Şampanya, ticari havacılığın başlangıcından bu yana, uçaklarda ikram edilen en temel içeceklerden biri haline geldi. Havayollarının çektiği sayısız reklam filminde, kabin görevlilerinin, her zaman neşeli yolcularına bir kadeh altın renkli sıvı ikram ettiği sahneleri görüyoruz. Peki, bulutların üzerindeyken şampanyanın tadına ne kadar varılabilir? Gelecekte, uzay yolculukları sırasında da şampanya bir klişe haline gelebilir mi?
Dünyanın dört bir yanındaki havayolları, en seçkin yolcularına uçakta şampanya ikram etmeye çalışıyor. Air France, Emirates, Japan Airlines ve çok sayıda havayolu, lüks otellerde ikram edilen vintage ürünlere benzer şampanyaları yolcularına sunabilmek için büyük bir rekabet halinde. Çoğu havayolu, müşterilerine Fransız menşeili köpüklü şaraplarını sunmaktan çekinmiyor.
Uçuşta sipariş edilen yiyecek ve içeceklerin, yerdekiyle aynı tada sahip olmaması herkes tarafından bilinen bir gerçek. Tatların algılanmasındaki bu farklılığın, bilimsel bir açıklaması var.
Fraunhofer Yapı Fiziği Enstitüsü tarafından yürütülen ve Almanların ulusal havayolu Lufthansa tarafından gerçekleştirilen bir araştırma, havada tüketildiğinde “tuzun %20-30 daha az yoğun, şekerin ise %15-20 daha az yoğun olarak algılandığını” ortaya çıkardı. Bunun nedeni, kabin içindeki basınçlandırılmış havanın kuru olması . Tatlı ve tuzlunun aksine, dilimizdeki asit algısı, gökyüzünde neredeyse hiç etkilenmiyor. Kabindeki dolaşımlı ve kuru hava, aynı zamanda burnumuzun kokuları tam olarak algılayabilmesini de engeliyor. Bu da algılanan tat duyusunun %80’ini oluşturuyor.
Yapılan bu çalışma yiyeceklere odaklansa da aynı durum içecekler için de geçerli. Bu nedenle gökyüzünde daha etkileyici ama fazla asidik olmayan şarapların tercih edilmesi öneriliyor. Yolculara, içkilerini uçuşun hemen başında ve ortam koşulları, duyularınızı etki altına almadan tüketmeleri de öneriliyor. Küresel olarak, uçaklarda en çok tercih edilen içeceğin domates suyu olması klişesi de tam olarak bu sebeplere dayanıyor.
Uçakta şampanyanın gerçekten çıkarmak oldukça zor. Yüksek irtifalarda, şampanyanızı incelediğinizde, yerde yaptığınız gözleme göre, yüzeye çarpan daha ince kabarcıkların sürekli akışı yerine, bardağın duvarlarına yapışan daha büyük kabarcıklar ürettiğini görebilirsiniz. Bu durum, şampanyanın aromasında genel bir azalmaya neden olabilir.
Uzay Yolculuğunda Şampanyanın Yeri Ne Olacak?
Öngörülebilir gelecekte uzay turizminin yalnızca zenginlerin yaşayabileceği bir lüks olarak kalması muhtemel. Peki uzay yolculuğuna çıkan kişiler, Dünya’nın yörüngesinde dönerken, yaptıkları uzay yolculuğunu bir kadeh şampanyayla kutlayabilecek mi?
İlgili İçerik | First Class Yolcu İçkisini Ekonomi Yolcusuyla Paylaşabilir mi?
Şimdilik uzayda şampanya içmek, deneyimlenebilir olmaktan çok uzak. Yerçekimi olmadığı için sıvılar şişeden dışarı akamaz. Bu nedenle Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki astronotlar, içme suyunu da bir keseden pipet yardımıyla emmek zorunda kalıyor.
Fransız tasarımcı Octave de Gaulle (Fransa’nın eski cumhurbaşkanı Charles de Gaulle’nin büyük büyük yeğeni) bu gerçeği değiştirmek istiyor. Ajansı Spade, bir gün uzayda insanlara eşlik edebilecek nesnelerin tasarımı ve incelenmesi konusunda uzmanlaşmış durumda. Spade, 2015’ten bu yana, şampanya üreticisi Mumm ile uzay yolcularının şampanyanın tadını olması gerektiği gibi çıkarmalarına olanak sağlayacak bir çözüm bulmak için işbirliği yapıyor.
Novespace’nin, Airbus A310 uçağıyla Zero-G uçuşlarını da içeren üç yıllık çalışmaların ardından, de Gaulle nihayet çözümünü açıkladı: Şişenin ağzına yerleştirilecek bir halka ile basınçlı şampanya küçük bir köpük küresine dönüştürülüp, daha sonra küçük bir kadehle toplanabilir.
Bu şişenin yörünge yolculuğunda hayatta kalıp kalamayacağı henüz bilinmiyor. Uluslararası Uzay İstasyonu’nda alkol (çoğunlukla) yasak olsa da şişe, Elon Musk’un SpaceX’i, Jeff Bezos’un Blue Origin’i veya Richard Branson’ın Virgin Galactic’i gibi uzay turizmi şirketlerinin dikkatini çekebilir.
