COVID-19 ile tanışıp evlerimize kapanmamızın üzerinden tam bir yıl geçti. Aşı konusunda insanların yaşadığı hayal kırıklığı, salgın duvarına çarpma olasılığının giderek artması ve son bir yıllık zorlu süreç boyunca biriktirilen stres ve yorgunluk ile başa çıkmanın yolları aranıyor.
Bu toplu tükenmişliğin ortasında, insanların bu sorunları yenip, düzlüğe çıkabilmek konusunda iyimser kalmasını sağlayan en önemli detaylardan biri, gelecekteki seyahat rezervasyonları.
İnsanlar Seyahat Etmeyi Dört Gözle Bekliyor!
American Express tarafından, Dünya çapında 3.000 yolcuyla yapılan anketten çıkan sonuçlar oldukça çarpıcı. Ankete katılanların yüzde 87’si gelecekte planlanmış bir seyahat yapmayı dört gözle beklediklerini söylerken; yüzde 63’ü uzun vadeli seyahatleri planlaması yapmanın kendilerini heyecanlı hissettirdiğini söyledi. Yüzde 53’ü ise uzun vadeli seyahat planlarının umutlu ve mutlu hissettirdiğini söyledi.
American Express Küresel Seyahat ve Yaşam Tarzı Hizmetleri Başkanı Audrey Hendley, “Seyahat deneyimlerinin, ruhumuza iyi geldiğini biliyoruz. Bu anket sonuçlarından da gördüğümüz şey şu ki, seyahat planlama eylemi bile hem zihinsel hem de bedensel sağlığımız üzerinde olumlu bir etki yaratıyor” görüşünde.
Bir otel veya uçuş için, ‘rezervasyon yap’ seçeneğine tıklamak bile, son dönemde en çok ihtiyaç duyduğumuz şeylerden biri olan zihinsel destek sağlayabiliyor. AmEx’in verileri, tüketicilerin yüzde 56’sının gelecekte iptal etmeleri gerekse bile, bir seyahat rezervasyonu yapmaya istekli olduklarını gösteriyor.
İlgili Haber | Pasaporunuzdaki Damgalara Dikkat!
Hendley, seyahat planlama eyleminin çok önemli olduğunu, seyahat planlarını değiştirmeleri gerekeceğini düşünseler bile insanların bunu yapmaya istekli olmalarının. pandeminin insan psikolojisi üzerindeki tahribatın en net göstergesi olduğunu düşünüyor. Havayolları, oteller ve diğer operatörlerin esnek iptal politikaları ile bu kesinlikle mümkün.
Hendley, “Her zaman bir B planına sahip olmayı öneriyor. Çünkü işler değişebilir ve genellikle başlangıçta yapılan planların revize edilmesi gerekir” diyor. Gerçekten nereye gitmek istediğini biliyorsanız bile bir alternatif belirlemekte fayda var. Çünkü işler değişirse, o zaman alternatife yönelmek çok daha akılcı olabilir.
İnsanlar ne tür seyahatler planlıyor?
Anket verilerine göre, gezginlerin çoğunluğu – yaklaşık yüzde 70’i – büyük şehirlere göre, sosyal mesafe için daha fazla alan sunması ve daha az kalabalık olması gibi gerekçelerle “ikincil şehir destinasyonlarını” ziyaret etmekle ilgileniyor. Uluslararası popüler noktalar arasında Portekiz’den Porto ve Yeni Zelanda’dan öne çıkıyor.
Kalabalıktan kaçınmak için daha küçük yerler aramaya ek olarak, ankete katılan gezginlerin yüzde 80’i, daha az kalabalık olacağı düşüncesiyle, sezon dışı bir varış noktasına seyahat etmeye istekli olduğunu söylüyor. Yani yaz sezonunda popüler olan bir şehire kışın gitmek ya da tam tersi.
Yemek ve mutfak deneyimleri, destinasyon seçiminde başka bir önemli faktör olarak karşımıza çıkıyor. AmEx tarafından düzenlenen ankete katılan gezginlerin yüzde altmış ikisi, yemek yemenin seyahatlerinde yapmak istedikleri en önemli aktivite olduğunu söylüyor. Bu, ABD’deki Miami, San Francisco, Chicago ve Houston destinasyonları ile uluslararası olarak Mexico City, Singapur ve Tokyo gibi güçlü yemekleriyle tanınan şehirlerin, AmEx platformlarında en çok rezerve edilen yerler arasında olduğu anlamına geliyor.
Hendley, “insanlar bir yerlere gitmek konusunda çok istekli ve heyecanlı. Keşfetmek istiyorlar, arkadaşları ve aileleriyle yeniden bir araya gelmek istiyorlar. Bunu kendilerini rahat hissettiklerinde yapacaklar” görüşünü paylaşıyor.