UÇUŞ ÖNCESİ YOLCULARINI TARTAN HAVAYOLU HANGİSİ?
Yeni Zelanda’nın ulusal havayolu Air New Zealand, 29 Mayıs ile 2 Temmuz 2023 arasında Auckland Havalimanı’ndan yapacağı uluslararası uçuşlarında, bir ağırlık araştırması gerçekleştirebilmek için 10.000’den fazla yolcudan, uçuş öncesinde tartıya çıkmalarını isteyecek.
Bu araştırmanın nedeni, havayollarının operasyonel amaçlar için yapmak zorunda olduğu maksimum kalkış ağırlığı, uçuş için ne kadar yakıt gerektiği gibi hesaplamalarda, yolcu başına ortalama ağırlık bilgisini belirlemek zorunda olması.
Yeni Zelanda Sivil Havacılık Otoritesi, yapılan hesaplamalarda kullanılan değerlerde herhangi bir değişiklik olup olmadığını tespit edebilmek için havayollarının en az beş yılda bir ağırlık araştırması yapmasını şart koşuyor. En son 2021’de Air New Zealand, iç hat uçuşları için bir yolcu ağırlık ölçüm değerlendirmesi gerçekleştirdi. Dış hat uçuşları için en son ağırlık araştırması 2015 yılında yapıldı. 2020’deki yolcu sayıları COVID-19 salgını nedeniyle doğru bir yaklaşım ortaya koymayacağı için, bir sonraki araştırma 2023’e ertelendi. İşte şimdi havayolu, uluslararası uçuşları için bu değerlendirmeyi tekrarlayacak.
Yolcuların tartıya çıkması zorunlu değil. Ancak havayolu, yolcularını bu çalışmaya destek vermeleri için teşvik etmeye çalışıyor. Katılan yolcuların ağırlık verileri anında anonim hale dönüştürülecek. Yolculardan, çantalarıyla birlikte hiçbir görünür ekranı olmayan bir tartıya çıkmaları istenecek. Sonuçlar veri toplama ekibi veya diğer müşteriler tarafından da görülemeyecek. Çok basit ve isteğe bağlı olarak tartıya çıkan yolcular, uçuşların emniyetli ve verimli bir şekilde yapılmasına katkıda bulunmuş olacak.
2016’da ABD’li Hawaiian Airlines, Honolulu ile Pago Pago arasındaki uçuşlarda yakıt tüketiminin diğer rotalara göre sürekli olarak daha yüksek olduğunu fark etti. Bu tespit, havayolunun bu rota için kullandığı ağırlık varsayımlarının yanlış olduğu düşüncesini ortaya çıkardı. Amerikan Samoası’ndaki nüfusun yaklaşık %94’ünün aşırı kilolu veya obez olduğu biliniyor. Bu nedenle, havayolunun Japonya uçuşlarında kullandığı ortalama yolcu ağırlığı değeriyle, Amerikan Samoası uçuşlarında kullandığı değerin aynı olmaması gerektiği sonucuna varıldı.
Bu nedenle havayolu, ortalama ağırlıkları belirlemek için altı ay boyunca yolcuların ve el bagajlarının tartıldığı bir ölçüm çalışması gerçekleştirdi. Havayolu ayrıca, ağırlığın uçağa olabildiğince verimli bir şekilde dağıtılabilmesi için koltuk atamalarını yalnızca check-in sırasında gerçekleştirmeye başladı.
Daha önce hazırladığımız başka bir içeriğimizde, uçağın kalkış ağırlığının nasıl hesaplandığını, detaylı bir şekilde aktarmıştık.
ÇİNLİLERİN UÇAĞI C919 İLK TİCARİ UÇUŞUNU YAPTI!
Çinlilerin tasarlayıp geliştirdiği yolcu uçağı C919, ilk yolculu uçuşunu gerçekleştirerek, resmen ticari havacılık pazarına girdi. Yaklaşık 15 yıllık geliştirme sürecinden sonra, C919 uçağının ilk ticari uçuşunu, şimdilik filosunda bu uçağı bulunduran tek havayolu olan China Eastern Havayolları gerçekleştirdi.
Şanghay Hongqiao Uluslararası Havalimanı’ndan 132 yolcusu ile kalkış yapan uçak, yaklaşık üç saatlik uçuşun ardından Pekin Capital Havalimanı’na teker koydu. Uçak, başkent Pekin’de, bir havacılık geleneği olan su takı ile karşılandı.
164 yolcu kapasiteli uçak, Çin’de sivil yolcu uçağı pazarı için şimdiye kadar üretilen en gelişmiş uçak. Bu pazarda en popüler uçaklar olan Airbus A320 ve Boeing 737 ailesi uçaklarına rakip olacak şekilde tasarlandı.
Mart 2021’de China Eastern Airlines, Çin’in devlete ait şirketi COMAC’tan beş adet C919 satın almak için resmi sipariş verdi. İlk teslimatı Aralık 2022’de gerçekleşti ve diğer dört uçağın da 2023’ün sonuna kadar havayoluna teslim edilmesi bekleniyor.
İlk teslimat sonrası havayolu, yolcu olmadan 100 saatlik test sürecini tamamlamak için performans değerlendirme uçuşları programına başladı. Şubat ayına kadar devam eden bu uçuşların ardından C919, uzun süre yerde kaldı. 17 Mayıs’ta tekrar havalanan uçak, o zamandan bu yana neredeyse kesintisiz olarak uçuruluyor.
C919, yüksek üretim hacmi kategorisinde batılı uçaklarla rekabet etme konusunda iddialı bir misyonla, 2008 yılında COMAC tarafından kamuoyuna duyuruldu.
2017 yılında ilk test uçuşunu tamamlayan C919’un üretilen altı prototipi, test uçuşlarına sürecine başladı ve Çin’in ulusal havacılık otoritesinden uçuşa elverişlilik sertifikasını 2022’de aldı. C919, şu an için Amerika Birleşik Devletleri veya Avrupa hava sahasında uçabilmesi için gereken yasal onay ve sertifikaları alabilmiş değil.
4.075 – 5.555 kilometrelik menzili ve 168 yolcuya kadar yükseltilebilen koltuk kapasitesiyle C919, tek sırada altı koltuklu kabini, motorları taşıyan alçak kanatları ve geleneksel kuyruk ile tek koridorlu bir uçağın klasik konfigürasyon özelliklerine sahip. Uçağın dış görünümü, “Çinli Airbus” olarak anılacak kadar Airbus A320’yi anımsatıyor.
Çin’de geliştirilmiş olmasına rağmen C919, çok çeşitli batılı tedarikçilerin ürünlerinden oluşuyor. Yabancı parçalar listesinde uçağa güç veren CFM Leap-1C motorları başta olmak üzere Honeywell, Rockwell, Eaton, Parker ve Michelin gibi şirketlerin çeşitli ürün ve sistemleri yer alıyor.
Öte yandan Çin hükümetinin ABD ile ilişkileri kötüleştiği için yabancı parçaların uçaktaki ağırlığı, potansiyel bir sorun haline geldi. Pekin ile Washington arasındaki artan jeopolitik gerginliğin doğrudan bir sonucu olarak, son altı yılda hiçbir Çinli havayolu Boeing’ten ticari yolcu uçağı satın almadı.
COMAC, turbofan motorlar da dahil olmak üzere bu bileşenlerin birçoğunun millileştirilmesi üzerinde çalışıyor. Ancak geliştirme çalışmaları, hedeflerin oldukça gerisinde.
C919’un Çin iç pazarında popülerlik kazanması bekleniyor. Daha önceki tahminlerde, 2030 yılına kadar, yılda 25 adet C919 üretileceği belirtiliyordu. Ancak COMAC, geçtiğimiz Ocak ayında, beş yıl içinde, yılda 150 adet uçağa ulaşmayı planladıklarını açıkladı.
Şu ana kadar 1.200’den fazla C919 satın alma konusunda niyet anlaşması imzalanmasına rağmen; resmi olarak China Eastern’dan alınan beş kesin siparişin dışında yakın zamanda HNA Grubu’ndan gelen 60 sipariş bulunuyor. Nijerya’nın yeni ulusal havayolu Nigeria Air’in, C919 siparişi vermeye hazırlandığı da iddia ediliyor.
Çin hükümetinin, uçağın geliştirilme süreci için 72 milyar Dolar harcadığı belirtiliyor. İlk yolculu uçuşun başarıyla yapılması, Çin lideri Xi Jinping’in, ABD ile artan ticari gerilimler ışığında, ülkeyi teknolojik olarak kendi kendine yetecek noktaya ulaşma hırsının altını çiziyor. Hâlâ çok uzun vadeli bir beklenti olsa da, Çinliler, geliştirdikleri yolcu uçağı ile havacılık endüstrisinin iki devi Boeing ve Airbus’a meydan okumayı amaçlıyor.
Şu an için, iç pazarın, C919 için fazlasıyla yeterli olduğu görüşü hakim. Yerel seyahat talebindeki artış, Çinli havayollarını bu ay uluslararası kapasiteyi beşte birden fazla artırmaya sevk etti.
Çin’deki hava trafiğinin önümüzdeki yirmi yıl içinde yıllık %5’in üzerinde büyüyeceği ve bunun küresel ortalamadan %50 daha hızlı olacağı tahmin ediliyor. Airbus’ın projeksiyonlarına göre, Çinli havayolları küresel talebin beşte birinden fazlasını temsil edecek. C919’un üretim kapasitesi arttıkça, Airbus’ın Çin satışlarında düşüş görmesi bekleniyor.
2028’DEKİ ELEKTRİKLİ UÇUŞ İÇİN REZERVASYON BAŞLADI!
İskandinav havayolu Scandinavian Airlines (SAS) İsveç, Norveç ve Danimarka’da, elektrikli uçaklarıyla yapmayı planladığı ilk uçuşlar için rezervasyon almaya başladı. 2028’de gerçekleştirilmesi planlanan bu uçuşlara rezervasyon yaptırmak isteyenlerin şu an herhangi bir ücret ödemesi gerekmiyor.
Her ülke için ayrı ayrı gerçekleştirilecek ilk uçuşlar, SAS’ın satın almak için niyet mektubu imzaladığı, Heart Aerospace üretimi ES-30 elektrikli uçaklarla gerçekleştirilecek. Bu uçaklarda 30 adet koltuk bulunuyor.
Rezervasyonlar, havayolunun kendi web sitesi üzerinden yapılabiliyor. Bir kişi, en fazla iki koltuk için rezervasyon yapabiliyor. Uçuşa katılmak için ödenmesi gereken ücret, tüm vergiler ve harçlar dahil 1946 SEK/NOK/DKK (yaklaşık 187 Dolar). Bu fiyat, SAS’ın kurulduğu yıla bir saygı niteliğinde belirlendi. SAS’ın yenilikçi doğasının da başlangıcına işaret eden bu karar, şirketin kurucusu Wallenberg’in “eskiden yeniye geçmenin korunmaya değer tek gelenek olduğunu” belirttiği sözleriyle bütünleşiyor.
Yolcuların rezervasyon yaptığı uçuş için ödemesi gereken ücreti, uçuş tarihinden 30 gün önce ödemesi yeterli. Rezervasyon esnasında herhangi bir ücret ödenmiyor. 2028 için planlanan bu uçuşların tam olarak ne zaman gerçekleşeceğini ve hangi pazarlarda faaliyet göstereceği henüz bilinmiyor. Ancak bu bilgiler, rezervasyon yaptıranlara, uçuş tarihine yaklaşıldığında, e-posta ile duyurulacak.
SAS’ın elektrikli uçaklarla yapacağı uçuşları duyurması, 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşma hedefinin bir parçası. Bu planın büyük bir kısmı, daha kısa yolculuklarda elektrikli uçak gibi teknolojik yeniliklerin geliştirilmesini ve kullanılmasını içeriyor.
SAS’ın bu uçuşlar için biletleri satışa sunması ve yolcuların rezervasyon yapmasına izin vermesi, bir tanıtım ve halkla ilişkiler stratejisi olarak yorumlanıyor.
Heart Aerospace üretimi ES-30 uçaklarının ne zaman uçuşa elverişlilik sertifikasını alacağını ve hizmete gireceği konusunda kimse, herhangi bir tahminde bulunmuyor. Şu an için 2028’den itibaren hizmete girmesi beklenen uçaklar için katedilmesi gereken çok yol var. Dolayısıyla, SAS’ın bu hamlesinin, tüketicilere ve sektöre yönelik olarak, çevresel hassasiyetleri önemsediğini ve yeni teknolojilere yatırım yaptığını hatırlatmasının bir yolu olarak yorumlanıyor. Bir tür kazan-kazan adımı şeklinde olduğu ifade ediliyor.
A380’İN EN YENİ OPERATÖRÜ: GLOBAL AIRLINES
2022’nin ortalarında, İngiltere merkezli bir start-up olarak kurulan Global Airlines, “hava yolculuğunun altın çağını modern bir zerafetle geri getirme” sloganı ile yola çıkarak dikkatleri üzerine çekti. 2025’e kadar 100’ün üzerinde geniş gövdeli uçakla “transatlantik uçuşlar için tercih edilen tek premium taşıyıcı” olacağını iddia eden şirket tarafından paylaşılan uçuş haritasına göre, 2023’ten itibaren, Londra Gatwick merkezli olarak, neredeyse dünyanın her yerine uçuş yapılması hedefleniyordu. Global Airlines, öyle iddialıydı ki; tüm koltukların çift kişilik yatak olabildiği, dünyanın en iyi first class kabininin sunulacağı da vaatler arasındaydı. Tüm first class süitlerin, kendine ait banyosu olacağı da söylendi.
Havayolunun en ilgi çekici vaatlerinden biri de yolcuların hem bireysel olarak hem de uçaktaki diğer yolcular ile birlikte Xbox ve PS5 oynayabilmeleri için, uçak içinde özel bir oyun alanı oluşturulacağıydı.
Bu havayolunun arkasındaki kişi, dünyanın tüm ülkelerini ziyaret eden en genç insan olan ve aynı zamanda dünya genelinde 10 milyondan fazla kullanıcısı olduğu iddia edilen ev takas platformu Home Swap’ın da kurucusu olan James Asquith. Instagram’da bir milyondan fazla takipçisi olan Asquith’in profilinde first class seyahatlerine dair çok sayıda fotoğraf bulunuyor.
Geçtiğimiz sene yapılan iddialı açıklamalardan sonra uzun süreli bir sessizliğe bürünen girişim hafta içinde bomba gibi bir haberle geri döndü. Global Airlines, operasyonlara başlamak üzere bir Airbus A380 satın alarak, yaklaşık iki yıl önce üretimi tamamen sona eren, dünyanın en büyük yolcu uçağının en yeni operatörü oldu. Jumbo jet satın almak ciddi bir risk gibi görünse de Global Airlines, A380 ile yükseklere uçma konusunda kendinden emin. Bu gelişme, sekiz yıl sonra ilk kez bir A380’in, yeni bir operatör tarafından satın alınması anlamına gelirken; A380 ile faaliyetlerine başlayan ilk havayolu da Global Airlines olarak kayıtlara geçecek.
James Asquith, ilk uçağın satın alınmasının, Global Havayolları’nın piyasaya çıkma yolunda ilerlediğini gösterdiğini söylerken, bir sonraki adımın, uçağı elden geçirip kafalarındaki konsepte göre yeniden donatmak ve yolcularına gökyüzündeki en iyi deneyimi sunmak olduğunu anlattı. A380’i kiralamak yerine satın almalarının da ilk günden itibaren finansal güçlerini gösterdiğini belirtti.
Havayolunun Airbus A380’i Alman uçak finansman şirketi Doric Aviation’dan satın aldığı açıklandı. Şirket, önümüzdeki aylarda bu uçaklardan üç tane daha satın alacağını iddia ederken; başlangıç olarak 2024’te Londra’dan Los Angeles ve New York’a uçarak hizmete başlamayı planladığını da duyurdu.
Havayolunun satın aldığı A380, Airbus’ın üretim hattından çıkan 6’nı jumbojet. 2008’den 2018’e kadar Singapur Havayolları için uçan A380’in on yıllık kiralama süresi sona erdiğinde, Singapur Havayolları kira sözleşmesini yenilememeyi seçerek, uçağı sahibine geri göndermiş ve 2018 yılı içinde Portekizli uçak kiralama şirketi Hi Fly bu uçağı devralmıştı. Dünyanın ilk ikinci el A380’i olarak hizmet veren bu uçak, HiFly tarafından da 2020’de iade edilmişti.
Eğer Global Airlines bu uçakla operasyonlara başlarsa, dünyanın ilk ve tek ikinci el Airbus A380’i artık dünyanın ilk ve tek üçüncü el A380’i olacak gibi görünüyor. A380’in 471 koltuk kapasitesine sahip olması bekleniyor.
Havayolu, A380’i ne kadar ücret ödeyerek satın aldığını açıklamıyor. Liste fiyatı eskiden 450 milyon Dolar’a yakın olan jumbo jet, artık günümüzde neredeyse hiç ilgi görmediği ve Airbus tarafından üretimi de sonlandırıldığı için, Global Airlines’in çok daha düşük bir fiyata uçağı satın aldığı tahmin ediliyor. ch-aviation.com tahminlerine göre, bu uçağın değeri 29,6 milyon Dolar.
Havayolunun gerçekten operasyonlara başlayıp başlayamayacağı, sektörde büyük bir merak uyandırırken, iddia edildiği gibi, 2024 baharında faaliyete başlanması ve birkaç yıl içinde 100’den fazla uçağa sahip olunmasıiddiaları gerçeklikten epey uzak görünüyor.
Havayolunun, Boeing 787 veya Airbus A350 gibi yeni nesil ve yakıt tasarruflu çift motorlu uçakların yerine A380’i tercih etme kararının nedeni, A380’in dünyanın en konforlu uçağı ve uzun mesafeli uçuşlar için en uygun seçim olduğunu düşünmeleri. Ancak neredeyse tüm A380 operatörleri bunun tersini düşünüyor. Özellikle pandemi sırasında, Air France, Thai Airways ve Malaysia Airways başta olmak üzere çok sayıda havayolu, dört motorlu olması, yüksek işletme maliyetleri ve verimsizlik gibi nedenlerle A380 uçaklarını filodan tamamen çıkardı.
Singapur Havayolları ve Lufthansa gibi bazı havayolları, pandemi sonrası bir anda artan yolcu talebine karşılık verebilmek için A380 ile zorunlu olarak uçmaya devam etti.
Sektörde Global Airlines’ın açıkladığı hedeflere şüphe ile yaklaşan geniş bir kesim var. Havacılık tarihinde bir Boeing 747 satın almasına rağmen, 20 yılı aşkın süre hiç yolcu uçuramayan Baltia örneği ile bu şüphelerini destekliyorlar.
Global Airlines’ın Airbus A380’leri harika bir konfigürasyonla dönüştürüp, yolcularına olağanüstü bir uçuş deneyimi yaşatma fikri, kulağa muhteşem bir rüya gibi geliyor. Havayolunun resmi olarak bu yaz hizmete girmesi ve bu süreçte de yolculara sunacağı imkanları, endüstri içinde yapacağı ortaklıkların yanı sıra, gelecekteki uçuş rotaları ve büyüme hedeflerini ayrıntılı olarak duyurması bekleniyor.
Biz de havayolunun bundan sonraki çalışmalarını çok daha yakından takip edip, gelişmeler oldukça sizinle paylaşacağız…
AIRBUS GELECEĞİN UÇAK KABİNİNİ TANITTI!
Avrupalı imalatçı Airbus, hafta içinde düzenlediği sanal basın toplantısında “Airspace Cabin Vision 2035+” adını verdiği, geleceğin uçak kabini ile ilgili tasarımları ve fikirleri kamuoyu ile paylaştı.
Geliştirilen konsept, Airbus Ticari Uçak Pazarlama Başkanı Stan Shparberg ve Kabin Pazarlama Başkanı Ingo Wuggetzer tarafından medyaya sunuldu. Avrupalı üreticinin, bu konsepti ortaya çıkarmak için, 2035 yılı ve sonrasında, havayollarının yolcu deneyiminin geleceği olarak gördüğü noktalara odaklanıldığı vurgulandı.
Airbus, bu vizyonun ana teması olarak Sürdürülebilirliği belirledi. Avrupalı üretici ZEROe olarak adlandırılan ve hidrojen ile çalışan uçak geliştirme projesi başta olmak üzere, yeşil enerjili tahrik sistemleri alanında şu anda çok sayıda proje üzerinde çalışıyor. Ancak Airbus, bu projelere ek olarak, kabin iyileştirmelerinin de uçakların toplam ağırlığında %10 ila %20 arasında bir tasarruf sağlayabileceğini düşünüyor. Bu durum toplam yakıt tüketimi konusundaki iyileştirmelere katkıda bulunabilir.
Bu kazanımların çoğu, yenilikçi malzemelerle ağırlıkların azaltılması üzerinden elde edilecek. Geliştirilmiş tasarım ve yeni prosedürlerin benimsenmesi, çoğunlukla kısa mesafeli uçuşlarda uçak içinde servis edilen yemeklerin, talep üzerine önceden sipariş edilmesini de içerecek yeni teknoloji destekli ikram konseptleri ve uzun mesafeli uçuşlar için yeni ikram trolleylerinin tasarlanması gibi detaylar da ağırlıkların azaltılmasına katkı sunacak.
Bütün bu adımların uygulanması neticesinde Airbus, 2030 yılına kadar toplam ağırlıkta %40’a varan bir azalma oluşacağını tahmin ediyor.
Airbus’ın duyurduğu, Airspace Cabin Vision 2035+ konsepti, yolcu deneyimini ve uçağın performansını iyileştirmek için, doğada bulunan şekil ve formları taklit etmeyi amaçlayan tasarımları benimseyerek, biyomimikriyi havacılıkta daha derin bir şekilde kullanıma sunuyor. Uçaklar ve havacılığa, doğanın nasıl ilham verdiği ile ilgili, daha önce başka bir içerik hazırlamıştık.
Airbus ayrıca, aralarında Delta Airlines, Air New Zealand ve Lufthansa’nın da bulunduğu 10 havayolunun yanı sıra, sekiz teknoloji tedarikçisinin Airspace Cabin Vision 2035+ konseptinin detaylandırılması sürecine dahil olduğunu açıkladı. Airbus, geleceğin kabin içi ürünlerinin geliştirilmesi sürecinin ana ilkelerini belirlemek üzere, derinlikli yolcu anketlerinden çıkan sonuçları dikkate aldı.
BRITISH AIRWAYS İLK KEZ SABİHA GÖKÇEN’E UÇTU!
İngiltere’nin ulusal havayolu British Airways, Londra Heathrow’dan İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’na ilk uçuşunu yaptı. Havalimanına adını veren dünyanın ilk kadın savaş pilotu Sabiha Gökçen anısına, ilk seferin tüm kokpit ve kabin ekibi kadınlardan oluştu.
British Airways Heathrow-Sabiha Gökçen hattında, haftanın 4 günü karşılıklı gerçekleştireceği seferlerinde Airbus A320 ve A321 uçaklarını kullanacak.
Bu uçuşların başlamasıyla İstanbul Sabiha Gökçen’in 45 havayolu ile 51 ülkede ulaşım sağladığı destinasyon sayısı 154’e ulaştı. Türkiye’nin 2’nci, Avrupa’nın ise 9’ncu en yoğun havalimanı olan Sabiha Gökçen, 41 milyon yolcu kapasitesiyle dünyanın en yoğun tek pistli ve tek terminalli havalimanı olmayı sürdürüyor.
TÜRKİYE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK HAVACILIK PLATFORMU KURULDU!
Havacılığın geleceğine dair en önemli konuların başında sürdürülebilirlik geliyor. Türk havacılığında sürdürülebilirlik konusu ile ilgili İstanbul’da önemli bir adım atıldı.
Boeing Türkiye, İstanbul Teknik Üniversitesi Havacılık ve Uzay Teknolojileri Uygulamaları Merkezi (İTÜ ARC) ve Türk Hava Yolları’nın girişimi ve Türkiye’deki havacılık paydaşlarının katılımı ile Türkiye’nin sürdürülebilir havacılıktaki öncülüğünü güçlendirmek hedefiyle oluşturulan “Türkiye Sürdürülebilir Havacılık Platformu” için imzalar atıldı.
Platformun amacı, sürdürülebilir havacılıkta küresel düzeyde yenilikçi yaklaşımları ve iyi uygulamaları tartışmak, bu alanda farkındalığı artırmak ve Türkiye için yol haritaları belirlemek.