneğin Birleşik Krallık’ta bağlantılı uçuşlar için yalnızca Schiphol’e güvenen Norwich, Teesside ve Humberside gibi yerlerin de kısıtlamanın etkisini ciddi şekilde hissetmesi bekleniyor.

Avrupa ülkeleri, hayati endüstrileri desteklemek ile daha yaşanabilir, çevre dostu şehirler yaratmak arasındaki hassas dengeyi ayarlayabilmekle boğuşuyor. Bir iklim geçişinin ortasında, havacılık standartları da çok daha katı hale geliyor. Örneğin Fransa ve Avusturya, iklim hedefleriyle uyum sağlamak için kısa mesafeli uçuşlara çeşitli kısıtlamalar getirmişti.

adbanner