Havacılık Bülteni-254

DUBAI AIRSHOW’A BOEING DAMGA VURDU!

İlki 1989’da düzenlenen ve bu yıl 18’inci kez kapılarını açan Dubai Airshow, havacılık dünyasını Orta Doğu’da bir araya getirdi. Bu yılki fuara 95 ülkeden 1400’ün üzerinde şirket katılırken; 180’den fazla ticari, özel ve askeri uçak statik alanda sergilendi. Çok sayıda uçak, yaptığı gösteri uçuşlarıyla, fuarın katılımcılarına keyifli anlar yaşattı.

SunExpress’ten 90 Uçak Siparişi!

Fuarın ilk gününe yoğun sipariş haberleri damga vurdu. İlk gün havayollarının uçak imalatçılarına verdiği uçak siparişlerinin bedeli 74 milyar Dolar’ı buldu. Günün ve organizasyonun ilk imzası, SunExpres ile Boeing arasında atıldı. Antalya merkezli havayolu, 45’i kesin ve 45’i opsiyonlu olmak üzere 90 adet 737 MAX siparişi verdi. Kesin siparişlerin 28’i MAX-8 ve 17’si MAX-10 modeli için verildi.

Pazar talebini karşılamak ve uluslararası alanda daha geniş bir etkiye sahip olmak için büyümesini ivmelendirmeye hazırlanan SunExpress, önümüzdeki on yıl içinde filosunu iki katından fazla büyüterek 2033 yılında 150 uçaklık bir filoya ulaşmayı planlıyor. 30 ülkede 175 noktaya uçan hava yolu, 2022 yılında yaklaşık 11 milyon yolcu taşımıştı. Şirketin 2023 yılını 12 milyonun üzerine yolcu taşıyarak kapatmayı hedefliyor.

THY ile Airbus Arasında Sipariş Bilmecesi!

Fuardan bir gün önce, THY’nin üst düzey yönetiminin, uçak üreticisi Airbus ve motor üreticisi Rolls Royce tepe yönetimi ile İstanbul’da buluştuğuna dair bazı görüntülerin sosyal medya üzerinden basına yansımış ve THY’nin Dubai Airshow’da Airbus’a 345 adet uçak siparişi vereceği haberi konuşulmaya başlanmıştı. Ancak THY fuarın başladığı gün KAP’a yaptığı açıklamayla, Airbus ile görüşmelerin yapıldığını doğrulamış olsa da Dubai’de imzalar atılmadı. Yapılan görüşmenin bu şekilde basına yansımasının, THY’nin önümüzdeki günlerde Boeing ile yapacağı sipariş görüşmelerinde de güç kaybetmesine neden olabileceği iddia ediliyor.

Her Dubai Airshow’da olduğu gibi bu yıl da fuarın en büyük siparişleri ev sahibi Emirates’ten geldi. 55 adet Boeing 777-9, 35 adet Boeing 777-8 siparişi veren Emirates, daha önce verdiği 30 adet Boeing 787-9 siparişini de 35’e çıkardı. Emirates’in yan kuruluşu FlyDubai de 30 adet Boeing 787-9 siparişi vererek, tarihinde ilk kez geniş gövde uçak satın aldı.

İki uçak üreticisinin rekabetinde Dubai’nin kazananı Boeing oldu. ABD’li imalatçı, Avrupalı rakibi Airbus’tan neredeyse üç kat daha fazla sipariş almayı başardı. Sipariş rakamları 295’e 86 şeklinde gerçekleşti.

Dubai Airshow, 737 MAX için yeni bir dönüm noktası olurken; Pratt & Whitney’in GTF motoruyla ilgili sorunlar ve üretimdeki gecikmeler Airbus’ın dar gövde pazarındaki hakimiyetine büyük darbe vurdu. A320neo ailesi uçakları, fuarda tek bir sipariş alamadı.

Boeing’in henüz piyasaya süremediği 777X için fuarda oluşan ilgi, yüksek kapasiteli uçaklara olan talebin devam ettiği ve Boeing’in birikmiş sipariş yükünün daha da artabileceği şeklinde yorumlandı.

Fuarın belki de en ilginç detaylarından biri Etiyopya Havayolları’nın 21 adet Boeing 737 MAX siparişi vermesi oldu. Addis Ababa merkezli havayolu, Mart 2019’da Boeing 737 MAX kazası yaşamış ve bu kazanın ardından tüm dünyada 737 MAX uçakları 20 ay süreyle yere indirilmişti. Havayolu ve Boeing arasında da büyük bir hukuki mücadele başlamıştı.

HİTİT AMSTERDAM OFİSİNİ AÇTI!

1994’te iki kadın girişimcinin Türkiye’de kurduğu Hitit, kısa sayılabilecek sürede kendi alanında dünya sıralamasında ilk üçe girmeyi başardı. Havayolu teknolojileri sektörünün öncü şirketlerinden biri haline gelen Hitit, Avrupa pazarındaki büyüme hedefleri doğrultusunda Amsterdam’da yeni bir ofis açarak Avrupa ve Amerika kıtalarını daha yakından takip etme yolunda. Hitit’in hedefi, Amsterdam’dan Avrupa’ya yayılmak.

Şu anda birlikte çalıştıkları şirketlerin yüzde 31’i Avrupa kıtasında olan Hitit’in güncel cirosunun yüzde 41’i de Avrupa’dan geliyor. Hollanda Ofisi’nin faaliyete geçmesinin ardından bu oranın artmasını bekleniyor.

Pandemi sonrasında hızlı bir büyüme trendi yakalayan Hitit, şu anda 409 Türk mühendisi ile geliştirdiği teknoloji ve yazılımları, 6 kıtada 47 ülkede 68 şirkete ihraç ediyor. Hitit’in Kalkış Kontrol Sistemleri dünya genelinde 84 ülkenin sınır ve gümrük sistemleriyle entegre olarak, 700’ün üzerinde havalimanında kullanılıyor. Geçtiğimiz yıl, havayolu ve seyahat şirketlerinin Hitit altyapısı üzerinden gerçekleştirdiği satış hacmi 4,5 milyar doları buldu. Hitit’in geliştirdiği, %100 Türk teknolojisi ve yazılımları sayesinde, her yıl milyonlarca insan, şehirler, ülkeler ve kıtalararası yolculuklarını sorunsuz tamamlıyor.

Hitit’in büyümesinin temel dinamiği sunduğu uçtan uca çözümler. “One-stop-shop” olarak bilinen tek noktadan tüm hizmetlerin verilebildiği konseptte öncü olan şirket, rezervasyondan biletlemeye, kalkış kontrol sisteminden mobil uygulamaya, envanter dağılımından tarife ve ekip planlamaya, operasyon kontrolünden gelir ve gider muhasebesine kadar geniş bir yelpazede hizmet sunarak havayollarının tüm ihtiyaçlarını karşılayabilen benzersiz bir çözüm portföyüne sahip. Ayrıca, sadece havayolları için değil, aynı zamanda hava kargo firmaları, yer hizmeti şirketleri ve online seyahat acenteleri için de kullanılabilen çözümler geliştirerek, havacılık sektörünü yazılım çözümleri ile bir bütün olarak kapsıyor.

Hitit’in bundan sonraki hedeflerini İş Geliştirme Direktörü ve Hollanda Ülke Müdürü Aras Kubilay’a sorduk. Kubilay, ‘Havayolu perakendeciliği ve dijital dönüşüm alanında önemli adımlar atan şirket, yapay zeka aracılığıyla, dinamik fiyatlandırma, kişisel teklifler üretilmesi alanlarında; hava durumu veya önceki uçak hareketlerine bakarak hava muhalefeti durumlarını önceden kestiren yazılımlar üzerinde çalıştıklarını’ söyledi.

Öte yandan Hitit, hafta içinde Amsterdam’da gerçekleşen IATA Wings of Change Europe (WoCE) Konferansı’nın da platin sponsoruydu. Havacılık sektörünün önde gelen liderleri ve uzmanlarını bir araya getirerek, hava taşımacılığının önemli sorunlarını ele alan ve Avrupa bölgesinde ekonomik ve sosyal kalkınmanın önemli bir itici gücü olarak kullanma yollarını tartışan bir platform olan Wings of Change, bu yıl özellikle havacılığın çevresel ve finansal sürdürülebilirliğini artırma ve mevcut zorlukların üstesinden gelme ihtiyacına odaklandı.

Konferans kapsamında bir konuşma yapan Kubilay, hem şirketin genişleme stratejilerini hem de havacılık sektöründeki en son gelişmeleri paylaştı. Avrupa’da daha fazla varlık gösterme kararı alarak Amsterdam’da ofis açma kararının, Hitit’in küresel genişleme stratejisinin bir parçası olduğunu aktardı.

BOEING 787 DREAMLINER İLK KEZ ANTARKTİKA’YA UÇTU!

Norveçli havayolu Norse Atlantic, Boeing 787 Dreamliner ile Antarktika Kıtası’na uçan ilk havayolu oldu. Böylece 787, gezegenimizdeki tüm kıtalara uçuş yapan uçak modelleri arasına katıldı.

15 Kasım’da gerçekleşen uçuş için Norse Atlantic Havayolları filosundaki Boeing 787 Dreamliner, Oslo’dan kalkış yaptı. Güney Afrika’nın Cape Town Şehri’nde kısa bir duraklama yapan uçak, Antarktika’daki Queen Maud Land’deki Troll Havalimanı’na ulaştı.

Norveç Polar Enstitüsü ve İskandinavya’nın en büyük broker şirketi Aircontact tarafından kiralanan uçakta, Antarktika’daki araştırma istasyonlarına giden Norveç Polar Enstitüsü’nde görevli ve diğer ülkelerden bilim insanlarının da aralarında bulunduğu 45 yolcu yer aldı.

787 Dreamliner bu yolcuların yanı sıra, üç kargo kompartmanındaki 150 metreküplük geniş kargo kapasitesinin mümkün kıldığı 12 tonluk temel araştırma ekipmanlarını da buzlu kıtaya taşıdı.

Uçağın Troll Havaalanı’na varışı, bir Boeing 787’nin Antarktika’ya ilk inişi oldu. Ayrıca bu uçuş, Norse Atlantic Havayolları’nın Antarktika’ya ilk uçuşu ve Antarktika’ya charter sefer yapan şimdiye kadarki en büyük uçak olarak da kayıtlara geçti.

Dreamliner gibi modern, yakıt tasarruflu uçakların kullanılması, Antarktika’ya yapılan uçuş operasyonlarının çevresel etkisinin azaltılmasına yardımcı oluyor. Öte yandan 787 Dreamliner’ın Troll Havaalanı’na inmesi, lojistik için yeni olanaklar ortaya çıkardı. Norveç’in Antarktika’daki araştırmalarını güçlendirdi.

Sıkıştırılmış buz ve kardan oluşan 3.000 metrelik mavi buz pistine sahip bu havaalanı, Antarktika’nın, dünyanın geri kalanına açılan kapılarından biri. Norveç, Belçika, Finlandiya, Almanya, Hindistan, Japonya, Hollanda, Rusya, Güney Afrika, İsveç ve Birleşik Krallık’tan oluşan 11 ülkenin katıldığı bir girişim olan Dronning Maud Kara Hava Ağı Projesi (DROMLAN) için bir üs görevi gören havaalanı, kıtanın kalan kısmı için bir lojistik merkez durumunda.

Troll Havaalanı, ikonik DC-3 uçağının büyük ölçüde değiştirilmiş bir versiyonu olan kayakla donatılmış Basler BT-67 uçağının hizmet verdiği daha küçük üsler için bir ana dağıtım noktası işlevi görüyor.

Norveç Polar Enstitüsü, 787 Dreamliner’ın şimdiye kadar kıtaya inen en büyük uçak olduğunu iddia ediyor olsa da charter havayolu HiFly, 2021’de Airbus A340-300 uçaklarından birini buzlu kıtaya uçurmuştu. Bu uçak, 787-9’dan biraz daha uzun ve daha yüksek MTOW’ye (maksimum kalkış ağırlığı) sahip bir uçaktı. Antarktika’nın buzlu pistlerine uçakların nasıl indiği ve buzlu kıtaya yapılan zorlu uçuşların tüm detaylarını daha önce farklı bir videomuzda detaylı şekilde incelemiştik.

JOBY AVIATION’UN eVTOL’Ü İLK UÇUŞUNU YAPTI!

Joby Aviation, gelecekte ticari yolcu uçuşu hizmetlerinde kullanılmak üzere elektrikli, dikey kalkış ve iniş (eVTOL) yapabilen uçak geliştirme yarışında öne çıkan birkaç şirketten biri. Joby Aviation tarafından geliştirilen eVTOL, New York City’de başarılı bir gösteri uçuşu gerçekleştirdi. Bu uçuş, şehirdeki ilk elektrikli hava taksi uçuşu olarak kayıtlara geçti. Joby Aviation uçağının da ilk kez kentsel ortamda yaptığı uçuş oldu.

ABD’nin New York Şehri’ndeki Manhattan Bölgesi’nde bulunan ikonik Downtown Heliport’tan gerçekleştirilen bu tarihi uçuşu, aralarında New York Belediye Başkanı Eric Adams’ın da bulunduğu davetliler takip etti.

New York Belediye Başkanı Adams, şehrin helikopter pistini elektrikli hale getirme niyetini de ilk kez bu etkinlikte duyurdu. New York’un temiz, sessiz uçuşu benimsemede küresel lider olması fikrinin temellerini attı. Joby’nin Manhattan’da yaptığı gösteri uçuşu öncesi, New Jersey’deki HHI Heliport’ta birkaç gün boyunca uçuşa hazırlık yapıldı.

Joby’nin geliştirdiği eVTOL, mevcut helikopterlere kıyasla çok daha düşük bir akustik ayak izine sahip olacak şekilde tasarlandı. Bu da onun New York City gibi yoğun nüfuslu bölgelerde, şehrin fon gürültüsünü artırmadan operasyon yapabilmesine olanak tanıyor.

2017’de test uçuş programına başlayan Joby’nin eVTOL’ü, tam ölçekli prototipiyle 30.000 milden fazla uçtu. Şirket, kısa süre önce Kaliforniya’nın Marina Şehri’ndeki Pilot Üretim Tesisi’nden ilk uçağın çıkışını kutladı ve ilk elektrikli hava aracını ABD Hava Kuvvetleri’ne operasyonel testlerini gerçekleştirmek üzere teslim etti. Joby, eVTOL ile ticari yolcu hizmetini 2025 yılında başlatmayı planlıyor.

Joby’nin hedefi helikopter gürültüsünün etkisini önemli ölçüde azaltırken; sessiz, emisyonsuz uçuşları, New Yorklular için uygun fiyatlı, günlük bir gerçeklik haline getirmek. Joby Aviation, pilotlu, dört yolcu kapasiteli, sıfır emisyonlu elektrikli uçaklarını kullanarak hızlı, sessiz yolculuklar sunmayı planlıyor.

Joby, daha önce, Federal Havacılık İdaresi’nden (FAA) sertifika aldıktan sonra; ABD’nin üç dev havayolundan biri olan Delta Air Lines ile kurduğu ticari ortaklık aracılığıyla, New York’un ilk lansman pazarlarından biri olmasını hedeflediğini duyurmuştu.

Joby’nin eVTOL’ü, hhızlı, arka arkaya uçuşlar için optimize edildi. Tek şarjla 160 kilometreye kadar uçabiliyor. Bu da bugün New York City’nin beş farklı bölgesindeki tüm seyahatlerin %99’unu kapsıyor. Manhattan’dan John F. Kennedy Uluslararası Havalimanı’na (JFK) yolculuk, arabayla bir saatten fazla sürebilirken; Joby bu yolculuğun uçakla sadece yedi dakika sürmesini hedefliyor.

Joby’nin geliştirdiği eVTOL’e 7 milyar Dolar’ın üzerinde yatırım yapan ABD’li havayolu Delta’nın amacı, New York ve çevresindeki müşterilerinin uçuş deneyimini geliştirmek. Bu kapsamda JFK ve LaGuardia Havalimanı’ndaki (LGA) altyapı geliştirme çalışmaları da dahil olmak üzere ilk operasyon için tüm hazırlıklar büyük bir hızla sürüyor. Delta’nın nihai hedefi, Joby uçaklarıyla New York’a getirdiği yolcularını şehir içinde istedikleri yere taşımak ve New York’tan uçacak yolcuların da şehirden havalimanlarına getirilmesini sağlamak.

KAPASİTE KISITLAMASI KARARINDA SCHIPHOL GERİ ADIM ATTI!

Hollanda hükümeti, ABD ve Avrupalı yetkililerin tepkisinin ardından, 2024 yazında Amsterdam Schiphol Havalimanı’nda (AMS) kapasite kesintisi uygulama planından vazgeçti.

Hollanda’nın, ülkenin en önemli havalimanı ve Avrupa’nın en yoğun merkezlerinden biri olan Schiphol’a gidiş-dönüş uçuş sayısını, önümüzdeki yaz sezonu için sınırlama planı, öncelikli olarak gürültü ve hava kirliliğini azaltma amacını taşıyordu.

Yaz sezonu boyunca, havalimanında uçuş sayısının 450.000 civarında iniş-kalkış ile sınırlandırılması hem çevreciler hem de yerel halk tarafından memnuniyetle karşılanmıştı. Bu kararın alınmasının, karbondioksit ve nitrojen emisyonlarının yanı sıra gürültü kirliliğini azaltmak için gerekli olduğu savunuluyordu. Önerilen sınır, havalimanına 2019’da yapılan iniş kalkış sayısının %10 azalması anlamına geliyordu. Havalimanı yönetimi de hükümet tarafından alınan kararı “acı bir reçete” olarak nitelendirmişti.

Kapasite azaltma kararının rafa kaldırılması, bu durumdan olumsuz etkilenecek birçok havayolu da dahil olmak üzere, sektördeki pek çok paydaş için kesin bir zafer olarak yorumlanıyor.

Aralarında Air France-KLM, Delta Air Lines ve JetBlue’nun da bulunduğu operatörlerin tamamı bu sınırlamaya karşı çıkmıştı. JetBlue, ABD Ulaştırma Bakanlığı’na (DOT) resmi bir şikayette bulunarak, ABD yetkililerinin bu karara misilleme olarak, Hollanda’nın ulusal havayolu KLM’nin de New York JFK Havalimanı’nı kullanmasını yasaklaması gerektiğini öne sürmüştü.

JetBlue, Schiphol Havalimanı’nın en yeni misafirlerinden biri. Havayolu, Amsterdam’dan New York’a (JFK) ve Boston’a (BOS) bu yılın başlarında uçmaya başladı.

Amsterdam’da alınan kapasite azaltma kararının bir sonucu olarak, 3 Kasım 2023’te ABD hükümeti, Hollandalıların planı uygulaması halinde misilleme tehdidinde bulundu. ABD Ulaştırma Bakanlığı, öneriyi “mantıksız” olarak nitelendirdi ve bunun ABD ile AB arasındaki Hava Taşımacılığı (Açık Semalar) Anlaşması’nı ihlal ettiğini ekledi.

Altyapı Bakanı Mark Harbers, Hollanda parlamentosuna yazdığı bir mektupta, Kabinenin hâlâ Schiphol ile çevresi arasındaki dengeyi yeniden tesis etmeye kararlı olduğunu vurguladı. Harbers, bu konuda kararlılık vurgusu yapsa da ülkede kısa süre içinde ulusal seçimler yapılacak. Seçim sürecinin ardından, bu kararın yeniden ele alınıp alınmayacağı şu an için belirsiz.

Eylül 2023 itibariyle Amsterdam Schiphol Havalimanı, haftada gerçekleşen ortalama 4.563 yolcu uçuşu ile Avrupa’nın en yoğun üçüncü havalimanı durumundaydı.

adbanner