Havacılık Bülteni-250

THY UÇAĞI TOKYO’DA ROTADAN ÇIKTI!

The Japan News’ten Yomiuri Shimbun’un haberine göre, 22 Eylül’de Tokyo Haneda Havalimanı’ndan kalkış yapan bir Türk Hava Yolları uçağı, rotadan saparak, Tokyo şehir merkezine doğru yöneldi. Tokyo Kulesi başta olmak üzere birçok önemli yapının yakınından geçen uçak, şehirde korkuya neden oldu.

Kara, Altyapı, Ulaştırma ve Turizm Bakanlığı, Boeing 777’nin emniyetli irtifa koşullarını korumasına rağmen, yerleşim bölgeleri üzerindeki gürültüyü önlemek için belirlenen rotayı takip etmediğini açıkladı. Bakanlık, Türk Hava Yolları ve Türk havacılık otoritelerinden olayın nedeninin ayrıntılı olarak araştırılmasını ve benzer vakaların yaşanmaması için önlem alınmasını talep etti.

Bakan’ın açıklamasına göre, Türk Hava Yolları’nın TK199 sefer sayılı Haneda-İstanbul seferini gerçekleştiren Boeing 777, kalkışın ardından kuzeybatıya yöneldi. Hükümet tarafından belirlenen ve tüm uçakların takip ettiği rota, Odaiba bölgesi üzerinde ve Tokyo Körfezi kıyısı boyunca uçmak için kalkıştan sonra mümkün olan en kısa sürede doğuya dönüşü gerektiriyor.

Ancak THY uçağı, kalkıştan sonra kuzeybatıya uçmaya devam etti. Hava trafik kontrolörleri, kokpit ekibi ile irtibata geçerek, uçağın sağa döndürülmesi talimatı verdi. 777, Tokyo Kulesi ve Tsukiji Pazarı üzerinden geçerek Tokyo Körfezi’ne ulaştı.

Uçak, Tokyo’nun Nishi-Shinagawa bölgesinin üzerinden geçerken, Ulaştırma Bakanlığı’na ait gürültü ölçüm cihazları, gürültü seviyesini 83 desibel olarak ölçtü. THY’nin bakanlığa verdiği yanıta göre, olayın nedeni, uçağın kalkıştan hemen sonra otopilota geçilmeyip, manuel uçurulmaya devam etmesiydi.

Ulaştırma Bakanlığı ayrıca Haneda Havalimanı’na sefer yapan tüm havayolu şirketlerini de önlem almaya çağırdı.

ROUTES WORLD 2023 İSTANBUL’DA DÜZENLENDİ!

Küresel düzeyde yeni hava bağlantıları geliştirmek amacıyla her yıl havalimanlarını, havayollarını ve dünyanın önde gelen turizm otoritelerini bir araya getiren, havacılık sektörünün en önemli etkinliklerinden biri olan Routes World, bu yıl 15-17 Ekim 2023 arasında İstanbul’da düzenlendi. Organizasyona İstanbul Havalimanı ev sahipliği yaptı.

Havalimanları ve destinasyonların, gelecekteki hizmetlerini planlamaları ve müzakere etmeleri için bir buluşma ortamı sağlayan Routes World kapsamında, havacılık sektörünün global düzeyde 3 binin üzerinde üst düzey yöneticisi İstanbul’u ziyaret etti. Bugüne kadar düzenenlenen tüm Routes World etkinlikleri arasında en yüksek katılım sağlandı.

1995’te ilk kez Fransa’nın Cannes şehrinde düzenlendikten sonra, etki gücü giderek artan ve her yıl dünyanın farklı bir şehrinde, havacılık dünyasının önemli isimlerini bir araya getiren etkinliğin 29’uncusu, 2024’te Bahreyn’de düzenlenecek.

İSTANBUL HAVALİMANI’NDA HEDEF 100 MİLYON YOLCU!

Türk Hava Yolları’nın devam eden istikrarlı büyümesi, 2022 yılında yaklaşık 64 milyon yolcuya hizmet vererek, dünyanın yedinci en yoğun havalimanı haline gelen Istanbul Havalimanı’na da fayda sağlıyor. İstanbul Havalimanı’nın, 2019’da ulaşılan 69 milyon yolcu rakamını geride bırakarak 2023’te 71 milyon yolcuya ulaşması bekleniyor. Beklentiler, önümüzdeki 3-4 yıl içinde, 100 milyon yolcu seviyesinin aşılması yönünde.

İstanbul Havalimanı CEO’su Selahattin Bilgen, Türk Hava Yolları’nın toplama ve dağıtma modelinin havalimanının önümüzdeki yıllardaki büyüme hedeflerinin temelini oluşturmaya devam edeceğini söyledi. İstanbul, genellikle yalnızca bir geçiş noktası olarak görülüyor olsa da havalimanı, hizmet verdiği havayolu şirketlerini çeşitlendirmek ve noktadan noktaya yeni rotalar oluşturmak için çabalıyor. Ancak bu noktada pek çok şey, İstanbul’un küresel havayollarının algılarını değiştirme becerisine bağlı olacak gibi görünüyor.

Atatürk Havalimanı’ndaki slot kısıtlamaları nedeniyle daha fazla büyümesinin mümkün olmadığını anlatan Bilgen, ancak artık İstanbul’a uçmak isteyen hiçbir havayolu için kısıt olmadığını; 7/24 operasyonun devam ettiğini söyledi.

İstanbul Havalimanı, Air Canada ve ABD’li United Airlines gibi Star Alliance üyelerinin ilgisini çekmeye odaklanarak, Kuzey Amerika ve Asya’daki full servis hizmet veren havayollarını hedefliyor. Eş zamanlı olarak düşük maliyetli havayollarının trafiğini artırmaya yönelik stratejik bir çalışma da yürütülüyor.

Daha önce, İstanbul Havalimanı’na uçan Avrupalı tek düşük maliyetli havayolu Fransız Transavia Havayolları’ydı. Ancak bu yıl Wizz Air ve easyJet de İstanbul’a uçmaya başladı. Wizz Air şu anda Budapeşte, Yaş, Londra Gatwick ve Londra Luton’u İstanbul’a bağlarken; easyJet ise Manchester’dan İstanbul’a uçuyor.

İstanbul Havalimanı’nda hedef, Türk Hava Yolları’nın trafiğini baltalamadan, düşük maliyetli havayolu penetrasyonunu artırmaya devam edebilmek. Türk Hava Yolları’nın yolcu profili, düşük maliyetli havayollarından çok farklı. Bu yüzden tatil amaçlı yolcuların İstanbul’u ziyaret etmeleri için mevcut seçenekleri geliştirerek turizm gelirleri artırılmak isteniyor.

HİZMET VERİLEN HAVAYOLLARI ÇEŞİTLENDİRİLECEK!

İstanbul Havalimanı, hizmet verdiği havayolu sayısını 100’e ulaştırmak üzere. Son olarak China Eastern Havayolları’nın Eylül ayının sonunda Şanghay’dan İstanbul’a uçmaya başlaması ile SkyTeam üyesi olan havayolunun, Avrupa’daki 10. yolcu destinasyonu İstanbul oldu. Ayrıca Thai Airways, 2008’den sonra İstanbul’a geri dönerek, Aralık ayında İstanbul pazarına yeniden girmeye hazırlanıyor. Havayolu, Bangkok Suvarnabhumi’den her gün İstanbul’a uçmayı planlıyor. Bir sonraki adım ise Japon All Nippon Airways’in de İstanbul’a uçmaya başlaması olacak.

Türkiye’nin Avrupa Birliği ile Açık Semalar Anlaşması yok. Bu yüzden trafik haklarını elde etmek havayolları için bir engel gibi görünüyor. Ancak İstanbul Havalimanı, İngiltere, Almanya ve İspanya’daki ikincil havalimanlarından daha fazla uçuşun başlaması konusunda oldukça istekli. Çin ve Hindistan gibi hızla gelişen pazarlardan da daha fazla destinasyonun İstanbul Havalimanı’nın portföyüne eklenmesi hedefler arasında.

İstanbul Havalimanı, özellikle Asya’dan gelen trafiğin daha da artmasına yardımcı olmak amacıyla, Türk Hava Yolları ile işbirliği yapmayan havayollarına yönelik sanal bir hatlar arası platform geliştirdi. İstanbul World Connect (IWC) adlı kendi kendine transfer ürünü, yolcuların iki farklı havayolundan, IST üzerinden bir seyahat planı satın almasına olanak tanıyan çevrimiçi seyahat acentesi Trip.com ile birlikte oluşturuldu. Bu ürünü satın alan yolcular, gecikmeler veya iptaller nedeniyle IST bağlantılarını kaçırdıkları takdirde de sigorta kapsamında değerlendirilecek. Bu durum, bir sonraki uygun uçuşta ücretsiz seyahat edebilecekleri anlamına geliyor. Ayrıca İstanbul Havalimanı, başta Galataport olmak üzere, çeşitli turizm ortaklarıyla birlikte curise severlere yönelik projeler üzerinde çalışıyor. Galataport’un, cruise seyahatleri için bir başlangıç veya bitiş noktası haline gelmesi umut ediliyor.

PEGASUS YURT DIŞINDA YENİ HAVAYOLLARI KURACAK!

Routes World Etkinliği’nde konuşan Pegasus Hava Yolları CEO’su Güliz Öztürk de önümüzdeki beş yıl içinde filodaki uçak sayısını 100’den 170’e çıkarmayı planladıklarını ve farklı ülkelerde de hava operatörü sertifikası (AOC) alarak operasyon yapmayı planladıklarını açıkladı. Bugüne kadar Türkiye’de elde ettikleri düşük maliyetli havayolu şirketi deneyimini, başka yerlerde yeni havayolu kurmak için kullanabileceklerini söyledi.

Daha önce Kırgızistan’da küçük bir havayolu şirketi kurup, 3-4 yıl boyunca işlettiklerini söyleyen Öztürk, farklı bir kardeş şirketin nasıl yönetileceğini bildiklerini, bu tip fırsatlar oluştukça değerlendirmeye hazır olduklarını anlattı.

2005’te beş uçaktan oluşan filosu ile Low cost havayolu olarak, tarifeli uçuşlara başlayan Pegasus, Eylül ayı sonunda 100’üncü uçağını teslim aldı. Havayolu, şu anda 49 ülkede 130 noktaya hizmet veriyor.

COVID öncesi yapılan bir fizibilite çalışmasında, ekstra menzilin, yeterli ağ genişlemesi sağlamayacağını ortaya çıkardığına vurgu yapan Güliz Öztürk, bu sebeple A321XLR satın almanın şuan gündemde olmadığını duyurdu.

Pegasus’un büyümesinin, havayolunun merkezi olan Sabiha Gökçen’deki ikinci pistin, Kasım ayı ortasında hizmete açılmasıyla destekleneceğini; yeni paralel pist ile beraber havalimanının kapasitesinin ikiye katlanacağını söyledi. Güliz Öztürk, havalimanında sadece pist değil, yeni bir terminale de ihtiyaçları olduğu görüşünde. Mevcut terminalin artık yetersiz kaldığını anlatan Öztürk, Sabiha Gökçen’de yeni bir terminalin 2-3 yıl içinde devreye girmesini bekliyor.

SUMO GÜREŞÇİLERİ NEDENİYLE UÇUŞ İPTAL EDİLDİ!

Geçtiğimiz hafta Japonya’nın Kagoshima Eyaleti’ndeki Amami Oshima Adası’nda bir spor festivali düzenlendi. Bu turnuvaya katılmak üzere onlarca sumo güreşçisi için, Tokyo Haneda (HND) ve Osaka Itami Havalimanı’ndan (ITM) Amami’ye (ASJ) yapılması planlanan iki farklı uçuşa rezervasyon yapıldı. Her iki uçuş da Boeing 737-800 ile gerçekleştirilecekti.

Uçuşlara saatler kala, Japan Airlines’ın operasyon ekibi bu uçuşlarda çok sayıda sumo güreşçisinin rezervasyon yaptığını fark etti. Prosedürlere göre, havayolunun operasyonlarını organize edebilmesi için, sumo güreşçileri adına farklı bir departman aracılığıyla özel bir rezervasyon yapılması gerekliydi. Ancak sumo güreşçileri için “standart” yolcu gibi rezervasyon yapılmıştı.

Havayolu, uçuş planlaması yaparken, yetişkin yolcuları ortalama 70 kilogram kabul ediyor. Ancak bu iki uçuştayer alacak sumo güreşçileri ortalama 120 kiloydu. Bu durum, hesaplama için kullanılan ortalama ağırlıkdeğerinde %70 sapma anlamına geliyordu.

Yapılan ağırlık ve denge hesaplamaları sonrası Japan Airlines’ın operasyon departmanı, her iki uçuşarezervasyon yapan tüm yolcu ve eşyalarının taşınamayacağına karar verdi. Amami’deki pistin çok kısa olması nedeniyle, bu uçuşları daha büyük bir uçakla gerçekleştirmek de mümkün değildi. Sonuç olarak operasyonel limitlerin aşıldığı uçuşların planlandığı şekliyle gerçekleştirilemesinin mümkün olmaması nedeniyle, havayolu çok daha maliyetli bir çözüm yolu buldu.

Tokyo Haneda’dan Amami’ye yalnızca sumo güreşçilerinin taşınacağı ekstra bir uçuş düzenlenmesinde karar kılındı. Bu durum, Osaka’da 14 güreşçinin de önce Tokyo’ya getirilmesi demekti.

Düzenlenen ekstra uçuşta toplam 27 sumo güreşçisi yer aldı. Böylece herkes için daha rahat bir uçuş deneyimi sağlandı. Yaklaşık iki saatlik bir uçuşun ardından uçak Tokyo’dan Amami’ye ulaştı. Dönüş uçuşunda ise Tokyo Haneda’ya boş döndü. Bu da Japan Airlines için oldukça maliyetli bir ekstra uçuş oldu.

Ağırlık limitlerinin aşılması nedeniyle özel uçuşlar gerçekleştirmek havacılık için doğal bir durum olsa da böyle bir sebeple, ekstra uçuş yapılma kararı büyük bir sürpriz olarak yorumlandı.

Festival sonrası, güreşçileri evlerine götürmek için ek uçuşlar da planlandı. Japonya’daki yolculardan, uçuşöncesi tartıya çıkmaları istenmiyor. Ancak birçok havayolu, veri toplamak için dönem dönem yolcularını uçuş öncesi tartıya çıkarıyor.

Sumo güreşinde herhangi bir ağırlık sınırlaması veya sınıfı yok. Ancak bu eski Japon sporunda genel hakimiyet, daha iri yapılı sporcular arasında.

2014 yılında, tamamı Tokyo’daki Hakkaku bölgesinden gelen güreşçiler, yaz eğitim kampına giderken küçük bir yolcu uçağına bindirildiklerinde ortaya çıkan fotoğraf viral olmuştu. Her ne kadar ortalama yetişkinlerin 2-3 katı ağırlığa sahip olabilseler de Sumo güreşçisi olmak için herhangi bir minimum ağırlık şartı yok. 2018’de emekli olan Rusya doğumlu Ōrora, 292,6 kg ile tüm zamanların en ağır sumo güreşçisi olarak kabul ediliyor.

RUSYA HAVACILIĞINDA KRİZ DERİNLEŞİYOR!

Batılı ülkeler tarafından uygulanan ağır yaptırımlar nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşayan Rus havacılık sektörü, aktif olarak uçurulmaya devam eden uçakların karıştığı çok sayıda acil durum vakası ile boğuşuyor. Rus araştırma platformu Agentstvo verilerine göre, Rossiya Havayolları’na ait Sukhoi Superjet 100 uçakları geçtiğimiz iki hafta içinde dört acil durum vakası yaşadı.

13 Ekim’de Rus yapımı Sukhoi Superjet 100 uçağı, aynı gün içinde iki ayrı olay yaşadı. Kokpit ekibi St. Petersburg-Murmansk Oblast uçuşu sırasında, uçağın kanat mekanizasyonuyla ilgili sorunlarla karşılaştı. 9 Ekim’de uçak, flapların sıkışması nedeniyle Samara’ya acil iniş yapmak zorunda kalmıştı. İnmeden önce de gökyüzünde uzun süre turlamak zorunda kaldığı biliniyor. 1 Ekim’de yine aynı uçak, Apatity’den St. Petersburg’a yaptığı uçuş sırasında yine kanat mekanizasyonu sorunları yaşadı.

Rusya’nın Ukrayna’nın işgali sonrasında, batılı ülkelerin ağır yaptırımları, havacılık sektörünü derin bir krize soktu. ABD’nin başını çektiği bu yaptırımlar, uçak üreticilerinin Rusya’ya yeni uçak satma veya kiralama; mevcut uçaklar için de yedek parça ve bakım hizmeti sağlamayı yasaklıyor. Erişim eksikliği, Rusya havacılık sektörünü, Batılı ülkelerden gelecek yedek parçalara karşı yerli alternatiflere odaklanmaya ve geçici çözümler aramaya zorladı. Yaptırımların etkisi, Ağustos ayında bir Rus havayolu şirketine ait üç Boeing 777 uçağından ikisinin teknik aksaklıklar nedeniyle Türkiye’de yere indirilmesiyle açıkça görüldü. Rossiya Havayolları, Superjet 100 filosunun %40’ının, yaşanan sorunlar nedeniyle 2023 yılında operasyonel kapasitesiyle ilgili endişelerini pek çok kez dile getirdi.

Moskova’daki üç havaalanında son dönemde 17 farklı uçuşun ertelendiği veya iptal edildiğine dair raporlar olmasına rağmen, bu olayların nedenleri açıklanmıyor. Ancak Rusya Ulaştırma Bakanlığı her şeye rağmen iyimserliğini koruyor. Hükümet, Rus havacılığına yönelik 2030 yılına kadar bir vizyon ortaya koymaya devam ediyor. Bu vizyon, yerli uçakların geliştirilmesi ve bu uçaklar için yedek parça üretiminin artmasıyla birlikte, yabancı uçaklarla yapılan operasyonlarında bir düşüş yaşanmasını öngörüyor.

Rus havacılık uzmanı Anastasia Dagaeva, Carnegie Uluslararası Barış Vakfı için hazırladığı raporda, 2022’de Rusya’ya yönelik başlatılan yaptırımların, daha öncekilere göre daha sert olduğunu açıkladı. Küresel havacılık sektörüne son derece iyi entegre olan Rus havayollarının, birdenbire, bakım, yedek parça, teknik destek ve sigorta hizmetlerine kadar tüm temel uluslararası olanaklardan yoksun hale geldiğini söyleyen Dagaeva, Rus havacılığının yakın zamanda yok olmayacağını, ancak sektörün küresel teknik işbirliğinin yokluğunu giderek daha fazla hissetmesi nedeniyle her geçen gün daha dar bir hale geleceğine vurgu yaptı.

WIZZ AIR’İN UKRAYNA’DA MAHSUR KALAN UÇAKLARINDA SON DURUM!

Öte yandan Macar havayolu Wizz Air CEO’su, Ukrayna’da mahsur kalan üç Airbus A320 hakkında yeni detaylar paylaştı.  Havayolu, 13 Eylül 2022’de (HA-LWS) filosundaki bir Airbus A320-200’ü, Rus işgali nedeniyle mahsur kaldığı Lviv’den, çatışmalar devam ederken ve Ukrayna hava sahası kapalı olmasına rağmen, cesur bir operasyonla, Polonya’nın Katowice Havalimanı’na getirerek havacılık dünyasını sarsmıştı. Uçağın 7 aylık esaret sürecini sonlandırdı.

Ancak Rus birliklerinin işgali sonucu Ukrayna’da mahsur kalan tek Wizz Air uçağı bu değildi. (IEV) diğer Üç farklı A320 uçağı da Rusların işgal sürecine Kiev Havalimanı’nda yerde bekledikleri sırada yakalandı.

Uçaklardan biri (HA-LWY) Kiev’e İtalya’dan, biri (HA-LPJ) Almanya’dan, diğeri is (HA-LPM) Macaristan’dan gelmişti. Çatışmanın başlangıcında Ukrayna’da bulunan Wizz Air uçaklarından hiçbirinin hasar görmemesi büyük bir şans olarak nitelendirildi.

Aradan geçen yaklaşık 20 ay sonunda Wizz Air CEO’su József Váradi, Corriere Della Sera’ya verdiği yaptığı röportajda üç uçağın son durumunu açıkladı.

Uçaklardan ikisinin motorlarının sökülerek kara sınırı üzerinden Polonya’ya nakledildi. Diğer uçak ise Ukrayna’da ve hala sağlam durumda. Gelecekte, sökülen motorların, her iki uçağa da yeniden takılabileceği ve daha sonra uçurulabileceğini söyledi.

UNITED UÇAĞA BİNİŞ SÜREÇLERİNİ HIZLANDIRIYOR!

Chicago merkezli havayolu United, 26 Ekim’den itibaren WILMA adını verdiği boarding yöntemini uygulamaya başlayacak. WILMA, İngilizce’de Pencere, Orta Koltuk, Koridor kelimelerinin kısaltması olarak ortaya çıkan bir kavram. Bu yönteminin temeli, yolcuların belirli sıralar doğrultusunda uçağa alınmasına dayanıyor.

Yolcu başına en az iki dakika kazandıracağı düşünülen bu uygulamanın, rötarları da ortadan kaldırması bekleniyor. Yöntem sayesinde, yolcular koltuklarına ulaşmaya çalışırken koridorda daha az insan bekleyeceği için, uçağa biniş verimliliğinin artması öngörülüyor

United daha önce basic ekonomik kabinlerini tanıttığı 2017 yılına kadar WILMA biniş yöntemini aktif olarak kullanıyordu. Ancak o dönemde kullanılan bilgisayar sistemlerinin, havayolunu beş gruplu biniş yapısıyla sınırladığı söyleniyor. Sistem, gelişen teknoloji ile artık daha fazla gruba izin veriyor. Bu nedenle United yönetimi, bu yöntemi tekrar deneme kararı aldı.

26 Ekim 2023 itibariyle United yolcuları, uçağa şu sırayla binecek:

Öncelikli biniş hakkı, engelli yolcular ve refakatsiz çocuklar, muvazzaf askerler, Global Hizmet üyeleri, iki yaş altı çocuğu olan aileler ve Premier 1K programı üyelerinde olacak. Ardından 1. Grupta, United Polaris business class, United First Class, United Business class, Premier Platinum, Premier Gold ve Star Alliance Gold üyeleri yer alacak. 2. Grupta ise Premier Silver, Star Alliance Silver, Chase ve diğer bazı kredi kartı sahipleri ve ücretli Premier Erişimi erişimi olan yolcular yer alacak. 3. Grupta, pencere kenarındaki koltuklarda oturan yolcular, acil çıkış sırasındaki koltuklar ve gelir elde edilmeyen koltuklarda oturan yolcular olacak. 4. Grupta, orta koltukta oturanlar, 5. Grupta koridor koltukları yer alırken; 6. Ve son sınıfta ekonomi sınıf yolcular bulunacak.

adbanner