CHICAGO’DA FACİAYA RAMAK KALA!
ABD’nin Chicago Midway Havalimanı’nda korkunç bir kazanın eşiğinden dönüldü. Omaha’dan gelen Southwest Havayolları’na ait Boeing 737-800, Flexjet’e ait Challenger 350 tipi özel jet ile çarpışmaktan, son anda pilotların pas geçme hamlesiyle kurtuldu.
Federal Havacılık İdaresi FAA tarafından yapılan açıklamada, iş jetinin izinsiz olarak piste girdiği belirtildi. Kayıtlarda, hava trafik kontrolörlerinin, iş jetinin kokpit ekibine, kısa süre beklemeleri ve pisti kat etmemelerini söylediği duyuldu. Ancak iş jeti pilotları, kuleden gelen talimatlara uymadı ve adeta faciaya davetiye çıkardı. 22L pistinden kalkış izni alan iş jeti, olayın yaşandığı esnada, Southwest uçağının iniş yapacağı 31C pistini kat ediyordu.
FlightRadar24 verilerine göre, Southwest pilotları pas geçme hamlesi yapmadan önce, uçaklar arasında yaklaşık 2.050 ft (625 metre) mesafe kalmıştı.
Flexjet sözcüsü, olayın ardından şirketin “en yüksek emniyet standartlarına uyduğunu” ve konuyla ilgili kapsamlı bir soruşturma yapılacağını açıkladı.
Facianın kıl payı önlendiği olay üzerine ABD Ulaştırma Bakanı Sean Duffy, pilotların hava trafik kontrolörlerinin talimatlarına uymasının zorunlu olduğunu ve bu tip hatalar yapmaları durumunda lisanslarını kaybetmeleri gerektiğini söyledi.
Duffy, NBC Nightly News’e verdiği röportajda, son bir ay içinde, Washington’da askeri helikopter ve yolcu uçağının çarpıştığı kaza; Delta’nın CRJ900’ünün Toronto’ya inişte takla atması ve Chicago-Midway’deki pist ihlali dahil olmak üzere ABD’li havayollarının uçaklarının karıştığı olayların tamamında pilot hatalarının öne çıktığına vurgu yaptı.
NTSB başkanı Jennifer Homendy ise Chicago’da yaşanan ramak kala olayında Challenger 350’nin neden aktif pistte taksi yaptığı sorusuna cevap olarak, ‘araştırıyoruz’ yanıtı verdi. Homendy, NTSB olarak bunun bir hava trafik kontrolü sorunu olduğuna inanmadıklarını ve Flexjet ekibinin kontrolörden gelen talimatlara uymaması nedeniyle yaşandığını düşündüklerini söylemişti. Konuyla ilgili soruşturma sürüyor.
AVRUPA BİRLİĞİ RUSYA’YA AMBARGOYU ARTIRIYOR!
24 Şubat 2025’te, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmek üzere harekete geçişinin dördüncü yılına girildi. Avrupa Komisyonu da Rusya’ya yönelik yapıtırım paketinin, yeni maddeler eklenerek 16. kez güncellenen versiyonunu duyurdu.
Avrupa Komisyonu, Rusya’da iç hat uçuşları gerçekleştiren farklı ülkelere ait havayollarının, Avrupa’ya yaptıkları uçuşların yasaklanmasına yönelik maddeler de içeren yeni bir yaptırım paketi açıkladı.
Komisyon, açıklanan son paketin, enerji, ticaret, ulaşım, altyapı ve finansal hizmetler gibi, Rus ekonomisinin en önemli sektörlerini hedef aldığını ve Moskova’ya yönelik baskıyı daha da artırmak için tasarlandığını açıkladı.
Yaptırım paketi, ulaştırma sektöründe, Rusya’da iç hat uçuşları yapan veya Rus havayollarına havacılık ürünleri tedarik eden üçüncü ülke taşıyıcılarının listelenmesini sağlayacak şekilde genişletildi. Bu havayollarının AB ülkelerine uçmaları yasaklanacak. Bu yasak, Moskova’nın iki büyük havalimanı olan Vnukovo (VKO) ve Zhukovsky (ZIA) ile dört bölgesel havalimanındaki operasyonları etkiliyor.
Batılı ülkelerin yaptırımları nedeniyle, Rus havayolları büyük bir uçak sıkıntısı yaşıyor. The Kyiv Independent tarafından Aralık 2024’te hazırlanan bir rapora göre, Rusya’nın devlete ait uçak üreticisi United Aircraft Corporation, 2022’den bu yana üretmeyi hedeflediği 108 yolcu uçağından yalnızca yedisini üretmeyi başarabildi.
Ekim 2024’te Rusya Ulaştırma Bakanlığı, Kazakistan da dahil olmak üzere, bazı Orta Asya ülkelerinin havayollarının Rusya’da iç hat uçuşları yapması için görüşmeler yapıldığını duyurdu. Kazakistan’ın en büyük havayolu şirketi Air Astana ise Rusya Federasyonu sınırları içinde iç hat uçuşları yapmayı düşünmedklerini açıkladı.
Rusya hava sahasının, yaklaşık 40 ülkenin havayollarına kapatılmasıyla, en çok etkilenen pazarlar Avrupa-Asya ve Asya-Kuzey Amerika rotaları oldu. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği IATA’ya göre buna ABD ile Kuzeydoğu Asya arasındaki ve Kuzey Avrupa ile Asya’nın çoğu arasındaki uçuşlar da dahil.
RUSYA ABD’YE YAKINLAŞIYOR!
Öte yandan Rusya Dışişleri Bakanlığı, 27 Şubat’ta İstanbul’da Rusya’nın Kuzey Amerika temsilcisi Alexander Darchiev ile ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Sonata Coulter arasında gerçekleşen toplantının ayrıntılarını duyurdu. Her iki ulusun çıkarları doğrultusunda ikili ilişkileri iyileştirmeye odaklanılması gerektiğinin konuşulduğu toplantıda Rusya, ABD’ye doğrudan uçuşların yeniden başlatılmasını talep etti. Ruslar, ABD’nin hava sahası yasağı ve Rusya’ya yönelik ambargoyu kaldırmasını istedi.
Yaptırımlar öncesinde de hiçbir ABD’li havayolu Rusya’ya uçmuyordu. İki ülke arasında sadece Rusya’nın ulusal havayolu Aeroflot direkt uçuyordu.
ABD’nin hava sahasını Rusya’ya açması durumunda Rusya da kendi hava sahasını ABD’ye açacak. Bu da ABD’li havayollarının Hindistan ve Kuzey Asya’ya yaptığı uçuşlarda Rus hava sahasını kullanarak ciddi bir zaman ve para kazanması anlamına gelebilir. Rusya’nın ilişkileri iyileştirmek istemesinin en önemli nedeni ise Rus havayollarının yeni uçak alamaması; mevcut uçaklar için yedek parça, bakım ve servis hizmetine erişemiyor olması ile ülkede havacılık sektörünün derin bir çıkmaza girmesi olduğu düşünülüyor. Rusya bu krize kalıcı bir çözüm arıyor.
KABİN BAGAJINDA POWERBANK YASAĞI GENİŞLİYOR!
28 Ocak’ta Hong Kong’a gitmeye hazırlanan Güney Koreli Air Busan Havayolları’na ait Airbus A321, kalkıştan kısa süre önce Busan-Gimhae Havalimanı’nda (PUS) alev aldı. Uçaktaki 176 kişi, acil durum tahliye kaydırakları kullanılarak uçaktan güvenli bir şekilde tahliye edildi.
Uçağın üst gövdesi büyük ölçüde yanarken; kanatlar ve motorlar durumdan etkilenmedi. Güney Koreli yetkililer tarafından yürütülen soruşturma devam ederken, uçaktaki yangının büyük olasılıkla, arka kısımdaki yolculardan birine ait olan ve baş üstü dolabında bulunan çantalardan birinin içindeki lityum iyon bataryadan kaynaklanan termal kaçak nedeniyle çıktığı tahmin ediliyor.
Tayvan merkezli EVA Air, uçuş sırasında yangın riski konusunda endişeler arttığı için uçakta taşınabilir şarj cihazlarının kullanımını yasakladı. Uçuş sırasında bu tür cihazların sınırsız kullanımı ve aşırı ısınmaları nedeniyle potansiyel yangın riskleri oluştuğuna vurgu yapıldı.
Bugüne kadar EVA Air yolcuları, powerbank olarak da bilinen, taşınabilir şarj cihazları ve lityum iyon pilleri yalnızca kabin bagajlarında taşıyabiliyordu. Uçak altına verilen bagajlarda taşımaları yasaktı. Havayolu, yolcularına, uçağa binmeden önce elektronik cihazlarını tam şarj etmeleri ve koltuklarında bulunan AC ve USB şarj çıkışlarını kullanmalarını tavsiye ediyor.
Tayvanlı bir başka havayolu olan China Airlines da Şubat 2025’in başlarında, birkaç Güney Koreli havayolunun ardından, yolcuların taşınabilir şarj cihazlarını kabin bagajlarında taşımalarını yasaklamıştı. China Airlines’ın bölgesel yan kuruluşu olan Mandarin Airlines da aynı kuralı uyguluyor. Tayvan’ın diğer büyük taşıyıcısı Starlux Havayolları ise 2018’deki lansmanından bu yana taşınabilir şarj cihazlarını kesinlikle uçağa kabul etmiyor.
Lityum-iyon piller içeren powerbank cihazlarıyla ilgili korkular, ilk olarak 3 Eylül 2010’da UPS Havayolları’na ait Boeing 747’nin Dubai’de yaşadığı kaza ile gündeme geldi. Dubai’den Köln’e uçan 747’nin ana kargo kompartmanındaki konteynerlerinden birinde başlayan yangın kontrol altına alınmadı ve uçağın tamamına yayıldı. Yangının, termal kaçak nedeniyle, konteynerde bulunan 81.000 lityum-iyon pilden birinde başladığı keşfedildi. Uçak düştü ve uçaktaki her iki mürettebat üyesi de yaşamını yitirdi.
Avrupa’da ise şimdilik havayolları taşınabilir şarj cihazlarının kullanımı konusunda kendi kurallarını uyguluyor. Avrupa’nın en büyük düşük maliyetli havayolu Ryanair, taşınabilir şarj cihazlarının artık hiçbir uçuşta kullanılmasına izin verilmeyeceğini duyurdu.
KAYIP MALEZYA UÇAĞINI ARAMA ÇALIŞMALARI YENİDEN BAŞLADI!
8 Mart 2014’te Malezya Havayolları’na ait Boeing 777, Kuala Lumpur-Pekin uçuşu esnasında ortadan kayboldu. 227 yolcu ve 12 mürettebat bulunan uçakta, 153’ü Çin, 38’i Malezya’dan olmak üzere 14 farklı ülkenin vatandaşları bulunuyordu.
Uçağın kaybolma nedeni hiçbir zaman doğrulanmamış olsa da şu ana kadar ortaya atılan teoriler arasında mekanik arıza, uçak kaçırma girişimi veya kokpitteki pilotların kasıtlı müdahalesi ihtimalleri öne çıkıyor. Uçağın neden rotasından çıkıp Hint Okyanusu’na yöneldiğine dair sorular ise cevapsız. Malezya hükümetinin 2018’de hazırladığı 449 sayfalık raporunda “Uçuş rotasındaki değişiklik muhtemelen manuel girdilerden kaynaklandı” ifadesi kullanılmıştı.
Hint Okyanusu’na düştüğü varsayılan uçağı bulmak için yeni bir arama çalışması başlatıldı. 26 Şubat’ta Malezya Ulaştırma Bakanı Anthony Loke, ABD ve İngiltere merkezli deniz robotik firması Ocean Infinity’nin, kaybolan uçağın ardındaki gizemi çözmek için yeni bir çalışmaya başladığını duyurdu.
Marine Traffic’ten alınan canlı verilere göre, Ocean Infinity’nin arama gemisi Armada 7806, Avustralya’nın batı kıyılarından 1.000 milden fazla uzakta bulunuyor.
Bakan Loke, hükümet ve arama çalışması yapan şirket arasındaki sözleşmenin hala tamamlanma aşamasında olduğunu söylerken; Ocean Infinity’nin Malezya hükümetine çeşitli uzmanlardan elde edilen görüşler ışığında, yeni ve daha güvenilir bir arama bölgesi sunduğunu açıkladı.
Bakan Loke, 2018’deki arama çalışmalarında gözden kaçırdıkları alanların Ocean Infinity tarafından belirlendiğini, bu yüzden çalışmanın başarılı sonuçlanacağından emin oldukları konusunda, kendilerini ikna ettiğini söyledi. Hükümetin de bu nedenle arama çalışmalarının yeniden başlamasına izin verdiğini aktardı.
Ocean Infinity, Malezya Havayolları’nın kaybolan Boeing 777 uçağını aramak için son derece gelişmiş otonom su altı araçları (AUV) kullanacak. Aralık 2024’te Malezya hükümeti, uçağı bulmak için yeni bir arama çalışmasının, okyanusta Batı Avustralya kıyılarındaki 15.000 kilometrekarelik alana odaklanacağını açıklamıştı.
Kazadan sonraki üç yıl boyunca, yüz milyonlarca dolara mal olan ve 120.000 kilometrekarelik alanı kapsayan geniş bir arama çalışması yapıldı. Çalışmalar resmi olarak 2017’nin başlarında sona erdi. 2018’de Ocean Infinity, birkaç ay sürecek yeni bir çalışma başattı ve istenen sonuç alınamadı. Son altı yıldır uçağın enkazını bulabilmek için ciddi bir çaba sarf edilmedi.
Ocean Infinity ile yapılan sözleşme gereği, şirket kayıp uçağı bulursa 70 milyon dolarlık ücreti almaya hak kazanacak.
EN GENÇ FİLOYA SAHİP HAVAYOLLARI AÇIKLANDI!
50000’den fazla uçak, 6500 havalimanı ve 5000 havayolunun yer aldığı en kapsamlı ve güncel havayolu bilgi tabanına sahip olan Ch-aviation, her yıl olduğu gibi bu yıl da dünyanın en genç filoya sahip havayollarını açıkladı.
ch-aviation, modern filolara yatırım yapan havayollarını onurlandırmak için En Genç Uçak Filosu Ödülü’nü uzun yıllardır veriyor. Yeni nesil uçakları bünyesine katarak havacılık sektöründeki CO2 emisyonlarını önemli ölçüde azaltan ve yakıt verimliliği sağlayan havayolları, sürdürülebilirlik, sürekli yenilik ve ilerleme konusunda örnek gösteriliyor. Tamamen manipüle edilemeyen uçak verilerine dayandırılarak verilen ödülleri kimin kazanacağını belirlemek için jüri veya başka herhangi bir öznel parametre kullanılmıyor.
Filosunda 100’den fazla uçak bulunan havayolları arasında, en genç filoya sahip havayolu, Hindistanlı IndiGo olarak açıklandı. Gurugram merkezli havayolu, bu kategoride üst üste üçüncü kez aynı ödülü almaya hak kazandı. IndiGo’nun şu anda 125’ten fazla varış noktasına hizmet veren 400’den fazla uçağın yer aldığı filosu bulunuyor. IndiGo uçaklarının yaş ortalaması ise 4.38.
Pegasus Havayolları, 100’den fazla uçağı bulunan havayolları kategorisinde IndiGo’nun ardından ikinci sırada yer aldı. Filosundaki 118 uçağının ortalama yaşı 4.66 olarak belirlenen havayolu, 51 ülkede 151 farklı destinasyona uçuş yapıyor.
Aynı listenin devamında üçüncü sırada, filodaki 227 uçağının yaş ortalaması 4.77 olan Wizz Air yer aldı. Dördüncü sırada 159 uçağının yaş ortalaması 4.77 olan ABD’li Frontier ve beşinci sırada 213 uçağının yaş ortalaması 5.93 olan bir başka ABD’li Spirit Havayolları bulunuyor.
Filosundaki uçak sayısı açısından herhangi bir filtreleme yapılmadığında, dünyanın en genç filoya sahip havayolu ise filosundaki 26 Airbus uçağının yaş ortalaması 2.62 olan, 2017 yılında kurulan, bugün tek bir noktadan 31 farklı destinasyona hizmet veren Tayvanlı Starlux oldu.
İkinci sırada, filosundaki 8 uçağının yaş ortalaması 3.36 olan ve 2023 yılında kurulan KM Malta Airlines yer aldı. Üçüncü sırada ise 38 uçağının yaş ortalaması 3.58 olan, 7 ülkede 28 destinasyona uçuş gerçekleştiren Suudi Arabistan merkezli flydeal bulunuyor.
Ch-aviation bölgeler bazında en genç filoya sahip havayollarını da ayrı listeler halinde açıklıyor. Buna göre Afrika kıtasında en genç filo Uganda Havayolları’nda, Asya kıtasında Starlux Havayolları’nda, Avrupa kıtasında KM Malta Havayolları’nda, Kuzey Amerika’da Arajet Havayolları’nda, Güney Amerika’da JetSmart’ta ve Okyanusya’da ise Fiji Airways’te bulunuyor.