BOEING İÇİN ŞÜPHELİ ÖLÜMLER DEVAM EDİYOR!
Yaklaşık 2 ay önce, Boeing eski Kalite Müdürü John Barnett, 787 Dreamliner uçaklarındaki üretim kusurları ile ilgili olarak, mahkemede Boeing aleyhine ifade vermesine bir gün kala, aracında ölü bulundu. Güney Carolina makamları, olayı bariz bir şekilde intihar vakası olarak raporladı.
Barnett’in şüpheli intiharına ilişkin soruşturma devam ederken, Boeing uçaklarının gövdelerini üreten, ABD’li imalatçının en büyük tedarikçisi durumundaki Spirit AeroSystems şirketinde kalite denetçisi olarak görev yapan ve uçaklardaki üretim kusurlarını açıkladığı için “itirafçı” olarak anılan Joshua Dean de aniden rahatsızlandı ve yaşamını yitirdi. Üst üste yaşanan iki ölüm, Boeing ile ilgili korkunç soru işaretleri oluşturdu.
Joshua Dean, kalite denetçisi olarak görev yaptığı Spirit AeroSystems şirketini, son yıllarda arka arkaya yaşanan kazalar ve emniyet kusurları nedeniyle itibarı zedelenen Boeing 737 MAX uçaklarının üretimindeki problemleri görmezden gelmekle suçlamıştı.
Dean’in ölümü, 5 Ocak’ta Alaska Havayolları’na ait 737 MAX 9 uçağının acil çıkış kapısının havada patlamasından bu yana, otoriteler, havayolları ve tüm havacılık camiası tarafından daha fazla incelemeye alınan Boeing’i zor durumda bıraktı.
Acil çıkış kapısının havada kopması olayının ardından, Boeing uçaklarındaki emniyet sorunlarıyla bağlantılı olumsuz manşetler, ABD’li imalatçının itibarını zedeliyor. Yapılan anketlerde, pek çok seyahatsever, Boeing yerine Airbus uçaklarıyla seyahat etmek için daha fazla para ödeyebileceğini söylüyor. Geçtiğimiz günlerde, YouTube kanalımızda Boeing’teki krizi tüm detaylarıyla ele almıştık.
Sektörde uzun yıllara dayanan bir deneyime sahip olan makine mühendisi Dean, Mart 2019 ile Mayıs 2020 arasında Spirit’te görev yaptı ve toplu işten çıkarmalar sırasında, işine son verilen çok sayıda çalışan arasında yer aldı.
Mayıs 2021’in sonlarında, ürün ve süreç doğrulama departmanında, temel kalite denetçisi olarak Spirit’e geri döndü. Daha sonra Dean’ın sözleşmesi, Spirit tarafından Nisan 2023’ün sonlarında feshedilene kadar, 2. seviye stres mühendisi olarak çalıştı.
Aralık 2023 tarihli dava dosyasına göre, Joshua Dean, Ekim 2022’de Boeing’in Wichita’daki üretim tesisinde uygulanan standartları uygunsuz olarak nitelendirdi ve “aşırı miktarda kusur” olduğuna yönelik bir yorum yaptı. Ancak bu tespitleriyle ilgili herhangi bir aksiyon alınmadı. Dava dosyasında yer alan bilgilere göre Spirit, Dean tarafından tespit edilen sorunları, 10 ay sonra, Ağustos 2023’te bağımsız raporlamalarda ortaya çıkana kadar, yatırımcılardan “gizledi”.
Dean, bir denetim sırasında, dikey kuyruğu gövdeyle birleştiren bağlantı elemanlarındaki üretim kusurunun tespit edilememesi nedeniyle kovuldu. Ancak, Dean, bir misilleme olarak haksız gerekçeyle kovduğunu iddia etti. Dava dosyasında Dean, “günah keçisi ilan edilerek susturulmak” istendiğini belirtti.
Dean ayrıca çalıştığı Spirit şirketini, 737 üretim hattının üst düzey kalite yönetiminde ciddi ve ağır suiistimal olduğu gerekçesiyle, Federal Havacılık İdaresi – FAA’ye şikayet etti. Yürütülen soruşturma sonunda, Dean’in iddialarının önemli olduğuna kanaat getirildi ancak daha fazla ayrıntı paylaşılmadı.
45 yaşındaki Dean’in ani ölümü, sosyal medya üzerinden, teyzesi ve kız kardeşi tarafından duyuruldu. Annesi Facebook’ta Nisan ayında zatürreye yakalandığını ve MSRA enfeksiyonu nedeniyle felç geçirdiğini yazdı.
Seattle Times, Dean’in “sağlık durumunun iyi olduğunu ve sağlıklı bir yaşam tarzına sahip olmasıyla tanındığını” ancak “ani ve hızla yayılan bir enfeksiyona” yakalandıktan sonra öldüğünü yazdı.
Dean’ın avukatı Brian Knowles, El Cezire’ye yaptığı açıklamada onun ölümünü “havacılık camiasının kaybı” olarak nitelendirdi. Spirit sözcüsü ise Dean’ın ani şekilde hayatını kaybetmesinin, şirket için “şaşırtıcı bir haber” olduğunu söyledi.
THY AIRBUS VE ROLLS ROYCE İŞ BİRLİĞİ YAPACAK!
Eylül ve Aralık 2023’te, 150 adet A321neo ve 80 adet A350 ailesi uçağı için verilen tarihi siparişin ardından, Türk Hava Yolları, Airbus ve Rolls Royce, Stratejik Türkiye İlerleme Programı (STEP) duyurdu. STEP kapsamında, önümüzdeki 15 yıl boyunca iş birliğinin artırılması ve ekonomik değer yaratılması hedefleniyor.
Türk Hava Yolları, Airbus’a verdiği mega siparişin bir parçası olarak hem uçakların hem de uçağa güç veren motorların bazı parçalarının Türkiye’de üretilmesini şart koştu. Bu sayede, liste fiyatı 70 milyar Dolar’ı bulan sipariş bedelinin, bir kısmı, Türk şirketlere geri dönecek.
Türk Hava Yolları filosunda şu anda 18 adet A350 bulunuyor. Airbus’a verilen uçak siparişleri ile beraber, motor üreticisi Rolls Royce şirketine de 120 adet Trent XWB-84 ve 40 adet Trent XWB-97 siparişi verildi. Bu gelişme, Türk Hava Yolları’nı Airbus A350 uçaklarına güç veren Trent XWB motorlarının, dünyadaki en büyük operatörü haline getiriyor.
STEP kapsamında Türkiye, Rolls-Royce’nin araştırma pazarı olacak. Yapılan ortaklık doğrultusunda Rolls-Royce, potansiyel bir MRO operasyonu kurulması ve daha fazla tedarik zinciri çözümleri dahil olmak üzere, Türkiye’de bir dizi endüstriyel girişimin uygulanması konularında araştırmalara başlayacak. Airbus ise Türkiye’deki iş birliğini artırmak ve özellikle tedarik zinciri, beceri gelişimi ve sürdürülebilirlik alanlarında Türk firmalar ile iş birliği yaparak THY’nin büyüme hedeflerine destek verecek.
Türkiye, 20 yılı aşkın bir süredir Airbus’ın tedarik zincirinin ayrılmaz bir parçası durumunda. A220’den A350’ye kadar tüm Airbus ticari uçaklarında Türkiye’den tedarik edilen parçalar bulunuyor. Türkiye’de, 3.500’ün üzerinde havacılık istihdamı Airbus tarafından doğrudan destekleniyor. Airbus tarafından Türkiye’den yapılan ihracat, 2023 yılı sonunda 4 milyar Dolar’ı aştı. STEP’in de desteğiyle 2030 yılına kadar 6-7 milyar Dolar’ı aşması bekleniyor.
Bu anlaşma sayesinde Türk firmaları için 20 milyar dolarlık iş hacmi oluşturulacak. Bu stratejik hamlenin, THY’nin küresel havacılık sektöründeki konumunu güçlendirmesinin yanı sıra, Türkiye’nin havacılık ve uzay misyonuna önemli ölçüde katkıda bulunması hedefleniyor.
Türk Hava Yolları, 10 yıllık filo büyüme hedefleri kapsamında 235 uçak alımı için hem Boeing hem de Airbus ile görüşmelerini sürdürüyor. Bugüne kadar yeni uçak alırken Airbus ile Boeing arasında her zaman denge politikası uygulayan THY, Boeing’in devam eden üretim ve kalite sorunları nedeniyle siparişler için acele etmeme kararı aldı.
THY Rusya-Meksika Arasında Bilet Satmıyor
Öte yandan Latin Amerika ülkelerine yaptığı uçuşlara, Rus yolcuları almaması ile gündeme gelen Türk Hava Yolları, şimdi de rezervasyon sisteminde, Rusya’dan Meksika’ya bilet satışını durdurma kararı aldı.
THY, 31 Temmuz’a kadar, Rusya’daki tüm şehirlerden, Meksika’daki tüm şehirlere bilet satışını durdurdu. Rusya-Meksika rotasında tüm biletler tükendi olarak görülürken; Rusya’daki herhangi bir şehirden İstanbul’a ve İstanbul’dan Meksika’daki herhangi bir şehire ayrı ayrı rezervasyon yapılmak istendiğinde, bilet alabilmek mümkün.
1 Ağustos 2024 itibarıyla Rusya çıkışlı ve Meksika varışlı uçuşlara yeniden rezervasyon yapılabiliyor. Kısıtlamanın, ne zaman kalkacağı şimdilik bilinmiyor.
Bu kararın nedeninin çok sayıda Rus vatandaşının, ABD’ye göç etmeye çalışması ve bu yolculuğu Meksika üzerinden gerçekleştirmeleri olduğu tahmin ediliyor. Rus yetkililerin THY’nin bilet satmama hamlesinden çok memnun olmayacağı kesin. Bu kararın iki ülke arasında siyasi bir krize neden olup olmayacağı ise büyük bir merak konusu.
İÇ HAT UÇAK BİLETİNDE TAVAN FİYAT 4.000 TL
Türk sivil havacılık sektöründe, iç hat biletlerinde tavan fiyat uygulaması Aralık 2013’te başladı. Ekonomi sınıfında, tek yön biletin tavan fiyatı, 299 TL (yaklaşık 150 Dolar) olarak belirlendi. Daha sonra tavan fiyat, kademeli şekilde artırıldı.
2021’in son günlerinde 500 TL’den 600 TL’ye; 2022’de, sırasıyla 700 TL’ye, 899 TL’ye, Haziran’da 990 TL’ye; Ağustos’ta ise 1150 TL’ye yükseldi.
Temmuz 2023’te ise ilk kez kademeli tavan fiyat uygulamasına geçildi. Buna göre, uçaktaki koltuk kapasitesinin %85’i için tavan fiyat 1.650 TL; kalan %15’lik kısım için ise 2.500 TL olarak belirlendi.
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) tarafından takibi yapılan tavan fiyat tarifesi Nisan 2024’te yeniden güncellendi. Yeni tarifeye göre tavan fiyat, 1 Mayıs 2024 – 31 Temmuz 2024 tarihleri arasında; uçuştaki biletlerin %80’i için 2.000 TL, bu biletlerin satılması sonucunda kalan %20’lik kısım için ise 3.250 TL olarak uygulanacak. Kararın alındığı tarih itibariyle, 3.250 TL yaklaşık 100 Dolar’a karşılık geliyor.
Öte yandan tavan fiyatın, 1 Ağustos 2024 tarihinden itibaren ise uçuştaki biletlerin %80’i için 2.500 TL, kalan %20’lik kısım için ise 4.000 TL olarak uygulanmasına karar verildi.
Böylece, 1 Mayıs 2024 itibariyle, iç hat biletinde tavan fiyat, 10 yılda TL cinsinden yaklaşık 11 kat artsa da Dolar cinsinden tam 1,5 kat azalmış oldu.
Havacılık sektöründe neredeyse tüm giderler Dolar’a endeksli. Havayolları, tavan fiyat uygulamasının kaldırılmasını istiyor. Çünkü bu senaryoda, tavan ve taban fiyatlar birbirine çok yakınsıyor. Uçaktaki neredeyse herkes, tavan fiyata yakın ücret ödeyip bilet alıyor.
Havayolları, tavan fiyattan vazgeçilirse, arz-talep dengesine göre daha sağlıklı bir fiyatlama yapılabileceğini söylüyor. Ancak tavan fiyat kalkarsa, özellikle yaz sezonunda veya bayram tatili gibi yoğun dönemlerde, bilet fiyatlarının 8-10 bin TL seviyelere çıkması da olası.
Petrol fiyatlarının artışı, ABD Doları’nın güçlenmesi; pandemide havayollarının büyük darbe alması gibi etkiler neticesinde dünya genelinde uçak bileti fiyatları artmaya devam ediyor. Ülkemizde Türk Lirası’nın aşırı değer kaybına bağlı olarak ortaya çıkan kur krizi de bunlara eklendiğinde, bilet fiyatlarının, önümüzdeki günlerde daha da yükseleceği kesin!
RUSYA KAYNAKLI GPS PARAZTİLERİ UÇUŞLARI ETKİLİYOR!
Günümüzde havayolları, özellikle Rus hava sahasının kapalı olmasıyla nedeniyle pek çok operasyonel zorlukla karşı karşıya. Geçtiğimiz hafta bu konuyda ilginç bir gelişme daha yaşandı.
Finlandiya’nın ulusal havayolu Finnair, 29 Nisan ile 31 Mayıs tarihleri arasında başkent Helsinki (HEL) ile Estonya’nın Tartu (TAY) şehirleri arasındaki uçuşlarını, Rusya kaynaklı GPS karıştırıcı sinyaller nedeniyle askıya aldı. Tartu, Estonya’nın Rusya sınırına yakın ikinci büyük şehri durumunda. Finnair, bu şehire uçuş yapan tek havayolu konumundaydı. Oneworld ittifakı üyesi olan havayolu, 252 kilometrelik bu rotadaki uçuşlarını, ATR-72 turboprop uçaklarıyla gerçekleştiriyor.
Uçuşların durdurulma sebebi, Tartu Havalimanı’nda kullanılan yaklaşma yöntemlerinin GPS sinyallerine dayanıyor olası. Bölgede oldukça yaygın olan GPS parazitleri, bu yaklaşma yönteminin sorunsuz kullanılabilirliğini etkiliyor ve uçakların emniyetli bir şekilde inmesi için bir risk oluşturuyor.
Yakın geçmişte Tartu’ya giden iki Finnair uçağı, GPS parazitlerinin, yaklaşmayı engellemesi üzerine, Helsinki’ye geri dönmek zorunda kaldı. Finnair, havaalanına GPS sinyali olmadan emniyetli ve sorunsuz bir operasyona olanak tanıyan yaklaşma yöntemi oluşturana kadar bu rotadaki uçuşları askıya aldı.
Finnair, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal için harekete geçtiği Şubat 2022’den bu yana artan GPS parazitleri ile mücadele eden tek şirket değil. EASA, Fransız Sivil Havacılık Otoritesi ve Finlandiya Traficom’un da aralarında bulunduğu birçok sivil havacılık kuruluşu, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından uçuşları etkileyen GPS sinyal kesintilerinde artış olduğunu raporluyor. EASA raporuna göre, GNSS parazitlerinin, 24 Şubat 2022’den bu yana arttığı dört bölge: Baltık Denizi ve komşu devletler tarafından çevrelenen Kaliningrad Bölgesi, Doğu Finlandiya, Karadeniz, Kıbrıs, Türkiye, Lübnan, Suriye ve İsrail’in yanı sıra Kuzey Irak yakınlarındaki Doğu Akdeniz bölgesi olarak tespit edildi.
Uçaklarda, GPS sinyaline müdahale edildiğinde pilotların kullanabilecekleri alternatif navigasyon sistemleri olduğu için, normalde GPS parazitleri, uçuş rotaları veya emniyetini etkilemiyor. Ancak Tartu Havalimanı’nda olduğu gibi alternatif yaklaşma yöntemi bulunmayan havalimanlarında, bu hayati bir sorun haline gelebiliyor.
13 Mart 2024’te, İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps’ı taşıyan Kraliyet Hava Kuvvetleri’ne ait Falcon 900LX uçağı, Polonya’ya düzenlenen resmi gezi sırasında, Rusya’nın Kaliningrad yerleşim bölgesi yakınlarında GPS parazitleriyle karşılaşmıştı.
DUBAI AL MAKTOUM DÜNYANIN EN BÜYÜK HAVALİMANI OLACAK!
Dubai Havalimanı, Dubai’ye hizmet veren en büyük uluslararası havalimanı durumunda. Dünyanın en yoğun havalimanları listesinde üst sıralarda yer alan ve geçtiğimiz yıllarda 100 milyon (yıllık) yolcu sayısına bir hayli yaklaşan Dubai Havalimanı, uluslararası yolcu sayısı bakımından ise zirveyi kimseye kaptırmıyor. Bu durumun nedeni, Emirates’in Dubai’yi küresel bir merkez haline getiren, kapsamlı uçuş ağı.
Ancak Dubai’nin daha büyük hedefleri var. Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Abu Dabi’nin de çok yakınında yer almasına rağmen Dubai’de aktif hizmet veren ikinci bir havalimanı daha bulunuyor. Resmi adı Dubai Al Maktoum Havalimanı (DWC) olan bu meydan, genellikle Dubai World Central Havalimanı olarak anılıyor.
Dubai Al Maktoum Havalimanı (DWC) teknik olarak 2010 yılında açıldı. Başından beri amaç, Al Maktoum Havalimanı’nın bölgedeki yeni merkez haline gelmesi ve Emirates’in bu havalimanına taşınmasıydı. Ancak işler planlandığı gibi gitmedi ve hükümet, bu hedefe tam anlamıyla sadık kalamadı.
Başlangıçta, havalimanının 2017 yılında tamamen faaliyete geçmesi planlanıyordu, ancak küresel mali kriz, bu hedefin 2027’ye ötelenmesine neden oldu. 2019’da, havalimanının genişleme projesi donduruldu. Geleceği bu kadar belirsiz olan bir havalimanına para harcamaya devam etmek istenmedi. Bu gelişmenin arkasındaki temel sebep, Birleşik Arap Emirlikleri’nde 2010’dan bu yana en yavaş büyümenin 2018’de gerçekleşmesiydi. Ardından pandemi başladı ve tüm planlar alt üst oldu.
Havaalanı şu anda öncelikle kargo uçaklarına hizmet veriyor ve Emirates’in aktif olarak hizmet vermeyen uçaklarının çoğu buraya park ediliyor. Pandemi sırasında Dubai Al Maktoum Havalimanı, dev bir Airbus A380 ve Boeing 777 parkına dönüşmüştü.
Dubai Emiri Muhammed bin Rashid Al Maktoum, geçtiğimiz günlerde Dubai Al Maktoum Havalimanı ile ilgili yaklaşık 35 milyar Dolarlık proje için düğmeye bastı. Yeni plan doğrultusunda, Dubai Al Maktoum Havalimanı, dünyanın en büyük havalimanı olacak.
Dubai Al Maktoum Havalimanı (DWC) inşaat tamamlandığında yıllık 260 milyon yolcu kapasitesine ulaşacak. 70 kilometre karelik bir alan kaplayacak meydan, mevcut Dubai Uluslararası Havalimanı’nın beş katı büyüklüğünde olacak. Al Maktoum Havalimanı, 400’e yakın uçak kapısına sahip, beş farklı yolcu terminali ve beş paralel pist bulunacak.
Havalimanı genişletime projesi aynı zamanda Dubai South Projesi’nin bir parçası haline gelecek. Bu kapsamda, önümüzdeki yıllarda havalimanı çevresinde büyük bir şehir inşa edilecek. Yeni kurulacak bölgede, yaklaşık bir milyon insan için konut da inşa edilecek. Havalimanı ve yeni kurulacak şehir, Dubai şehir merkezinin biraz güneyinde kaldığı için, havaalanına gidiş-dönüş konusunda toplu taşıma seçenekleri de öncelik haline gelecek. Bu alanda da ciddi yatırımlar yapılacak.
Yenilenen genişleme planına göre, tüm operasyonların on yıl içinde yeni Dubai Al Maktoum Havalimanı’na taşınması hedefleniyor. Yani en geç 2034 yılına kadar Emirates’in yeni evi Al Maktoum Havalimanı olacak.